5 Ocak 2014 Pazar


                   
 

   ÇÖZÜM SÜRECİ

 

   

  

 

 

                                                                                            Av. MESUT DEĞER

 

                                            CHP 22 DÖNEM DİYARBAKIR MİLLETVEKİLİ

 

 

 

 

 

 

 

 

               ÇÖZÜM SÜRECİNDE  NELER YAPILMALIDIR?

 

                  VE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR.?

 

 

 

Değerlendirmemi 2 konu başlığı altında yapmak istiyorum

 

A.)Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde de neler yapılmalıdır?

 

B.)  PKK’NIN çekileme süreci sonrasında neler yapılmadır
 

A-                       BÖLGEDE NELER YAPILMALIDIR?

 
1.    KÜRT SORUNUNA YÖNELİK UYGULAMALAR


       Öncelikle ‘’ Kürt sorunu yoktur. Kürt Vatandaşın sorunu vardır ‘’ söyleminden vazgeçilmelidir.  Sorunun çözümüne yönelik bazı çabalar görülse de Kürt Sorunu önümüzde olduğu gibi durmaktadır.

·        Kürt Vatandaşın Sorunu:    Bireyseldir.

        bireysel olarak Kürt vatandaşın sorunu ise tüm vatandaşların hakkı gibi evrensel insan hakları düzeyinde olup,  Seyahat etmek,  Eğitim, İş, Sosyal, basın vs gibi hakların tamamıdır.

        Bu sorun Kanun ve yönetmeliklerle düzenlenir ve çözülür.

Örneğin;  Kürt anne veya babanın çocuklarıyla ilgili Kürtçe eğitim talebi bireysel bir taleptir.  Bu talep seçmeli ders olarak yasa ve yönetmeliklerle değerlendirilip, çözümlenebilir.

*Kürt Sorunu:   Bireysel değildir.

      Kürtlerin tamamını kapsar. Demokratikleşmede ana şemsiye olarak ele alınır.  Tüm l hak ve Özgürlükler Kürtlerin tamamını kapsamalıdır.

     Kürt Sorunu yasalarla ile çözülemez. Anayasa ile çözülür.

Örneğin;  eğitim seçmeli ders olarak değil de Anayasada yer aldığında Kürtlerin tamamına uygulanır.

  KİMLİK


      Kimlik bir insanın adı, şerefi ve namusu olup İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin en esaslı unsurudur.

 

KISACA TEKRARLAMAK GEREKİRSE

 

KÜRT SORUNU

        Kürtler dünyada büyük bir nüfusa sahip olmalarına rağmen tek devleti olmayan halk kitlesi konumundadırlar.

·        Kürt kimliğinin tanınması (Anayasada Türk Vatandaşlığının tanımı yeniden düzenlenmelidir)

·        Anadilde eğitim

·        Yerinden yönetimin güçlendirilmesi, Yerel mali özerklik

·        Valilerin seçimle gelmesi, idari yetkilerinin artırılması

·        Kültürel ve sosyal haklar

·        Kürtler kendi kendilerini tayin etme ve yönetmeleri için gerekli koşullar dır.

 

PKK SORUNU

         Güvenlik önlemleri ile PKK’NIN bugüne kadar çözülemediği görülmüştür. Bu nedenle;

PKK için atılacak adımlar ise;

·        Demokratikleşmede yeni düzenlemeler

·        Hukuk reformu

·        Genel af

·        İş alanları açılması ve yatırımlar
·        Yeniden yaşama uyum sağlayabilmeleri için projeler

·        Sosyal yardımlar, destekler

Sadece askeri çözüme gidilmesi halinde bunun okunma şekli;

 PKK için halk desteğini arttıracak ve PKK sorunu daha da artacaktır.

Bu nedenle;

·        Silahları bırakma  (Örgütün ilke dışına çıkması)

·        Seferberliği kaldırma  (TSK’NIN çatışmalara girmemesi)

·        Topluma kazandırma

İle sorunun çözümüne gidilmesinin doğru bir yaklaşım olacağını düşünmekteyim

 

 2.)  SINIR ÜLKELERİ İLE DİYALOG

 

            Doğu ve Güneydoğuda ortak sınırlarımız  bulunan  ülkelerde yaşayan halklarla  ticari, aşiret-akrabalık ve kültürel-Din- mezhep ilişkilerimiz vardır. Bu nedenlerle sınır ülkelerine yönelik olarak atılacak her adımın  mutlaka çok düşünülerek atılması gerekmektedir.

          Gelinen son süreçte sınır ülkeleriyle  yeterli bir diyalog ortamın bulunmamasına  rağmen Türkiye bu ülkelerle ilişkilerini o ülkelere uygun politikalarla yeniden  düzenlemeli ve sürdürmelidir.

·         Türkiye sorunları çözebilme yeteneğine sahip  bir anahtar ve yönlendiren ülke konumuna gelmelidir.

·         Komşu ülkelerle turizm, ekonomi,  ticaret,  beşeri ve  kültürel alanlarda  güçlü ilişkileri  kurmalı ve  geliştirilmelidir.

·         Sınırlarda özgürce ticaret yapılabilmesi için serbest bölgeler  kurulmalı, komşu  ülkelerle ticaretin önündeki engeller kaldırılmalı,  vize ve gümrük işlemleri kolaylaştırılmalı ve sınır ticareti geliştirilmelidir.

·         Sınırdaki huzur, halkımız içinde  çok önemlidir. Sınırlarımızda  bu yönde atılacak her  adım ve olumlu her yaklaşım bölge halkı ile sınır ötesindeki akrabalarını Türkiye’ye  daha da yakınlaştıracaktır.

·         PKK’nın silahsızlandırılmasının ve silahlarının bırakılmasının tartışılarak gelinen   bu yeni ortam ve barış süreci bölge halkının huzuru için yaşamsal bir önem taşımakta,  bölgedeki çatışmasızlık ortamının sınır ülkelerinde sağlayacağı faydalar göz ardı edilmemelidir.

·         Kürt Halkının sorunları ve bölgede huzur ortamının sağlanması için KUZEY IRAKTAKİ KÜRT YERLEŞİM BÖLGELERİNİN YÖNETİMLERİYLE DİPLOMATİK, SICAK VE İYİ İLİŞKİLER GELİŞTİRİLMELİDİR.

ARTIK, KUZEY IRAKTAKİ KÜRT YÖNETİMİNİN  TANINMASI AŞAMASINA GELİNMİŞTİR.

  • IRAK  :  Laik, çağdaş ve insan haklarına dayalı  siyasal ve toplumsal yapısı gereği  Türkiye, Irak halkları ve siyasi yapılarıyla politika ve ilişkilerini  yapay  ve kısa  süreli stratejiler üzerinde  geliştirmemelidir. Irak’a uzun süreli politikalarla yaklaşmak büyük  bir önem arz etmektedir.

Türkiye; Toprak bütünlüğü İstikrarlı ve bir Irak’ı savunmaktadır.

 Ancak Irak’ın Kuzeyi ile yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi  (KBY)  ile geliştirilecek ilişkilerin Ticaret, Enerji, Ulaşım ve çevre alanlarında Türkiye’ye yarar sağlayacağının da bilincindedir.

Iraklı Kürtler ise,  Türkiye’nin Kürt halkına yönelik uygulamalarına endişe ile bakmaktadırlar. Ve Iraklı Kürtler ile Bağdat’taki merkezi yönetimle arasındaki gerilim artmaktadır.

Bu nedenle;

*Türkiye ile Iraklı Kürtler bölgenin istikrarını sağlamak amacıyla bir iş birliğine ihtiyaç olduğunu,

*KBY ile başlatılan resmi görüşmeler sonucunda Kuzey Irak’ta Ekonomi ve enerji alanlarda ki göstergeler  bunun sonucudur.

*Türkiye’nin Kuzey Irak ve KBY ile yapılan görüşmeler ve desteklemelerden ABD başlangıçta desteklediğini ve bugün desteğin azalmasına ve kuşkulara yer bıraktığını görüyoruz.


  • SURİYE ‘deki durum ise çok farklıdır. Bugün Suriye’de süren iç savaşın yıllarca sürmesi için mezhepsel bir çatışma ve bu çatışmanın da  Reyhanlı örneğinde olduğu gibi  Türkiye’ye yansıtılması gayretleri gözükmektedir.

      Suriye deki Kürtlerin Türkiye ile ilişkilerinin çok iyi olması için  PYD ile  ilişkiler Güçlendirilmedir.

  • İRAN: İran Kürtlerle tam bir  çatışma içerisindedir.  Ayrıca Sünni ve Irak’ta yaşayan

Kürtlerle ciddi bir mücadele içerisindedir. İran, çok seçenekli politika gütmektedir.

         Sınır ticareti bir önemli noktada: Uludere’de öldürülen vatandaşlarımızın olayı aydınlatılmalı ve Maddi- Manevi tazminat ödenmelidir. Uludere’den özür dilemek erdemliliktir. .
 

3.).      EKONOMİK ÖNLEMLER:

 

DEVLET ELİNİ  CEBİNE  ATMALI  VE  ÜSTÜNE  DÜŞENİ

YAPMALIDIR.

 

 A.)İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM BULUNMALIDIR.

 

         Bölgede İşsizlik oranı çok yüksektir.

         İşsizlik en önemli sorundur.

         Göçlerle kentlere yerleşen insanların geçen zaman sürecinde  aile büyükleri dâhil  hepsi geçim sıkıntısı içinde ve işsizdir.

         30 yıldır süren çatışma ortamı sonucunda yeni yetişen genç  nesil özel bir dikkati gerektirmektedir.   Zira bu gençlerimiz aile büyüklerinin sözlerini dinlememekte, kendilerini ispatlamaya çalışmaktadırlar.

                Çözüm sürecinde ve sonrasında bu gençler işsiz kalmaları halinde ya kendi mafya-çetelerini oluşturacak veya adi suçlara karışacaklardır. Bir nevi patlamaya hazır bombadırlar.

         Sosyal Patlamalar gündeme gelebilir.

         Bölgede ‘’ YAŞANABİLİR ‘’  düşüncesi yaratılmalıdır.

         Bölgede;  açlık- sefalet- yoksulluk artmıştır. Bu nedenle yoksulun alım gücü  mutlaka artırılmalıdır.

 

 

 

B.) DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNE YATIRIM

YAPILMASI GEREKMEKTEDİR

 

 

  Bir Kaynak Seferberliği ilan edilmelidir.

    2013 bütçesine  eklenmeli ve 2014 bütçesine  şimdiden konulması için hazırlık yapılmalıdır.

   Bölge halkının sorunlarının başında ekonomik sorunlar gelmektedir.

   Bölgenin ekonomik geri kalmışlığına köklü, kalıcı ve gerçek çözümler derhal uygulanmaya  konulmalıdır.

  Bölgeler arası ekonomik dengesizliğin giderilmesi gerekmektedir.

   Bölgede kısa ve uzun vadeli projeler uygulamaya geçirilmelidir.        

   Bölgeye özgü mikro ölçekli kalkınma modelleri, sosyal politikalar ve istihdam politikaları geliştirilmelidir.

  GAP projesi bölgenin yaralarının sarılmasında önemli bir  fırsattır.

 DAP projesi de sosyal  bir proje olarak bölge için faaliyete geçirilmelidir.

  Bölgede sınır ticaretiyle ticaret fuarlarının kurulması desteklenmelidir.

  AB entegrasyonu açısından bir zorunluluk olan  tarım ve hayvancılık desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.

  Bölgede yerel belediyeler bugüne kadar belediyelerin yapması gereken  işleri yapmadıklarından yerel hizmetler  adeta kangren olmuştur. Alt yapıda yol, su, kanalizasyon ve iletişim vs. hizmetleri yapılmadığından özellikle bu süreçte devletin bu sorunlara eğilmesi gerekmektedir.

  Yoksullaşan bölge halkı çeşitli ayni ve nakdi transfer politikalarıyla desteklenmelidir.

  Mayınlı araziler mayından arındırılması  bölgede toprak reformu gerçekleştirilmesini kolaylaştıracak,  tarihi eserlerin restore edilerek kullanıma açılması  turizmi canlandıracaktır.

 

4.)       SOSYAL BOYUT

  Devlet bölge halkına güvenmelidir.

   Devlet ile halkın arasındaki yabancılaştıran duvar kaldırılmalıdır.

   Sevgi ve destek hissettirilmelidir.

  Bölgeye yapılacak yardımlar ve bu özveri için  tüm ülke halkı ikna edilmelidir.

  STK ’LARIN önü açılmalı ve daha etkin kılınmalıdır.

   Doğu ile Batı arasındaki sivil yardımlaşma köprüleri güçlendirilmeli ve etkinliklere devam  edilmelidir.

  Bölgeden kanaat önderleri ve sermaye göç etmiştir. Beyin göçü olmuştur. Bunların  bölgeye geri dönüşü  için imkânlar sağlanmalıdır.

  Bölgedeki parçalanmış ailelerin birleştirilmesine imkân tanınmalı, sınır ülkelerinde varsa   mal ve mülkiyet varlıkları teminat altına alınmalıdır.

 Uygulanacak sosyal politikalar, ekonomik gelişme ve istihdam yaratılması halinde durum devletin bölge halkını sahiplenmesi olarak algılanacak,  halkın devlete daha çok bağlanmasını  sağlayacak, bölge halkı kendilerini eşit vatandaşlar olarak hissedeceklerdir.


 Sanat ve  diğer kültürel etkinlikler geliştirilmeli ve desteklenmelidir.

 

 Sağlık sorunları yeniden ele alınmalıdır.

  Eğitime ağırlık verilmeli ve üniversite sınavlarında önümüzdeki birkaç yıl için bölge gençleri  üniversitelere ayrıcalıklı olarak yerleştirilmelidir.

  Diyarbakır Spor  Kulübü Birinci Lige çıkabilmesi için desteklenmeli ve bölgede özellikle gençlerin spor yapma olanakları artırılmalıdır.

 ERGENEKON,  JİTEM  ve ÖZEL TİM gibi yapılanmalardan bölge halkı yıllarca çok çektiğinden, bölge halkında barış sürecinin engellenmesi için  bu ve benzer yapılanmaların devreye gireceklerini kanaati ve endişesi mevcuttur. Bu tür yapılanmalar mutlaka tasfiye edilmelidir.  

  Özellikle 1987 – 2002 yılları arasındaki Olağan Üstü Hal Bölgesi iller ve mücavir iller de (OHAL)  yaşanan tüm olaylar TBMM de bir komisyon kurularak incelenmeli ve bu süreç araştırılmalı, OHAL de yaşanan olayların karanlıkta kalmaması sağlanmalıdır. (*)

* Gözaltındaki kayıplar, faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar aydınlatılmalı ve  köye dönüş  desteklenmelidir.

* Geçici Köy Korucuları ve Gönüllü Köy Korucuların durumları gözden geçirilerek bunlar kamunun bir   başka alanında istihdam edilmelidir.  (**)

*  Köy Korucularının görev yaptıkları süreçte bulundukları yerlerde o yöre halkıyla geçmişte yaşanan bir problem var ise gerekli tedbirler şimdiden  alınmalıdır.(***)

 Bu temel önceliklerin yanında ekonomik, sosyal, eğitim, sağlık, ticaret, kalkınma, istihdam, imar anlamında yapılacak ve uygulanacak projeler ise Kürt sorununun çözümüne pozitif katkı sunacak politikalar olarak hayata geçirilmelidir

·         Ormanların ve yeşilliğin talan edilmesine izin verilmemelidir ve bu süreçte mutlaka korunması gerekir.
 

(*) OHAL ayrı bir başlık altında ele alınmıştır.

(**) (***) KÖY KORUCULUK SİSTEMİ ayrı bir başlık altında ele alınmıştır


    II.) PKK’NIN çekileme sonrasında neler yapılmadır.


          Yapılacak yeni Anayasamızda ve sonra yasalarımızda Demokratikleşmenin önü açılmalıdır. Temel Hak ve özgürlükler çerçevesinde Düşünce Özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmalı,  Birey yani İNASAN ön plana çıkarılıp  ve korunmalı, Devletin öne çıkması ve korunması ikinci planda kalmalı,  Hukukun Üstünlüğü egemen kılınmalı, bireysel haklar  Anayasal olarak korunmalı ve çerçeve altına alınmalı, AB sürecine paralel olarak  sosyal adaletin ön planda olduğu  Türkiye’nin tamamını kapsayan yasal adımların atılmalıdır.

‘ PKK’Yİ SİLAHSIZLANDIRAYIM’ DEDİĞİNİZDE SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ ’

‘’ İMRALI KATKI SUNACAKSA DEĞERLENDİRİLMELİDİR ‘’

Bu çerçevede;

·          Türkiye’de demokrasi ve hukuk sınırları içinde her türlü düşüncenin 

Siyaset yapabilme olanakları sağlanmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti veya Türkiye vatandaşlığı ifadelerinin öne çıkarılmalıdır.

 

             PKK ‘ya yönelik uygulamalar:  

 

·         Örgütün silah bırakması ve geri çekilmesi Kandilin boşaltılması Türkiye’ye dönüş ve topluma kazandırma ve birlikte toplumların yaşamak evrelerinin ayrı ayrı hesaplaması gerekmektedir.

 

·         PKK’nın Türkiye’den geri çekilme safhasında herhangi bir provokasyonun önlenmesine ve bu sürecin izlenmesine yönelik olarak TBMM de kurulacak heyetin oluşumunda sıkıntılar yaşanmaması için Komisyonun Tartışmadan uzak rahat çalışabilmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın devrede olması yayarlı olacaktır.

 

·         PKK’nın silahsızlandırılmasını Terör örgütünün Siyasallaşması şeklinde yorum ve değerlendirilmelerden özenle kaçınılmalıdır.

 

·         Mahmur kampının boşaltılması sonrası Kürtlerin Türkiye’de yerleşimi için ve sosyal ihtiyaçların tamamının karşılanması için ayrı özel bir bütçe hazırlanmalıdır. Bu Bütçede 2013 Bütçe Kanunumuza ek madde olarak TBMM de kabul edilmelidir.

 

·         TBMM de Komisyon kurulması zor görülmektedir. Bu nedenle özel bir kanun çıkartılarak ve yetkilendirilerek yeni bir isim altında  görevlendirilecekler  sürecin her aşamasını yürütebilmelidirler.  Gerek izleme ve gerek müdahale etme hakları yasal güvence altına alınmalıdır. Önümüzdeki süreçte konuşulması tartışılması çeşitli spekülasyonlara neden olabileceğinden Kanun ile kurulmuş ve görevlendirilmiş bu yapı Sayın Başbakan ve Hükümetin altında görev yapmalıdır. Söz konusu kurumun TBMM deki siyasi partilerin temsilcileri de olmalıdır. Kurum sivil olmalıdır. Hukuken ve İdari açıdan yetkilendirilmelidir.

 

·         Bu süreçte TBMM günlük çalışmasını sürdürmelidir.  Gerekecek önemli adımlarda TBMM devreye girmelidir.

 

·         PKK’nın silah bırakmasının nasıl ve ne şekilde yapılacağı,  taleplerin nasıl karşılanacağı ayrıntısına kadar iyi hesaplanmalıdır.

·          Dağdan inen PKK’lılara evlilik yardımı yapılmalıdır.

·          Yarım kalmış eğitimlerini tamamlamaları için fırsat verilmelidir.

·          Dağdan inen PKK’lılara meslek eğitimi verilmelidir.

·          5 yıllık Yeşil Kart hakkı tanınmalıdır..

·          Örgütten ayrılan üst düzey yöneticiler için kimlik ve yüz değiştirme gibi önlemler alınmalıdır.

·         Genel af ya da benzeri ifadelerin karşılık bulması için inandırıcı yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir

·         Bir anlaşmazsızlık tüm çabaların boşa çıkması, ve Emeğin heba olmasıdır Bedelinin de siyaseten ağır olduğunu bilmek gerekmektedir.

Biz % 50 oy aldık ben bilirim dememek gerekir.

                   GKK   (GÖNÜLLÜ-GEÇİCİ KÖY KORUCUSU)

            Olağanüstü hal bölgesi ilan edilirken bölgede Köy Koruculuk sistemi kuruldu ve Köy Korucuları Geçici Köy korucular ve Gönüllü Köy Korucularından oluşturuldu.


GEÇİCİ KÖY KORUCUSU 58.511

GÖNÜLLÜ KÖY KORUCUSU 12.279

TOPLAM 70.790

             Güvenlik güçlerimiz ile birlikte veya köylerini Korumakla 3o yıldır PKK ile çatışan korucular bugün sürecin sonunda görevlerinin de biteceği gibi silahlarını teslim etmeleri gerekecektir.

Köy Korucular için 2 ana sorun gündemdedir.

1.) Koruculuk görevine başladığında bir korucu o gün 20 yaşında ise bugün 50 yaşındadır. Ve büyük çoğunluğunun da yaşları 30’un üzerindedir. Bugün bu 71.000 Korucunun sosyal, iş, sağlık ve özlük hakları ne olacak tır.? Herhangi bir işte çalışmaları söz konusu olamayacağından bunların durumlarının bu süreç içerisinde düzeltilmesi için adımların atılması gerekir.
2.) Geçmişte köy korucuları özelikle Şırnak, Cizre. Mardin, Hakkâri ve diğer illerimizde, ilçelerimiz de korucuların köylerde arazilere el koymaları, yağma, gasp, hırsızlık, tecavüz, kız kaçırma gibi suçlara karıştıklarından ve ayrıca köyde terör estirmeleri yanında yıllarca Hukuksuzluk yaptıklarından köylülerin köyü terk etmeleri veya haksızlığa boyun eğmeleri söz konusu olmuştur.
               Bu sürecin sona ermesi durumunda haksızlığa uğrayan köylünün intikamı gündeme gelecektir.

 

Bu nedenle:

               Şimdiden gerekli tedbirler ve önlemler alınmadığı takdirde Geçici veya Gönüllü köy korucusunun silahıyla birlikte dağlara PKK’nın yerine geçmesini yani GKK – PKK olmasının önüne geçilmelidir.

 

III.)        İKNA PROGRAMI

 

BARIŞA GİDEN YOLU KORUMAK, BARIŞI İSTEMEKTEN DAHA DEĞERLİDİR.

 

·         En önemli konulardan biride Türkiye’de yaşayan 75 milyon yurttaşımıza atılacak

Adımlar öncesi ve sonrası toplumu yeniden ikna edecek bir program hazırlanmalıdır.

 

·         Her şeyden önce bu mesele, ne kadar siyasi ve siyasal talepler adına olursa olsun

İnsani bir bakış açısını genişletmemiz gerekmektedir.

·         Burada hükümete ciddi roller düşmektedir. Meseleyi siyasal karşıtlıklar üstünden tek

Başına değerlendirirse sorun çıkmaza girecektir.  Hükümetin  bu soruna siyaset dışı bir yaklaşım içinde olması gerekir.

·         Türklerinde Kürtlerinde ve herkesin bu çatı altında birlikte yaşamanın koşulları

Anlatılmalı ve ikna edilmelidir.

 

 

·         Türkiye’nin kaynakları heba edilmemelidir.

 

·         Milyarlarca dolar kaybımız olmamalıdır.

 

·         Tek vatandaşımız ölmemelidir.

 

·         Herkes Türkiye’nin asli unsurudur.

 

·         Türkiye’nin tapusu 76 milyon vatandaşımıza aittir.

 

·         Ölümlerin önünün kesilmesi için ve toplumda ciddi yaralar açılmaması için

 

           HİÇ BİR İNSANIN HAYATI BİZİM HAYATIMIZDAN DAHA AZ DEĞERLİ OLAMAZ

Sloganımız olmalıdır.

·         Türkiye’de bu sorundan dolayı insanların ölmemesi için yapılması gerekenleri

Cesaretle Yapmalıyız.

·         Bugünlerde toplumların zayıflamış olan bir arada yaşama istemlerini yeniden

Güçlendirmemiz gerekmektedir.

·         Sorunları ülke bütünlüğü içinde çözüm bulabilmek için öncelikle insanların

Umutsuzluklarını ve çözüm bulunabileceğine olan inançsızlıkların ortadan kaldırılmalıdır.

·         AKP-BDP dışında Toplumun geniş kesimlerini temsil eden çözüm üretecek ve


Sunacak yaklaşımlar gerekmektedir.

·         Sorunu ortaya atmak değildir Sorunu ortaya koymak ve özgürce tartışılması gerekmektedir.

 

·         Toplumun içinde farklı seslere tahammülün azaldığını farklı seslere sahip olanları

Yıldırmaya yönelik politikaların egemen olduğu bugünlerde bu baskıların kaldırılması gerekmektedir.

·         Toplumun birlikte yaşama istencini,  Barış ve Kardeşliği güçlendirecek

Proje ve söylemler ortaya konulmalı, Geçmişin yaraları hızla sarılmalı ve 76 milyon insanımız kaynaştırılmalıdır.

·         Birinci aşama bitti. İkinci aşmaya geçildi. Üçüncü aşamaya gelindi söylemleri sürece zarar vereceğinden bu tür konuşmalardan  uzak durulmalıdır.

·         Süreci bozmak isteyen odaklar elbette olacaktır. Bu nedenle sürecin korunması gerekmektedir.

·         Nefret dili kullanılmamalıdır. Ve tarafları kamplaşmaya kutuplaşmaya götürmekten kaçınılmalıdır.

 

·         TÜNELİN UCU GÖRÜNDÜ  ve görünen aydınlık ucu halka anlatılmalıdır.

 

 

 

IV.)       KÜRTLER

·         Kürtler Irak. Suriye ve Irandaki Kürtler arasında benzerlik olduğu kadar farklılıklar vardır. Biz bu farklılıklar üzerinde duralım.


            Bu bölgedeki yaşayan Kürtlere baktığımızda Iran da Kürtler İran’ın batısında bir bölgede Suriye ve Irak’ta ise kuzeyde belirli bölgede bir arada yaşamaktadırlar.

           Bir arada aynı yer ve aynı topraklarda yaşayan Kürtler iç içe yaşadıkları gibi Iran: Suriye ve Iraktaki Kürtler diğer bölgede yaşayan halklar yani Şiiler Araplar vs halk Kürtlerin yaşadığı yerlerde yaşamamaktadır. Ne iş ne görev ne ticaret ve herhangi bir konuda diyelim Araplar Diyelim Şiiler Kürtlerin yaşadıkları yerlerde birlikte ve bir arada yaşamamaktadırlar.    

              Zorunluluklar dışında ilişkileri de yoktur. Kürtlerde diğer bölgelerde gerek seyahat ve gerekse ikametgâh olarak bağlantıları var denilecek yoktur. Ticari ve zorunluluk konular dışında dostluklar ve görüşmeler pek nadirdir. En basiti kız alıp vermek dahi nadirdir.

              Kürtler kendi iç bünyesinde ve bir arada geçmiş yılların getirdiği şartlar ve koşullarla yaşamak zorunluluğundan olmuştur.

·         Türkiye’de durum çok farklıdır.

             Kürtler Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşamaktadır ancak büyük çoğunluğu Kürtler özelikle İstanbul. İzmir. Adana ve Mersin’de yaşamaktadırlar.

Ve özelikle 81 ilin tamamında 1000’e yakın ilçelerde az veya çok sayıda Kürt nüfusu yaşamaktadır.

             Kürtler her alanda ve her konuda 81 ilimizle ve yaşadıkları yerde insanlarla diyalog halindedirler.

             Kız alma kız verme gerçekleşmiş ve kısaca Kürtler 76 milyon vatandaşımızla et ile kemik olmuştur.

·         Kürtler  aynı bölgede ve bir arda yaşam şekilleri İran. Suriye ve Irak’taki Kürtler gibi

Olmadığı göz önüne alınmalıdır

 

 

 

·         Türkiye’deki Kürtler Türkiye’ye sahip çıkmaktadır.

·          Kürtler 81 ili kendi illeri gibi görmektedir.

·         Ve etnik kökene göre ayırım yapmamaktadır.

·         Türkiye’nin asli unsuru olarak sahiplenmektedir.

·         Orta doğudaki kan gölüne Türkiye’nin gelmemesi için çaba sarf etmektedir.

·         Ülkemizi ayakta tutan kardeşliktir. Örf ve adetlerimizdir. Kan bağımızdır.

Toprağımıza Sahiplenmedir.

Ve İslamiyet’tir.

 

 

                     YENİ ANAYASA

 

            Yeni Anayasa yazılım süreci 30 HAZİRAN veya TEMMUZ 2013 tür. TBMM de mutabakat sağlanmadığı takdirde yeni Anayasa AKP ‘nin hazırladığı taslak TBMM ne gelecektir.

             Bu süreçte bazı milletvekilleri büyük bir direniş göstereceklerdir.

 Direniş gösterirken ama toplumun hassasiyet gösterdiği konularda direnişlerinin çizgisine dikkat etmelidirler.

 Toplumsal gerginlikten ve toplumsal ayrıştırmaktan uzak durmalıdır. Bu tür söylem ve davranışlar önemlidir.

             Yeni Anayasada’’ Laiklik Din’’ ‘’ Vatandaşlık Tanımı’’ ‘’ Resmi Dil.’’ ‘’ kadın haklarında’’ ‘’İnsan Haklarında’’ en çok tartışmanın yaşanacağı konulardır.

              AKP ise MHP’nin desteğini alır mı belli değil ancak AKP – BDP ile süreç birlikte olunacak gibi gözükmektedir. Bu durumda TBMM de milletvekili transferleri de gündeme gelebilir.

 

 

AKP yeni Anayasa da hangi maddeler üzerinde durabilir.

Başkanlık sistemi Yarı başkanlık sistemi mi?

Başka bir yetkili Cumhurbaşkanı modeli mi?

Sayın Başbakanın sık sık dillendirdiği ‘’Partili cumhurbaşkanı olmalıdır’’

 

1-Kürt kimlik ve dil gerçekliğinin anayasa içinde bir hak olarak görülmesi resmi dil olarak Türkçenin yanında, pilot okullarda da olsa, anadilde eğitim haklarının verilmesi.

2-Yeni anayasada milliyetçi, ırkçı, şoven hissedilebilecek, tek etnisiteye gönderme yapabilecek bütün ifadelerin kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti veya Türkiye vatandaşlığı ifadelerinin öne çıkarılması.

3- Genel af, yeni rehabilitasyon programları, günümüz ve geçmişte mağdur olanların mağduriyetleri adına hukuki bir süreci başlatmak ve ekonomik-sosyal tazminleri hak sahiplerine verebilmek.

Bu süreçte ölen Türk ve Kürt ayırımı yapmaksızın herkesin ailelerin mağduriyetlerin önlenmesi için özel yasaların çıkarılması.

4-Yeni toplumsal İKNA programı çerçevesinde yeni anayasayı haklar ve özgürlükler açısından geniş tutmak ve mevcut demokrasinin daha fazla genişletilerek uygulanma alanlarını anayasal güvence altına alma.

 DEMOKRATİK REFORMLAR SOSOYAL REFORMLAR

 ANAYASAL REFORMLAR

 SÖZDE OLMAMALI ÖZDE OLMALI

 ANAYASADA YER ALMALI GÜNDELİK HAYATADA YANSIMALIDIR KANUNLARLA GÜVENCEYE ALINMALIDIR.

YENİ ANAYASA ÖNEMLİDİR. REFORMLARIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİDİR. DESTEKLENMELİDİR.

 

 

 

TOPLUMUN BÜTÜN KESİMLERİN SORUNUN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA TÖLERANSLI OLMASI GEREKİR.

 

Yapılacak Yeni Anayasada tartışılan önemli, bir başlık ‘’ BAŞKANLIK SİSİTEMİDİR.’’  Başkanlık rejimine  siyasi partilerin sıcak bakmadığını ve desteklemediğini. Bu nedenle Yeni Anayasanın tüm maddelerinin TBMM deki tüm partilerinde desteği alınarak yapılmalıdır. Ve Referanduma sunulmalıdır.

Başkanlık rejimi ile ilgili değişiklik ertelenmelidir.

Önemli olan yeni anayasada Temel Hak ve Özgürlükler. Demokratik Haklar. Yargının Dokunulmazlığı. Hukukun Üstünlüğü ve herkesin Yeni Anayasada EŞİT olduğu hakların yer almasıdır.

 

DEMOKRATİKLEŞME İÇİN ATILACAK ADIMLARI

*Türkiye’de özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi kurulmalıdır.

Parlamenter sistem güçlendirilmelidir.

* Yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır.
* Laiklik korunmalı ve geliştirilmelidir.

*Sivil yönetimin üstünlüğü sağlanmalıdır
*Yerel yönetimler güçlendirilmelidir.
*İfade, basın ve sanat özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır.
*Örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.
* İşkence ve kötü muameleye son verilmelidir. Toplantı ve gösteri özgürlüğü tam olarak sağlanmalıdır.

*Kadın hakları saldırılara karşı korunmalı ve geliştirilmelidir.

*Yurttaşların iletişim özgürlüğüne ve özel yaşamlarının gizliliğine saygı gösterilmelidir.

*İnsan haklarına aykırı tutukluluk rejimine son verilmelidir.

 

* İnsan hakları ihlallerinin ve faili meçhullerin kararlılıkla üzerine gidilmelidir.

*Terör suçlarının tanımı yeniden yapılmalıdır. Toplumsal sorunlar barışçıl yöntemlerle çözülmelidir.

*Özgürlükçü ve sorgulayıcı bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.

 *Üniversiteler özerk, akademisyenler özgür olmalıdır.

*Güçlü sosyal devlet ile toplumun tüm kesimlerinin özgürlüklerden eşit şekilde yararlanması sağlanmalıdır.

*Türkiye, bölgesinde barış kurucu, güven veren, lider ülke olmalıdır

 

                            ŞEFFAFLIK

 

         Bu bağlam da HÜKÜMET-DEVLET, BDP – PKK, bugüne kadar yapılmış olan taraflar arası görüşmelerin içeriklerini bütün ayrıntılarıyla Türkiye Kamuoyuna açıklanmalıdır.

Bu konuda kamuoyunun endişe ve kaygıları giderilmelidir.

·         Unutulmamalı Türkiye'nin tapusu 78 milyonun cebindedir. Ve 76 milyon

Vatandaşa aittir.

 

AKİL İNSANLAR İÇİN ÖNERİLERİM

1.     ÇALIŞMALARI SÜRECİNDE MİLLETE GÜVEN VERMELİDİR.                                 ( HALKA DEMİYORUM)

2.     KENDİ ARALARINDA SORUMLULUK TAŞIMALI SORUNUN BİLİNCİNDE OLMALI CİDDİ VE ÇOK ÖNEMLİ GÖREV VE

 

 

3.     SORUNU ÜSTLENDİĞİNİN FARKINDAOLMALIDIRLAR.

4.     HATA’YA YER YOKTUR.

5.     63 KİŞİNİN BİRBİRLERİNE GÜVENİ OLMALIDIR.

6.     YAPACAKLARI TOPLANTILARDA SÜREÇLE İLGİLİ SADECE 

KONUŞMALI VE SÜRECİN TÜRKİYENİN GELEÇEĞİNE VE BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİN KARDEŞLİĞİMİZİN PEKİŞMESİ YÖNÜNDE İKNA EDİCİ HATTA İSLAMİ VURGULARLA KURTULUŞ SAVAŞIMIZDAKİ SÜREÇ RUHLA KONUŞMALAR YAPMALIDIRLAR.

7.     AKİL İNSANLARA İLETİLEN TALEPLERİ SÖYLEMLERİ VE KENDİ İÇ BÜNYESİNDEKİ ÇALIŞMALARI  KONUŞMALARI ASLA DIŞARDA KONUŞMAMALIDIRLAR.

8.     GÖREVLERİ TOPLUMU YENİDEN İKNA ETMEK SÜRECE GÜVEN VE DESTEK VERDİRTMEK

9.     HİÇ BİR SİYASİ PARTİYLE VEYA İNSANLA POLEMİĞE GİRMEMELİDİR. CEVAP VERMEMELİDİR.

 

TÜRK HALKININ ENDİŞELERİ NELERDİR?

 VE NELER YAPILMALIDIR?

 

·         Devlet sürece hâkim mi? Tekelindi mi?

·         Devlet süreci yönettiğini hissettirmeli!

·         Ülke bölünüyor mu?

·         PKK zafer kazanma psikolojisi ile Kürt Milliyetçiliği yükselecek. 

·         ‘’ Türk Milleti ‘’kavramı yok olacak

·         Ne verdik? Ne vaat ettik?

·         Dış güçler mi süreci başlattı?

·         Anayasa başkanlık sistemin pazarlığımı yapıldı?

·         Genel Af pazarlığımı yapıldı?

·         Süreci başlatan neden nedir?

 

 

 

 

TÜRKLER MAĞLUP OLDU

KANDIRILDIK

ACABA İMRALI İLE BİR PAZARLIK MI YAPILDI

PKK TAVİZ Mİ VERİLDİ

YENİ ANAYASA İLE PKK’YA BİR ŞEYMİ VERİLECEK

 EYALET SİSTEMİ Mİ?

FERDERASYON MU?

YENİ ANAYASA YAPILDIKDAN 5 YIL SONRA KÜRTLERE BİR ŞEYMİ VERİLECEK

TÜRK HALKI DİYORLAR Kİ KÜRTLER BUGÜNE KADAR HİÇ BİR AYRIMCILIK YAPILMADI BAŞBAKAN CUMHURBAŞKANI OLDULAR BUGÜN NE OLDUDA AYIMCILIK YAPILDI DİYORLAR

ÇÖZÜM SÜRECİ NEDİR

BARIŞ NEDİR

EN İYİ KÜRT ÖLÜ KÜRTTÜR

EKMEĞİMİ PAYLAŞMAM KÜRTLERLE ARTIK

KOMŞUM KÜRT OLMASIN

BAŞBAKAN BU KONUDA KONUŞMUYOR.

TEK BAYRAK TEK DEVLET TEK MİLLET DİYORDA BU İŞİN ARKASINDA NE VAR AÇIKLAMIYOR

TOPLUMDAKİ BU OLUMSUZ DÜŞÜNCELERE İKNA EDİCİ DÜŞÜNCELERİN ORTAYA KONULMASI ZORUNLULUKTUR

 

 

 

OHAL BÖLGE VALİLİĞİ

            1987 – 2002 yılları arasındaki Olağan Üstü Hal Bölgesi iller ve mücavir iller de (OHAL)  yaşanan tüm olaylar TBMM de bir komisyon kurularak incelenmeli ve bu süreç araştırılmalı, OHAL de yaşanan olayların karanlıkta kalmaması sağlanmalıdır

10.                     07. 1987 Tarihli ve 2585 sayılı olağanüstü Hal Valiliği ihdası hakkında kanun hükmünde kararname uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarihinde sona eren Olağanüstü Hal’in yürürlükte kaldığı dönem boyunca Olağanüstü Hal Bölge Valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde…

 

     Olağan Üstü Hal Bölgesinin genel bir tablosunu vermeye çalışacağız;   

                                                                                                                        

OLAĞANÜSTÜ HAL BÖLGE VALİLİĞİ  (OHAL)

17 Temmuz 1987 tarihinde 30 Kasım 2002 tarihine kadar uygulanmakta olan OHAL

25.10.1983 tarih 2985 sayılı kanun

36 maddeden oluşur.  Ek madde 8  Geçici madde 1’dir.

Bunun kanun amacı : Tabi afet, tehlikeli salgın hastalıkları, Ağır ekonomik bunalım Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzeninin veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet ve hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebi ile kamu düzenini ciddi şekilde bozulması durumlarda olağanüstü uygulanır.

Cumhurbaşkanı başkanlığında Bakanlar kurulu kararıyla ilan edilir.

Süre uzatımı TBMM’ce yapılır.

OHAL Bölge Valiliğinin 2 kolu vardır.

1-    Terörle mücadele

2-    Bölgeye, ekonomik, sosyal, kültürel yönden mücadeledir.

Ancak bugüne kadar Terörle mücadele ilkesi ağırlık bastı ve 1997 Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde geçmiş yıllara göre Terörle mücadelede başarılı olunmuş ve terörde gerileme söz konusudur.Diğer önemli konu ise ekonomik ve kültürel yönden mücadele geri plana itilmiştir.

 OHAL Bütçesinin SAYIŞTAY’ ın denetimine tabii değildir. 

 

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE

 

 


OHAL’İN YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL                  VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE MEYDANA GELEN OLAYLARDA YARALANAN –HAYATINI KAYBEDENLERE İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 




 

 


         10 Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;

Yasadışı Örgüt Mensupları İle Güvenlik Güçleri Arasında Meydana gelen Silahlı Çatışmalarda;
Yaralanan Örgüt Mensubu Sayısı
Hayatını Kaybeden
Örgüt
Mensubu
Sayısı
 
Yaralanan Güvenlik Görevlisi Sayısı
Hayatını Kaybeden Güvenlik Görevlisi Sayısı
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
Hayatını Kaybeden Sivil İnsan Sayısı
647
23.743
11.106
5.052
Bilgi Bulunmamaktadır.
Bilgi Bulunmamaktadır.

 

 

 

 

 

 
Güvenlik Güçleri ile Örgüt Mensubu
Toplam Ölü Sayısı
Toplam Yaralı Sayısı
Genel Toplam
Ölü ve Yaralı
28.795
11.753
40.548

 

 


MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL                  VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE MEYDANA GELEN OLAYLARDA YARALANAN –HAYATINI KAYBEDENLERE İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 


         10 Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;

 

Yasadışı Örgüt Mensupları İle Güvenlik Güçleri Arasında Meydana gelen Silahlı Çatışmalarda;
Yaralanan Örgüt Mensubu Sayısı
Hayatını Kaybeden
Örgüt
Mensubu
Sayısı
 
Yaralanan Güvenlik Görevlisi Sayısı
Hayatını Kaybeden Güvenlik Görevlisi Sayısı
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
Hayatını Kaybeden Sivil
İnsan Sayısı
Sağ Yakalanan Örgüt Mensubu Sayısı
 
Teslim
Olan Örgüt Ütesi Sayısı
772
25.344
11.830
5691
5.887
5.105
8868
2500

 

 

 

 

Çatışmalarda ;
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
Hayatını Kaybeden Sivil İnsan Sayısı
5.887
5.105

 

 

Güvenlik Güçleri , Sivil ve Örgüt mensubu
Toplam Ölü Sayısı
Toplam Yaralı Sayısı
Genel Toplam Ölü ve Yaralı
36.140
18.489
54.629

 

 

 

 

NOT:

1-İçişleri Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığının Ölü,yaralı sayıları birbirini tutmuyor,ve rakamların belirlenemediği gözükmektedir.

2-İçişleri Bakanlığının yazısında sivil ölümün bulunduğuna ilişkin elde bilgi bulunmamaktadır.

   Milli Savunma Bakanlığı ise 5105 sivil vatandaşın öldüğünü belirtmektedir

 

 

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE OHALİN

 

          Yürürlükte kaldığı dönem boyunca Ohal Valiliğinin yetki kapsamında olan yerleşim birimlerinde meydana gelen Faali Meçhul Cinayet, gözaltında ölüm ve kayıp vakalarına ilişkin istatistikler.

 

Kaç Faili Meçhul Cinayet,Yargısı İnfaz,Gözaltında Ölüm Ve Kayıp Vakası Meydana Gelmiştir ?
Faili meçhul cinayet ,gözaltında ölüm ve kayıp vakaları
Yargısız infaz vakaları
 
İçişleri Bakanlığı görev alanı, suçların önlemesi ile sınırlıdır. İşlenmiş suçlara ilgili yasal takip; kamu adına Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yerine getirilmektedir. Bu nedenle “faili meçhul cinayetler”,”gözaltında ölüm” ve “kayıp kişiler”  konusunda, tatminkar bilginin Adalet Bakanlığında bulunabileceği değerlendirilmektedir.
Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkilisi kullanamaz. Kadı ki, kişilerin temel hak ve hürriyetleri Anayasal teminat altına alınmıştır. Yine anayasamıza göre herkes,yaşama,maddi, ve manevi varlığını koruma geliştirme hakkına sahiptir.
 
Yukarıda ifade edilen çerçevede “yargısız infaz” hukuk devleti olan ülkemizde kullanılması imkan dahilinde olan bir yöntem olamaz. Dolayısıyla, yargısız infaza ilişkin herhangi bir sayısal verinin var olması mümkün değildir.
 

 

 

 

ADALET BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE

 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL                  VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE MEYDANA GELEN FAİLİ MEÇHUL CİNAYET, GÖZALTINDA ÖLÜM VE KAYIP VAKALARINA  İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 

 


10 Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;

 

Kaç Faili Meçhul Cinayet,Yargısı İnfaz,Gözaltında Ölüm Ve Kayıp Vakası Meydana Gelmiştir ?
 
Faili meçhul cinayetler
(1985 – Şubat 2003)
Gözaltında Ölüm
Kayıp Vakaları
 
Olağanüstü Hal Bölgesinde 1987- 2003 Şubat tarihleri arasında toplam 1248 adet siyasi nitelikte öldürme olayının meydana geldiği, bunlarda; 750’sinin aydınlatıldığı, 77’sinin failin firari olarak, 421’nin ise failinin meçhul olarak araştırıldığı,   
1990-2002 yılları arasında Olağanüstü Hal Bölgesinde gözaltında bulunduğu sırada değişik nedenlerle ölen şahıs sayısının 18 olduğu, Bunlardan 3’ünün kalp rahatsızlığı nedeniyle,1’nin yer gösterme esnasında, 1’nin sağlık nedeniyle, 1’inin yer gösterme esnasında açılan taciz ateşi sonucu,2’sinin kırsal alanda yer gösterme esnasında çıkan çatışmada öldüğü; 7!sinin kendini asmak, 1’nin yüksekten atlamak, 1’nin nefes yolunun tıkaması suretiyle ve 1’nin ise gözaltında silahla intihar etmek suretiyle öldüğü anlaşılmıştır.     
Olağanüstü hal Uygulanan illerde 1991-203 şubat tarihleri arasında 194 kişinin terör olayları nedeniyle kayıp olduğunun belirlendiği ve bunlardan  9’unun cezaevinde olduğu,32!sinin sağ olarak bulunduğu,21’inin öldüğü ve 132!sinin ise halen kayıp olarak arandığı,  

 

 

Faili Meçhul , Gözaltında Ölümlerin
Toplam
1419

 

 

 İçişleri bakanlığının cevabı yazısında “faili meçhul cinayetler, gözaltında ölüm, kayıp kişiler konusunda tatminkar bilginin adalet bakanlığında bulunabileceği…” denilmiştir.

Adalet bakanlığının cevap yazısında içişleri bakanlığından gelen yazıya istinaden cevap verilmiştir.  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


İÇİŞLERİ  BAKANLIĞI VERİLERİNE GÖRE OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE TERÖR ÖRGÜTÜ TARAFINDAN, YERLEŞİM BİRİMLERİNE YÖNELİK OLARAK GERÇEKLEŞTİRİLEN SALDIRILARA  İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 


Yerleşim Birimlerine Yönelik Operasyon Ve Saldırılarda
Yaralanan Sivil Sayısı
Hayatını Kaybeden Sivil Sayısı
5519
4486

 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE BÖLGEDE MEYDANA GELEN MAYIN VE BOMBA PATLAMALARINDA YARALANAN, HAYATINI KAYBEDENLERE İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 

 


iÇ iŞLERi BAKANLIĞI NIN VERİLERİNE GÖRE
Bölgede Meydana Gelen Mayın Ve Bomba Patlamalarında
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
(1984-2002)
Hayatını Kaybeden İnsan Sayısı
(1984-2002)
1271
472

 

 

 

 

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞINA GÖRE
Bölgede Meydana Gelen Mayın Ve Bomba Patlamalarında
Yaralanan Sivil İnsan Sayısı
(1984-2002)
Yaralan TSK ve Diğer Güvenlik Güçleri Sayısı
 
Hayatını Kaybeden Sivil  İnsan Sayısı
(1984-2002)
 
Hayatını kaybeden TSK ve Diğer Güvenlik Güçlerin Sayısı
864
1848
572
371

 

 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE KÖY, MEZRA YERLEŞİM BİRİMLERİNİ BOŞALTTIRMAYA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 


İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİ ;

 

         285 sayılı KHK’ nın 4/h maddesi olağanüstü hal bölge valisi güvenlik yönünden gerekli düzenlemeleri yapabilmek için geçici veya sürekli olarak görev alanı içinde bulunan köy, mezra ve benzeri yerleşim birimleri boşalttırılabilir. Yerlerini değiştirilebilir hükmü amirdir.

         Ancak OHAL ilanı gerektiren yaygın şiddet eylemleri ve yasadışı  örgütün baskıları nedeniyle köylüler tarafından kendi istekleri çerçevesinde, 11 ilde toplam 811 köy ve 2469 mezra (toplam 3280) bir idare karar alınmadan boşalttırılmıştır.

         Köylerin boşalma tarihlerine ilişkin bilgiler mevcut olmadığından TBMM insan hakları inceleme komisyonu raporundan sonra kendiliğinden boşalan köy bulunup-bulunmadığı belirlenememiştir.         

 

BOŞALTILAN KÖY MEZRA ZORUNLU GÖÇ EDEN VATANDAŞLARIMIZIN DURUMU

(TBMM Araştırma Komisyon Raporundan)

 

İLLER
 
KÖY
MEZRA
HANE
NÜFUS
OHAL BÖLGESİ
 
 
 
 
DİYARBAKIR
90
225
7745
50.371
HAKKARİ
42
145
5026
41.761
SİİRT
81
109
4908
31.848
ŞIRNAK
105
225
9734
71.874
TUNCELİ
183
823
8439
41.939
VAN
16
87
1756
13.573
MÜCAVİR İLLER
BATMAN
32
110
2456
18.409
BİNGÖL
41
288
3702
24.944
BİTLİS
88
125
4379
30.411
MARDİN
129
134
8008
52.826
MUŞ
13
74
1161
9370
MÜCAVVİR-OHAL DIŞI
AĞRI
8
45
 
 
KARS
12
8
ERZURUM
15
--
ERZİNCAN
17
70
SİVAS
1
--
ŞANLIURFA
4
20
ADIYAMAN
10
12
IĞDIR
9
4
ELAZIĞ
9
19
GENEL TOPLAM
905
2523
57314
378.335

 

BOŞALAN KÖY VE MEZRAA TOPLAMI : 3428

 

 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE GENEL GÜVENLİK,ASAYİŞ VE KAMU DÜZENİ BAKIMINDAN ÇALIŞMALARINDA SAKINCALI GÖRÜLEN VEYA HİZMETLERİNDEN YARARLANILAMAYAN KAMU PERSONELİNİN  YERLERİNİ DEĞİŞTİRMEK VEYA GÖREV ALANI DIŞINDA GEÇİCİ VEYA SÜREKLİ GÖREVLENDİRME  İLKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 

 


         285 Sayılı KHK’nın değişik 4/g ve 430 sayılı KHK’nın 3/a maddelerine göre, görev alanı içindeki illerde genel güvenlik, asayiş ve kamu düzeni bakımından çalışmalarında sakıncalı görülen veya hizmetlerinden yararlanılamayan kamu personelinin yer değiştirilmesini veya görev alanı dışında geçici veya sürekli görevlendirilmesini ilgili kurum veya kuruluşlarda isteyebilme yetkisini OHAL bölge valisine verilmiş bulunmaktadır.

         10.7.1987 ile 30.11.2002 tarihleri arasında OHAL bölge valisi sözü edilen yetkilerini kullanmak suretiyle 855 PERSONELİNİN TAYİNİNİ YAPMIŞTIR.


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE DERNEK SENDİKA VAKIF V.B ÖRGÜTÜN FAALİYETİNİ GEÇİCİ VEYA SÜREKLİ OLARAK DURDURULMUŞTUR.  İSTATİSTİKLER
 


 

 

 

 


İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİ :

         Faaliyetini geçici yada sürekli  durdurulan dernek sendika vakıf gibi kuruluşlar hakkında istatistiki  bilgiler bulunmamaktadır.


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE YAYIN(GAZETE,DERGİ,KİTAP) BÖLGEYE GİRİŞİ ENGELLENMESİ VE YAYINLARIN İSİMLERİ İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
 


 

 

 


İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİ :

       Bölgeye girişi yasaklanan yayın sayısı ve yayınların adlarına ilişkin  veri bulunmamaktadır.


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE TÜRK CEZA YASASININ 125,159,169,312 VE 146. MADDELERİ İLE YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ 141,142 VE 163. MADDELERİ VE TERÖRLE MÜCADELE YASASI HÜKÜMLERİ UYARINCA AÇILAN SORUŞTURMA VE DAVALARA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 

 

 

 


         Türk Ceza Yasasının 125,159,169,312 ve 146. maddeleri ile yürürlükten kaldırılmış 141,142 ve 163. maddeleri ve terörle mücadele yasası hükümleri uyarınca ;

 

 
Göz altına alınan kişi sayısı
Yargılanan kişi sayısı
Sonuçlanan dava sayısı
Sonuçlanan davalarda hüküm giyen sanık sayısı
DGM’lerde yargılanan hüküm giyen 16 yaşında küçükler
Sanık sayısı
Hüküm giyen
ŞIRNAK
9702
 
 
 
34
10
MALATYA DGM
 
1.839
528
355
101
14
VAN DGM
2.581
3.772
1.101
270
995
177
DİYARBAKIR DGM
26.481
30.504
10.477
3.880
 
 
DİYARBAKIR C.BŞSCV.
22.216
422
223
156
 
 
VAN C.BŞSCV.
10
31
20
0
 
 
TUNCELİ C.BŞSCV.
2.279
1415
22
8
 
 
MUŞ C.BŞSCV.
Bilinmiyor
31
31
0
 
 
ERZİNCAN VE ERZURUM DGM
492
1.225
122
130
1
1
ELAZIĞ C.BŞSCV.
243
243
 
 
 
 
YÜKSEKOVA C.BŞSCV.
1.069
3.313
 
 
 
 
MARDİN
7681
 
 
 
 
 
TOPLAM
72.754
42.795
12.524
4799
1131
202

 

 

 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE MEYDANA GELEN İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE SUÇLARINA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 


         10 Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;

 
Suç duyuruları
Suç duyuruları hakkında açılan soruşturmalar
Kaç kamu görevlisi hakkında /kaç dava açılmıştır
Mahkumiyetle sonuçlanan davalar
 
Mahkumiyetle sonuçlanıp ertelenen cezalar
 
Kamu görevlisi sayısı
Dava sayısı
ŞIRNAK
44
44
16
 
4
12
DİYARBAKIR
785
785
250
94
18
14
VAN C.BŞSVC.
62
62
109
36
4
4
VAN DGM
Sadece 3 görevsizlik kararı verilmiştir.
MARDİN
93
96
129
28
6
4
TUNCELİ
48
35
29
 
4
3
MUŞ
49
49
91
49
6
1
ELAZIĞ
194
106
313
61
15
15
HAKKARİ
 
 
49
16
2
2
YÜKSEKOVA
 
 
31
12
1
1
TOPLAM
1275
1177
1017
296
60
56

NOT : Adalet bakanlığı soru önergemize kısmı cevap vermiştir.

 

 

        

 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE GÖREV YAPAN KÖY KORUCULARINA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 


10 Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;

 

 

 

 

                  OHAL bölgesinde kaç köy korucusu bulunmaktadır.
                         Toplam 58.511 köy koruyucusu bulunmaktadır.

 

 

                         Köy koruyucularının illere göre dağılımı
Diyarbakır
5.274
Şırnak
6.835
Batman
2.943
Bingöl
2.533
Bitlis
3.796
Mardin
3.360
Muş
1.918
Siirt
4.680
Van
7.365
Hakkari
7.643
Tunceli
386
Adıyaman
1.510
Ağrı
1.881
Ardahan
96
Elazığ
2.115
Gaziantep
565
Iğdır
374
Kahramanmaraş
2.267
Kars
578
Kilis
34
Malatya
1.392
Şanlıurfa
966
 
 
 
 
TOPLAM
58.511

 

 

 

         Mevcut köy korucularına aylık ne kadar maaş ödenmektedir.
         Nisan 2003 tarihi itibari ile tazminat dahil bir GKK aylığı ortalama 253.000.000 TL’dir

 

Köy koruculuk sistemini OHAL kalktıktan sonra hukuki statüleri nedir? Köy korucularına maaş ödenmekte midir?
    
Güvenlik güçlerinin fiziki olarak korumada yetersiz kaldığı ve ulaşmakta güçlük çektiği yerleşim birimlerinde yaşayan vatandaşların can ve mal güvenliklerinin sağlaması maksadıyla 26.03.1985 tarih ve 3175  sayılı kanuna 442 sayılı köy kanununun 74 maddesinde değişiklik yapılarak geçici köy koruculuğu ihdas edilmiştir.
      Söz konusu değişikliklerle  ‘Bakanlar Kurulunca tespit edilecek ileride; Olağanüstü Hal ilanını gerektiren sebeplere ve şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya çıkması veya ne sebeple olursa olsun köylünün canına ve malına tacavüz hareketlerinin artması halinde verilen Valinin teklifi ve içişleri bakanlığının onayı ile yeteri kadar geçici köy korucusu görevlendirelebilir; hükmü getirilmiştir.
 
 
     Bu değişiklik uyarınca geçici köy koruculuğu, Bakanlar Kurulunun 27 Haziran 1985 tarih ve 9632 sayılı kararı ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 1985 yılında itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Halen GKK sistemi (22) ilde uygulanmaktadır.  
 
 

 

 

 

 

Köy Korucuları Adi Suçlara karıştılar mı?ve Hangi suçlardan Kaç Kişi Yargılanmıştır ?
Nisan 2003 Tarihi itibarıyle;2376 Köy Korucusu Muhtelif Suçlara karışmış olup Bunlar hakkında yasal işlem yapılmıştır.

 

 

Köy Korucuları PKK Terör örgütüne yardım-Yataklıkta bulunmuşlar mıdır ?Köy Korucularının bu suçtan yargılanma sayısı kaçtır ve kaç kişi mahkumiyet almıştır ?
1985-Nisan 2003 Tarihi itibarıyla;PKK Terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan 2275 Köy Korucusu Hakkında Yasal işlem başlatılmıştır.

 

 

 

KÖY KORUCU TOPLAMI
GÖNÜLLÜ KORUCU TOPLAMI
GENEL TOPLAM
58.511
12.279
70.790

 

 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE GÖREV YAPAN GÖNÜLLÜ KÖY KORUCULARINA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 


10 Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde ;

 

OHAL Bölgesinde Kaç GÖNÜLLÜ Köy Korucusu Bulunmaktadır ?
Toplam 12.279 Gönüllü Köy Korucusu bulunmaktadır.

 

 

GÖNÜLLÜ KÖY KORUCULARININ İLLERLE GÖRE DAĞILIMI
Diyarbakır
1141
Muş
2375
 
Şırnak
2330
Siirt
460
 
Batman
1019
Van
189
 
Bingöl
69
Hakkari
5
 
Bitlis
2984
Tunceli
89
 
Mardin
1226
Elaziğ
392
 
TOPLAM
12.279

 

 

Mevcut gönüllü köy korucularına aylık ne kadar maaş ödenmektedir.
Maaş ödenmemektedir.

 

Gönüllü korucuların OHAL kalktıktan sonra Hukuki statüleri nedir?
Gönüllü köy koruculuğu sistemi 442 sayılı köy kanunun köy korucuları ve göreceği işlere ait 8. fasıldaki 74. maddeye müteakip maddelere göre yürütülmekte.  

 

Gönüllü köy korucuları Adi suçlara karıştılar mı? Ve hangi suçlardan kaç kişi yargılanmıştır?
G.K.K’ dan 264’ ü adam öldürme ve öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı kanuna muhalefet, meskun mahalde silah atmak, orman kaçakçılığı gibi adi suçlardan hüküm giymiştir.

 

 

Gönüllü köy korucuları PKK terör örgütüne yardım – yataklık olmuş mu dur? ve Gönüllü köy korucularının bu suçtan yargılanma sayısı kaçtır? Ve kaç kişi mahkumiyet almıştır? 
Gönüllü köy korucuları 78’i PKK, KONGRA-GEL terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan hüküm giymiştir.

 

 

 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE KAMUOYUNDA PİŞMANLIK YASASINA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 


Adalet Bakanlığı verileri

Bu güne kadar çıkan kamuoyunda PİŞMANLIK YASASI bilinen yasalar

 

1-) 11-06-1985 tarihli 3216 sayılı yasa

2-) 25-03-1988 tarihli 3419 sayılı yasa

3-) 21-03-1990 tarihli 3618 sayılı yasa

4-) 26-11-1992 tarihli 3853 sayılı yasa

5-) 28-02-1995 tarihli 4085 sayılı yasa

6-) 29-08-1999 tarihli 4450 sayılı yasa

7-)24-02-2003 tarihli  4537 sayılı yasa

8-) 24-07-2003 tarihli  4959 sayılı yasa 

Bu konulardan faydalanmak üzere

 

Müracaat sayısı 4429

Kanundan faydalananlar 2040

Kanundan faydalanmayanlar 2389

Koruma tedbirlerinin uygulandığı 509

 

 

 

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİ
21.3.990 Tarih 3618 sayılı yasadan bahsetmemektedir ve yasadan yararlananların toplamı 832 kişi denmiştir.

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI TARAFINDAN HAZIRLANAN


 1991-2002 TÜRKİYE İNSAN HAKLARI RAPORLARI

ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ:


 

         Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın hazırladığı Türkiye İnsan Hakları Raporlarına göre; 1992 yılında ; 8 siyasi parti yöneticisi öldürülmüş,32 demokratik kitle örgütü kapatılmış,1993 yılında;9 siyasi parti üyesi ve 1 belediye başkanı öldürülmüş;

1994 yılında;1İHD yöneticisi ile siyasi parti yöneticisi adayı 26 kişi öldürülmüş,7 İHD şubesi kapatılmış,1995 yılında;2 İHD şubesi,18 demokratik kitle örgütü,1 siyasi parti kapatılmış, siyasi parti yöneticisi belediye başkanı 8 kişi öldürülmüş,1 siyasi partinin kapatılması istemiyle dava açılmış,

 1996 yılında ;2İHD şubesi ve 22 demokratik kitle örgütü,1 siyasi parti kapatılmış,1 belediye başkanının görevine son verilmiş,3 siyasi patinin kapatılması istemiyle dava açılmış,

1998; yılında 8 dernek , vakıf hakkında soruşturma dava açılmış,7 dernek,vakıf kapatılmış, 3 etkinlik izin verilmemesi nedeniyle gerçekleştirilememiş,75 dernek,vakıf üye yöneticisi  gözaltına alınmış,229 sendikacı,işçi yargılanmış,en az 449 sendikacı,işçi gözaltına alınmış, en az 37 sendikacı,işçi yaralanmış ve 2 sendikacı öldürülmüş,en az 1132 siyasi parti yöneticisi gözaltına alınmış(en az 997 HADEP, en az 124 EMEP, en az 11 ÖDP ), 1 siyasi parti kapatılmış,seçim tartışmaları nedeniyle en az 37 kişi ölmüş,129 kişi yaralanmış,

2001 yılında;26 dernek,vakıf hakkında dava soruşturma açılmış,12 dernek,vakıf kapatılmış,10 etkinlik verilmediği için gerçekleştirilememiş,530 dernek yöneticisi,üye hakkında dava,soruşturma açılmış,

86 sendikacı, işçi yargılanmış,246 sendikacı, işçi gözaltına alınmış,16 sendikacı, sendikalı işçi ceza almış, 17 sendikacı, sendikalı işçi beraat etmiş,181 sendikacı  , sendikalı işçi sürgün edilmiş,1 sendikacı, sendikalı işçi saldırıya uğramış,42 sendikacı, sendikalı işçi yaralanmış,  yıl içerisinde HADEP 55, DBP 3 kez basılmış,3468 parti yöneticisi üyesi gözaltına alınmış(HADEP3245,EMEP 113,SİP 80, ip 16, TSİP 4, DBP 10)

1 parti kapatılmış, Bursa Barosu hakkında açılan 1 dava sürdürülüyor, TTB 4 Merkez Konseyi hakkında 2 dava açılmış(beraatla sonuçlanmış), İstanbul Barosu hakkında 1 soruşturma açılmıştır(takipsizlik kararı verilmiş).

İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ:

         Bu konuda resmi makamlarca verilmiş bir bilgi olmamakla beraber Türkiye İnsan Hakları Vakfının raporlarına göre; 1991 yılında 121gazete ve dergi ile 29 kitap,1992 yılında; 189 gazete ve dergi ile 20 kitap,1993 yılında;400’den fazla gazete ve dergi ile 30 kadar kitap, 1994 yılında ; 961 gazete ve dergi ile 37 kitap, 1995 yılında; 504 gazete ve dergi ile 28 kitap toplatılmıştır. 1999 yılında; 25 televizyon ile 35 radyonun yayını durdurulmuş,1627 den fazla süreli süresiz basılı yayın toplatılmış,2000 yılında; Basın Yasasına “ muhalefet “ suçlamasıyla 2.786 kişi hakkında dava açılmış,2001 yılında ise; 28 televizyon ile 35 radyonun yayını durdurulmuş, en az 300 süreli yayın ve 51 kitap toplatılmıştır.

 

 

 

SANAT:

         Türkiye İnsan Hakları Vakfının hazırladığı raporlara göre 1999 yılı içerisinde 13, 2001 yılında 26 kültürel etkinlik(film,tiyatro) yasaklanmıştır.Yine  2001 yılı raporuna göre yıl içerisinde OHAL içerisinde 17 müzik kaseti yasaklanmış olup, OHAL yasağı süren müzik kaseti sayısı da 259 ‘ dur.

TOPLANTI, GÖSTERİ, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ:

         Türkiye İnsan Hakları Raporlarına göre 1999 yılında barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında toplam 872 ( nevruz kutlamaları ve öncesinde 345, 1 Mayıs kutlamalarında 547 kişi ), 2001 yılında 1.827 kişi gözaltına alınmıştır.

SİLAHLANMANIN YAYGINLAŞTIRILMASI:

4085
28.02.1995
1995
138
1996
124
1997
65
1998
38
1999
30
2000
2
2001
7
2002
5
Toplam
409

         285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile, terörün yoğun olduğu yıllarda mal ve can kaybı riskini göze alarak, teröre karşı Devlet’in yanında yer alan vatandaşların ellerinde bulunan ateşli silahlara menşelerine bakılmaksızın taşıma yada bulundurma ruhsatı düzenlenerek, bölgede yaşayan halkın silahlandırılması sağlanmıştır.( Bulundurma ve taşıma ruhsatlı silah 30.000 adettir).

3216
05.06.1985
 
 
1985
6
1986
41
1987
18
1988
67
1989
15
1992
3
1994
1
1995
3
1997
1
1999
2
 
 
Toplam
157

3419
25.03.1988
 
 
1988
4
1989
2
1990
17
1991
15
1992
10
1993
6
1994
48
1995
68
1996
95
1997
33
1998
17
1999
20
2000
8
2001
9
2002
7
 
 
Toplam
359

 

 

3618
21.03.1990
 
 
1990
49
1991
87
1992
14
1993
1
1994
1
 
 
Toplam
152

 

 

 

3853
26.11.1992
1992
3
1993
65
1994
109
1995
106
1996
54
1997
22
1998
13
1999
7
2000
1
2001
4
2002
9
Toplam
393

 

4450
26.08.1999
 
 
1999
320
2000
156
2001
34
2002
52
 
 
Toplam
562

4537
24.02.2000
2000
4
2001
2
2002
2
Toplam
8



 


OHAL’İN  YÜRÜRLÜKTE KALDIĞI DÖNEM BOYUNCA OHAL VALİLİĞİNİN YETKİ KAPSAMINDA OLAN YERLEŞİM BİRİMLERİNDE; HAK İHLALİ İDDİASIYLA İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ’NE YAPILAN BAŞVURULARA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER
 


 

 

 


10 Temmuz 1987 tarihli 285 No’lu KHK uyarınca kurulan ve 30 kasım 2002 tarikinde sona eren olağanüstü hal ‘in yürürlükte kaldığı dönem boyunca OHAL valiliğinin yetki alanı kapsamında olan yerleşim birimlerinde hak ihlali iddiasıyla insan hakları Avrupa Mahkemesi’ne;

 

Yapılan Başvuru Sayısı
Kabul Edilebilir Bulunan Başvuru Sayısı
Sonuçlanan Başvuru Sayısı
Türkiye Aleyhine Sonuçlanan Davalarda Yeniden Başlatılan İç Hukuk Yolları
 
197
(Hükümete Tebliğ Edilen)
42
41
Eski DEP Milletvekillerinin
Başvurusu

 

 

 

 

 

 


 

 


 

 

 

                             İMRALI

 

            İmralı koşullarının iyileştirilmesini. Veya Genel Af ile serbest kalması düşüncesiyle hareket ettiğini veya Kürtlerin özgürlüğü için bir bireyin özgürlüğüne değiştirildiği düşüncesi toplumda hakim kanattır.

             Bu düşüncenin doğru olmadığını ve her Kürt’ünde bu tür düşüncelerden uzak durarak sürece destek ve katkı vermesi gerektiğini ve korumakla görevli kendini addedilmelidir.

Ayrıca da

Bu Çözüm süreci içinde bir hukukçu kimliğimle ben söylüyorum.,

              İmralı koşullarının yeniden gözden geçirilmelidir. Ve koşullardaki iyileştirme insan onuruna ve hukuki düzenlemeler düzeyinde olmalıdır.

 

TOPRAĞA DAYALI OLMAYAN ÖZERKLİK


 



 

 

   

Gelin Toprağa dayalı olamayan özerklikleri tartışalım

DTK’ nın açıkladığı Toprağa dayalı özerklik, bugünlerde Türkiye’de bölünme kaygılarını en üst sınıra taşımıştır.

Toplum gerilmiştir. Toplumda birlikte yaşamak endişesi artmış olup ve maalesef  ki      Türkiye de istemediğimiz halklar arası çatışmalar Zeytinburnu örneğinde olduğu gibi başlamıştır.

‘’ oysa hepimiz toprağa bağlı olmayan özerklikleri’’ konuşabilir tartışabiliriz.

Her etnik ve kültürel yapı, kendi dil ve kültürünü ana dilde Eğitim hakkı da olmak üzere yaşayabilir. Resmi dil Türkçe olmalı.

Bu konuda özgürlükçü düzenlemeler yapılabilir.

Bugün Avrupa ülkelerinin büyük bir çoğunluğunda Belçika ve Kanada ‘da bu tür düzenlemeler mevcuttur.

Bu ülkelerdeki etnik farklılıklar kendi dillerinde ve kültürlerinde başta ana dilde eğitim olmak üzere bir çok haklara sahiptirler.

Bunun yanında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yerellerde halkın seçtiği ve  başta

İl Valisi ve il yönetimini oluşturan makamları seçimle o il halkının iş başına getirmesi uygulamaları mümkündür.

Örneğin Diyarbakır il valisini Diyarbakırlılar İstanbul il valisini İstanbullular seçmelidirler.

Meselelere böyle yaklaşıldığında ve yapılacak Yeni Anayasa ile de Kürt sorununda problemler kolaylıkla aşılacaktır.

Arkasından uygulanacak,  genel af - toplumsal sosyal rehabilitasyon projeleri- ekonomik hamlelerle de bölgenin ve Türkiye’nin önü açılacaktır.

Bugün Türkiye’sinde tek bayrak tek vatan tartışılmadan bu tür toprağa dayalı olmayan kültürel özerkliklerle Kürt sorunu çözüme kavuşacaktır.

Kürtlerin çok büyük bölümü hatta tamamına yaklaşan bölümü Türklerle birlikte yaşamadan yanadır lar.

Böylece tek bayrak tek vatan içinde her türlü Demokratik haklar ve özgürlüklerin önünün açılması Türkiye’yi geleceğe taşıyacaktır.

Bu sorun Türkiye’nin sorunudur.

Uluslar arası sorun değildir.

Çözümü de Türkiye’de olacaktır.

Çözüm Askeri ve savaş yöntemleriyle değil Demokratik yol ve yöntemlerle çözülmelidir.

Her türlü Irkçı şoven milliyetçi dar yaklaşımlardan uzaklaşıp akıl ve toleransla ve empatiyle bugün sıkışmış olan ve Türkiye’yi zorlayan bu sorunu çözeriz.

 

DTK’ nıda özerkliği bu çerçevede (toprağa bağlı olmayan ) talep etmesi hem Kürtlerin hem de Türklerin ortak menfaatinedir.

Sorunun çözüm adresi TBMM ‘dir.

TBMM olağanüstü toplantıya çağrılmalı ve BDP li milletvekilleri mecliste yemin etmelidirler.

Ve TBMM bu toplantısında son dönemde artan gerginlikleri değerlendirmelidir.

Hükümet ve Meclis mutabakata vararak yeni Anayasa da kültürel özerkliklerin önünü açmalı ve Anayasada güvenceye almalı

Öcalan ve DTK özerkliği bu çerçevede tekrar değerlendirmeli ve  PKK ye ateşkes çağrısında bulunmalı

 

  PKK TÜRKİYE’Yİ TERK EDERKEN HUKUKİ PORBLEMLE

                                 KARŞILANMAMASI İÇİN NE YAPMALIYIZ?

 

         PKK silahlı veya silahsız Türkiye’yi terk etmesi sürecinde hukuki sorunlar doğabileceği gibi savcılılarımızın da haklı ve yasal olarak soruşturmalarının da açılmamasına engel bir hukuki dayanak yoktur. 

 

 

SORU: Peki bu süreci provokasyonların olmaması ve hukuki engelleri tartışmadan ve yaşamadan nasıl aşabiliriz.?

Diğer bir konu ise:

         Geçmiş yıllarda 11.6.1985, 25.3.1988, 21.3.1990, 26.11.1992, 28.2.1995, 29.8.1999, 24.2.2003 ve 24.7.2003 tarihli toplam 7 kanun çıkartılmıştır. Kamuoyunda PİŞMANLIK YASASI olarak bilinen kanunlar büyük söylemlerle ve idealarla çıkartıldı.

Ve PKK’nın militanların büyük çoğunluğunun bu yasalardan yararlanacağı umut edilmişti ama sonuç sonuçsuzluktu.

İlk Toplam 6 kanun için Müracaat sayısı 4429

Kanundan faydalananlar 2040

Kanundan faydalanmayanlar 2389

Koruma tedbirlerinin uygulandığı 509

Son Eve dönüş kanunu ise

Talepte bulunanların sayısı 4101

PKK mensubu olanların sayısı 1862

Hizbullah 1547

Davaları devam edenlerin sayısı 2684

KISACA 8 Pişmanlık Yasalarından

Müracaat sayısı 8530

Kanundan yararlananların sayısı 3315‘tir.

           Rakamlarla fazla girmeden şu önemli hususu belirtelim. PKK dağdan inip bu kanundan yararlananlar % 10 olmamıştır. Genelde ceza evlerindeki tutuklular ve davaları devam edenler ve ayrıca Hizbullah örgütünün müracaatı olmuştur.

 

 

           Bu kanunlar dağdan inmeyi hedeflenen amaçtan ziyade örgüt üyelerine dağa çıkma yolunu aşmıştır.

SORU : Bu günlerde pişmanlık yasası yine tartışılırken çıkartılacak yasanın da diğerlerinin  benzerimi olacak?

            Bu barış ve kardeşlik sürecinde ve YENİDEN YAŞAMA DÖNÜŞ sürecinde PKK’nın silahlarıyla veya silahsız olarak Türkiye’yi çıkışlarında atılacak adımlardan biride ‘’Barış ve Kardeşlik’’ adı altında kanun çıkartılması gerekir. Zira örgütün sınır dışına çıkışında yaşanacak problemleri ortadan kaldırmak için gereklidir.

            Birden fazla kanun çıkartılmasına da gerek yok.  Tek bir kanunla bu süreci aşabiliriz.

            Daha önce çıkartılan 8 kanunun ortak özelik ise. Örgüt üyelerinin teslim olması halinde yargı sürecinin olması ve Kanundan faydalanması için ise şarta bağlıydı.

*Bilgi vermesi

*Verilen bilginin inandırıcı olması ve diğer örgüt üyelerini yakalatması

*İç işleri bakanlığından izin alınma yani örgüt üyesinin kanundan yararlanması için mahkeme bakanlıktan görüş alırdı ‘’ yararlansın mı’’ yararlanmasın mı’’ idi. Bakanlıktan gelen cevaba göre mahkemeler karar vermekteydi.

           Yani BİLGİ VERMEK ve İZİN ALMAK gibi şartlar nedeniyle kanunlar işlevsiz kaldı.

         ÖNERİM İSE ..

           Bu nedenle çıkartılacak barış ve kardeşlik kanununda bilgi vermek ve izin almak gibi şartlar ortadan kaldırıldığında ve ayrıca bu süreçte görev alacak sivil kişilerinde  (Akil İnsanlar vs.) haklarında ileride açılabilecek davalarında önüne geçilmesi açısından böyle bir kanunun gerekli olduğunu ve Bu kanunun yürürlük sürerside 1 yıl olmalıdır.

           Ve bu süreçte PKK’nın Yurt dışına çıkışında doğabilecek sorunlar aşıla bileceği gibi C.Savcılarımızın da soruşturmalarındaki sorunlar şimdiden giderilmiş olur.


Barışa giden yol...

BARIŞA GİDEN YOLU KORUMAK, BARIŞI İSTEMEKTEN DAHA DEĞERLİDİR.


Çözüm süreci desteklenmelidir. Desteklemenin yanında bir taratanda Bu süreç mutlaka korunması gerekir.

Bu süreci korumamız lazım. Bu süreç bozmak istenilecektir. Süreci bozmak isteyen provokasyonlar, belli kesimler, savaştan ve şiddet ortamından terörden beslenenler, rant alanlar hatta uluslar arası güçler vardır.

Bu kesimler yani bazı unsurlar Düşük yoğunluk savaştan ekonomik ve siyasal rant elde etmek isteyenler ve bu sürecin bozulmasını AKP – MHP – CHP ve hatta BDP ‘nin içinde dahi bazı kesimler vardır.

Sürecin bozulmasını, Bitmesini isteyebilirler. Bu süreci korumak lazımdır.

Gelişi güzel siyasal popülizm adına çıkış yapan politik aktörlerinde önünü kesmek lazım.

Süreç ön koşulsuz olarak desteklenmeli ve korunmalıdır.

Çok hassas  bir dönem. Bu yüzden siyasi partiler tartışmalarını kamuoyuna olumsuz yansıtmak yerine kendi içinde eritip dışarıya süreçle ilgili net ifadelerle destek sunabilmelidirler.

Bu tarihsel süreci Türkiye’nin yararına gelişebilecek bir şekilde inşa etmemiz lazım.

Barışa giden yolu korumak, Barışı istemekten daha değerlidir.


SONUÇ

ÇÖZÜM SÜRECİ    Barış ile biterse

İSLAMİYETTE:      Bir nevi CİHADDIR

DEMOKRASİDE:    Barış. Kardeşlik. Düşünce özgürlüğü. İnsan hakları.

                                    Eşitlik kazanılmasıdır.

                                

EKONOMİDE:        Refah düzeyinin artmasıdır. İşsizliğin bitmesidir.  

                                   Ekonomide Patlamaların olmasıdır.

                            

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder