5 Ocak 2014 Pazar


 

 

 

 

 

     KÜRTLER’İN TARİHİ

 

 

 

 

 

 

           KÜRTLER

Kürtler Tarihsel süreç içerisinde Özgürlüğün dağlarda olduğunun bilincindeydiler.  

Ve vahşi dağlarda medeni dünyaya karşı Onurlarını, koruma ve kurtarma savaşı verme gerekliliğini kavradılar.

             Kürt bilincinde, dağlar sürekli hazırdır. Çünkü Dağlar bu bilincin bir parçası haline gelmiş. Dağların varlığı Kürt nüfusu yabancı işgaller karşı koruma işlevini görmüştür.

Kürtler;  Aşılması güç dağlarda tarihin ilk çağlarından beri bağımsız aşiretler halinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

Kürtler;  Bağımsız Aşiretlerden meydana gelen aşiret konfederasyonları şeklinde yapılandılar.

Bütün Kürt aşiretlerinin birleştikleri MED konfederasyonun M.Ö. 550 yılında dağılması sonucunda Kürt aşiretleri bağımsız yaşamlarını yeniden sürdürmeye başladılar.

Güçlü devletlerin istilası altına giren Kürtler 1400 yıl gibi uzun bir süre aşiret liderlerinin yönetiminde yaşamlarını sürdürdüler.

Kürt sosyal yapısına özgü olan Sosyo-politik yapı, başlangıcından beri aşiret olmuştur. Kürt aşiretleri, kapsamları itibari ile akrabalık bağları üzerinde kurulmuştur.

Yüzyıllar geçmesine rağmen, Kürtlere egemen imparatorlukların değişmesine karşın aşiretlerin sosoyo-politik yapısı en dayanıklı, en iyi korunmuş etnik yapısı olarak kaldı ve kendilerini korudu.

Her Kürt emirliğinin ve yerel Kürt Devletlerinin temelinde bir aşiret topluluğunun gücü yatmaktadır.

Arap yönetimi kendi iç çelişkileri sonucu bazı güçlü Kürt aşiretleri bölgelerinde aşiretlerinin adları ile yerel Kürt Devletini kurdular.

Kürt aşiretlerinin birleşmesi sonucu Kürt Emirlikleri şeklinde yapılandılar.

Osmanlı yönetimine gönüllü entegre olan Kürt emirlikler, kendilerine tanınan yarı bağımsız bir statü içinde varlıklarını sürdürüyorlardı.

Kürt emirliklerinin en önemlileri;

Baban, Sohran, Bahdinan, Bothan, Hakkari ve diğerleri idi.


KÜRTLERİN KÖKENİ

Kürt kelimesinin etimolojisi çok eskilere gitmiyor. 2 temel teori var.

*Kürtlerin kökeni merkezi DİYALA nehri ile Küçük ZAP arasında ki Dicle’nin doğu kıyısında ki yer alan bir kasaba olan GUTİUM Krallığında yaşamış Kutu halkına dayanmaktadır. (MÖ 2000) yılları

*Kürt kelimesini, URMİYE gölünün dağlık bölgesinde yaşamış olan bir halka gönderme yapan KYRTİİ ismine bağlıyor.

 

KÜRT NÜFUSU

Kürt Toprakları ve Nüfusuna dair tahminler.

TABLO 1:

ÜLKELER                   KÜRTLERİN SAYISI                            ÜLKELERİN TOPLAM NÜFÜSU

Türkiye                     12 – 15 milyon                                   56 milyon

Irak                              4 – 5 milyon                                     18 milyon

İran                              6 – 7 milyon                                     60 milyon

Suriye                           1 milyon                                          12,5 milyon

Kaynak : Sabri CİĞERLİ, 1999 yayınları

 

TABLO II:

ÜLKELER         KÜRTLERİN SAYISI         ÜLKELERİN TOPLAM NÜFÜSU  KÜRTLERİN YÜZDESİ

Türkiye           13.200.000                      60 milyon                                        % 22

Irak                    4. 400.000                     19.300.000                                      %23

İran                    6. 100.000                     61 milyon                                        %10

Suriye                 1.100.000                     13 milyon                                         %8

 

KAYNAK: MARİA T. O’SHEA, New York 2004

 

Bir başka örnek ise;

Toplam 13.899.100 kişiden 1.480.200 ‘ünün Kürt olduğunu belirten 1935 ‘teki Türkiye nüfus sayımı ve 10 yıl sonra Türkiye’de yapılan yeni nüfus sayımında ülkenin toplam nüfusu 16.590.500 iken Kürlerin nüfusu 1.362.900 (Bir önceki nüfus sayımından 117.300 kişi daha az.) olarak gösterildi.

 

KÜRT NEHİRLERİ

Dicle

Murat

Aras

Şirvan

Cagatu

 

İKLİM

 

Kürtlerin yoğun yaşadığı topraklarda Karasal iklimi hâkimdir.

 

TARIM 

Kürtlerin yaşadıkları bölgelerde Toprakların dağlık olduğundan Tarımda ise, Buğday, Arpa, pirinç, mısır, tütün ve şeker pancarı en çok ekilenlerdir.

 

HAYVANCILIK

Esas ekonomik zenginliği hayvancılığa dayanıyor.  (Koyun, keçi,İnek ve Kümes hayvanları)

 

KÜRT DİLİ VE KÜRTLERİN KÖKENİ

Tarihçilere göre,  Kürtlerin kökeni ilk çağların başlarına kadar uzanmaktadır.

   Kürt dili de birçok değişikliklere maruz kaldı. Ve Kürt dili ve lehçeleri seyyah ve oryantalistler tarafından deforme edildi.

 

Kürtçe lehçe ve ağızları

 

KÜRTÇENİN LEHÇELERİ

1.)    KURMANCİ

 

A.)   KUZEY KURMANCI

a.)    Bayazidi

b.)    Hakkari

c.)    Botani

d.)    Şemdinani

e.)    Behdinani

 

B.)   GÜNEY KURMANCI

a.)    Sorani

b.)    Mukri

c.)    Erdelani

d.)    Germiyani

2.)    GORANİ  ( DIMILİ – ZAZA )

 

A.)   GORANİ

a.)    Kakayi

b.)    Zangeneyi

c.)    Hewrami

d.)    Bajalani

e.)    Kermanşahi

 

B.)   ZAZA

a.)    Dımıli
 

3.)    LORİ

A.)   LORİ PİÇÜK

a.)    Feyli Peşkuh

b.)    Leki Piştkuh

B.)   LORİ BEZERG

a.)    Kehgule

b.)    Kelhori

c.)    Mamasini

d.)    Bextiyari

 

KÜRT BASINVE EDEBİYATI

X. Yüzyıl klasik Kürt Edebiyat tarihinin başlangıcını oluşturmaktadır.

 


KÜRTLER’DE ETNİK BİR KİMLİĞİNİN OLUŞUMU


Tarihi bakış açısından Kürt etnik kimliği yaklaşık olarak XIII. Yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıktı.

Jön Türklerin iktidarı ele geçirdiği 1908 yılına kadar Kürt siyasi kimliğinin oluşmadığı söylenebilir.

Kürt siyasi kimliğinin başlangıcında Türk siyasi kimliğine hem tepki hem onunla bir yakınlaşma olarak ortaya çıktı.


YENİÇAĞ’DA KÜRT EMİRLİKLERİNE VERİLEN ÖZGÜRLÜKLER

Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selim döneminde olmuştur. Bu dönemde Kürt emirleri kendi iradeleriyle ülkelerini Osmanlı egemenliği altına sokmuşlardır. Ve Kürt aşiret reisleri kendi bölgelerinde merkezi yönetime bağlı bağımsız birer statü kazanmışlardı.

 

 

KÜRT EMİRLİKLERİNE TANINAN ÖZGÜRLÜKLERİN GERİ ALINMASI

 

Ortaçağın son çeyreğinden beri toplumsal yaşayan Kürt Halkı yeni ve yakın çağda yaşam şekli emirlik düzeni iken bu emirlik düzeninin Kürt Halkı üstündeki etkinliği, Osmanlı devlet yönetimini ürkütmüş, geleceği için potansiyel tehlike olarak görmeye başlamıştır.

Osmanlı yönetimi, Şeyhlik ve aşiret düzeni Kürt toplumsal yaşamına sokulmuştur.

( Yani aşiretlikten Emirlik düzenine geçme ve Emirlikten aşiret düzenine geçme)


(**KAWAR Aşireti)


Kürt emirliklerinin etkisizleştirilmesinin Kürt toplumunun gelişim ve değişimi üzerinde belirgin bazı olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Bu olumsuzlukların başında emirliklerin etkisizleşmesi ile birlikte Cizre, Hakkâri, Bitlis gibi emirlik merkezindeki Üniversiteler düzeyindeki medreselerin kapatılması oldu.

Bu medreseler Kürt bilgin ve edebiyatçılar yetiştirmiş ve Kürt bilim yaşamında çok sayıda eserler bırakmışlardır.

Divanları elimizde bulunan

Meleye Cizeri, Kürt destanı ‘’Meme Alan’’ , ‘’ Mem u Zin ‘’ ve şiirler.

Osmanlı yönetiminin öne çıkarmaya çalıştığı aşiretler, Kürt toplumsal yapılanmanın ilk temelini oluşturur.

Tarihlerinin ilk çağında yaşamlarını bağımsız olarak sürdüren Kürt aşiretleri, dış saldırılar karşısında konfederasyonlarında Birleşmişlerdir.

İstilaların sonucunda yerel Kürt devletleri kuruldu. Kürt devletleri de Kürt aşiretlerini denetim altına alındılar.


TARİHTEKİ KÜRT AŞİRET KONFEDERASYONLARI

A)     Caf Konfederasyonu

B)     Kikan Aşiret Konfederasyonu

C)     Diğer Konfederasyonlar

‘’ BEND ‘’ adı altında etkinliklerini sürdürmektedirler.

 
 

HAMİDİYE ALAYLARININ KURULUŞU, AMAÇLARI VE SONUÇLARI

19. cu yüzyıl boyunca Kürt ulusal sorunu gündemden indirilmese bile, gündemden uzaklaştırılmalıydı. Bu amaçla kurulan HAMİDİYE  alayları ;

·         Bir türlü denetim altına alınamayan Kürt yerleşik ve göçebe aşiretlerinin kontrol

Edilmesi

·         Kürtleri Osmanlı hükümetinin otoritesine boyun eğdirilmesi

·         İçlerindeki Kürtleri yoğurup Türklüğe mal etmek

·         Ordu  içinde disipline etmek idi.

1891 yılının yaz mevsiminde Güney Kürt Bölgesinde Kürt Aşiretlerinin büyük çoğunluğu HAMİDİYE Alayları’na katılmayı reddetti.

51 büyük göçebe aşiretten yalnız 13’ HAMİDİYELERİ oluşturmayı kabul etti.

( ** Günümüzdeki örneği 1995’te  GKK ‘ sisteminin kurulması ve geliştirilmesi yetki artırılması GKK istemeyen tek aşiret Kawar aşireti )


Alaylara dâhil aşiretlere tanınan yetkiler ise;

..Vergiden muaf tutulmaları

..Düzenli askerlik yerine kendi bölgelerinde kalarak askerlik görevini yapmış sayılmaları

..Devletle ilişkilerinde bir sürü avantaja sahip olmaları

.. Aşiret ileri gelenlerin subay sıfatları ile maaş almaları

.. Hamidiye Alayları’nın başına geçen aşiret reisleri, hem kendi aşiretleri üzerinde hem de bölgede önemli bir gücün sahibi oldular. Ve Güney Kürt bölgesindeki aşiretler o denli ayrı ve etkinlik kazandılar ki adeta ‘’ Devlet içinde Devlet oldular’’

( ** Tıpkı Köy Koruculuk sistemi, Hakkâri, Şırnak, Van, Siverek, Susurluk Devlet içinde Devlet oldular.)


JÖN TÜRKLER

Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki Jön Türk’lerin sloganı ‘’ Hürriyet, Eşitlik ve Kardeşlik ‘’ şeklindeydi.

2. Meşrutiyet sonrasında Kürt Teavvün ve Terakki Cemiyeti kuruldu.

Cemiyetin amaçları Jön Türk programına ters düşmeyecek içerikteydi.

..Kürdistan’da okulların açılması

..Kürt memurların atanması

..Kürt dilinin resmen kabul edilmesi

..Kürt milletvekillerin mecliste temsilinde etkin olabilmesi

.. Osmanlı yönetimi içinde ‘’ KÜRT ‘’ olarak önemsenme

.. Ekonomik olarak ilerlemesi için gerekli çalışmaların yapılması isteniyordu.

Cemiyet, 25.Eylül.1908 tarihinde Veznecilerde bir kulüp (lokal) açtı.  Muşlu Müftü zade,         ‘’ birlik, beraberlik, eşitlik ve hürriyet’’ paralelinde bir konuşma yaptı.

  O günlerde Hızlı bir dönem yaşandı; 1. Dünya savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu.

Bunlar birbirlerini o kadar hızlı bir şekilde izledi ki, Kürtlerin örgütlenme ve bilinç düzeyleri buna ne ölçüde cevap verebilirdi?   

Kürtler ulusal- Demokratik örgütlenme çalışmalarına henüz yeni başlıyorlardı.             


İTTİHAT VE TERAKKİ       

 İttihat ve Terakki hükümetleri 1. Dünya savaş yıllarında 1915’te Kürtleri kuzeyden gelen Rus ordularından koruma bahanesiyle savaşa gönderildi ve savaşa giderken 700.000 Kürt yolda açlıktan ve hastalıktan öldü.

Bunun sonucu ise;

…Kürdistan ekonomik olarak çöktü

…Kürtler nüfus bakımından önemli ölçüde azaldı.

İttihat ve Terakkiciler, I. Dünya savaşı buyunca yenilginin nedenlerini sürekli olarak Türk olamayan halklarda aradılar ve gözü kara bir biçimde uygulamalara giriştiler.

İttihat ve Terakki’nin ünlü üçlüsü Talat, Enver ve Cemal Paşa

Osmanlı İmparatorluğu I. Dünya Savaşını kaybederek parçalanınca İttihat ve Terakkiciler ülkeden kaçtılar.  1918 yılının sonunda İttihat ve Terakki Partisi varlığına son verdi.


  TARİHTEKİ KÜRT DİRENİŞLERİ

1.)    BİTLİS DİRENİŞİ  1912 – 1913

2.)    KOÇGİRİ DİRENİŞİ  1920

3.)    KOÇAN DİRENİŞİ 1926

4.)    DERSİM DİRENİŞİ

5.)    ŞEYH SAİT DİRENİŞİ1925

6.)    AĞRI DİRENİŞİ 1927

7.)    NEHRİ DİRENİŞİ 10.HAZİRAN.1925

8.)    MUTKİ DİRENİŞİ MAYIS 1927

9.)    BİŞAR DİRENİŞİ EKİM 1927

10.)SASON DİRENİŞİ 1935 – 1936

11.)IRAK’TA MAHMUT BERZENCİ DİRENİŞİ

12.) IRAK’TA BARZANİ DİRENİŞİ

DİRENİŞ SONRASINDA KÜRTLERİN KONUMU

Kürt Direnişleri sonrasında binlerce Kürt öldürülmüş, çok sayıda yaralanmış, Binlercesi de yerlerinden sürülmüş ve mecburi iskâna tabi tutulmuşlardı.

·         Kürtleri sürgün etmek ya da mecburi iskâna tabi tutmaktaki amaç; Kürtler

Gönderildikleri bölgedeki  halk tarafından asimile edilmesinin sağlanması idi.

Sürgün edilen yâda mecburi iskâna tabi Kürtler zamanla bölgelerine geri döndüler.

·         1932 yılında çıkarılan Kanun Türkiye’deki Kürtlerin göç ettirilmesini ama özelikle de

Dağıtılmalarını ve asimilasyonlarını açıkça dayatmayı emrediyordu.

Göç ettirilen Kürtler sürüldükleri herhangi bir bölgenin toplam nüfusunun % 10 ‘undan fazlasını oluşturmayacak kadar seyrek biçimde dağıtılmasını hedefliyordu.

’ İskân siyasetinden ana dili Türkçe olmayanların özelikle Batı bölgelerine dağıtılması hedeflenir. ‘’

(TBMM Zabıt celseleri Devre IV, İçtima 3, Cilt 23 Ankara 1934 )

·         27 Nisan 1934’te çıkarılan Kanunda

‘’ Maksat,  bunların süratle anadillerini unutması, Türklerle karışması olduğundan, büyük köylerde bir mahallede veya birbirine komşu ve kolaylıkla toplanır bir yerde olmamak şartıyla oturtulmalarında olumsuzluk görülmemiştir.’’

(TBMM Celseleri Devre IV, İçtima 3, cilt 23, s.10. Ankara.1934)

·         1935 İskân siyaseti yeniden düzenlenir.

·         Madde 8, 9,10,11.B, 12.A, 13/3,14,29-A,

Maddeleri yeniden düzenlenir Ancak 24.Kasım.1939’da bazı yeni düzenlemeler daha yapılır.


(** Günümüzde ise,  Olağan Üstü Hal Bölgesinde  (OHAL)  yaşanan olaylarda Sürgün, Köy boşaltmaları, Kamu memurlarının zorunlu bölge dışına tayinlerinin çıkartılması, Ekonomik ve Beyin göçünün oluşturulması gibi )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder