ÇÖZÜM SÜRECİ 1
Av.
MESUT DEĞER
CHP 22 DÖNEM DİYARBAKIR MİLLETVEKİLİ
ÇÖZÜM SÜRECİNDE NELER
YAPILMALIDIR?
VE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR.?
Değerlendirmemi
2 konu başlığı altında yapmak istiyorum
A.)Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde de neler yapılmalıdır?
B.) PKK’NIN çekileme süreci sonrasında neler
yapılmadır?
A-
BÖLGEDE NELER YAPILMALIDIR?
1.
KÜRT SORUNUNA YÖNELİK UYGULAMALAR
Öncelikle
‘’ Kürt
sorunu yoktur. Kürt Vatandaşın sorunu vardır ‘’ söyleminden vazgeçilmelidir. Sorunun çözümüne yönelik bazı çabalar görülse
de Kürt Sorunu önümüzde olduğu gibi durmaktadır.
·
Kürt Vatandaşın Sorunu: Bireyseldir.
Biyesel olarak Kürt vatandaşın sorunu
ise tüm vatandaşların hakkı gibi evrensel insan hakları düzeyinde olup, Seyahat etmek, Eğitim, İş, Sosyal, basın vs gibi hakların
tamamıdır.
Bu sorun Kanun ve yönetmeliklerle
düzenlenir ve çözülür.
Örneğin; Kürt anne veya babanın çocuklarıyla ilgili
Kürtçe eğitim talebi bireysel bir taleptir. Bu talep seçmeli ders olarak yasa ve
yönetmeliklerle değerlendirilip, çözümlenebilir.
*Kürt Sorunu: Bireysel değildir.
Kürtlerin tamamını kapsar. Demokratikleşmede
ana şemsiye olarak ele alınır. Tüm l hak
ve Özgürlükler Kürtlerin tamamını kapsamalıdır.
Kürt
Sorunu yasalarla ile çözülemez. Anayasa ile çözülür.
Örneğin;
eğitim seçmeli ders olarak değil de Anayasada
yer aldığında Kürtlerin tamamına uygulanır.
KİMLİK
Kimlik
bir insanın adı, şerefi ve namusu olup İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin
en esaslı unsurudur.
KISACA TEKRARLAMAK GEREKİRSE
KÜRT
SORUNU
Kürtler dünyada büyük
bir nüfusa sahip olmalarına rağmen tek devleti olmayan halk kitlesi
konumundadırlar.
·
Kürt
kimliğinin tanınması (Anayasada Türk Vatandaşlığının tanımı yeniden
düzenlenmelidir)
·
Anadilde
eğitim
·
Yerinden
yönetimin güçlendirilmesi, Yerel mali özerklik
·
Valilerin
seçimle gelmesi, idari yetkilerinin artırılması
·
Kültürel
ve sosyal haklar
·
Kürtler
kendi kendilerini tayin etme ve yönetmeleri için gerekli koşullar dır.
PKK SORUNU
Güvenlik önlemleri ile PKK’NIN bugüne
kadar çözülemediği görülmüştür. Bu nedenle;
PKK için atılacak
adımlar ise;
·
Demokratikleşmede
yeni düzenlemeler
·
Hukuk
reformu
·
Genel
af
·
İş
alanları açılması ve yatırımlar
·
Yeniden
yaşama uyum sağlayabilmeleri için projeler
·
Sosyal
yardımlar, destekler
Sadece askeri çözüme gidilmesi
halinde bunun okunma şekli;
PKK için halk
desteğini arttıracak ve PKK sorunu daha da artacaktır.
Bu nedenle;
·
Silahları
bırakma (Örgütün ilke dışına çıkması)
·
Seferberliği
kaldırma (TSK’NIN çatışmalara girmemesi)
·
Topluma
kazandırma
İle sorunun çözümüne
gidilmesinin doğru bir yaklaşım olacağını düşünmekteyim
2.) SINIR ÜLKELERİ
İLE DİYALOG
Doğu ve Güneydoğuda ortak
sınırlarımız bulunan ülkelerde yaşayan halklarla ticari,
aşiret-akrabalık ve kültürel-Din- mezhep ilişkilerimiz vardır. Bu nedenlerle
sınır ülkelerine yönelik olarak atılacak her adımın mutlaka çok
düşünülerek atılması gerekmektedir.
Gelinen son süreçte sınır ülkeleriyle
yeterli bir diyalog ortamın bulunmamasına rağmen Türkiye bu
ülkelerle ilişkilerini o ülkelere uygun politikalarla yeniden düzenlemeli
ve sürdürmelidir.
·
Türkiye
sorunları çözebilme yeteneğine sahip bir anahtar ve yönlendiren ülke
konumuna gelmelidir.
·
Komşu
ülkelerle turizm, ekonomi, ticaret, beşeri ve kültürel
alanlarda güçlü ilişkileri kurmalı ve geliştirilmelidir.
·
Sınırlarda
özgürce ticaret yapılabilmesi için serbest bölgeler kurulmalı, komşu
ülkelerle ticaretin önündeki engeller kaldırılmalı, vize ve gümrük
işlemleri kolaylaştırılmalı ve sınır ticareti geliştirilmelidir.
·
Sınırdaki
huzur, halkımız içinde çok önemlidir. Sınırlarımızda bu yönde
atılacak her adım ve olumlu her yaklaşım bölge halkı ile sınır ötesindeki
akrabalarını Türkiye’ye daha da yakınlaştıracaktır.
·
PKK’nın
silahsızlandırılmasının ve silahlarının bırakılmasının tartışılarak gelinen
bu yeni ortam ve barış süreci bölge halkının huzuru için yaşamsal
bir önem taşımakta, bölgedeki çatışmasızlık ortamının sınır ülkelerinde
sağlayacağı faydalar göz ardı edilmemelidir.
·
Kürt
Halkının sorunları ve bölgede huzur ortamının sağlanması için KUZEY IRAKTAKİ
KÜRT YERLEŞİM BÖLGELERİNİN YÖNETİMLERİYLE DİPLOMATİK, SICAK VE İYİ İLİŞKİLER
GELİŞTİRİLMELİDİR.
ARTIK, KUZEY IRAKTAKİ KÜRT
YÖNETİMİNİN TANINMASI AŞAMASINA GELİNMİŞTİR.
- IRAK : Laik, çağdaş ve insan haklarına dayalı
siyasal ve toplumsal yapısı gereği Türkiye, Irak halkları ve
siyasi yapılarıyla politika ve ilişkilerini yapay ve kısa
süreli stratejiler üzerinde geliştirmemelidir. Irak’a uzun
süreli politikalarla yaklaşmak büyük bir önem arz etmektedir.
Türkiye; Toprak bütünlüğü İstikrarlı ve bir Irak’ı
savunmaktadır.
Ancak Irak’ın
Kuzeyi ile yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi
(KBY) ile geliştirilecek
ilişkilerin Ticaret, Enerji, Ulaşım ve çevre alanlarında Türkiye’ye yarar
sağlayacağının da bilincindedir.
Iraklı Kürtler ise,
Türkiye’nin Kürt halkına yönelik uygulamalarına endişe ile
bakmaktadırlar. Ve Iraklı Kürtler ile Bağdat’taki merkezi yönetimle arasındaki
gerilim artmaktadır.
Bu nedenle;
*Türkiye ile Iraklı Kürtler bölgenin istikrarını
sağlamak amacıyla bir iş birliğine ihtiyaç olduğunu,
*KBY ile başlatılan resmi görüşmeler sonucunda Kuzey
Irak’ta Ekonomi ve enerji alanlarda ki göstergeler bunun sonucudur.
*Türkiye’nin Kuzey Irak ve KBY ile yapılan
görüşmeler ve desteklemelerden ABD başlangıçta desteklediğini ve bugün desteğin
azalmasına ve kuşkulara yer bıraktığını görüyoruz.
- SURİYE ‘deki durum ise çok farklıdır. Bugün Suriye’de
süren iç savaşın yıllarca sürmesi için mezhepsel bir çatışma ve bu
çatışmanın da Reyhanlı örneğinde olduğu gibi Türkiye’ye
yansıtılması gayretleri gözükmektedir.
Suriye deki Kürtlerin Türkiye ile ilişkilerinin
çok iyi olması için PYD ile ilişkiler
Güçlendirilmedir.
- İRAN: İran Kürtlerle tam bir çatışma
içerisindedir. Ayrıca Sünni ve Irak’ta yaşayan
Kürtlerle ciddi bir mücadele
içerisindedir. İran, çok seçenekli politika gütmektedir.
Sınır ticareti bir
önemli noktada: Uludere’de öldürülen vatandaşlarımızın olayı aydınlatılmalı ve
Maddi- Manevi tazminat ödenmelidir. Uludere’den
özür dilemek erdemliliktir. .
3.). EKONOMİK
ÖNLEMLER:
DEVLET ELİNİ
CEBİNE ATMALI VE
ÜSTÜNE DÜŞENİ
YAPMALIDIR.
A.)İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM BULUNMALIDIR.
Bölgede İşsizlik oranı çok yüksektir.
İşsizlik en önemli sorundur.
Göçlerle kentlere yerleşen insanların geçen zaman sürecinde aile
büyükleri dâhil hepsi geçim sıkıntısı içinde ve işsizdir.
30 yıldır süren çatışma ortamı sonucunda yeni yetişen genç nesil özel bir
dikkati gerektirmektedir. Zira bu gençlerimiz aile büyüklerinin
sözlerini dinlememekte, kendilerini ispatlamaya çalışmaktadırlar.
Çözüm sürecinde ve sonrasında
bu gençler işsiz kalmaları halinde ya kendi mafya-çetelerini oluşturacak veya
adi suçlara karışacaklardır. Bir nevi patlamaya hazır bombadırlar.
Sosyal Patlamalar gündeme gelebilir.
Bölgede ‘’ YAŞANABİLİR ‘’ düşüncesi yaratılmalıdır.
Bölgede; açlık- sefalet- yoksulluk artmıştır. Bu nedenle yoksulun alım
gücü mutlaka artırılmalıdır.
B.) DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU
BÖLGESİNE YATIRIM
YAPILMASI GEREKMEKTEDİR
Bir
Kaynak Seferberliği ilan edilmelidir.
2013 bütçesine eklenmeli ve 2014 bütçesine şimdiden konulması için
hazırlık yapılmalıdır.
Bölge
halkının sorunlarının başında ekonomik sorunlar gelmektedir.
Bölgenin
ekonomik geri kalmışlığına köklü, kalıcı ve gerçek çözümler derhal uygulanmaya
konulmalıdır.
Bölgeler arası ekonomik dengesizliğin giderilmesi gerekmektedir.
Bölgede
kısa ve uzun vadeli projeler uygulamaya geçirilmelidir.
Bölgeye
özgü mikro ölçekli kalkınma modelleri, sosyal politikalar ve istihdam
politikaları geliştirilmelidir.
GAP
projesi bölgenin yaralarının sarılmasında önemli bir fırsattır.
DAP
projesi de sosyal bir proje olarak bölge için faaliyete geçirilmelidir.
Bölgede
sınır ticaretiyle ticaret fuarlarının kurulması desteklenmelidir.
AB
entegrasyonu açısından bir zorunluluk olan tarım ve hayvancılık
desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.
Bölgede
yerel belediyeler bugüne kadar belediyelerin yapması gereken işleri
yapmadıklarından yerel hizmetler adeta kangren olmuştur. Alt yapıda yol,
su, kanalizasyon ve iletişim vs. hizmetleri yapılmadığından özellikle bu
süreçte devletin bu sorunlara eğilmesi gerekmektedir.
Yoksullaşan
bölge halkı çeşitli ayni ve nakdi transfer politikalarıyla desteklenmelidir.
Mayınlı
araziler mayından arındırılması bölgede toprak reformu
gerçekleştirilmesini kolaylaştıracak, tarihi eserlerin restore edilerek
kullanıma açılması turizmi canlandıracaktır.
4.) SOSYAL BOYUT
Devlet
bölge halkına güvenmelidir.
Devlet
ile halkın arasındaki yabancılaştıran duvar kaldırılmalıdır.
Sevgi ve destek hissettirilmelidir.
Bölgeye yapılacak yardımlar ve bu özveri için tüm ülke halkı ikna
edilmelidir.
STK
’LARIN önü açılmalı ve daha etkin kılınmalıdır.
Doğu
ile Batı arasındaki sivil yardımlaşma köprüleri güçlendirilmeli ve etkinliklere
devam edilmelidir.
Bölgeden
kanaat önderleri ve sermaye göç etmiştir. Beyin göçü olmuştur. Bunların
bölgeye geri dönüşü için imkânlar sağlanmalıdır.
Bölgedeki parçalanmış ailelerin birleştirilmesine imkân tanınmalı, sınır
ülkelerinde varsa mal ve mülkiyet varlıkları teminat altına
alınmalıdır.
Uygulanacak
sosyal politikalar, ekonomik gelişme ve istihdam yaratılması halinde durum
devletin bölge halkını sahiplenmesi olarak algılanacak, halkın devlete
daha çok bağlanmasını sağlayacak, bölge halkı kendilerini eşit
vatandaşlar olarak hissedeceklerdir.
Sanat
ve diğer kültürel etkinlikler geliştirilmeli ve desteklenmelidir.
Sağlık
sorunları yeniden ele alınmalıdır.
Eğitime
ağırlık verilmeli ve üniversite sınavlarında önümüzdeki birkaç yıl için bölge
gençleri üniversitelere ayrıcalıklı olarak yerleştirilmelidir.
Diyarbakır
Spor Kulübü Birinci Lige çıkabilmesi için desteklenmeli ve bölgede
özellikle gençlerin spor yapma olanakları artırılmalıdır.
ERGENEKON,
JİTEM ve ÖZEL TİM gibi yapılanmalardan bölge halkı yıllarca çok
çektiğinden, bölge halkında barış sürecinin engellenmesi için bu ve
benzer yapılanmaların devreye gireceklerini kanaati ve endişesi mevcuttur. Bu
tür yapılanmalar mutlaka tasfiye edilmelidir.
Özellikle 1987 – 2002 yılları arasındaki Olağan Üstü Hal Bölgesi iller ve
mücavir iller de (OHAL) yaşanan tüm olaylar TBMM de bir komisyon
kurularak incelenmeli ve bu süreç araştırılmalı, OHAL de yaşanan olayların
karanlıkta kalmaması sağlanmalıdır. (*)
*
Gözaltındaki kayıplar, faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar
aydınlatılmalı ve köye dönüş desteklenmelidir.
* Geçici Köy
Korucuları ve Gönüllü Köy Korucuların durumları gözden geçirilerek bunlar
kamunun bir başka alanında istihdam edilmelidir. (**)
* Köy Korucularının görev yaptıkları süreçte
bulundukları yerlerde o yöre halkıyla geçmişte yaşanan bir problem var ise
gerekli tedbirler şimdiden alınmalıdır.(***)
Bu
temel önceliklerin yanında ekonomik, sosyal, eğitim, sağlık, ticaret, kalkınma,
istihdam, imar anlamında yapılacak ve uygulanacak projeler ise Kürt sorununun
çözümüne pozitif katkı sunacak politikalar olarak hayata geçirilmelidir
·
Ormanların ve yeşilliğin talan edilmesine izin verilmemelidir ve bu
süreçte mutlaka korunması gerekir.
(*) OHAL
ayrı bir başlık altında ele alınmıştır.
(**) (***) KÖY
KORUCULUK SİSTEMİ ayrı bir başlık altında ele alınmıştır
II.) PKK’NIN çekileme sonrasında neler
yapılmadır.
Yapılacak yeni Anayasamızda ve sonra yasalarımızda Demokratikleşmenin
önü açılmalıdır. Temel Hak ve özgürlükler çerçevesinde Düşünce Özgürlüğünün önündeki
engellerin kaldırılmalı, Birey yani
İNASAN ön plana çıkarılıp ve korunmalı,
Devletin öne çıkması ve korunması ikinci planda kalmalı, Hukukun Üstünlüğü egemen kılınmalı, bireysel
haklar Anayasal olarak korunmalı ve
çerçeve altına alınmalı, AB sürecine paralel olarak sosyal adaletin ön planda olduğu Türkiye’nin tamamını kapsayan yasal adımların
atılmalıdır.
‘ PKK’Yİ SİLAHSIZLANDIRAYIM’ DEDİĞİNİZDE
SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ ’
‘’ İMRALI KATKI
SUNACAKSA DEĞERLENDİRİLMELİDİR ‘’
Bu çerçevede;
·
Türkiye’de
demokrasi ve hukuk sınırları içinde her türlü düşüncenin
Siyaset
yapabilme olanakları sağlanmalıdır.
Türkiye
Cumhuriyeti veya Türkiye vatandaşlığı ifadelerinin öne çıkarılmalıdır.
PKK ‘ya yönelik uygulamalar:
·
Örgütün
silah bırakması ve geri çekilmesi Kandilin boşaltılması Türkiye’ye dönüş ve
topluma kazandırma ve birlikte toplumların yaşamak evrelerinin ayrı ayrı
hesaplaması gerekmektedir.
·
PKK’nın
Türkiye’den geri çekilme safhasında herhangi bir provokasyonun önlenmesine ve
bu sürecin izlenmesine yönelik olarak TBMM de kurulacak heyetin oluşumunda
sıkıntılar yaşanmaması için Komisyonun Tartışmadan uzak rahat çalışabilmesi
için Sayın Cumhurbaşkanımızın devrede olması yayarlı olacaktır.
·
PKK’nın
silahsızlandırılmasını Terör örgütünün Siyasallaşması şeklinde yorum ve
değerlendirilmelerden özenle kaçınılmalıdır.
·
Mahmur
kampının boşaltılması sonrası Kürtlerin Türkiye’de yerleşimi için ve sosyal
ihtiyaçların tamamının karşılanması için ayrı özel bir bütçe hazırlanmalıdır.
Bu Bütçede 2013 Bütçe Kanunumuza ek madde olarak TBMM de kabul edilmelidir.
·
TBMM de
Komisyon kurulması zor görülmektedir. Bu nedenle özel bir kanun çıkartılarak ve
yetkilendirilerek yeni bir isim altında
görevlendirilecekler sürecin her
aşamasını yürütebilmelidirler. Gerek
izleme ve gerek müdahale etme hakları yasal güvence altına alınmalıdır.
Önümüzdeki süreçte konuşulması tartışılması çeşitli spekülasyonlara neden
olabileceğinden Kanun ile kurulmuş ve görevlendirilmiş bu yapı Sayın Başbakan
ve Hükümetin altında görev yapmalıdır. Söz konusu kurumun TBMM deki siyasi
partilerin temsilcileri de olmalıdır. Kurum sivil olmalıdır. Hukuken ve İdari
açıdan yetkilendirilmelidir.
·
Bu
süreçte TBMM günlük çalışmasını sürdürmelidir. Gerekecek önemli adımlarda TBMM devreye
girmelidir.
·
PKK’nın
silah bırakmasının nasıl ve ne şekilde yapılacağı, taleplerin nasıl karşılanacağı ayrıntısına
kadar iyi hesaplanmalıdır.
·
Dağdan inen PKK’lılara evlilik yardımı
yapılmalıdır.
·
Yarım kalmış eğitimlerini tamamlamaları için
fırsat verilmelidir.
·
Dağdan inen PKK’lılara meslek eğitimi verilmelidir.
·
5 yıllık Yeşil Kart hakkı tanınmalıdır..
·
Örgütten ayrılan üst düzey yöneticiler için
kimlik ve yüz değiştirme gibi önlemler alınmalıdır.
·
Genel af
ya da benzeri ifadelerin karşılık bulması için inandırıcı yasal düzenlemeler
hayata geçirilmelidir
·
Bir anlaşmazsızlık
tüm çabaların boşa çıkması, ve Emeğin heba olmasıdır Bedelinin de siyaseten
ağır olduğunu bilmek gerekmektedir.
Biz % 50 oy aldık ben bilirim dememek
gerekir.
GKK (GÖNÜLLÜ-GEÇİCİ KÖY KORUCUSU)
Olağanüstü hal bölgesi ilan edilirken bölgede Köy Koruculuk sistemi kuruldu ve Köy Korucuları Geçici Köy korucular ve Gönüllü Köy Korucularından oluşturuldu.
GEÇİCİ KÖY KORUCUSU 58.511
GÖNÜLLÜ KÖY KORUCUSU 12.279
TOPLAM 70.790
Güvenlik güçlerimiz ile birlikte veya köylerini Korumakla 3o yıldır PKK ile çatışan korucular bugün sürecin sonunda görevlerinin de biteceği gibi silahlarını teslim etmeleri gerekecektir.
Köy Korucular için 2 ana sorun gündemdedir.
1.) Koruculuk görevine başladığında bir korucu o gün 20 yaşında ise bugün 50 yaşındadır. Ve büyük çoğunluğunun da yaşları 30’un üzerindedir. Bugün bu 71.000 Korucunun sosyal, iş, sağlık ve özlük hakları ne olacak tır.? Herhangi bir işte çalışmaları söz konusu olamayacağından bunların durumlarının bu süreç içerisinde düzeltilmesi için adımların atılması gerekir.
2.) Geçmişte köy korucuları özelikle Şırnak, Cizre. Mardin, Hakkâri ve diğer illerimizde, ilçelerimiz de korucuların köylerde arazilere el koymaları, yağma, gasp, hırsızlık, tecavüz, kız kaçırma gibi suçlara karıştıklarından ve ayrıca köyde terör estirmeleri yanında yıllarca Hukuksuzluk yaptıklarından köylülerin köyü terk etmeleri veya haksızlığa boyun eğmeleri söz konusu olmuştur.
Bu sürecin sona ermesi durumunda haksızlığa uğrayan köylünün intikamı gündeme gel
Bu nedenle:
Şimdiden gerekli tedbirler ve önlemler alınmadığı takdirde Geçici veya Gönüllü köy korucusunun silahıyla birlikte dağlara PKK’nın yerine geçmesini yani GKK – PKK olmasının önüne geçilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder