ÇÖZÜM SÜRECİ
Av.
MESUT DEĞER
CHP 22 DÖNEM DİYARBAKIR MİLLETVEKİLİ
ÇÖZÜM SÜRECİNDE NELER
YAPILMALIDIR?
VE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR.?
Değerlendirmemi
2 konu başlığı altında yapmak istiyorum
A.)Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde de neler yapılmalıdır?
B.) PKK’NIN çekileme süreci sonrasında neler
yapılmadır
A-
BÖLGEDE NELER YAPILMALIDIR?
1.
KÜRT SORUNUNA YÖNELİK UYGULAMALAR
Öncelikle ‘’ Kürt
sorunu yoktur. Kürt Vatandaşın sorunu vardır ‘’ söyleminden vazgeçilmelidir. Sorunun çözümüne yönelik bazı çabalar görülse
de Kürt Sorunu önümüzde olduğu gibi durmaktadır.
·
Kürt
Vatandaşın Sorunu: Bireyseldir.
bireysel olarak Kürt vatandaşın sorunu
ise tüm vatandaşların hakkı gibi evrensel insan hakları düzeyinde olup, Seyahat etmek, Eğitim, İş, Sosyal, basın vs gibi hakların
tamamıdır.
Bu sorun Kanun ve yönetmeliklerle
düzenlenir ve çözülür.
Örneğin; Kürt anne veya babanın çocuklarıyla ilgili
Kürtçe eğitim talebi bireysel bir taleptir. Bu talep seçmeli ders olarak yasa ve
yönetmeliklerle değerlendirilip, çözümlenebilir.
*Kürt Sorunu: Bireysel değildir.
Kürtlerin tamamını kapsar. Demokratikleşmede
ana şemsiye olarak ele alınır. Tüm l hak
ve Özgürlükler Kürtlerin tamamını kapsamalıdır.
Kürt
Sorunu yasalarla ile çözülemez. Anayasa ile çözülür.
Örneğin; eğitim seçmeli ders olarak değil de Anayasada
yer aldığında Kürtlerin tamamına uygulanır.
KİMLİK
Kimlik
bir insanın adı, şerefi ve namusu olup İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin
en esaslı unsurudur.
KISACA TEKRARLAMAK GEREKİRSE
KÜRT
SORUNU
Kürtler dünyada büyük
bir nüfusa sahip olmalarına rağmen tek devleti olmayan halk kitlesi
konumundadırlar.
·
Kürt
kimliğinin tanınması (Anayasada Türk Vatandaşlığının tanımı yeniden
düzenlenmelidir)
·
Anadilde
eğitim
·
Yerinden
yönetimin güçlendirilmesi, Yerel mali özerklik
·
Valilerin
seçimle gelmesi, idari yetkilerinin artırılması
·
Kültürel
ve sosyal haklar
·
Kürtler
kendi kendilerini tayin etme ve yönetmeleri için gerekli koşullar dır.
PKK SORUNU
Güvenlik önlemleri ile PKK’NIN bugüne
kadar çözülemediği görülmüştür. Bu nedenle;
PKK için atılacak
adımlar ise;
·
Demokratikleşmede
yeni düzenlemeler
·
Hukuk
reformu
·
Genel
af
·
İş
alanları açılması ve yatırımlar
·
Yeniden
yaşama uyum sağlayabilmeleri için projeler
·
Sosyal
yardımlar, destekler
Sadece askeri çözüme gidilmesi
halinde bunun okunma şekli;
PKK için halk
desteğini arttıracak ve PKK sorunu daha da artacaktır.
Bu nedenle;
·
Silahları
bırakma (Örgütün ilke dışına çıkması)
·
Seferberliği
kaldırma (TSK’NIN çatışmalara girmemesi)
·
Topluma
kazandırma
İle sorunun çözümüne
gidilmesinin doğru bir yaklaşım olacağını düşünmekteyim
2.) SINIR ÜLKELERİ
İLE DİYALOG
Doğu ve Güneydoğuda ortak
sınırlarımız bulunan ülkelerde yaşayan halklarla ticari,
aşiret-akrabalık ve kültürel-Din- mezhep ilişkilerimiz vardır. Bu nedenlerle
sınır ülkelerine yönelik olarak atılacak her adımın mutlaka çok
düşünülerek atılması gerekmektedir.
Gelinen son süreçte sınır ülkeleriyle
yeterli bir diyalog ortamın bulunmamasına rağmen Türkiye bu
ülkelerle ilişkilerini o ülkelere uygun politikalarla yeniden düzenlemeli
ve sürdürmelidir.
·
Türkiye
sorunları çözebilme yeteneğine sahip bir anahtar ve yönlendiren ülke
konumuna gelmelidir.
·
Komşu
ülkelerle turizm, ekonomi, ticaret, beşeri ve kültürel
alanlarda güçlü ilişkileri kurmalı ve geliştirilmelidir.
·
Sınırlarda
özgürce ticaret yapılabilmesi için serbest bölgeler kurulmalı, komşu
ülkelerle ticaretin önündeki engeller kaldırılmalı, vize ve gümrük
işlemleri kolaylaştırılmalı ve sınır ticareti geliştirilmelidir.
·
Sınırdaki
huzur, halkımız içinde çok önemlidir. Sınırlarımızda bu yönde
atılacak her adım ve olumlu her yaklaşım bölge halkı ile sınır ötesindeki
akrabalarını Türkiye’ye daha da yakınlaştıracaktır.
·
PKK’nın
silahsızlandırılmasının ve silahlarının bırakılmasının tartışılarak gelinen
bu yeni ortam ve barış süreci bölge halkının huzuru için yaşamsal
bir önem taşımakta, bölgedeki çatışmasızlık ortamının sınır ülkelerinde
sağlayacağı faydalar göz ardı edilmemelidir.
·
Kürt
Halkının sorunları ve bölgede huzur ortamının sağlanması için KUZEY IRAKTAKİ
KÜRT YERLEŞİM BÖLGELERİNİN YÖNETİMLERİYLE DİPLOMATİK, SICAK VE İYİ İLİŞKİLER
GELİŞTİRİLMELİDİR.
ARTIK, KUZEY IRAKTAKİ KÜRT
YÖNETİMİNİN TANINMASI AŞAMASINA GELİNMİŞTİR.
- IRAK : Laik, çağdaş ve insan haklarına dayalı
siyasal ve toplumsal yapısı gereği Türkiye, Irak halkları ve
siyasi yapılarıyla politika ve ilişkilerini yapay ve kısa
süreli stratejiler üzerinde geliştirmemelidir. Irak’a uzun
süreli politikalarla yaklaşmak büyük bir önem arz etmektedir.
Türkiye; Toprak bütünlüğü İstikrarlı ve bir Irak’ı
savunmaktadır.
Ancak Irak’ın
Kuzeyi ile yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi
(KBY) ile geliştirilecek
ilişkilerin Ticaret, Enerji, Ulaşım ve çevre alanlarında Türkiye’ye yarar
sağlayacağının da bilincindedir.
Iraklı Kürtler ise,
Türkiye’nin Kürt halkına yönelik uygulamalarına endişe ile
bakmaktadırlar. Ve Iraklı Kürtler ile Bağdat’taki merkezi yönetimle arasındaki
gerilim artmaktadır.
Bu nedenle;
*Türkiye ile Iraklı Kürtler bölgenin istikrarını
sağlamak amacıyla bir iş birliğine ihtiyaç olduğunu,
*KBY ile başlatılan resmi görüşmeler sonucunda Kuzey
Irak’ta Ekonomi ve enerji alanlarda ki göstergeler bunun sonucudur.
*Türkiye’nin Kuzey Irak ve KBY ile yapılan
görüşmeler ve desteklemelerden ABD başlangıçta desteklediğini ve bugün desteğin
azalmasına ve kuşkulara yer bıraktığını görüyoruz.
- SURİYE ‘deki durum ise çok farklıdır. Bugün Suriye’de
süren iç savaşın yıllarca sürmesi için mezhepsel bir çatışma ve bu
çatışmanın da Reyhanlı örneğinde olduğu gibi Türkiye’ye
yansıtılması gayretleri gözükmektedir.
Suriye deki Kürtlerin Türkiye ile ilişkilerinin
çok iyi olması için PYD ile ilişkiler
Güçlendirilmedir.
- İRAN: İran Kürtlerle tam bir çatışma
içerisindedir. Ayrıca Sünni ve Irak’ta yaşayan
Kürtlerle ciddi bir mücadele
içerisindedir. İran, çok seçenekli politika gütmektedir.
Sınır ticareti bir
önemli noktada: Uludere’de öldürülen vatandaşlarımızın olayı aydınlatılmalı ve
Maddi- Manevi tazminat ödenmelidir. Uludere’den
özür dilemek erdemliliktir. .
3.). EKONOMİK
ÖNLEMLER:
DEVLET ELİNİ
CEBİNE ATMALI VE
ÜSTÜNE DÜŞENİ
YAPMALIDIR.
A.)İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM BULUNMALIDIR.
Bölgede İşsizlik oranı çok yüksektir.
İşsizlik en önemli sorundur.
Göçlerle kentlere yerleşen insanların geçen zaman sürecinde aile
büyükleri dâhil hepsi geçim sıkıntısı içinde ve işsizdir.
30 yıldır süren çatışma ortamı sonucunda yeni yetişen genç nesil özel bir
dikkati gerektirmektedir. Zira bu gençlerimiz aile büyüklerinin
sözlerini dinlememekte, kendilerini ispatlamaya çalışmaktadırlar.
Çözüm sürecinde ve sonrasında
bu gençler işsiz kalmaları halinde ya kendi mafya-çetelerini oluşturacak veya
adi suçlara karışacaklardır. Bir nevi patlamaya hazır bombadırlar.
Sosyal Patlamalar gündeme gelebilir.
Bölgede ‘’ YAŞANABİLİR ‘’ düşüncesi yaratılmalıdır.
Bölgede; açlık- sefalet- yoksulluk artmıştır. Bu nedenle yoksulun alım
gücü mutlaka artırılmalıdır.
B.) DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU
BÖLGESİNE YATIRIM
YAPILMASI GEREKMEKTEDİR
Bir
Kaynak Seferberliği ilan edilmelidir.
2013 bütçesine eklenmeli ve 2014 bütçesine şimdiden konulması için
hazırlık yapılmalıdır.
Bölge
halkının sorunlarının başında ekonomik sorunlar gelmektedir.
Bölgenin
ekonomik geri kalmışlığına köklü, kalıcı ve gerçek çözümler derhal uygulanmaya
konulmalıdır.
Bölgeler arası ekonomik dengesizliğin giderilmesi gerekmektedir.
Bölgede
kısa ve uzun vadeli projeler uygulamaya geçirilmelidir.
Bölgeye
özgü mikro ölçekli kalkınma modelleri, sosyal politikalar ve istihdam
politikaları geliştirilmelidir.
GAP
projesi bölgenin yaralarının sarılmasında önemli bir fırsattır.
DAP
projesi de sosyal bir proje olarak bölge için faaliyete geçirilmelidir.
Bölgede
sınır ticaretiyle ticaret fuarlarının kurulması desteklenmelidir.
AB
entegrasyonu açısından bir zorunluluk olan tarım ve hayvancılık
desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.
Bölgede
yerel belediyeler bugüne kadar belediyelerin yapması gereken işleri
yapmadıklarından yerel hizmetler adeta kangren olmuştur. Alt yapıda yol,
su, kanalizasyon ve iletişim vs. hizmetleri yapılmadığından özellikle bu
süreçte devletin bu sorunlara eğilmesi gerekmektedir.
Yoksullaşan
bölge halkı çeşitli ayni ve nakdi transfer politikalarıyla desteklenmelidir.
Mayınlı
araziler mayından arındırılması bölgede toprak reformu
gerçekleştirilmesini kolaylaştıracak, tarihi eserlerin restore edilerek
kullanıma açılması turizmi canlandıracaktır.
4.) SOSYAL BOYUT
Devlet
bölge halkına güvenmelidir.
Devlet
ile halkın arasındaki yabancılaştıran duvar kaldırılmalıdır.
Sevgi ve destek hissettirilmelidir.
Bölgeye yapılacak yardımlar ve bu özveri için tüm ülke halkı ikna
edilmelidir.
STK
’LARIN önü açılmalı ve daha etkin kılınmalıdır.
Doğu
ile Batı arasındaki sivil yardımlaşma köprüleri güçlendirilmeli ve etkinliklere
devam edilmelidir.
Bölgeden
kanaat önderleri ve sermaye göç etmiştir. Beyin göçü olmuştur. Bunların
bölgeye geri dönüşü için imkânlar sağlanmalıdır.
Bölgedeki parçalanmış ailelerin birleştirilmesine imkân tanınmalı, sınır
ülkelerinde varsa mal ve mülkiyet varlıkları teminat altına
alınmalıdır.
Uygulanacak
sosyal politikalar, ekonomik gelişme ve istihdam yaratılması halinde durum
devletin bölge halkını sahiplenmesi olarak algılanacak, halkın devlete
daha çok bağlanmasını sağlayacak, bölge halkı kendilerini eşit
vatandaşlar olarak hissedeceklerdir.
Sanat
ve diğer kültürel etkinlikler geliştirilmeli ve desteklenmelidir.
Sağlık
sorunları yeniden ele alınmalıdır.
Eğitime
ağırlık verilmeli ve üniversite sınavlarında önümüzdeki birkaç yıl için bölge
gençleri üniversitelere ayrıcalıklı olarak yerleştirilmelidir.
Diyarbakır
Spor Kulübü Birinci Lige çıkabilmesi için desteklenmeli ve bölgede
özellikle gençlerin spor yapma olanakları artırılmalıdır.
ERGENEKON,
JİTEM ve ÖZEL TİM gibi yapılanmalardan bölge halkı yıllarca çok
çektiğinden, bölge halkında barış sürecinin engellenmesi için bu ve
benzer yapılanmaların devreye gireceklerini kanaati ve endişesi mevcuttur. Bu
tür yapılanmalar mutlaka tasfiye edilmelidir.
Özellikle 1987 – 2002 yılları arasındaki Olağan Üstü Hal Bölgesi iller ve
mücavir iller de (OHAL) yaşanan tüm olaylar TBMM de bir komisyon
kurularak incelenmeli ve bu süreç araştırılmalı, OHAL de yaşanan olayların
karanlıkta kalmaması sağlanmalıdır. (*)
*
Gözaltındaki kayıplar, faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar
aydınlatılmalı ve köye dönüş desteklenmelidir.
* Geçici Köy
Korucuları ve Gönüllü Köy Korucuların durumları gözden geçirilerek bunlar
kamunun bir başka alanında istihdam edilmelidir. (**)
* Köy Korucularının görev yaptıkları süreçte
bulundukları yerlerde o yöre halkıyla geçmişte yaşanan bir problem var ise
gerekli tedbirler şimdiden alınmalıdır.(***)
Bu
temel önceliklerin yanında ekonomik, sosyal, eğitim, sağlık, ticaret, kalkınma,
istihdam, imar anlamında yapılacak ve uygulanacak projeler ise Kürt sorununun
çözümüne pozitif katkı sunacak politikalar olarak hayata geçirilmelidir
·
Ormanların ve yeşilliğin talan edilmesine izin verilmemelidir ve bu
süreçte mutlaka korunması gerekir.
(*) OHAL
ayrı bir başlık altında ele alınmıştır.
(**) (***) KÖY
KORUCULUK SİSTEMİ ayrı bir başlık altında ele alınmıştır
II.) PKK’NIN çekileme sonrasında neler
yapılmadır.
Yapılacak yeni Anayasamızda ve sonra yasalarımızda Demokratikleşmenin
önü açılmalıdır. Temel Hak ve özgürlükler çerçevesinde Düşünce Özgürlüğünün önündeki
engellerin kaldırılmalı, Birey yani
İNASAN ön plana çıkarılıp ve korunmalı,
Devletin öne çıkması ve korunması ikinci planda kalmalı, Hukukun Üstünlüğü egemen kılınmalı, bireysel
haklar Anayasal olarak korunmalı ve
çerçeve altına alınmalı, AB sürecine paralel olarak sosyal adaletin ön planda olduğu Türkiye’nin tamamını kapsayan yasal adımların
atılmalıdır.
‘ PKK’Yİ SİLAHSIZLANDIRAYIM’ DEDİĞİNİZDE
SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ ’
‘’ İMRALI KATKI
SUNACAKSA DEĞERLENDİRİLMELİDİR ‘’
Bu çerçevede;
·
Türkiye’de demokrasi ve hukuk sınırları içinde her
türlü düşüncenin
Siyaset yapabilme olanakları
sağlanmalıdır.
Türkiye
Cumhuriyeti veya Türkiye vatandaşlığı ifadelerinin öne çıkarılmalıdır.
PKK ‘ya yönelik uygulamalar:
·
Örgütün
silah bırakması ve geri çekilmesi Kandilin boşaltılması Türkiye’ye dönüş ve
topluma kazandırma ve birlikte toplumların yaşamak evrelerinin ayrı ayrı
hesaplaması gerekmektedir.
·
PKK’nın
Türkiye’den geri çekilme safhasında herhangi bir provokasyonun önlenmesine ve
bu sürecin izlenmesine yönelik olarak TBMM de kurulacak heyetin oluşumunda
sıkıntılar yaşanmaması için Komisyonun Tartışmadan uzak rahat çalışabilmesi
için Sayın Cumhurbaşkanımızın devrede olması yayarlı olacaktır.
·
PKK’nın
silahsızlandırılmasını Terör örgütünün Siyasallaşması şeklinde yorum ve
değerlendirilmelerden özenle kaçınılmalıdır.
·
Mahmur
kampının boşaltılması sonrası Kürtlerin Türkiye’de yerleşimi için ve sosyal
ihtiyaçların tamamının karşılanması için ayrı özel bir bütçe hazırlanmalıdır.
Bu Bütçede 2013 Bütçe Kanunumuza ek madde olarak TBMM de kabul edilmelidir.
·
TBMM de
Komisyon kurulması zor görülmektedir. Bu nedenle özel bir kanun çıkartılarak ve
yetkilendirilerek yeni bir isim altında
görevlendirilecekler sürecin her
aşamasını yürütebilmelidirler. Gerek
izleme ve gerek müdahale etme hakları yasal güvence altına alınmalıdır.
Önümüzdeki süreçte konuşulması tartışılması çeşitli spekülasyonlara neden
olabileceğinden Kanun ile kurulmuş ve görevlendirilmiş bu yapı Sayın Başbakan
ve Hükümetin altında görev yapmalıdır. Söz konusu kurumun TBMM deki siyasi
partilerin temsilcileri de olmalıdır. Kurum sivil olmalıdır. Hukuken ve İdari
açıdan yetkilendirilmelidir.
·
Bu
süreçte TBMM günlük çalışmasını sürdürmelidir. Gerekecek önemli adımlarda TBMM devreye
girmelidir.
·
PKK’nın
silah bırakmasının nasıl ve ne şekilde yapılacağı, taleplerin nasıl karşılanacağı ayrıntısına
kadar iyi hesaplanmalıdır.
·
Dağdan inen PKK’lılara evlilik yardımı
yapılmalıdır.
·
Yarım kalmış eğitimlerini tamamlamaları için
fırsat verilmelidir.
·
Dağdan inen PKK’lılara meslek eğitimi verilmelidir.
·
5 yıllık Yeşil Kart hakkı tanınmalıdır..
·
Örgütten ayrılan üst düzey yöneticiler için
kimlik ve yüz değiştirme gibi önlemler alınmalıdır.
·
Genel af ya da benzeri ifadelerin
karşılık bulması için inandırıcı yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir
·
Bir anlaşmazsızlık tüm çabaların
boşa çıkması, ve Emeğin heba olmasıdır Bedelinin de siyaseten ağır olduğunu
bilmek gerekmektedir.
Biz % 50 oy aldık ben bilirim dememek gerekir.
GKK (GÖNÜLLÜ-GEÇİCİ KÖY KORUCUSU)
Olağanüstü hal bölgesi ilan edilirken bölgede Köy Koruculuk sistemi kuruldu ve Köy Korucuları Geçici Köy korucular ve Gönüllü Köy Korucularından oluşturuldu.
GEÇİCİ KÖY KORUCUSU 58.511
GÖNÜLLÜ KÖY KORUCUSU 12.279
TOPLAM 70.790
Güvenlik güçlerimiz ile birlikte veya köylerini Korumakla 3o yıldır PKK ile çatışan korucular bugün sürecin sonunda görevlerinin de biteceği gibi silahlarını teslim etmeleri gerekecektir.
Köy Korucular için 2 ana sorun gündemdedir.
1.) Koruculuk görevine başladığında bir korucu o gün 20 yaşında ise bugün 50 yaşındadır. Ve büyük çoğunluğunun da yaşları 30’un üzerindedir. Bugün bu 71.000 Korucunun sosyal, iş, sağlık ve özlük hakları ne olacak tır.? Herhangi bir işte çalışmaları söz konusu olamayacağından bunların durumlarının bu süreç içerisinde düzeltilmesi için adımların atılması gerekir.
2.) Geçmişte köy korucuları özelikle Şırnak, Cizre. Mardin, Hakkâri ve diğer illerimizde, ilçelerimiz de korucuların köylerde arazilere el koymaları, yağma, gasp, hırsızlık, tecavüz, kız kaçırma gibi suçlara karıştıklarından ve ayrıca köyde terör estirmeleri yanında yıllarca Hukuksuzluk yaptıklarından köylülerin köyü terk etmeleri veya haksızlığa boyun eğmeleri söz konusu olmuştur.
Bu sürecin sona ermesi durumunda haksızlığa uğrayan köylünün intikamı gündeme gelecektir.
Bu nedenle:
Şimdiden gerekli tedbirler ve önlemler alınmadığı takdirde Geçici veya Gönüllü köy korucusunun silahıyla birlikte dağlara PKK’nın yerine geçmesini yani GKK – PKK olmasının önüne geçilmelidir.
III.)
İKNA PROGRAMI
BARIŞA GİDEN YOLU KORUMAK, BARIŞI İSTEMEKTEN DAHA
DEĞERLİDİR.
·
En önemli
konulardan biride Türkiye’de yaşayan 75 milyon yurttaşımıza atılacak
Adımlar öncesi ve sonrası toplumu
yeniden ikna edecek bir program hazırlanmalıdır.
·
Her şeyden önce
bu mesele, ne kadar siyasi ve siyasal talepler adına olursa olsun
İnsani bir bakış açısını
genişletmemiz gerekmektedir.
·
Burada hükümete
ciddi roller düşmektedir. Meseleyi siyasal karşıtlıklar üstünden tek
Başına değerlendirirse sorun
çıkmaza girecektir. Hükümetin bu soruna siyaset dışı bir yaklaşım içinde
olması gerekir.
·
Türklerinde
Kürtlerinde ve herkesin bu çatı altında birlikte yaşamanın koşulları
Anlatılmalı ve ikna edilmelidir.
·
Türkiye’nin
kaynakları heba edilmemelidir.
·
Milyarlarca
dolar kaybımız olmamalıdır.
·
Tek vatandaşımız
ölmemelidir.
·
Herkes
Türkiye’nin asli unsurudur.
·
Türkiye’nin
tapusu 76 milyon vatandaşımıza aittir.
·
Ölümlerin önünün
kesilmesi için ve toplumda ciddi yaralar açılmaması için
HİÇ BİR İNSANIN HAYATI BİZİM HAYATIMIZDAN DAHA
AZ DEĞERLİ OLAMAZ
Sloganımız olmalıdır.
·
Türkiye’de bu
sorundan dolayı insanların ölmemesi için yapılması gerekenleri
Cesaretle Yapmalıyız.
·
Bugünlerde toplumların
zayıflamış olan bir arada yaşama istemlerini yeniden
Güçlendirmemiz gerekmektedir.
·
Sorunları ülke
bütünlüğü içinde çözüm bulabilmek için öncelikle insanların
Umutsuzluklarını ve çözüm
bulunabileceğine olan inançsızlıkların ortadan kaldırılmalıdır.
·
AKP-BDP dışında
Toplumun geniş kesimlerini temsil eden çözüm üretecek ve
Sunacak yaklaşımlar
gerekmektedir.
·
Sorunu ortaya
atmak değildir Sorunu ortaya koymak ve özgürce tartışılması gerekmektedir.
·
Toplumun içinde
farklı seslere tahammülün azaldığını farklı seslere sahip olanları
Yıldırmaya yönelik politikaların
egemen olduğu bugünlerde bu baskıların kaldırılması gerekmektedir.
·
Toplumun
birlikte yaşama istencini, Barış ve
Kardeşliği güçlendirecek
Proje ve söylemler ortaya
konulmalı, Geçmişin yaraları hızla sarılmalı ve 76 milyon insanımız
kaynaştırılmalıdır.
·
Birinci aşama bitti. İkinci
aşmaya geçildi. Üçüncü aşamaya gelindi söylemleri sürece zarar vereceğinden bu
tür konuşmalardan uzak durulmalıdır.
·
Süreci bozmak isteyen odaklar elbette
olacaktır. Bu nedenle sürecin korunması gerekmektedir.
·
Nefret dili kullanılmamalıdır. Ve
tarafları kamplaşmaya kutuplaşmaya götürmekten kaçınılmalıdır.
·
TÜNELİN
UCU GÖRÜNDÜ ve
görünen aydınlık ucu halka anlatılmalıdır.
IV.) KÜRTLER
·
Kürtler Irak. Suriye ve Irandaki
Kürtler arasında benzerlik olduğu kadar farklılıklar vardır. Biz bu
farklılıklar üzerinde duralım.
Bu bölgedeki yaşayan Kürtlere
baktığımızda Iran da Kürtler İran’ın batısında bir bölgede Suriye ve Irak’ta
ise kuzeyde belirli bölgede bir arada yaşamaktadırlar.
Bir arada aynı yer ve aynı
topraklarda yaşayan Kürtler iç içe yaşadıkları gibi Iran: Suriye ve Iraktaki
Kürtler diğer bölgede yaşayan halklar yani Şiiler Araplar vs halk Kürtlerin
yaşadığı yerlerde yaşamamaktadır. Ne iş ne görev ne ticaret ve herhangi bir
konuda diyelim Araplar Diyelim Şiiler Kürtlerin yaşadıkları yerlerde birlikte
ve bir arada yaşamamaktadırlar.
Zorunluluklar dışında
ilişkileri de yoktur. Kürtlerde diğer bölgelerde gerek seyahat ve gerekse
ikametgâh olarak bağlantıları var denilecek yoktur. Ticari ve zorunluluk
konular dışında dostluklar ve görüşmeler pek nadirdir. En basiti kız alıp
vermek dahi nadirdir.
Kürtler kendi iç bünyesinde ve
bir arada geçmiş yılların getirdiği şartlar ve koşullarla yaşamak
zorunluluğundan olmuştur.
·
Türkiye’de
durum çok farklıdır.
Kürtler Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölgesinde yaşamaktadır ancak büyük çoğunluğu Kürtler özelikle İstanbul. İzmir.
Adana ve Mersin’de yaşamaktadırlar.
Ve özelikle 81 ilin tamamında
1000’e yakın ilçelerde az veya çok sayıda Kürt nüfusu yaşamaktadır.
Kürtler her alanda ve her konuda
81 ilimizle ve yaşadıkları yerde insanlarla diyalog halindedirler.
Kız alma kız verme gerçekleşmiş ve
kısaca Kürtler 76 milyon vatandaşımızla et ile kemik olmuştur.
·
Kürtler aynı bölgede ve bir arda yaşam şekilleri İran.
Suriye ve Irak’taki Kürtler gibi
Olmadığı göz önüne alınmalıdır
·
Türkiye’deki
Kürtler Türkiye’ye sahip çıkmaktadır.
·
Kürtler 81 ili kendi illeri gibi görmektedir.
·
Ve etnik kökene
göre ayırım yapmamaktadır.
·
Türkiye’nin asli
unsuru olarak sahiplenmektedir.
·
Orta doğudaki
kan gölüne Türkiye’nin gelmemesi için çaba sarf etmektedir.
·
Ülkemizi ayakta
tutan kardeşliktir. Örf ve adetlerimizdir. Kan bağımızdır.
Toprağımıza Sahiplenmedir.
Ve İslamiyet’tir.
YENİ ANAYASA
Yeni Anayasa yazılım süreci 30
HAZİRAN veya TEMMUZ 2013 tür. TBMM de mutabakat sağlanmadığı takdirde yeni
Anayasa AKP ‘nin hazırladığı taslak TBMM ne gelecektir.
Bu süreçte bazı milletvekilleri
büyük bir direniş göstereceklerdir.
Direniş gösterirken ama toplumun hassasiyet
gösterdiği konularda direnişlerinin çizgisine dikkat etmelidirler.
Toplumsal gerginlikten ve toplumsal
ayrıştırmaktan uzak durmalıdır. Bu tür söylem ve davranışlar önemlidir.
Yeni Anayasada’’ Laiklik Din’’ ‘’
Vatandaşlık Tanımı’’ ‘’ Resmi Dil.’’ ‘’ kadın haklarında’’ ‘’İnsan Haklarında’’
en çok tartışmanın yaşanacağı konulardır.
AKP ise MHP’nin desteğini alır mı
belli değil ancak AKP – BDP ile süreç birlikte olunacak gibi gözükmektedir. Bu durumda
TBMM de milletvekili transferleri de gündeme gelebilir.
AKP yeni Anayasa da hangi
maddeler üzerinde durabilir.
Başkanlık sistemi Yarı başkanlık
sistemi mi?
Başka bir yetkili Cumhurbaşkanı
modeli mi?
Sayın Başbakanın sık sık
dillendirdiği ‘’Partili cumhurbaşkanı olmalıdır’’
1-Kürt
kimlik ve dil gerçekliğinin anayasa içinde bir hak olarak görülmesi resmi dil
olarak Türkçenin yanında, pilot okullarda da olsa, anadilde eğitim haklarının
verilmesi.
2-Yeni anayasada
milliyetçi, ırkçı, şoven hissedilebilecek, tek etnisiteye gönderme yapabilecek
bütün ifadelerin kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti veya Türkiye vatandaşlığı
ifadelerinin öne çıkarılması.
3- Genel af, yeni
rehabilitasyon programları, günümüz ve geçmişte mağdur olanların mağduriyetleri
adına hukuki bir süreci başlatmak ve ekonomik-sosyal tazminleri hak sahiplerine
verebilmek.
Bu süreçte ölen Türk
ve Kürt ayırımı yapmaksızın herkesin ailelerin mağduriyetlerin önlenmesi için
özel yasaların çıkarılması.
4-Yeni toplumsal
İKNA programı çerçevesinde yeni anayasayı haklar ve özgürlükler açısından geniş
tutmak ve mevcut demokrasinin daha fazla genişletilerek uygulanma alanlarını
anayasal güvence altına alma.
DEMOKRATİK REFORMLAR SOSOYAL REFORMLAR
ANAYASAL REFORMLAR
SÖZDE OLMAMALI
ÖZDE OLMALI
ANAYASADA YER ALMALI GÜNDELİK HAYATADA
YANSIMALIDIR KANUNLARLA GÜVENCEYE ALINMALIDIR.
YENİ ANAYASA
ÖNEMLİDİR. REFORMLARIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİDİR.
DESTEKLENMELİDİR.
TOPLUMUN BÜTÜN KESİMLERİN SORUNUN ÇÖZÜMÜ
KONUSUNDA TÖLERANSLI OLMASI GEREKİR.
Yapılacak Yeni Anayasada tartışılan önemli, bir başlık ‘’ BAŞKANLIK
SİSİTEMİDİR.’’ Başkanlık rejimine siyasi partilerin sıcak bakmadığını ve
desteklemediğini. Bu nedenle Yeni Anayasanın tüm maddelerinin TBMM deki tüm
partilerinde desteği alınarak yapılmalıdır. Ve Referanduma sunulmalıdır.
Başkanlık rejimi ile ilgili değişiklik ertelenmelidir.
Önemli olan yeni anayasada Temel Hak ve Özgürlükler. Demokratik
Haklar. Yargının Dokunulmazlığı. Hukukun Üstünlüğü ve herkesin Yeni Anayasada
EŞİT olduğu hakların yer almasıdır.
DEMOKRATİKLEŞME İÇİN ATILACAK ADIMLARI
*Türkiye’de özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi
kurulmalıdır.
Parlamenter sistem güçlendirilmelidir.
* Yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır.
* Laiklik korunmalı ve geliştirilmelidir.
* Yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır.
* Laiklik korunmalı ve geliştirilmelidir.
*Sivil yönetimin üstünlüğü sağlanmalıdır
*Yerel yönetimler güçlendirilmelidir.
*İfade, basın ve sanat özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır.
*Örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.
* İşkence ve kötü muameleye son verilmelidir. Toplantı ve gösteri özgürlüğü tam olarak sağlanmalıdır.
*Kadın hakları saldırılara karşı korunmalı ve geliştirilmelidir.
*Yurttaşların iletişim özgürlüğüne ve özel yaşamlarının gizliliğine saygı gösterilmelidir.
*İnsan haklarına aykırı tutukluluk rejimine son verilmelidir.
*Yerel yönetimler güçlendirilmelidir.
*İfade, basın ve sanat özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır.
*Örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.
* İşkence ve kötü muameleye son verilmelidir. Toplantı ve gösteri özgürlüğü tam olarak sağlanmalıdır.
*Kadın hakları saldırılara karşı korunmalı ve geliştirilmelidir.
*Yurttaşların iletişim özgürlüğüne ve özel yaşamlarının gizliliğine saygı gösterilmelidir.
*İnsan haklarına aykırı tutukluluk rejimine son verilmelidir.
* İnsan hakları ihlallerinin ve faili meçhullerin
kararlılıkla üzerine gidilmelidir.
*Terör suçlarının tanımı yeniden yapılmalıdır. Toplumsal sorunlar barışçıl yöntemlerle çözülmelidir.
*Özgürlükçü ve sorgulayıcı bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.
*Üniversiteler özerk, akademisyenler özgür olmalıdır.
*Güçlü sosyal devlet ile toplumun tüm kesimlerinin özgürlüklerden eşit şekilde yararlanması sağlanmalıdır.
*Türkiye, bölgesinde barış kurucu, güven veren, lider ülke olmalıdır
*Terör suçlarının tanımı yeniden yapılmalıdır. Toplumsal sorunlar barışçıl yöntemlerle çözülmelidir.
*Özgürlükçü ve sorgulayıcı bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.
*Üniversiteler özerk, akademisyenler özgür olmalıdır.
*Güçlü sosyal devlet ile toplumun tüm kesimlerinin özgürlüklerden eşit şekilde yararlanması sağlanmalıdır.
*Türkiye, bölgesinde barış kurucu, güven veren, lider ülke olmalıdır
ŞEFFAFLIK
Bu bağlam da
HÜKÜMET-DEVLET, BDP – PKK, bugüne kadar yapılmış olan taraflar arası
görüşmelerin içeriklerini bütün ayrıntılarıyla Türkiye Kamuoyuna
açıklanmalıdır.
Bu
konuda kamuoyunun endişe ve kaygıları giderilmelidir.
·
Unutulmamalı Türkiye'nin tapusu 78 milyonun
cebindedir. Ve 76 milyon
Vatandaşa aittir.
AKİL
İNSANLAR İÇİN ÖNERİLERİM
1.
ÇALIŞMALARI
SÜRECİNDE MİLLETE GÜVEN VERMELİDİR. ( HALKA DEMİYORUM)
2.
KENDİ ARALARINDA
SORUMLULUK TAŞIMALI SORUNUN BİLİNCİNDE OLMALI CİDDİ VE ÇOK ÖNEMLİ GÖREV VE
3.
SORUNU
ÜSTLENDİĞİNİN FARKINDAOLMALIDIRLAR.
4.
HATA’YA YER
YOKTUR.
5.
63 KİŞİNİN
BİRBİRLERİNE GÜVENİ OLMALIDIR.
6.
YAPACAKLARI
TOPLANTILARDA SÜREÇLE İLGİLİ SADECE
KONUŞMALI VE SÜRECİN TÜRKİYENİN GELEÇEĞİNE VE BİRLİK
VE BERABERLİĞİMİZİN KARDEŞLİĞİMİZİN PEKİŞMESİ YÖNÜNDE İKNA EDİCİ HATTA İSLAMİ
VURGULARLA KURTULUŞ SAVAŞIMIZDAKİ SÜREÇ RUHLA KONUŞMALAR YAPMALIDIRLAR.
7.
AKİL İNSANLARA
İLETİLEN TALEPLERİ SÖYLEMLERİ VE KENDİ İÇ BÜNYESİNDEKİ ÇALIŞMALARI KONUŞMALARI ASLA DIŞARDA KONUŞMAMALIDIRLAR.
8.
GÖREVLERİ TOPLUMU
YENİDEN İKNA ETMEK SÜRECE GÜVEN VE DESTEK VERDİRTMEK
9.
HİÇ BİR SİYASİ
PARTİYLE VEYA İNSANLA POLEMİĞE GİRMEMELİDİR. CEVAP VERMEMELİDİR.
TÜRK
HALKININ ENDİŞELERİ NELERDİR?
VE NELER YAPILMALIDIR?
·
Devlet sürece hâkim mi? Tekelindi mi?
·
Devlet süreci yönettiğini hissettirmeli!
·
Ülke bölünüyor mu?
·
PKK zafer kazanma psikolojisi ile Kürt
Milliyetçiliği yükselecek.
·
‘’ Türk Milleti ‘’kavramı yok olacak
·
Ne verdik? Ne vaat ettik?
·
Dış güçler mi süreci başlattı?
·
Anayasa başkanlık sistemin pazarlığımı yapıldı?
·
Genel Af pazarlığımı yapıldı?
·
Süreci başlatan neden nedir?
TÜRKLER MAĞLUP OLDU
KANDIRILDIK
ACABA İMRALI İLE BİR PAZARLIK MI YAPILDI
PKK TAVİZ Mİ VERİLDİ
YENİ ANAYASA İLE PKK’YA BİR ŞEYMİ VERİLECEK
EYALET SİSTEMİ
Mİ?
FERDERASYON
MU?
YENİ ANAYASA YAPILDIKDAN 5 YIL SONRA KÜRTLERE BİR
ŞEYMİ VERİLECEK
TÜRK HALKI DİYORLAR Kİ KÜRTLER BUGÜNE KADAR HİÇ BİR
AYRIMCILIK YAPILMADI BAŞBAKAN CUMHURBAŞKANI OLDULAR BUGÜN NE OLDUDA AYIMCILIK
YAPILDI DİYORLAR
ÇÖZÜM SÜRECİ NEDİR
BARIŞ NEDİR
EN İYİ KÜRT ÖLÜ KÜRTTÜR
EKMEĞİMİ PAYLAŞMAM KÜRTLERLE ARTIK
KOMŞUM KÜRT OLMASIN
BAŞBAKAN BU KONUDA KONUŞMUYOR.
TEK BAYRAK TEK DEVLET TEK MİLLET DİYORDA BU İŞİN
ARKASINDA NE VAR AÇIKLAMIYOR
TOPLUMDAKİ BU OLUMSUZ DÜŞÜNCELERE İKNA EDİCİ
DÜŞÜNCELERİN ORTAYA KONULMASI ZORUNLULUKTUR
OHAL
BÖLGE VALİLİĞİ
1987 – 2002 yılları
arasındaki Olağan Üstü Hal Bölgesi iller ve mücavir iller de (OHAL)
yaşanan tüm olaylar TBMM de bir komisyon kurularak incelenmeli ve bu
süreç araştırılmalı, OHAL de yaşanan olayların karanlıkta kalmaması
sağlanmalıdır
10.
07. 1987 Tarihli
ve 2585 sayılı olağanüstü Hal Valiliği ihdası hakkında kanun hükmünde kararname
uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarihinde sona eren Olağanüstü Hal’in
yürürlükte kaldığı dönem boyunca Olağanüstü Hal Bölge Valiliğinin yetki alanı
kapsamında olan yerleşim birimlerinde…
Olağan Üstü Hal Bölgesinin genel bir
tablosunu vermeye çalışacağız;
OLAĞANÜSTÜ
HAL BÖLGE VALİLİĞİ (OHAL)
17
Temmuz 1987 tarihinde 30 Kasım 2002 tarihine kadar uygulanmakta olan OHAL
25.10.1983
tarih 2985 sayılı kanun
36
maddeden oluşur. Ek madde 8 Geçici madde 1’dir.
Bunun
kanun amacı : Tabi afet, tehlikeli salgın
hastalıkları, Ağır ekonomik bunalım Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzeninin
veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet ve
hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebi
ile kamu düzenini ciddi şekilde bozulması durumlarda olağanüstü uygulanır.
Cumhurbaşkanı
başkanlığında Bakanlar kurulu kararıyla ilan edilir.
Süre
uzatımı TBMM’ce yapılır.
OHAL
Bölge Valiliğinin 2 kolu vardır.
1-
Terörle
mücadele
2-
Bölgeye,
ekonomik, sosyal, kültürel yönden mücadeledir.
Ancak
bugüne kadar Terörle mücadele ilkesi ağırlık bastı ve 1997 Güneydoğu ve Doğu
Anadolu bölgesinde geçmiş yıllara göre Terörle mücadelede başarılı olunmuş ve
terörde gerileme söz konusudur.Diğer önemli konu ise ekonomik ve kültürel
yönden mücadele geri plana itilmiştir.
OHAL Bütçesinin SAYIŞTAY’ ın denetimine tabii
değildir.
İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE
OHAL’İN YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM
BOYUNCA OHAL
VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE MEYDANA
GELEN OLAYLARDA YARALANAN –HAYATINI KAYBEDENLERE İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
|
10 Temmuz 1987 tarihli
285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü
hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı
kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;
Yasadışı
Örgüt Mensupları İle Güvenlik Güçleri Arasında Meydana gelen Silahlı
Çatışmalarda;
|
|||||
Yaralanan
Örgüt Mensubu Sayısı
|
Hayatını Kaybeden
Örgüt
Mensubu
Sayısı
|
Yaralanan Güvenlik Görevlisi
Sayısı
|
Hayatını Kaybeden Güvenlik Görevlisi
Sayısı
|
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
|
Hayatını Kaybeden Sivil İnsan
Sayısı
|
647
|
23.743
|
11.106
|
5.052
|
Bilgi
Bulunmamaktadır.
|
Bilgi
Bulunmamaktadır.
|
Güvenlik Güçleri ile Örgüt
Mensubu
|
||
Toplam Ölü Sayısı
|
Toplam Yaralı Sayısı
|
Genel Toplam
Ölü ve Yaralı
|
28.795
|
11.753
|
40.548
|
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE
OHAL’İN YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM
BOYUNCA OHAL
VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE MEYDANA
GELEN OLAYLARDA YARALANAN –HAYATINI KAYBEDENLERE İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
|
10 Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30
kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem
boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;
Yasadışı
Örgüt Mensupları İle Güvenlik Güçleri Arasında Meydana gelen Silahlı
Çatışmalarda;
|
|||||||
Yaralanan
Örgüt Mensubu Sayısı
|
Hayatını Kaybeden
Örgüt
Mensubu
Sayısı
|
Yaralanan Güvenlik Görevlisi
Sayısı
|
Hayatını Kaybeden Güvenlik
Görevlisi Sayısı
|
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
|
Hayatını Kaybeden Sivil
İnsan Sayısı
|
Sağ Yakalanan Örgüt Mensubu
Sayısı
|
Teslim
Olan Örgüt Ütesi Sayısı
|
772
|
25.344
|
11.830
|
5691
|
5.887
|
5.105
|
8868
|
2500
|
Çatışmalarda ;
|
|
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
|
Hayatını Kaybeden Sivil İnsan
Sayısı
|
5.887
|
5.105
|
Güvenlik Güçleri , Sivil ve Örgüt
mensubu
|
||
Toplam Ölü Sayısı
|
Toplam Yaralı Sayısı
|
Genel Toplam Ölü ve Yaralı
|
36.140
|
18.489
|
54.629
|
NOT:
1-İçişleri Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığının
Ölü,yaralı sayıları birbirini tutmuyor,ve rakamların belirlenemediği
gözükmektedir.
2-İçişleri Bakanlığının yazısında sivil ölümün
bulunduğuna ilişkin elde bilgi bulunmamaktadır.
Milli
Savunma Bakanlığı ise 5105 sivil vatandaşın öldüğünü belirtmektedir
İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE OHALİN
Yürürlükte kaldığı
dönem boyunca Ohal Valiliğinin yetki kapsamında olan yerleşim birimlerinde
meydana gelen Faali Meçhul Cinayet, gözaltında ölüm ve kayıp vakalarına ilişkin
istatistikler.
Kaç
Faili Meçhul Cinayet,Yargısı İnfaz,Gözaltında Ölüm Ve Kayıp Vakası Meydana
Gelmiştir ?
|
|
Faili meçhul cinayet ,gözaltında
ölüm ve kayıp vakaları
|
Yargısız infaz vakaları
|
İçişleri Bakanlığı görev alanı,
suçların önlemesi ile sınırlıdır. İşlenmiş suçlara ilgili yasal takip; kamu
adına Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yerine getirilmektedir. Bu nedenle “faili
meçhul cinayetler”,”gözaltında ölüm” ve “kayıp kişiler” konusunda, tatminkar bilginin Adalet
Bakanlığında bulunabileceği değerlendirilmektedir.
|
Hiçbir kimse veya organ kaynağını
Anayasadan almayan bir devlet yetkilisi kullanamaz. Kadı ki, kişilerin temel
hak ve hürriyetleri Anayasal teminat altına alınmıştır. Yine anayasamıza göre
herkes,yaşama,maddi, ve manevi varlığını koruma geliştirme hakkına sahiptir.
Yukarıda ifade edilen çerçevede
“yargısız infaz” hukuk devleti olan ülkemizde kullanılması imkan dahilinde
olan bir yöntem olamaz. Dolayısıyla, yargısız infaza ilişkin herhangi bir
sayısal verinin var olması mümkün değildir.
|
ADALET
BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ
KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE MEYDANA GELEN FAİLİ MEÇHUL CİNAYET,
GÖZALTINDA ÖLÜM VE KAYIP VAKALARINA
İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
|
10
Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde
sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin
yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;
Kaç
Faili Meçhul Cinayet,Yargısı İnfaz,Gözaltında Ölüm Ve Kayıp Vakası Meydana
Gelmiştir ?
|
|
|
Faili meçhul cinayetler
(1985 – Şubat 2003)
|
Gözaltında Ölüm
|
Kayıp Vakaları
|
Olağanüstü Hal Bölgesinde 1987-
2003 Şubat tarihleri arasında toplam 1248 adet siyasi nitelikte öldürme
olayının meydana geldiği, bunlarda; 750’sinin aydınlatıldığı, 77’sinin failin
firari olarak, 421’nin ise failinin meçhul olarak araştırıldığı,
|
1990-2002 yılları arasında
Olağanüstü Hal Bölgesinde gözaltında bulunduğu sırada değişik nedenlerle ölen
şahıs sayısının 18 olduğu, Bunlardan 3’ünün kalp rahatsızlığı nedeniyle,1’nin
yer gösterme esnasında, 1’nin sağlık nedeniyle, 1’inin yer gösterme esnasında
açılan taciz ateşi sonucu,2’sinin kırsal alanda yer gösterme esnasında çıkan
çatışmada öldüğü; 7!sinin kendini asmak, 1’nin yüksekten atlamak, 1’nin nefes
yolunun tıkaması suretiyle ve 1’nin ise gözaltında silahla intihar etmek
suretiyle öldüğü anlaşılmıştır.
|
Olağanüstü hal Uygulanan illerde
1991-203 şubat tarihleri arasında 194 kişinin terör olayları nedeniyle kayıp
olduğunun belirlendiği ve bunlardan
9’unun cezaevinde olduğu,32!sinin sağ olarak bulunduğu,21’inin öldüğü
ve 132!sinin ise halen kayıp olarak arandığı,
|
Faili Meçhul , Gözaltında
Ölümlerin
|
|
Toplam
|
1419
|
İçişleri bakanlığının cevabı yazısında “faili meçhul
cinayetler, gözaltında ölüm, kayıp kişiler konusunda tatminkar bilginin adalet
bakanlığında bulunabileceği…” denilmiştir.
Adalet bakanlığının
cevap yazısında içişleri bakanlığından gelen yazıya istinaden cevap
verilmiştir.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE OHAL’İN YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL
VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE TERÖR ÖRGÜTÜ
TARAFINDAN, YERLEŞİM BİRİMLERİNE YÖNELİK OLARAK GERÇEKLEŞTİRİLEN
SALDIRILARA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
|
Yerleşim Birimlerine Yönelik
Operasyon Ve Saldırılarda
|
|
Yaralanan Sivil Sayısı
|
Hayatını Kaybeden Sivil Sayısı
|
5519
|
4486
|
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE BÖLGEDE MEYDANA GELEN MAYIN VE BOMBA
PATLAMALARINDA YARALANAN, HAYATINI KAYBEDENLERE İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
|
iÇ
iŞLERi BAKANLIĞI NIN VERİLERİNE GÖRE
|
|
Bölgede
Meydana Gelen Mayın Ve Bomba Patlamalarında
|
|
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
(1984-2002)
|
Hayatını Kaybeden İnsan Sayısı
(1984-2002)
|
1271
|
472
|
MİLLİ
SAVUNMA BAKANLIĞINA GÖRE
|
|||
Bölgede
Meydana Gelen Mayın Ve Bomba Patlamalarında
|
|||
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
(1984-2002)
|
Yaralan TSK ve Diğer Güvenlik
Güçleri Sayısı
|
Hayatını Kaybeden Sivil İnsan Sayısı
(1984-2002)
|
Hayatını kaybeden TSK ve Diğer
Güvenlik Güçlerin Sayısı
|
864
|
1848
|
572
|
371
|
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE KÖY, MEZRA YERLEŞİM BİRİMLERİNİ BOŞALTTIRMAYA
İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
|
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİ ;
285 sayılı KHK’ nın 4/h maddesi olağanüstü hal bölge valisi
güvenlik yönünden gerekli düzenlemeleri yapabilmek için geçici veya sürekli
olarak görev alanı içinde bulunan köy, mezra ve benzeri yerleşim birimleri
boşalttırılabilir. Yerlerini değiştirilebilir hükmü amirdir.
Ancak OHAL ilanı gerektiren yaygın şiddet eylemleri ve
yasadışı örgütün baskıları nedeniyle
köylüler tarafından kendi istekleri çerçevesinde, 11 ilde toplam 811 köy ve
2469 mezra (toplam 3280) bir idare karar alınmadan boşalttırılmıştır.
Köylerin boşalma
tarihlerine ilişkin bilgiler mevcut olmadığından TBMM insan hakları inceleme
komisyonu raporundan sonra kendiliğinden boşalan köy bulunup-bulunmadığı
belirlenememiştir.
BOŞALTILAN
KÖY MEZRA ZORUNLU GÖÇ EDEN VATANDAŞLARIMIZIN DURUMU
(TBMM
Araştırma Komisyon Raporundan)
İLLER
|
KÖY
|
MEZRA
|
HANE
|
NÜFUS
|
OHAL
BÖLGESİ
|
|
|
|
|
DİYARBAKIR
|
90
|
225
|
7745
|
50.371
|
HAKKARİ
|
42
|
145
|
5026
|
41.761
|
SİİRT
|
81
|
109
|
4908
|
31.848
|
ŞIRNAK
|
105
|
225
|
9734
|
71.874
|
TUNCELİ
|
183
|
823
|
8439
|
41.939
|
VAN
|
16
|
87
|
1756
|
13.573
|
MÜCAVİR
İLLER
|
||||
BATMAN
|
32
|
110
|
2456
|
18.409
|
BİNGÖL
|
41
|
288
|
3702
|
24.944
|
BİTLİS
|
88
|
125
|
4379
|
30.411
|
MARDİN
|
129
|
134
|
8008
|
52.826
|
MUŞ
|
13
|
74
|
1161
|
9370
|
MÜCAVVİR-OHAL
DIŞI
|
||||
AĞRI
|
8
|
45
|
|
|
KARS
|
12
|
8
|
||
ERZURUM
|
15
|
--
|
||
ERZİNCAN
|
17
|
70
|
||
SİVAS
|
1
|
--
|
||
ŞANLIURFA
|
4
|
20
|
||
ADIYAMAN
|
10
|
12
|
||
IĞDIR
|
9
|
4
|
||
ELAZIĞ
|
9
|
19
|
||
GENEL TOPLAM
|
905
|
2523
|
57314
|
378.335
|
BOŞALAN
KÖY VE MEZRAA TOPLAMI : 3428
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE GENEL GÜVENLİK,ASAYİŞ VE KAMU DÜZENİ BAKIMINDAN
ÇALIŞMALARINDA SAKINCALI GÖRÜLEN VEYA HİZMETLERİNDEN YARARLANILAMAYAN KAMU
PERSONELİNİN YERLERİNİ DEĞİŞTİRMEK
VEYA GÖREV ALANI DIŞINDA GEÇİCİ VEYA SÜREKLİ GÖREVLENDİRME İLKİN İSTATİSTİKLER
|
285 Sayılı KHK’nın
değişik 4/g ve 430 sayılı KHK’nın 3/a maddelerine göre, görev alanı içindeki
illerde genel güvenlik, asayiş ve kamu düzeni bakımından çalışmalarında
sakıncalı görülen veya hizmetlerinden yararlanılamayan kamu personelinin yer
değiştirilmesini veya görev alanı dışında geçici veya sürekli
görevlendirilmesini ilgili kurum veya kuruluşlarda isteyebilme yetkisini OHAL
bölge valisine verilmiş bulunmaktadır.
10.7.1987 ile 30.11.2002 tarihleri
arasında OHAL bölge valisi sözü edilen yetkilerini kullanmak suretiyle 855
PERSONELİNİN TAYİNİNİ YAPMIŞTIR.
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE DERNEK SENDİKA VAKIF V.B ÖRGÜTÜN FAALİYETİNİ
GEÇİCİ VEYA SÜREKLİ OLARAK DURDURULMUŞTUR.
İSTATİSTİKLER
|
İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI VERİLERİ :
Faaliyetini geçici yada sürekli durdurulan dernek sendika vakıf gibi
kuruluşlar hakkında istatistiki bilgiler
bulunmamaktadır.
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE YAYIN(GAZETE,DERGİ,KİTAP) BÖLGEYE GİRİŞİ
ENGELLENMESİ VE YAYINLARIN İSİMLERİ İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
|
İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI VERİLERİ :
Bölgeye girişi yasaklanan yayın sayısı
ve yayınların adlarına ilişkin veri
bulunmamaktadır.
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE TÜRK CEZA YASASININ 125,159,169,312 VE 146.
MADDELERİ İLE YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ 141,142 VE 163. MADDELERİ VE TERÖRLE
MÜCADELE YASASI HÜKÜMLERİ UYARINCA AÇILAN SORUŞTURMA VE DAVALARA İLİŞKİN
İSTATİSTİKLER
|
Türk Ceza Yasasının 125,159,169,312 ve
146. maddeleri ile yürürlükten kaldırılmış 141,142 ve 163. maddeleri ve terörle
mücadele yasası hükümleri uyarınca ;
|
Göz altına alınan kişi sayısı
|
Yargılanan kişi sayısı
|
Sonuçlanan dava sayısı
|
Sonuçlanan davalarda hüküm giyen
sanık sayısı
|
DGM’lerde yargılanan hüküm giyen
16 yaşında küçükler
|
||
Sanık sayısı
|
Hüküm giyen
|
||||||
ŞIRNAK
|
9702
|
|
|
|
34
|
10
|
|
MALATYA DGM
|
|
1.839
|
528
|
355
|
101
|
14
|
|
VAN DGM
|
2.581
|
3.772
|
1.101
|
270
|
995
|
177
|
|
DİYARBAKIR DGM
|
26.481
|
30.504
|
10.477
|
3.880
|
|
|
|
DİYARBAKIR C.BŞSCV.
|
22.216
|
422
|
223
|
156
|
|
|
|
VAN C.BŞSCV.
|
10
|
31
|
20
|
0
|
|
|
|
TUNCELİ C.BŞSCV.
|
2.279
|
1415
|
22
|
8
|
|
|
|
MUŞ C.BŞSCV.
|
Bilinmiyor
|
31
|
31
|
0
|
|
|
|
ERZİNCAN VE ERZURUM DGM
|
492
|
1.225
|
122
|
130
|
1
|
1
|
|
ELAZIĞ C.BŞSCV.
|
243
|
243
|
|
|
|
|
|
YÜKSEKOVA C.BŞSCV.
|
1.069
|
3.313
|
|
|
|
|
|
MARDİN
|
7681
|
|
|
|
|
|
|
TOPLAM
|
72.754
|
42.795
|
12.524
|
4799
|
1131
|
202
|
|
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE MEYDANA GELEN İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE SUÇLARINA
İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
|
10 Temmuz 1987 tarihli
285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü
hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı
kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;
|
Suç duyuruları
|
Suç duyuruları hakkında açılan
soruşturmalar
|
Kaç kamu görevlisi hakkında /kaç
dava açılmıştır
|
Mahkumiyetle sonuçlanan davalar
|
Mahkumiyetle sonuçlanıp ertelenen
cezalar
|
|
Kamu görevlisi sayısı
|
Dava sayısı
|
|||||
ŞIRNAK
|
44
|
44
|
16
|
|
4
|
12
|
DİYARBAKIR
|
785
|
785
|
250
|
94
|
18
|
14
|
VAN C.BŞSVC.
|
62
|
62
|
109
|
36
|
4
|
4
|
VAN DGM
|
Sadece 3 görevsizlik kararı
verilmiştir.
|
|||||
MARDİN
|
93
|
96
|
129
|
28
|
6
|
4
|
TUNCELİ
|
48
|
35
|
29
|
|
4
|
3
|
MUŞ
|
49
|
49
|
91
|
49
|
6
|
1
|
ELAZIĞ
|
194
|
106
|
313
|
61
|
15
|
15
|
HAKKARİ
|
|
|
49
|
16
|
2
|
2
|
YÜKSEKOVA
|
|
|
31
|
12
|
1
|
1
|
TOPLAM
|
1275
|
1177
|
1017
|
296
|
60
|
56
|
NOT
: Adalet bakanlığı soru önergemize kısmı cevap vermiştir.
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE GÖREV YAPAN KÖY KORUCULARINA İLİŞKİN
İSTATİSTİKLER
|
10
Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde
sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin
yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;
OHAL bölgesinde kaç köy
korucusu bulunmaktadır.
|
Toplam 58.511 köy
koruyucusu bulunmaktadır.
|
Köy koruyucularının
illere göre dağılımı
|
|||||
Diyarbakır
|
5.274
|
Şırnak
|
6.835
|
Batman
|
2.943
|
Bingöl
|
2.533
|
Bitlis
|
3.796
|
Mardin
|
3.360
|
Muş
|
1.918
|
Siirt
|
4.680
|
Van
|
7.365
|
Hakkari
|
7.643
|
Tunceli
|
386
|
Adıyaman
|
1.510
|
Ağrı
|
1.881
|
Ardahan
|
96
|
Elazığ
|
2.115
|
Gaziantep
|
565
|
Iğdır
|
374
|
Kahramanmaraş
|
2.267
|
Kars
|
578
|
Kilis
|
34
|
Malatya
|
1.392
|
Şanlıurfa
|
966
|
|
|
|
|
TOPLAM
|
58.511
|
Mevcut köy korucularına aylık ne
kadar maaş ödenmektedir.
|
Nisan 2003 tarihi itibari ile
tazminat dahil bir GKK aylığı ortalama 253.000.000 TL’dir
|
Köy
koruculuk sistemini OHAL kalktıktan sonra hukuki statüleri nedir? Köy
korucularına maaş ödenmekte midir?
|
Güvenlik
güçlerinin fiziki olarak korumada yetersiz kaldığı ve ulaşmakta güçlük
çektiği yerleşim birimlerinde yaşayan vatandaşların can ve mal
güvenliklerinin sağlaması maksadıyla 26.03.1985 tarih ve 3175 sayılı kanuna 442 sayılı köy kanununun 74
maddesinde değişiklik yapılarak geçici köy koruculuğu ihdas edilmiştir.
Söz konusu değişikliklerle ‘Bakanlar Kurulunca tespit edilecek ileride;
Olağanüstü Hal ilanını gerektiren sebeplere ve şiddet hareketlerine ait ciddi
belirtilerin köyde veya çevrede ortaya çıkması veya ne sebeple olursa olsun
köylünün canına ve malına tacavüz hareketlerinin artması halinde verilen
Valinin teklifi ve içişleri bakanlığının onayı ile yeteri kadar geçici köy
korucusu görevlendirelebilir; hükmü getirilmiştir.
Bu değişiklik uyarınca geçici köy
koruculuğu, Bakanlar Kurulunun 27 Haziran 1985 tarih ve 9632 sayılı kararı
ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 1985 yılında itibaren uygulanmaya
başlanmıştır. Halen GKK sistemi (22) ilde uygulanmaktadır.
|
Köy Korucuları Adi Suçlara
karıştılar mı?ve Hangi suçlardan Kaç Kişi Yargılanmıştır ?
|
Nisan
2003 Tarihi itibarıyle;2376 Köy Korucusu Muhtelif Suçlara karışmış olup
Bunlar hakkında yasal işlem yapılmıştır.
|
Köy
Korucuları PKK Terör örgütüne yardım-Yataklıkta bulunmuşlar mıdır ?Köy
Korucularının bu suçtan yargılanma sayısı kaçtır ve kaç kişi mahkumiyet
almıştır ?
|
1985-Nisan
2003 Tarihi itibarıyla;PKK Terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan 2275
Köy Korucusu Hakkında Yasal işlem başlatılmıştır.
|
KÖY KORUCU TOPLAMI
|
GÖNÜLLÜ KORUCU TOPLAMI
|
GENEL TOPLAM
|
58.511
|
12.279
|
70.790
|
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE GÖREV YAPAN GÖNÜLLÜ KÖY KORUCULARINA İLİŞKİN
İSTATİSTİKLER
|
10 Temmuz 1987 tarihli
285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü
hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı
kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;
OHAL
Bölgesinde Kaç GÖNÜLLÜ Köy Korucusu Bulunmaktadır ?
|
Toplam
12.279 Gönüllü Köy Korucusu bulunmaktadır.
|
GÖNÜLLÜ
KÖY KORUCULARININ İLLERLE GÖRE DAĞILIMI
|
||||
Diyarbakır
|
1141
|
Muş
|
2375
|
|
Şırnak
|
2330
|
Siirt
|
460
|
|
Batman
|
1019
|
Van
|
189
|
|
Bingöl
|
69
|
Hakkari
|
5
|
|
Bitlis
|
2984
|
Tunceli
|
89
|
|
Mardin
|
1226
|
Elaziğ
|
392
|
|
TOPLAM
|
12.279
|
Mevcut
gönüllü köy korucularına aylık ne kadar maaş ödenmektedir.
|
Maaş
ödenmemektedir.
|
Gönüllü
korucuların OHAL kalktıktan sonra Hukuki statüleri nedir?
|
Gönüllü
köy koruculuğu sistemi 442 sayılı köy kanunun köy korucuları ve göreceği
işlere ait 8. fasıldaki 74. maddeye müteakip maddelere göre
yürütülmekte.
|
Gönüllü
köy korucuları Adi suçlara karıştılar mı? Ve hangi suçlardan kaç kişi
yargılanmıştır?
|
G.K.K’
dan 264’ ü adam öldürme ve öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı kanuna muhalefet,
meskun mahalde silah atmak, orman kaçakçılığı gibi adi suçlardan hüküm
giymiştir.
|
Gönüllü
köy korucuları PKK terör örgütüne yardım – yataklık olmuş mu dur? ve Gönüllü
köy korucularının bu suçtan yargılanma sayısı kaçtır? Ve kaç kişi mahkumiyet
almıştır?
|
Gönüllü
köy korucuları 78’i PKK, KONGRA-GEL terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan
hüküm giymiştir.
|
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE KAMUOYUNDA PİŞMANLIK YASASINA İLİŞKİN
İSTATİSTİKLER
|
Adalet
Bakanlığı verileri
Bu
güne kadar çıkan kamuoyunda PİŞMANLIK YASASI bilinen yasalar
|
1-)
11-06-1985 tarihli 3216 sayılı yasa
2-)
25-03-1988 tarihli 3419 sayılı yasa
3-)
21-03-1990 tarihli 3618 sayılı yasa
4-)
26-11-1992 tarihli 3853 sayılı yasa
5-)
28-02-1995 tarihli 4085 sayılı yasa
6-)
29-08-1999 tarihli 4450 sayılı yasa
7-)24-02-2003
tarihli 4537 sayılı yasa
8-)
24-07-2003 tarihli 4959 sayılı yasa
Bu
konulardan faydalanmak üzere
|
Müracaat
sayısı 4429
Kanundan
faydalananlar 2040
Kanundan
faydalanmayanlar 2389
Koruma
tedbirlerinin uygulandığı 509
İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI VERİLERİ
|
21.3.990
Tarih 3618 sayılı yasadan bahsetmemektedir ve yasadan yararlananların toplamı
832 kişi denmiştir.
|
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI
VAKFI TARAFINDAN HAZIRLANAN
1991-2002 TÜRKİYE İNSAN HAKLARI RAPORLARI
ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ:
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın
hazırladığı Türkiye İnsan Hakları Raporlarına göre; 1992 yılında ; 8 siyasi
parti yöneticisi öldürülmüş,32 demokratik kitle örgütü kapatılmış,1993
yılında;9 siyasi parti üyesi ve 1 belediye başkanı öldürülmüş;
1994
yılında;1İHD yöneticisi ile siyasi parti yöneticisi adayı 26 kişi öldürülmüş,7
İHD şubesi kapatılmış,1995 yılında;2 İHD şubesi,18 demokratik kitle örgütü,1
siyasi parti kapatılmış, siyasi parti yöneticisi belediye başkanı 8 kişi
öldürülmüş,1 siyasi partinin kapatılması istemiyle dava açılmış,
1996 yılında ;2İHD şubesi ve 22 demokratik
kitle örgütü,1 siyasi parti kapatılmış,1 belediye başkanının görevine son
verilmiş,3 siyasi patinin kapatılması istemiyle dava açılmış,
1998;
yılında 8 dernek , vakıf hakkında soruşturma dava açılmış,7 dernek,vakıf
kapatılmış, 3 etkinlik izin verilmemesi nedeniyle gerçekleştirilememiş,75
dernek,vakıf üye yöneticisi gözaltına
alınmış,229 sendikacı,işçi yargılanmış,en az 449 sendikacı,işçi gözaltına
alınmış, en az 37 sendikacı,işçi yaralanmış ve 2 sendikacı öldürülmüş,en az
1132 siyasi parti yöneticisi gözaltına alınmış(en az 997 HADEP, en az 124 EMEP,
en az 11 ÖDP ), 1 siyasi parti kapatılmış,seçim tartışmaları nedeniyle en az 37
kişi ölmüş,129 kişi yaralanmış,
2001
yılında;26 dernek,vakıf hakkında dava soruşturma açılmış,12 dernek,vakıf
kapatılmış,10 etkinlik verilmediği için gerçekleştirilememiş,530 dernek
yöneticisi,üye hakkında dava,soruşturma açılmış,
86
sendikacı, işçi yargılanmış,246 sendikacı, işçi gözaltına alınmış,16 sendikacı,
sendikalı işçi ceza almış, 17 sendikacı, sendikalı işçi beraat etmiş,181 sendikacı , sendikalı işçi sürgün edilmiş,1 sendikacı,
sendikalı işçi saldırıya uğramış,42 sendikacı, sendikalı işçi yaralanmış, yıl içerisinde HADEP 55, DBP 3 kez
basılmış,3468 parti yöneticisi üyesi gözaltına alınmış(HADEP3245,EMEP 113,SİP
80, ip 16, TSİP 4, DBP 10)
1
parti kapatılmış, Bursa Barosu hakkında açılan 1 dava sürdürülüyor, TTB 4 Merkez
Konseyi hakkında 2 dava açılmış(beraatla sonuçlanmış), İstanbul Barosu hakkında
1 soruşturma açılmıştır(takipsizlik kararı verilmiş).
İLETİŞİM
ÖZGÜRLÜĞÜ:
Bu konuda resmi makamlarca verilmiş bir
bilgi olmamakla beraber Türkiye İnsan Hakları Vakfının raporlarına göre; 1991
yılında 121gazete ve dergi ile 29 kitap,1992 yılında; 189 gazete ve dergi ile
20 kitap,1993 yılında;400’den fazla gazete ve dergi ile 30 kadar kitap, 1994
yılında ; 961 gazete ve dergi ile 37 kitap, 1995 yılında; 504 gazete ve dergi
ile 28 kitap toplatılmıştır. 1999 yılında; 25 televizyon ile 35 radyonun yayını
durdurulmuş,1627 den fazla süreli süresiz basılı yayın toplatılmış,2000
yılında; Basın Yasasına “ muhalefet “ suçlamasıyla 2.786 kişi hakkında dava
açılmış,2001 yılında ise; 28 televizyon ile 35 radyonun yayını durdurulmuş, en
az 300 süreli yayın ve 51 kitap toplatılmıştır.
SANAT:
Türkiye İnsan Hakları Vakfının
hazırladığı raporlara göre 1999 yılı içerisinde 13, 2001 yılında 26 kültürel
etkinlik(film,tiyatro) yasaklanmıştır.Yine
2001 yılı raporuna göre yıl içerisinde OHAL içerisinde 17 müzik kaseti
yasaklanmış olup, OHAL yasağı süren müzik kaseti sayısı da 259 ‘ dur.
TOPLANTI,
GÖSTERİ, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ:
Türkiye İnsan Hakları Raporlarına göre
1999 yılında barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında toplam 872 (
nevruz kutlamaları ve öncesinde 345, 1 Mayıs kutlamalarında 547 kişi ), 2001
yılında 1.827 kişi gözaltına alınmıştır.
SİLAHLANMANIN
YAYGINLAŞTIRILMASI:
4085
|
28.02.1995
|
1995
|
138
|
1996
|
124
|
1997
|
65
|
1998
|
38
|
1999
|
30
|
2000
|
2
|
2001
|
7
|
2002
|
5
|
Toplam
|
409
|
285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile, terörün yoğun olduğu
yıllarda mal ve can kaybı riskini göze alarak, teröre karşı Devlet’in yanında
yer alan vatandaşların ellerinde bulunan ateşli silahlara menşelerine bakılmaksızın
taşıma yada bulundurma ruhsatı düzenlenerek, bölgede yaşayan halkın
silahlandırılması sağlanmıştır.( Bulundurma ve taşıma ruhsatlı silah 30.000
adettir).
3216
|
05.06.1985
|
|
|
1985
|
6
|
1986
|
41
|
1987
|
18
|
1988
|
67
|
1989
|
15
|
1992
|
3
|
1994
|
1
|
1995
|
3
|
1997
|
1
|
1999
|
2
|
|
|
Toplam
|
157
|
3419
|
25.03.1988
|
|
|
1988
|
4
|
1989
|
2
|
1990
|
17
|
1991
|
15
|
1992
|
10
|
1993
|
6
|
1994
|
48
|
1995
|
68
|
1996
|
95
|
1997
|
33
|
1998
|
17
|
1999
|
20
|
2000
|
8
|
2001
|
9
|
2002
|
7
|
|
|
Toplam
|
359
|
3618
|
21.03.1990
|
|
|
1990
|
49
|
1991
|
87
|
1992
|
14
|
1993
|
1
|
1994
|
1
|
|
|
Toplam
|
152
|
3853
|
26.11.1992
|
1992
|
3
|
1993
|
65
|
1994
|
109
|
1995
|
106
|
1996
|
54
|
1997
|
22
|
1998
|
13
|
1999
|
7
|
2000
|
1
|
2001
|
4
|
2002
|
9
|
Toplam
|
393
|
4450
|
26.08.1999
|
|
|
1999
|
320
|
2000
|
156
|
2001
|
34
|
2002
|
52
|
|
|
Toplam
|
562
|
4537
|
24.02.2000
|
2000
|
4
|
2001
|
2
|
2002
|
2
|
Toplam
|
8
|
OHAL’İN
YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA
OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE; HAK İHLALİ İDDİASIYLA İNSAN HAKLARI AVRUPA
MAHKEMESİ’NE YAPILAN BAŞVURULARA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
|
10 Temmuz 1987 tarihli
285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü
hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı
kapsamında olan yerleşim birimlerinde hak ihlali iddiasıyla insan hakları
Avrupa Mahkemesi’ne;
Yapılan Başvuru Sayısı
|
Kabul Edilebilir Bulunan Başvuru
Sayısı
|
Sonuçlanan Başvuru Sayısı
|
Türkiye Aleyhine Sonuçlanan
Davalarda Yeniden Başlatılan İç Hukuk Yolları
|
197
(Hükümete Tebliğ Edilen)
|
42
|
41
|
Eski DEP Milletvekillerinin
Başvurusu
|
İMRALI
İmralı koşullarının iyileştirilmesini. Veya Genel Af ile serbest kalması
düşüncesiyle hareket ettiğini veya Kürtlerin özgürlüğü için bir bireyin
özgürlüğüne değiştirildiği düşüncesi toplumda hakim kanattır.
Bu düşüncenin doğru olmadığını ve her Kürt’ünde bu tür düşüncelerden
uzak durarak sürece destek ve katkı vermesi gerektiğini ve korumakla görevli
kendini addedilmelidir.
Ayrıca da
Bu Çözüm süreci içinde bir hukukçu kimliğimle ben söylüyorum.,
İmralı koşullarının yeniden gözden geçirilmelidir. Ve koşullardaki
iyileştirme insan onuruna ve hukuki düzenlemeler düzeyinde olmalıdır.
TOPRAĞA
DAYALI OLMAYAN ÖZERKLİK
Gelin Toprağa dayalı olamayan
özerklikleri tartışalım
DTK’ nın açıkladığı Toprağa dayalı özerklik,
bugünlerde Türkiye’de bölünme kaygılarını en üst sınıra taşımıştır.
Toplum gerilmiştir. Toplumda birlikte yaşamak
endişesi artmış olup ve maalesef ki Türkiye de istemediğimiz halklar arası
çatışmalar Zeytinburnu örneğinde olduğu gibi başlamıştır.
‘’ oysa hepimiz toprağa bağlı olmayan özerklikleri’’
konuşabilir tartışabiliriz.
Her etnik ve kültürel yapı, kendi dil ve kültürünü
ana dilde Eğitim hakkı da olmak üzere yaşayabilir. Resmi dil Türkçe olmalı.
Bu konuda özgürlükçü düzenlemeler yapılabilir.
Bugün Avrupa ülkelerinin büyük bir çoğunluğunda
Belçika ve Kanada ‘da bu tür düzenlemeler mevcuttur.
Bu ülkelerdeki etnik farklılıklar kendi dillerinde
ve kültürlerinde başta ana dilde eğitim olmak üzere bir çok haklara
sahiptirler.
Bunun yanında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi
yerellerde halkın seçtiği ve başta
İl Valisi ve il yönetimini oluşturan makamları
seçimle o il halkının iş başına getirmesi uygulamaları mümkündür.
Örneğin Diyarbakır il valisini Diyarbakırlılar
İstanbul il valisini İstanbullular seçmelidirler.
Meselelere böyle yaklaşıldığında ve yapılacak Yeni
Anayasa ile de Kürt sorununda problemler kolaylıkla aşılacaktır.
Arkasından uygulanacak, genel af - toplumsal sosyal rehabilitasyon
projeleri- ekonomik hamlelerle de bölgenin ve Türkiye’nin önü açılacaktır.
Bugün Türkiye’sinde tek bayrak tek vatan
tartışılmadan bu tür toprağa dayalı olmayan kültürel özerkliklerle Kürt sorunu
çözüme kavuşacaktır.
Kürtlerin çok büyük bölümü hatta tamamına yaklaşan bölümü
Türklerle birlikte yaşamadan yanadır lar.
Böylece tek bayrak tek vatan içinde her türlü
Demokratik haklar ve özgürlüklerin önünün açılması Türkiye’yi geleceğe
taşıyacaktır.
Bu sorun Türkiye’nin sorunudur.
Uluslar arası sorun değildir.
Çözümü de Türkiye’de olacaktır.
Çözüm Askeri ve savaş yöntemleriyle değil Demokratik
yol ve yöntemlerle çözülmelidir.
Her türlü Irkçı şoven milliyetçi dar yaklaşımlardan
uzaklaşıp akıl ve toleransla ve empatiyle bugün sıkışmış olan ve Türkiye’yi
zorlayan bu sorunu çözeriz.
DTK’ nıda özerkliği bu çerçevede (toprağa bağlı
olmayan ) talep etmesi hem Kürtlerin hem de Türklerin ortak menfaatinedir.
Sorunun çözüm adresi TBMM ‘dir.
TBMM olağanüstü toplantıya çağrılmalı ve BDP li
milletvekilleri mecliste yemin etmelidirler.
Ve TBMM bu toplantısında son dönemde artan
gerginlikleri değerlendirmelidir.
Hükümet ve Meclis mutabakata vararak yeni Anayasa da
kültürel özerkliklerin önünü açmalı ve Anayasada güvenceye almalı
Öcalan ve DTK özerkliği bu çerçevede tekrar değerlendirmeli
ve PKK ye ateşkes çağrısında bulunmalı
PKK
TÜRKİYE’Yİ TERK EDERKEN HUKUKİ PORBLEMLE
KARŞILANMAMASI İÇİN NE YAPMALIYIZ?
PKK silahlı veya silahsız
Türkiye’yi terk etmesi sürecinde hukuki sorunlar doğabileceği gibi
savcılılarımızın da haklı ve yasal olarak soruşturmalarının da açılmamasına
engel bir hukuki dayanak yoktur.
SORU: Peki
bu süreci provokasyonların olmaması ve hukuki engelleri tartışmadan ve
yaşamadan nasıl aşabiliriz.?
Diğer bir konu ise:
Geçmiş yıllarda 11.6.1985,
25.3.1988, 21.3.1990, 26.11.1992, 28.2.1995, 29.8.1999, 24.2.2003 ve 24.7.2003
tarihli toplam 7 kanun çıkartılmıştır. Kamuoyunda PİŞMANLIK YASASI olarak
bilinen kanunlar büyük söylemlerle ve idealarla çıkartıldı.
Ve PKK’nın militanların büyük çoğunluğunun bu yasalardan yararlanacağı umut
edilmişti ama sonuç sonuçsuzluktu.
İlk Toplam 6 kanun için Müracaat sayısı 4429
Kanundan faydalananlar 2040
Kanundan faydalanmayanlar 2389
Koruma tedbirlerinin uygulandığı 509
Son Eve dönüş kanunu ise
Talepte bulunanların sayısı 4101
PKK mensubu olanların sayısı 1862
Hizbullah 1547
Davaları devam edenlerin sayısı 2684
KISACA 8 Pişmanlık Yasalarından
Müracaat sayısı 8530
Kanundan yararlananların sayısı 3315‘tir.
Rakamlarla fazla girmeden
şu önemli hususu belirtelim. PKK dağdan inip bu kanundan yararlananlar % 10
olmamıştır. Genelde ceza evlerindeki tutuklular ve davaları devam edenler ve
ayrıca Hizbullah örgütünün müracaatı olmuştur.
Bu kanunlar dağdan inmeyi
hedeflenen amaçtan ziyade örgüt üyelerine dağa çıkma yolunu aşmıştır.
SORU : Bu
günlerde pişmanlık yasası yine tartışılırken çıkartılacak yasanın da
diğerlerinin benzerimi olacak?
Bu barış ve kardeşlik
sürecinde ve YENİDEN YAŞAMA DÖNÜŞ sürecinde PKK’nın silahlarıyla veya silahsız
olarak Türkiye’yi çıkışlarında atılacak adımlardan biride ‘’Barış ve
Kardeşlik’’ adı altında kanun çıkartılması gerekir. Zira örgütün sınır dışına
çıkışında yaşanacak problemleri ortadan kaldırmak için gereklidir.
Birden fazla kanun
çıkartılmasına da gerek yok. Tek bir
kanunla bu süreci aşabiliriz.
Daha önce çıkartılan 8
kanunun ortak özelik ise. Örgüt üyelerinin teslim olması halinde yargı
sürecinin olması ve Kanundan faydalanması için ise şarta bağlıydı.
*Bilgi vermesi
*Verilen bilginin inandırıcı olması ve diğer örgüt üyelerini yakalatması
*İç işleri bakanlığından izin alınma yani örgüt üyesinin kanundan
yararlanması için mahkeme bakanlıktan görüş alırdı ‘’ yararlansın mı’’
yararlanmasın mı’’ idi. Bakanlıktan gelen cevaba göre mahkemeler karar
vermekteydi.
Yani BİLGİ VERMEK ve İZİN ALMAK
gibi şartlar nedeniyle kanunlar işlevsiz kaldı.
ÖNERİM İSE ..
Bu nedenle çıkartılacak barış ve kardeşlik
kanununda bilgi vermek ve izin almak gibi şartlar ortadan kaldırıldığında ve
ayrıca bu süreçte görev alacak sivil kişilerinde (Akil İnsanlar vs.) haklarında ileride
açılabilecek davalarında önüne geçilmesi açısından böyle bir kanunun gerekli
olduğunu ve Bu kanunun yürürlük sürerside 1 yıl olmalıdır.
Ve bu süreçte PKK’nın Yurt
dışına çıkışında doğabilecek sorunlar aşıla bileceği gibi C.Savcılarımızın da
soruşturmalarındaki sorunlar şimdiden giderilmiş olur.
Barışa giden yol...
BARIŞA GİDEN YOLU KORUMAK, BARIŞI İSTEMEKTEN DAHA
DEĞERLİDİR.
Çözüm süreci desteklenmelidir. Desteklemenin yanında bir taratanda Bu süreç mutlaka korunması gerekir.
Bu süreci korumamız lazım. Bu süreç bozmak istenilecektir. Süreci bozmak isteyen provokasyonlar, belli kesimler, savaştan ve şiddet ortamından terörden beslenenler, rant alanlar hatta uluslar arası güçler vardır.
Bu kesimler yani bazı unsurlar Düşük yoğunluk savaştan ekonomik ve siyasal rant elde etmek isteyenler ve bu sürecin bozulmasını AKP – MHP – CHP ve hatta BDP ‘nin içinde dahi bazı kesimler vardır.
Sürecin bozulmasını, Bitmesini isteyebilirler. Bu süreci korumak lazımdır.
Gelişi güzel siyasal popülizm adına çıkış yapan politik aktörlerinde önünü kesmek lazım.
Süreç ön koşulsuz olarak desteklenmeli ve korunmalıdır.
Çok hassas bir dönem. Bu yüzden siyasi partiler tartışmalarını kamuoyuna olumsuz yansıtmak yerine kendi içinde eritip dışarıya süreçle ilgili net ifadelerle destek sunabilmelidirler.
Bu tarihsel süreci Türkiye’nin yararına gelişebilecek bir şekilde inşa etmemiz lazım.
Barışa giden yolu korumak, Barışı istemekten daha değerlidir.
Çözüm süreci desteklenmelidir. Desteklemenin yanında bir taratanda Bu süreç mutlaka korunması gerekir.
Bu süreci korumamız lazım. Bu süreç bozmak istenilecektir. Süreci bozmak isteyen provokasyonlar, belli kesimler, savaştan ve şiddet ortamından terörden beslenenler, rant alanlar hatta uluslar arası güçler vardır.
Bu kesimler yani bazı unsurlar Düşük yoğunluk savaştan ekonomik ve siyasal rant elde etmek isteyenler ve bu sürecin bozulmasını AKP – MHP – CHP ve hatta BDP ‘nin içinde dahi bazı kesimler vardır.
Sürecin bozulmasını, Bitmesini isteyebilirler. Bu süreci korumak lazımdır.
Gelişi güzel siyasal popülizm adına çıkış yapan politik aktörlerinde önünü kesmek lazım.
Süreç ön koşulsuz olarak desteklenmeli ve korunmalıdır.
Çok hassas bir dönem. Bu yüzden siyasi partiler tartışmalarını kamuoyuna olumsuz yansıtmak yerine kendi içinde eritip dışarıya süreçle ilgili net ifadelerle destek sunabilmelidirler.
Bu tarihsel süreci Türkiye’nin yararına gelişebilecek bir şekilde inşa etmemiz lazım.
Barışa giden yolu korumak, Barışı istemekten daha değerlidir.
SONUÇ
ÇÖZÜM
SÜRECİ Barış ile biterse
İSLAMİYETTE:
Bir nevi CİHADDIR
DEMOKRASİDE:
Barış. Kardeşlik. Düşünce özgürlüğü.
İnsan hakları.
Eşitlik kazanılmasıdır.
EKONOMİDE:
Refah düzeyinin artmasıdır.
İşsizliğin bitmesidir.
Ekonomide
Patlamaların olmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder