CHP ESKİ DİYARBAKIR
MİLLETVEKİLİ MESUT DEĞER’İN SON DÖNEME AİİT
BASIN
AÇIKLAMASI
İMRALI
SÜRECİ
Kürt Sorunun çözümüne yönelik
adımlar atılacağı ve çözümü yönünde kararlılıkla gidileceğinden bu sorunun
kardeşlik havasında bitmesi için bu sürece katkı ve herkesin konuşmaması
yönünde telkinler vardır
Bu doğru bir yaklaşım ancak. Sorunun çözümüne yönelik
katkı mahiyette elbette görüş bildirilmeli ve yapılabilecek hataların üzerinde
de durulması gerekir ki çözüme varalım.
Bu süreç önemlidir.
İmralı görüşmelerinde 2 tutanak
açıklandı bunların açıklanması doğrumu? Hayır değil di? Ortalık toz duman oldu
ve sorunun çözümüne katkı yerine zihin bulanıklığı yaratıldı.
İlk önce İmralı görüşmesinin hemen arkasından
Kanal A Genel Yayın Yönetmeni
Sayın Alper Tan, BDP heyeti ile Abdullah Öcalan arasında neler konuşulduğunu
açıkladı.
Bunun arkasından
Diyarbakır’da uzun süre basında görev yapan ve sonra TBMM muhabiri olan Namık
DURUKAN ‘nın Milliyet gazetesinde çıkan ‘’İmralı Görüşme notları’’
Haberi yapan Namık DURUKAN
olunca BDP Milletvekili Altan TAN tarafından tutanakların verildiği çünkü Alper TAN nın açıklamasında sayın Altan TAN’A
İmralı da ağır ithamlar açıklanmıştı bu nedenle verildiği düşünülmektedir.
Tutanakları ister Altan TAN
versin ister MİT versin ister kim verirse versin görülüyor ki Hedefleri bu
sürecin çözümünün Raylarından çıkmasına yöneliktir.
Sayın Başbakan Tutanaklar için
il il gezip toplumsal ayrışmanın önüne geçmesi ile birlikte AKP’yi korumak için
enerjisin tüketmekten ziyade bu enerjisini konunun çözümüne harcamalıdır.
Bu tartışmalar bir yana
Sürece doğru adımlarla gidilmelidir.
Her iki açıklanan İmralı
notlarında ortaya çıkan ‘’ Devlet Abdullah ÖCALAN ‘la anlaşmış durumda’’
Bu Anlaşmanın hangi konularda
olduğuna bakalım…
*PKK’nın çekilmesi ve
silahsızlandırılması
*Avrupa’da ve Kandil’de PKK’nın mali. Askeri ve sayısal
verilerin belirlenmesi
*Yeni Anayasa ve Başkanlık
sistemi
*Kürtlerin kendi kaderlerini
tayin etmesi
*Özgürlüğün önündeki
engellerin kaldırılması
*Komisyonların kurulması
Hassas olan bu Sürece engel olmamak
için bazı konularda ve açıklanan İmralı notlarına eleştiri ve yorum
yapmayacağım. Sorunun çözümüne katkı mahiyette Ancak bir iki nokta üzerinde durmadan
geçemeyeceğim.
KÜRT SORUNU ile PKK günümüzde
iç içe girmiş ve kenetlenmiş olarak görülmektedir.
Kürt Sorunu ile birlikte PKK
sorununda aynı anda çözülmesi gerekir. Ve her iki sorununda çözülmesi gerekir Kürt Sorunu çözülmesi
PKK’nın sorunun çözülmemesi veya PKK’nın çözülmesi Kürt Sorunun çözülmemesi doğru bir yaklaşım
değildir.
PKK için atılacak adımlarda
*örgütün silah bırakması ve
geri çekilmesi Kandilin boşaltılması
Türkiye’ye dönüş ve topluma kazandırma ve birlikte toplumların yaşamak evrelerini ayrı ayrı hesaplaması
gerekir.
*PKK’nın Türkiye’den geri
çekilme safhasında örgütü izlemek ve herhangi bir provokasyon olmaması
için TBMM den oluşacak heyetin
oluşumunda sıkıntılar yaşanmaması için Komisyonun Tartışmadan uzak rahat çalışabilmesi için
Sayın Cumhurbaşkanımızın devrede olması gerekir.
*PKK’nın
silahsızlandırılmasını Terör örgütünün
Siyasallaşması şeklinde yorum ve değerlendirilme yapılmamalıdır.
*Mahmur kampının boşaltılması
sonrası Kürtlerin Türkiye’de yerleşimi
için ve sosyal ihtiyaçların tamamının karşılanması için ayrı özel bir bütçe hazırlanmalıdır. Bu Bütçede 2013 Bütçe Kanunumuza ek madde olarak TBMM de
kabul edilmelidir.
*TBMM de Komisyon kurulması
zor görülmektedir. Bu nedenle özel bir kanun çıkartılarak ve yetkilendirilerek
yeni bir isim altında oluşacak görevlilerin sürecin her aşamasını
yürütebilmelidir. Gerek izleme ve gerek
müdahale etme kanunen hakkı olması gereklidir.
*Her şey önümüzdeki süreçte
konuşulması tartışılması çeşitli spekülasyonlara gebe olacağından Kanun ile
kurulmuş ve görevlendirilmiş kurumunda Sayın Başbakan ve Hükümetin altında
görev yapmaları gerekir. Söz konusu kurumun TBMM deki siyasi partilerin
temsilcilerinden olmalıdır Kurum sivil olmalıdır. Hukuken, İdari yönden
yetkilendirilmeli.
*TBMM günlük çalışmasını
sürdürmelidir. Ve gerekecek önemli adımlarda TBMM devreye girmelidir.
*PKK’nın silah bırakması nasıl ve ne şekilde
yapılacak. Ve taleplerin karşılanması ve Türkiye’ye ikna edecek konuların
ayrıntısına kadar hesaplanmalıdır.
Zira ilerde İnşallah bir
anlaşmasızdık olmazda çözüme gidilsin zira bir anlaşmasızdık tüm çabaların
boşa çıkmasıdır. Emeğin heba olmasıdır ve bedelinin de siyaseten ağır olduğunu
bilmek gerekir. Biz % 50 oy aldık ben bilirim dememek gerekir.
KÜRT SORUNU
Öncelikle Kürt sorunu
yoktur Kürt Vatandaşın sorunu vardır
söyleminden vazgeçilmeli. Bugün geçici olarak
çözüm sağlandı görülse de Kürt Sorun yumağı önümüzde durmaktadır.
*Kürt Vatandaşın Sorunu:
Bireyseldir. Bireysel olarak Kürt vatandaşın bireysel olarak sorunu ise Her
vatandaşın hakkı gibi İnsan Hakları Evrensel Değerlerdir. Seyahat etme.
eğitim. İş basın sosyal vs hakların tamamıdır.
Bu sorun neyle çözülür Kanun
ile çözülür.
Örnek olarak Kürt baba veya
anne çocuğunun Kürtçe eğitim talebi bireysel taleptir. Ve bu talep seçmeli ders
olarak değerlendirilir.
*Kürt Sorunu : bireysel
değildir. Kürtlerin tamamını kapsar Demokratikleşmede ana şemsiye olarak ele
alınır. Ve her hak Kürtlerin tamamını kapsar
Kürt Sorunu kanun ile
çözülmez. Anayasa ile çözülür.
Örnek eğitim demiştik. Burada
eğitim seçmeli ders olarak değil de
Anayasada yer aldığında Kürtlerin
tamamına uygulanmasıdır.
*Diğer en önemli kavram ise
KİMLİKTİR.
Kimlik bir insanın adıdır.
Şerefidir ve namusudur.
Kimlik insan hakları evrensel
beyannamesinin de esaslı unsurudur.
İKNA PROGRAMI
*En önemli konulardan biride
Türkiye’de yaşayan 75 milyon yurttaşımıza atılacak adımlar öncesi ve
sonrası toplumu yeniden ikna edecek bir
program hazırlanmalıdır.
*Her şeyden önce bu mesele,
ne kadar siyasi ve siyasal talepler adına olursa olsun insani bir bakış açısını genişletmemiz lazım.
*Burada hükümete ciddi roller
düşmektedir. Meseleyi siyasal karşıtlıklar üstünden tek başına değerlendirirse
sorun çıkmaza girer. Hükümet bu soruna siyaset dışı bir yaklaşımında içinde
olması gerekir.
*Türklerinde Kürtlerinde ve
herkesin bu çatı altında birlikte yaşamanın koşulları anlatılmalı ve ikna
edilmelidir.
*Türkiye’nin kaynakları heba
edilmemelidir.
*Milyarlarca dolar kaybımız
olmamalıdır.
*Tek vatandaşımız
ölmemelidir.
*Herkes Türkiye’nin asli
unsurudur.
*Türkiye’nin tapusu 75 milyon
vatandaşımıza aittir. Ve Türkiye’nin tapusu da 75 milyon insanın cebindedir
güveni sağlanmalıdır.
*Ölümlerin önünün kesilmesi
için ve toplumda ciddi yaralar açılmaması için HİÇ BİR İNSANIN HAYATI BİZİM
HAYATIMIZDAN DAHA AZ DEĞERLİ OLAMAZ sloganımız olmalıdır.
*Türkiye’de bu sorundan
dolayı insanların ölmemesi için yapılması gerekenleri yapmalıyız.
*Bugünlerde zayıflamış olan
toplumların bir arada yaşama istemlerini yeniden güçlendirmemiz gerekir.
*Sorunları ülke bütünlüğü
içinde çözüm bulabilmek için öncelikle insanların umutsuzluklarını ve çözüm
bulunabileceğine olan inançsızlıkların ortadan kaldırılması gerektiğini,
*AKP-BDP dışında Toplumun
geniş kesimlerini temsil eden çözüm üretecek ve sunacak yaklaşımların
gerektiğini,
*Sorunu ortaya atmak değil.
Sorunu ortaya koymak ve özgürce tartışılması gerektiğini,
*Toplumun içinde farklı
seslere tahammülün azaldığını farklı seslere sahip olanları yıldırmaya yönelik
politikaların egemen olduğunu ve bu baskıların kaldırılması gerektiğini,
*Toplumun birlikte
yaşamalarını güçlendirecek Barış ve Kardeşliği güçlendirecek projeler ve
söylemler ortaya konulmalı, Geçmişin yaraları hızla sarılmalı ve 75 milyon
insanımız kaynaşmalıdır.
KÜRTLER
Kürtler Irak. Suriye ve
Irandaki Kürtler arasında benzerlik olduğu kadar farklılıkta vardır.
Biz bu farklılıklar üzerinde
duralım.
Bu bölgedeki yaşayan Kürtlere
baktığımızda Iran da Kürtler bir bölgede Suriye ve Irak’ta ise kuzeyde belirli
bölgede bir arada yaşamaktadırlar.
Bir arada aynı yer ve aynı
topraklarda yaşayan Kürtler iç içe yaşadıkları gibi Iran: Suriye ve Iraktaki
Kürtler diğer bölgede yaşayan halklar
yani Şiiler Araplar vs halk Kürtlerin yaşadığı yerlerde yaşamamaktadır. Ne iş
ne görev ne ticaret ve herhangi bir konuda diyelim Araplar Diyelim Şiiler
Kürtlerin yaşadıkları yerlerde birlikte ve bir arada yaşamamaktadırlar.
Zorunluluklar dışında
ilişkileri de yoktur. Kürtlerde diğer bölgelerde gerek seyahat ve gerek se
ikametgah olarak bağlantıları var denilecek yoktur. Ticari ve zorunluluk
konular dışında dostluklar ve görüşmeler pek nadirdir. En basiti kız alıp
vermek dahi nadirdir.
Kürtler kendi iç bünyesinde
ve bir arada geçmiş yılların getirdiği
şartlar ve koşullarla yaşamak zorunluluğundan olmuştur.
Türkiye’de durum çok
farklıdır.
Kürtler doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşamaktadır
ancak büyük çoğunluğu Kürtler özelikle İstanbul . İzmir. Adana ve Mersin’de
yaşamaktadırlar.
Ve özelikle 81 ilin tamamında
az veya çok Kürt nüfusu yaşamaktadır.
Kürtler her alanda ve her
konuda 81 ilimizle diyalog halindedirler.
Kız alma kız verme
gerçekleşmiş ve kısaca Kürtler 75 milyon vatandaşımızla et ile kemik olmuştur.
Kürtler aynı bölgede ve bir
arda yaşam şekilleri İran. Suriye ve Irak’taki Kürtler gibi olmadığı göz önüne
alınmalıdır
Kürtler Türkiye’ye sahip
çıkmaktadır. Kürtler 81 ili kendi illeri gibi görmektedir. Ve etnik kökene göre
ayırım yapmamaktadır.
Türkiye’nin asli unsuru
olarak sahiplenmektedir.
Orta doğudaki kan gölüne
Türkiye’nin gelmemesi için çaba sarf etmektedir.
Ülkemizi ayakta tutan
Kardeşliktir. Örf ve adetlerimizdir. Kan bağımızdır. Toprağımıza Sahiplenmedir.
Ve İslamiyet’tir.
AKP
İktidara düşen unsurlar ise.
*Toplumsal barış için dil
önemlidir. Ve Dil ayrıştırmaya sebebiyet vermemelidir.
*AKP bu süreçte ve her alanda
Açıklık. Katılımcılık. Şeffaflık. Tutarlılık.Hesap verebilirlik durumunda
olmalıdır.
*Yargı. Basın ve Sivil Toplum
Kurumlarına yönelik söylemlere dikkat edilmelidir.
*Demokratikleşmeye ve
Demokrasiye ve Hukukun üstünlüğüne inanarak adımlar atılmalıdır.
*AKP şuna inanmalıdır. ‘’ HİÇ BİR İKTİDAR MUTLAK
DEĞİLDİR. HER İKTİDAR DENETİME SAHİPTİR VE DENETİM VERECEKTİR.
*Bu nedenle MİT müsteşarın tutuklanması ile Sayın Başbakan’ında tutuklanma konusu
gündeme geleceği düşüncesinden hareketle şunu söyleyelim konunun çözümü için
cesur adımların atılmasından korkulmamalıdır.
*Bu kural çerçevesinde
Unutmayalım ki denetimciler ise 75 milyon halkımızdır.
*Ayrıca Suriye politikasında
Başbakanın ilk çıkışı ‘’ ben bilirimdi ‘’ şimdi ise Başbakan politikasını geriye çekişi ve
düzeltmesi var. Bu da önemlidir. Sorunun çözümünde.
YENİ ANAYASA
Yeni Anayasa yazılım süreci
31 Mart veya 23 Nisan 2013 tür. TBMM de mutabakat sağlanmadığı takdirde yeni
Anayasa AKP ‘nin hazırladığı taslak TBMM ne gelecek
Bu süreçte CHP
milletvekilleri büyük bir direniş göstereceklerdir. Direniş gösterirken Ama
toplumun hassasiyet gösterdiği konularda direnişlerinin çizgisine dikkat
etmelidir. Toplumsal gerginlikten ve toplumsal ayrıştırmaktan uzak durmalıdır.
Bu tür söylem ve davranışlar önemlidir.
Yeni Anayasada’’ Laiklik Din’’ ‘’ Vatandaşlık Tanımı’’ ‘’ Resmi Dil.’’
‘’ kadın haklarında’’ ‘’İnsan Haklarında’’ en çok tartışmanın yaşanacağı
konulardır.
AKP ise MHP’nin desteğini
alır mı belli değil ancak AKP – BDP ile süreç birlikte olunacağı gibi gözükmekte
ve TBMM de milletvekili transferleri de gündeme gelebilir.
AKP yeni Anayasa da hangi
maddeler üzerinde durabilir.
Başkanlık sistemi Yarı
başkanlık sistemi mi?
Başka bir yetkili
Cumhurbaşkanı modeli mi?
Sayın Başbakanın sık sık
dillendirdiği ‘’Partili cumhurbaşkanı olmalıdır’’
Partili cumhurbaşkanı olmak
demek aynı zamanda partinin de Genel Başkanıdır.
AKP kurumsallaşan bir parti
değildir. Erdoğan-AKP özdeşleşmiştir. Erdoğan olmazsa AKP’nin başına kim
gelecek ve AKP dağılma süreci yaşar mı? AKP’yi bekleyen tehlikelerden bertaraf
etmek için yeni Anayasada yapılacak değişiklikler.
Yeni seçilecek
Cumhurbaşkanını Hazineyi yönetmek, Atamaları yapmak, partisinin Milletvekili listesini yapmak vs gibi
hükümler yeni Anayasa da yer alması gibi.
CHP
*CHP bu sürece yapıcı müdahil
olması ve gerekirse sorunun mecliste çözümü için ortak akıl içinde destekleyici
bir tavır almalıdır.
*CHP Kürtlerle kucaklaşmalı.
*Kürt Sorununa ilişkin
politikalarını yeni sürece göre bir değişim olmalı. Ve bu Yeni süreci doğru
analiz etmek v e doğru adımlar atılmalıdır.
*Yoksa ‘’kredi verdim’’
‘’destekliyorum’’ ‘’İmralı ve diğer ortak AKP de görüşlerini kamuoyuna
açıklasın’’ ‘’İmralı tutanakları açıklansın’’
gibi söylemlerle değil
sürecin ÇÖZÜM MÜ? ÇÖZÜMSÜZLÜK
MÜ?
ÇÖZÜM GİBİ GÖRÜNÜP, YENİ ANAYASA, REFERANDUM VE BAŞKANLIK SİSTEMİ BU SÜRECİ RAHAT AŞILMASIMI DIR ?
Ya da
Çıkmaz sokak’a doğru giden
stratejisi mi?
Yada
Kardeşlik ve Barış altında
Sorunun çözümüne yönelik gerçekten adımların atılması mıdır?
BDP
Bu süreci doğru götüren ve
kararlı yürüyen partidir. Ancak kendi iç bünyesindeki tartışmaları bir yana
bırakarak sürece endekslenmeli.
İmralı süreci ve sorunun
çözümünden sonra yeni Anayasa ile birlikte artık Türkiye’de etnik kökende
siyaset yapma dönemi bitiyor.
Bir yandan Barış süreci bir
yandan sorunun çözümü diğer yandan etnik temelde siyaset yapılmaz. Bu nedenle
BDP Türkiye partisi olmalıdır.
Demokratik Türklerle
Demokratik Kürtler bir araya gelmelidir.
Bu nedenle bir çoğununun
belki siyasi hayatı sonlanacak BDP için zor olan konuda da tarihi adımını
atmalıdır. Önemli olan barış sürecidir. Çözüm sürecidir.
Bu süreç başarısız
olunursa Kürt Hareketi bölünür.
ERGENEKON
*Telefon dinlenme eskiden de
vardı yeni dinlenme değildir. Ama HEDEF yeni oldu. Yöntem olarak CHP, Asker, Yargı, Basın, Siyasetçiler, İş
adamları ve yazarların dinlenmesi bu süreçte
yeni oldu.
*Ekonomi hakkında herkes endişeli. Ekonomi yönünde bir
tepki yok Muhalefet partilerde ekonomiye vurgu yapmıyor. Bu çerçevede AKP oy kaybetmiyor. Bunun diğer
nedeni AÇILIMDAN kaynaklanıyor. Herkes Demokrat açılıma vurgu yapıyor. Ama bu
konuda bilinmediği gibi Somut şeyler konuşulmuyor Somut olmayan şeyler
konuşuluyor.
*Ergenekon tutukluları
Terörist suçu gibi muamele görmekte de
*Ergenekon Terör mü?
Organizeli suç örgütü mü? Ne olduğu
yönünde karar verilmedi. Ergenekon
Terörist mi? Terörist değimli?
*Ergenekon davasını anlamak için terörist
örgüt mü? Sorgulanması gerekir. Bunun hayati önemi vardır.
*Bazı insanlar kötü şeyler
yapmış olabilir. Silahların yakalanması ile bunu askerlere kadar yayılması Bazı
basınında çıkan haberler üzerine diğer gazeteler de o gazetenin yaklaşımını
izlemektedir ve ona göre başlıklar atılmakta.
Adalet bakanlığı da gazetenin haberlerinden kaynaklanarak yaymaktadır.
*Mahkemeler de bunun ne
olduğuna karar veremediğinden kaynaklanıyor. Mahkeme karar vermezse dava büyür,
yaygınlaşır, tehlikeli boyuta gider. Hiçbir kanıt bulunmadan devam edecektir.
*Tıpkı : Avrupa Birliği
süreci gibi fasıllar açılıyor. Açılan fasıllardan hiç biri kapanmıyor.
PKK
*PKK bu süreçte tavrını
şiddetten yana değil de barıştan yana kaymalıdır.
*Ateşkes ve çözüm sürecinde
sorumluluk üstlenmelidir.
*Ateşkes çağrısıyla birlikte
sürece katkı
vermelidir.
vermelidir.
SONUÇ
Sorunun Ortadoğu’dan bağımsız
olmadığı gerçekliği ile KDP lideri Mesud BARZANİ ile Irak Cumhurbaşkanı Celal
TALABANİ’ nin katılımcılığı yol almayı kolaylaştıracaktır.
Sorunun ortadan kaldırılması ve açılan
yaraların ve tahribatın giderilmesi hiç de kolay olmayacaktır. Bu gün bu sorunun çözümüne adımlar atılmazsa
bunun sonucunda belirsizlikler ve çözümsüzlük duygusu egemen olur. Ve toplumsal
şiddetin artacağını göz ardı etmemeliyiz.
Çözümsüzlük devam ederse toplumsal destek
azalır. Terör ve şiddet için zemin oluşur.
Kürt
Sorunu Kürtleri ilgilendiren bir sorun olmanın çok ötesine geçmiştir.
Kürt Sorunu Türkiye’nin önünü tıkayan
çağdaşlaşma ve kalkınma yolunda ve AB sürecinde atılımların yapılmasına engel
olmakta ve toplumun yoksullaşmasına etkisi olduğunu vurgulamak isterim.
Türkiye’nin kaynaklarının heba olduğunu ve
milyarlarca dolarımızı dağlarımıza
kurşun sıkmayla heba ettik.
Yeni başlayan bu barış sürecinden
başarılı çıkmamızın zorunlu olduğunu
belirterek…
Saygılarımla 6.Mart.2013
Av. Mesut DEĞER
CHP
Eski Diyarbakır Milletvekili
E.
Genel Başkan Yardımcısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder