5 Mart 2014 Çarşamba


 

                      

                    SEVR ANTLAŞMASI

 

 

                 10 AĞUSTOS 1920 Tarihinde imzalanmış olan Sevr Anlaşması ‘’ Kürt sorunun evriminde’’ çok önemli bir dönüm noktası olmuştur.

               Tarihte ilk defa diplomatik bir belge, Kürt’lerin hâkim olduğu bölgeler için mahalli özerklik öngörmüştür.

              Sevr Anlaşması’nın Kürt tarihi açısından ikinci önemli özelliği, KTC ’nin (Kürdistan Yükselme Derneği) Paris Barış konferansı toplantılarına bir Kürt delegasyonu; Kürtlerin kendi temsilcileri ve kendi kimlikleri ile anlaşmaya taraf olarak katılmalarıdır.

             Sevr sürecinde Kürtler ve Ermeniler sorunları için Kürt-Ermeni anlaşmasının imzalanmış olmasıdır.

             Sevr sürecinde emperyalist devletlerin çıkar politikaları uluslara ulusal azınlıklara karşı manevralarla yüklüdür. Emperyalist devletlerin düşündükleri hiç kuşkusuz ne Ermeni Toplumunu ne de Kürt Halkıydı.

* Kendilerine pay koparabilmek

.*Musul petrollerini ellerinde tutmak

* Kürdistan kontrolünü ellerinden çıkarmamaktı.

10. AĞUSTOS 1920 ‘de Sevr Barış Anlaşması imzalanacaktır.

Günümüzde de;

Dünya Güçleri, Tarih boyunca Bölgede yaşayan her ulusa ‘’ özgürlüklerin verileceği’’ sloganını daha kuvvetli ilan ederler.

Demokrasi..İnsan Hakları.. Hak ve Özgürlükler için gidiyoruz söylemleriyle, sloganlarıyla hareket ederler.

Ancak, girdikleri ülkelerde Demokrasi, İnsan Hakları, Özgürlüklerin sınırları o ülkenin kendi çıkarı doğrultusundadır.

Kendi stratejik uzantısı doğrultusunda hak ve özgürlükler tanınır.

Tekrar Sevr’e geçelim.

            Kürdistan sorunu ilk kez uluslar arası platforma Sevr yoluyla getirilebilmiştir.

Sevr’in Kürtlerin ulusal hayatlarındaki önemi Kürdistan ifadesinin metinde yer almasıdır.

Kürdistan

Madde 62

Madde 64

Ancak,

             Sevr Anlaşması, imzalandığı andan itibaren geçersiz sayılacak ve içerdiği maddelerin uygulanma koşullarının yaratılamayacağı bir anlaşma metni özelliği taşımaktadır.

             Sevr, Kürtlerin sorunların doğmasına da zemin hazırlamıştır.

             Bu arada Ankara hükümeti, Bölgede ki Kürt aşiret birimlerinden ve Kürt nüfuzlu aile reislerinden (şeyh, ağa, bey, bürokrat, subay, din adamı vs.) bir kesimin Türk Milliyetçilerin Birlik - beraberlik Ermenilere karşı yurdunu koruma anlayışının etkisine girmiştir.

Ankara hükümeti İslam etrafında Kürtlerin birleştirilmesi için Ermenistan kurulacağı ve Kürdistan’ın Ermenistan olacağı, Padişahın esaretten kurtulacağı, Kürtlerin ırki ve sosyal hakların tanınacağı yaklaşımı kullanılmıştır.

           Bu gelişmeden etkilenen Kürt Aşiret birimlerinin bir kesimi Kemalistlerden yana tavır koymuştur.

 Sevr Antlaşması ile Kürtler, Türkler gibi kendi vatanlarını tehlikeye maruz gördüler.

Sevr, Kürtler arasında yeni bir çekişmeyi doğurmuştur.

          Sevr, Kürtlerin ulusal hayatlarında içeriğiyle taşıdığı bütün olumsuzluklara rağmen Kürt halkının uluslar arası metinlerde ilk kez yer alması gibi önemli bir misyona sahiptir.

          Uluslar arası düzeyde Kürt Ulusunun haklarından söz edilmiş olması ve ilk kez uluslar arası bir metinde Kürdistan devleti nitelemesinin yazılması, ayrıca diplomatik statüye sahip bir kür delegasyon heyetinin görüşmelerde ‘’muhatap’’ olarak görülmesi ve Kürtlerin kendi kimlikleri ile uluslar arası organizasyonlarda ifade edilebilmeleri nedeniyle Sevr farklı bir anlaşma metnidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder