Barış sürecine karşı olan ülkeler
HAK-PAR Genel Başkanı Kemal Burkay, çözüm sürecinin karşısında olan
ülkeleri açıkladı: İran, Suriye, Irak ve İsrail...
30.04.2013
Gazeteci-yazar Aslan Değirmenci’nin Kanal 5’de
hazırlayıp sunduğu ‘Son Gündem’ programına katılan HAK-PAR Genel Başkanı Kemal
Burkay, çözüm sürecinin karşısında olan ülkeleri açıkladı: İran, Suriye, Irak
ve İsrail…
Kanal 5 ekranlarında canlı olarak yayınlanan Gazeteci Yazar Aslan Değirmenci’nin hazırlayıp sunduğu ‘Son Gündem’ programının bu haftaki konukları HAK-PAR Genel Başkanı Kemal Burkay ile CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer oldu.
Kanal 5 ekranlarında canlı olarak yayınlanan Gazeteci Yazar Aslan Değirmenci’nin hazırlayıp sunduğu ‘Son Gündem’ programının bu haftaki konukları HAK-PAR Genel Başkanı Kemal Burkay ile CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer oldu.
PKK’nın çekilme kararını canlı yayında değerlendiren
Kemal Burkay, “Şuanda silahların sınır dışına çekilmesi sürecini yaşıyoruz.
Şimdi fikirleri konuşma zamanıdır. Silahların susması süreci olumlu etkiledi.
Tabiki silahlar bırakılarak çıkılsa daha iyi olurdu ama bu bir süreç sonuçta”
dedi.
Çözüm sürecine başta İran’ın karşı olduğunu öne süren
Burkay, “Bölgede karmaşık bir yapı var. İran Suriye’deki yönetimin değişmesini
istemiyor. Biz muhalefetin yanında durduğumuz için İran ile ilişkiler de
sıkıntı var. Bu barış sürecini desteklemediğini çok açık söylemek mümkün. Irak
var. Maliki… Maliki’de süreçten rahatsız. Bölgede İran, Suriye ve Irak birlikte
hareket ediyorlar. Bir de İsrail faktörü var. İsrail’in de sürece destek
vermediği ortada. Biz barış için çalışırken içeride direnen kişiler olduğu gibi
dışarıda da bulunuyor. Bunlarla da mücadele etmek zorundayız. Ama sağduyuyu
elden bırakmadan” dedi.
SORUN PKK’DAN İBARET
DEĞİL
Silahlarla sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan Burkay,
“Burada barıştan ne anladığımız önemli. PKK’nın silahları bırakması barış
olarak değerlendirilirse bu sınırlı kalır. Kürt sorunun asıl noktaları ile
çözülmesi için çalışılmalı. Bundan sonraki süreç, siyasi ve toplumsal barış ile
devam etmeli. Silahlardan çözüm bekleyenler bu yolun doğru olmadığını gördüler.
Herkes için barış farz oldu. Onlarda zorla şiddetle, baskı ile çözüm
olmayacağını fark ettiler. Şimdi diyalog ile sorunlarımızı çözme zamanı” diye
konuştu.
ÇÖZÜM UZUN SOLUK GERKTİRİYOR
Büyük toplumsal olaylarda çözüm olması için uzun zaman
dilimi gerektiğini belirten Burkay, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Toplumsal
sorunlara uzun soluklu bakmak gerekiyor. Bu sorunları aşmış ülkeler uzun zaman
diliminde mücadele verdiler. Bu bizim içinde geçerli. Kürtler de Türklerde
terörden yoruldu. Artık herkes sorunun çözülmesini istiyor. Demokratikleşme
adımları atılırken, silahların bir kenara atılması önemli bir nokta. Terörle
mücadele kanunu değişmeli, ifade özgürlüğünün önü açılmalı, siyasi partiler
kanunu yeniden yapılmalı. Bunlara benzer birçok şey var. Bu adımlar atılırsa
süreç daha sağlıklı yürür.”
YENİ ANAYASAYA ÖNEMLİ
Sorunun çözümünde yeni anayasanın da kilit nokta
oynadığını vurgulayan Burkay, “Çözümü gerçekten istiyorsak öncelikle yeni
anayasa yapılmalı. Bütün etnik kesimleri kapsayan vatandaşlık tanımı yapılmalı.
Âdem-i merkeziyetçilik, yani yerinden yönetimler güçlendirilmeli. Bu üç adım
atılırsa süreç daha güçlü ilerler” şeklinde konuştu.
ELEŞTİRİ ÇOK ÖNERİ YOK
Partilerin uzlaşmaya yaklaşmamalarını eleştiren
Burkay, “Herkes bir eleştiri getiriyor, ancak kendilerinin bir önerisi
bulunmuyor. Bu durum böyle devam ederse bu işin parlamentoda anlaşması zor
görünüyor. Bu noktada AK Parti İle BDP anlaşırsa referandum yolu açılır. Bu
yapılabilir. Keşke tüm partiler uzlaşma sağlasa da bu anayasa’dan biran önce
kurtulsak” diye konuştu.
NORMALLEŞME YAŞANMALI
Bu noktadan sonra demokratikleşme adımlarının atılması
gerektiğini belirten Değer, ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kalması ve
normalleşme sürecinin ilerlemesi gerektiğini söyledi. Değer, “Çözüm silahla
değil, düşüncelerle devam edecek” dedi.
SÜREÇ EKSİK KALIR
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer ise
sürece destek verdiğini akan kanın durması için riskler alınması gerektiğini
vurguladı. Değer, “Ortada iki sorun var. Birincisi PKK sorunu diğeri Kürt
sorunu. PKK sorunu çözüp diğer yandan Kürt sorunun çözümüne yönelik adım
atmazsanız süreç eksik kalır” şeklinde konuştu. Silahların bırakılmasının çözüm
sürecine yeni nefes aldırdığını belirten Değer, “Toplum üzerinde İmralı’nın
etkin olduğu görünüyor. İmralı’dan gelen mesaj ile sürecin hangi noktada
ilerleyeceği anlaşıldı. Toplumda bunu pozitif karşıladı. Herkes çözüme
endekslendi. AK Parti’nin etkili bir irade ortaya koymuş olması da sürecin
başarılı olması için önemli nokta” dedi.
ŞİDDET SORUNLAR
DOĞURUYOR
Şiddet ortamının olduğu yerde birçok toplumsal sorunun
olduğunun altını çizen Değer, “Terörün ortaya çıkmasından itibaren bölgede bir
yoksulluk baş gösterdi. Devlet terörle mücadeleye yaptığı maddi harcamalar
oldu. Ama halk yalnız kaldı. Gerekli olan yatırımlar terör nedeniyle yapılmadı.
Bu da sorunun daha alevlenmesine neden oldu. Devlet son dönemde bunun farkına
vardı. Ve günümüzdeki noktaya geldik” şeklinde konuştu.
KARANLIK YIL 1993
1993 yılının Türkiye tarihinde önemli olaylara neden
olduğunu söyleyen Değer, “Turgut Özal, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis bu dönemde
öldü. Ayrıca Sivas olayları, 33 şehit olayları bu dönemde yaşandı. Bölgede ise
koruculuk siteminin temeli atıldı. Bu dönemin üzerine ciddi şekilde gidilmesi
gerekiyor. Birçok karanlık olaylar var. Bu dönemde bölgenin en kanlı yılları
yaşandı. O zaman bu süreç mutlaka mercek altına alınmalı. Hatta bu süreç için
TBMM’de komisyon kurulmalı. Benzer olayların yeniden yaşanmaması için o
karanlık dönemin mutlaka aydınlığa kavuşturulması gerekiyor” dedi.
TABANDAN DESTEK VAR
CHP’nin tabanın barış sürecine destek verdiğini
vurgulayan Değer ise, “CHP 1989 yılından 2003’e kadar Kürt sorunun çözümü için
önemli mücadeleler verdi. Tabandan sürece büyük bir destek var. Bu sorunun
çözülmesi isteniyor. CHP’nin büyük bölümü destek veriyor. Ancak her nedense bu
pek uygulamaya yansımıyor” diye konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder