27 Nisan 2014 Pazar


 

          8.3.2006 TARİHLİ OTURUM

 

 

 

BAŞKAN – Burada sözlü olarak söylediklerini…

              MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Başkanım, gizli olanı aldığımız bir evrak yoktur

BAŞKAN – Komisyon kararı alıyorsunuz öyleyse, komisyon kararı almadan konuştuğumuz şeyi kalkıyorsunuz oraya buraya getiriyorsunuz.

             MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Şimdi tartışmanın boyutunu farklı boyuta götürüyorsunuz

BAŞKAN – Komisyon kararı alıyorsunuz öyleyse, komisyon kararı almadan konuştuğumuz şeyi kalkıyorsunuz oraya buraya getiriyorsunuz.

             MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Şimdi tartışmanın boyutunu farklı boyuta götürüyorsunuz

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Ben, komisyona gelenlere de konuşmayın diyorum.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar...

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Başkanım, oraya geçmeden önce…

BAŞKAN – Hayır, şunu söylemem lazım. Neden; Ahmet Bey…

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Ahmet Beyin bir talebini önemsemek lazım.

BAŞKAN – Ama, önemli bir şey. Ben size bir şey söyleyeceğim.

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Şu açıdan: Bakın, şimdi, Ahmet Bey’in, haklı olarak “Van Cumhuriyet Savcılığına verilen evraklar, tutanaklar bizden habersiz niye gönderildi” şeklinde bir eleştirisi oldu. Bu, doğrudur, doğaldır.

AHMET ERSİN (İzmir) – Başkanlık Divanının da haberi yok.

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Bunu, kalkıp, Ahmet’in, diğer taraftan, işte basınla veya şuradaki, buradaki diyalogları, ilişkileri veya basındaki konuşmalarına yönelerek üzerine gitmek, bu da yanlıştır.

BAŞKAN – Bakınız, bunların hepsini ben Ahmet Bey’le çıkar dışarıda konuşurum; ama, neden…

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Ahmet Beyin bu durumu tartışılır, ayrıdır; ama, bir konu…

BAŞKAN – Bakın, ben, bunu yine komisyon önünde konuşuyorum.

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Bakın Başkan, Jandarma Genel Komutanı geldi buraya, haberimiz olmadı; dosya verildi, haberimiz olmadı; bir sürü haberler Yeni Şafak Gazetesinde çıkıyor, orada…

BAŞKAN – Sizler çıkarıyorsunuz, komisyon üyeleri çıkarıyor, ben çıkarmıyorum ki onları!

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Cumartesi günü 4 Martta Yeni Şafak’ta yeniden bir haber çıkıyor, yine bunu Yeni Şafak’tan öğreniyoruz; yani, lütfen, şimdi “şu veya bu evrak verdi” veya “şunu bunu” dersek isim vererek, bu, hoş değil; ama…

BAŞKAN – Evrak verilmemesi, bunun üzerinde titizlik gösteren benim kadar başka da kimse yoktur. Ben, ne şifahî ne de yazılı hiçbir yere hiçbir şey vermedim…

              MESUT DEĞER (Diyarbakır) – O tartışma konusu Başkanım.

BAŞKAN - Ahmet Bey şunu yapıyor, bunu söylemek durumundayım…

              MESUT DEĞER (Diyarbakır) – O ayrı konu; bak, o ayrı konu.

              MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Adalet Bakanı çıkıyor, hükümet toplantısında “komisyona giden konuşmasın” diyor. Sayın Bakan, dün yine konuşuyor “bu komisyonun kurulmasına gerek yoktu” diyor. Kurulmasın o zaman

 

 

BAŞKAN – Bakın, bir dakika…

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Bakın, 4 Martta, yine Yeni Şafak Gazetesinde, jandarma her yerde istihbarat yaparız raporu komisyona gelmiş ve bu komisyondaki bu rapor Yeni Şafak’ta 4 Mart Cumartesi günü yayınlandı. Şimdi, benim bir komisyon üyesi olarak böyle bir raporun buraya geldiğinden de bilgim yok.

AHMET ERSİN (İzmir) – Benim de bilgim yok.

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Mehmet Ali Altındağ’ın bugünkü Diyarbakır Söz Gazetelerinde çıkan haberlerini inceleyin.

               BAŞKAN – Bir dakika, bir izin ver, bir şey söyleyeceğim Mesut Bey. Mesut Bey, bunu sen daha iyi biliyorsun, bunda imzan yok…

BAŞKAN – Bir dakika Şükrü Bey, önemli bir şey söylüyorum.

“Bunu yazılı olarak da bize verebilir misin” dediğimde; hatta, Mesut Bey kendisi…

Mesut Bey, bak, sana atfen söylüyorum, burada “ya, bunların gizli mizliliği bir şeyi yok, zaten o Diyarbakır Söz Gazetesinde bunlar çarşaf çarşaf yayınlandı” demediniz mi?

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Evet.

BAŞKAN – Bir dakika Şükrü Bey, önemli bir şey söylüyorum.

“Bunu yazılı olarak da bize verebilir misin” dediğimde; hatta, Mesut Bey kendisi…

Mesut Bey, bak, sana atfen söylüyorum, burada “ya, bunların gizli mizliliği bir şeyi yok, zaten o Diyarbakır Söz Gazetesinde bunlar çarşaf çarşaf yayınlandı” demediniz mi?

MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Evet.

 

                                                            

 

 

                                                              ........../.........

 

 

 

 

SALMAN  YÜKSEL. (EMEKLİ ÖĞRETMEN )

 

                       MESUT DEĞER (DİYARBAKIR)  Sorum yok.

 

                                               ............/.....

 

 

 

 MUSTAFA ÖZŞTAŞ   (Eski UÜKSEKOVA KAYMAKAMI )

 

 

                       MESUT DEĞER (DİYARBAKIR)  Sorum yok.

 

                                               ............/.....

 

 

 

.................................. MİT  OPERASYON BAŞKANI

 

                         MESUT DEĞER (DİYARBAKIR)  Sorum yok.

 

 

                                               ............/.....

 

 

 

....................................MİT  İSTİHBARAT BAŞKANI

 

                           MESUT DEĞER (DİYARBAKIR)  Sorum yok.

 

 

                                               ............/.....

 

 

 

 

 Komisyonun Çalışmaları Kapsamında Yaptığı Yazışmalar, Elde Ettiği Bilgi ve Belgeler

 

 

   09.12.2005 tarihli ve 12 sayılı yazımızla, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığından Hakkari Merkez, Yüksekova ve Şemdinli’de meydana gelen olaylarla ilgili raporunun bir sureti istenmiştir. Ayrıca 18.01.2006 tarihli ve 61 sayılı yazımızla TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığından; Diyarbakır ili Kulp İlçesi Alaca Köyü civarında 1993 yılında kaybolan ve kendilerinden haber alınamayan on bir vatandaşın akıbetleriyle ilgili hazırlanan rapor da talep edilmiştir. 22.02.2006 tarihli ve 146 sayılı yazımızla söz konusu talepler tekit edilmiştir. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığının 13.03.2006 tarih ve 165 sayı ile kayda alınan yazısı ekinde “Hakkari Şemdinli İnceleme Raporu” (19 sayfa) ve “Diyarbakır’ın Kulp İlçesi Alacaköy Kepir Bölgesinde Bulunan Toplu Mezar Hakkında Rapor” (15 sayfa) gönderilmiştir.

 

 

. Komisyona Re’sen Gönderilen ve Elden Teslim Edilen Evrak

 

              Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER ’in elden Komisyon ’a verdiği 06.01.2006 tarih ve 31, 32 sayı ile kayda alınan 118 sayfalık doküman (Ajanda fotokopisi).

 

              Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER ’in elden Komisyon a verdiği 06.01.2006 tarih ve 33 sayı ile kayda alınan, 32 sayfalık, CHP’nin 31. Kurultayındaki Temel Çözümler Bildirgesi Taslağı.

 

             Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER ’in elden Komisyon a verdiği, 17.01.2006 tarih ve 34 sayı ile kayda alınan, 1 sayfalık tehdit mektubu.

 

             Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER ’in elden Komisyon’ a verdiği, 08.02.2006 tarih ve 62 sayı ile kayda alınan, 2 sayfalık bölgede dağıtılan bildiri.

 

            Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER ’in elden Komisyon ’a verdiği, 01.03.2006 tarih ve 143 sayı ile kayda alınan, 12 sayfalık Veysel ATEŞ ’le ilgili ifade tutanakları ve doküman.

 

           

 

            Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER ’in elden Komisyon’ a verdiği, 24.03.2006 tarih ve 186 sayı ile kayda alınan, 5 sayfalık bilgi notu.

 

 


 

T A N I M L A R

 
Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ( Ohal )
 
Olağanüstü hal 17 Temmuz 1987 tarihinden 30 Kasım 2002 tarihine kadar uygulanmıştır. 25.10.1983 tarih 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu 36 madde, 8 ek madde ve 1 geçici maddeden oluşmaktadır.
 
2935 sayılı kanuna göre tabii afet, tehlikeli salgın hastalıkları, ağır ekonomik bunalım Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenin veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet ve hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebi ile kamu düzenini ciddi şekilde bozulması durumlarda olağanüstü hal uygulanır.
 
Olağanüstü hal Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilir. Olağanüstü halin süresi TBMM’ce uzatılabilir.
 
OHAL Bölge Valiliğinin 2 kolu vardır.
 
1-      Terörle mücadele
2-      Bölgeye, ekonomik, sosyal, kültürel yönden mücadeledir.
 
Olağanüstü Hal Bölge Valisi kanunen geniş yetkilere sahiptir. OHAL Bütçesi SAYIŞTAY’ın denetimine tabi değildir. Denetime tabi olmayan tek bütçe OHAL bütçesidir.
 
Bugüne kadar olağanüstü hal uygulamalarında terörle mücadele ilkesi ağırlık basmış ve 1999 yılında Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde geçmiş yıllara göre Terörle mücadelede başarılı olunmuş ve terörde gerileme söz konusu olmuştur.
 
Bölgede sosyal, ekonomik ve kültürel yönden mücadele, özelikle 1999 yılından bugüne kadar geri plana itilmiştir. Bu durumda bölgede kültürel, ekonomik ve sosyal alanlarda mücadele edilmesinin gerekliliğini vurgulamak isterim.
 
1- Yargısız İnfazlar
 
            OHAL Bölgesinde halkın tanımladığı “yargısız infaz”  terimi gündeme gelmiştir. Suçlu veya suçsuzlar gıyaplarında yargılanıp haklarında hüküm verilmekte ve bu şahıslar görüldükleri yerde hükümlerinin infazı gerçekleştirilmektedir. (Sokakta arkadan kafaya tek kurşun sıkılarak.)
 
            Bu iddiaya inanmak çok güçtür. 1990’lı yıllarda yaşanan birçok olay kamuoyundaki bu kanıyı destekler niteliktedir. Olayın oluş şekline göre de bu düşünce hâkimdir. Hukuk Devleti olmamızın gereği bu tür olaylarla ilgili tüm gerçeklerin failleriyle birlikte ortaya çıkartılması ve aydınlatılması  gerekir.
           
2- Faili Meçhul Cinayetler
 
            1991 yılından itibaren Doğu ve Güneydoğuda faili meçhul cinayetlerin arttığını ve faillerinin ise büyük çoğunluğunun bugüne kadar yakalanmaması nedeni ile Devletimiz zan altında kalmıştır.
            Toplumumuzu derinden etkileyen faili meçhul cinayetler ülke gündemindeki yerini korumaya devam etmektedir.
 
            Cinayetler sabah erken saatte işine gitmek üzere evden çıkan vatandaşlar evinin civarında veya işyerinde kafalarına tek kurşun sıkılarak öldürülmüştür. Akşam saatinde iş çıkışında arkasından gelen fail; kafalarına tek kurşun sıkarak cinayetler işlenmiştir. Son zamanlarda kaybolan vatandaşlar daha sonra il ve ilçe çevresinde boş bir arazide veya çöplükte veya yıkık dökük, terk edilmiş bir evin içinde elleri arkadan bağlı, ayakları bağlı, ağzı bağlı bir şekilde arkadan öne doğru tek kurşunla öldürülmüş ve ölen kişinin bazılarında darp ve işkence izi olduğu, bazılarında parasının ve kimliklerinin üzerinden alındığı şeklindedir.
 
            Diyarbakır DGM’ye 1997 yılına kadar 11.599 faili meçhul soruşturma dosyasının intikal ettiği kayıtlarda mevcuttur.
 
Faili Meçhul Cinayetlerde Tespit Edilen Temel Unsurlar
      
1-      PKK
2-      Radikal İslamcı Örgütler
3-      İtirafçılar
4-      Korucular
5-      Güvenlik Güçler
 
1-      PKK silahlı eylemde öldürdüğü kişileri kimliklerini açıklamakta bunları bir propaganda unsuru olarak kullanmaktadır.
2-       Hizbullah
3-       İtirafçılar.
4-      Aşiret çekişmelerinde ve kişisel menfaatlerde “Korucular”
5-       Güvenlik güçlerinin bir kısmı tarafından halka karşı olumsuz davranışları sonucu ve gözaltına alınmalar ve gözaltında bulunan kişinin  ölümü. (Pencereden atladı. İntihar etti vs.)
 
            Türkiye Demokratik bir Hukuk Devletidir. Bu nedenle tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması faillerinin yakalanıp yargı önüne çıkartılması gerekmektedir. Faili meçhul cinayetlerde Behçet CANTÜRK, Musa ANTER, Vedat AYDIN, Ferhat TEPE ve Hüseyin DEĞER’i ve diğerleri kim ve kimler tarafından neden öldürüldü?
 
            Cem ERSEVER “Bölgede Kontrgerilla vardır. Tetikçiler MHP’lidir. Gözlerini kırpmadan adam öldürürler. İşkence yaparlar, herkesin kendi grubu vardır.” Faili meçhul cinayetleri korucu ............... ’dan sorulur”. B........ aşiretinin reisi H. B...........  Devlete yaranmak için çekinmeden adam öldürür. (Yeni Yüzyıl 03.12.1996)
 
            Bölgede 3.000’nin üzerinde insan öldürülmüş ve bugüne kadar büyük çoğunluğun failleri yakalanmamıştır.  Faili meçhul cinayetlere bölgede yaşayan halk faili belli cinayetler tabirini kullanmaktadır. Ülkemizde son zamanlarda yaşanan cinayetler ve sonraki olayları açıklamak, anlamak ve inanmak mümkün değildir.
 
            Yetkililer açıklıyor, ipuçları vardır, katiller yakalanacaktır. Asıl önemli olan da katil yalnızca tetiği çekenler değil bunu çekenleri destekleyen ve güç veren zihniyetlerdir. En önemli insan hakkı “yaşam” hakkıdır. Devletin en önemli görevi de bu hakkı vatandaşları adına yerine getirmektir.
 
3- İtirafçı
           
11.6.1995 tarihinden başlayarak TBMM’nce çıkarılan 3216,  3419, 3618, 3853, 4085, 4450, 4537 ve 4959 sayılı  “Bazı Suç Failler Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair”  çıkartılan 8 adet kanun çıkarılmıştır. (kamuoyundaki tanımıyla Pişmanlık Yasaları”)
 
          Siyasi ve ideolojik amaçla suç işlemek için örgüt, teşekkül çete oluşturanlar ile çete mensubu olanlardan kendiliğinden teslim olanlara ve teşekkül, örgüt ve çetenin dağılmasına ve ortaya çıkarılmasına sebep olan, yardım eden ve ihbar ve itirafta bulunarak pişmanlık duyanlara, Kamuoyundaki tanımlama ile  “İTİRAFÇI”lara   idamlık ve ağır cezalık suçları için bir bakıma  AF getiren yasadır.
 
İtirafçıların yıllara göre ağır suçlar işledikleri, kişisel menfaatler sağladıkları, bunun içinde uyuşturucu ticareti, kara para aklama, adam kaçırma, bombalama, fidye, suikast ve faili meçhul olay ve cinayete karıştıkları iddialarıyla ilgili olarak mahkemelerde yargılanmışlardır.
 
            Devlet gücünü de kullanan korucular silahlı çeteler şeklinde gündeme gelmiştir. Faili meçhul cinayetlerin bir kısmını itirafçılar ve “Tetikçi”lerinin ise, büyük ölçüde itirafçı kişiler olduğu kanaat iddiası  bölgede yaygındır. İtirafçılar güvenlik güçleriyle birlikte ve yanlarında çalışmaktalar. İtirafçılık yasasına göre İl Valisinin talebi ile DGM ve şimdi özel Ağır Ceza Mahkemesi Baş Savcılığından alınan izinle serbest bırakılarak güvenlik güçlerinin yanında görevlendirmektedir. 430 sayı KHK 3’e maddesi gereğince itirafçıların cezaevi dışında bulunmasını sağlamaktadır.
 
          Ayrıca itirafçılar bölgede saygı duyulan insanlar için suç niteliğinde itiraflarda bulunmaktadır. İtirafçı göz altında iken alınan  ifadesi  mahkemeye çıkmadan Diyarbakır’da bazı basın veya  Televizyonlarda yayınlanmaktadır. Bu durum bölgede ekonomik göçü ile beyin göçünü de başlatmıştır.
           
            Bugüne kadar 3.000 bine yakın kişinin itirafçılık yasası için başvuruda bulunduğu bunlardan 680’ini için İçişleri Bakanlığı tarafından olumlu görüş bildirdiği ve 651 itirafçının Pişmanlık Yasasından yararlanmıştır.
 
4- Köy Koruculuk Sistemi:
 
Görevleri sadece kendi köylerini ve görev yerlerini korumak olan korucular, başka kent ve ilçelere gitmekte ve burada da yetkilerini kullanmaktadırlar. Korucuların ayrımcı yaklaşımları bölgede kamplaşma ve düşmanlık yaratmaktadır. Bugüne kadar bir kısım korucular çeşitli suçlara bulaşmış ve köylünün hedefi ve hasımı durumundadır.
 
Köy Korucuları yetki ve sorumluluklarını aşarak yol kesmek, kimlik sormak, halkı araçlarından indirerek tartaklamak gibi faaliyetlerde bulunmuşlardır. Korucular devletten maaş almakta, ancak aşiret reislerinin evini korumaktadır. Korucuların bir kısmı birçok gasp ve hırsızlık, kadın kaçırmak ve ırza geçmek gibi suçlara karışmışlardır.
 
            Özel Köy Koruculuk Sistemi ismi ile bir Koruculuk Ekibi 1995- 1996 yıllarında Batman ilimizde oluşturulmak istendi ancak hukuken sakıncaları olduğu görüldü. Batman ilindeki bu özel koruculuk sistemin sıkıntıları 1996 yılında susurluk olayı ile tekrar gündeme geldi. (Batman Valiliğin ithal silah, silahların kaybolması, kayıp silahın susurlukta ortaya çıkması vb.)
 
5- Hizbullah
 
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki faaliyet gösteren Hizbullah Örgütü Türkiye’de laik düzeni yıkıp, şeriat düzeni getirmeyi amaçlıyor. Hizbullah terim olarak “Allah ’ın Askeri”dir. Hizbullah’ın PKK saldırılarına karşı tepki olarak ortaya çıktığı, giderek örgütlendiği ve PKK’ya şehirde ağır bir darbe vurduğu belirtiliyor. 1992 yılından beri bölgede işlenen faili meçhul cinayetlerin altında da Hizbullah’ın adı geçmektedir.
 
            Hizbullah Militanları eylemlerini genellikle sabah erken ve akşam saatlerinde gerçekleştirmektedir. Hizbullah Militanların eylem yapacakları kişileri ya evine ya da işyerine giderken pusu kurarak öldürdüğü ve eyleme en az iki, en fazla dört militanla gerçekleştirdiği mahkemede sanık ifadelerinden anlaşılmaktadır. Hizbullah örgütü militanları kırsal kesimlerde etkin olamamış ancak büyük yerleşim birimlerinde etkin olmuştur.
 
            Hizbullah’ın eylemlerinde PKK’nın Kalaşnikof marka otomatik tüfeğin aksine Makarov marka tabancayı kullandığı, söz konusu Makarov marka tabancaların yapılan balistik incelemelerinde birçok öldürme olayında da kullanıldığı belirlenmiştir. Günümüze kadar Güneydoğu Anadolu Bölgemizde başta Diyarbakır, Batman illeri ile Nusaybin, Silvan, Kızıltepe, Cizre ilçelerinde olmak üzere çeşitli yerleşim yerlerinde devam eden şiddetli bir çatışma ortamı olmuştur.
 
6- Pkk
 
Siyasi amaçlarını elde etmek için şiddete başvuran bir terör örgütüdür. Çatışmaya herhangi bir şekilde taraf olmayan silahsız sivilleri öldürmüştür. PKK kendi üyelerini dahi öldürmekten çekinmemiştir. Kadınların ve çocukların, öldürülmesinden sorumludur. Bu ölümlerde çoğunluğun Kürt köylüleri olması acı bir tezdir.            1993–95 yılları arasında en az 400 tutsak ve sivil öldürdüğü ve Köy Korucularının yakınlarını hain ilan ederek öldürmekten çekinmemiştir. Bölgede eğitim ve iş olanaklarının olmayışı nedeni ile ve güvenlik güçlerinin hatalarından dolayı sorun yumağı içinde bulunan halktan taban bulmaktadır.
 
          PKK eylemlerinden sorumluluğunu üstlenerek yayın organlarında açıkça belirterek bu eylemleri de propaganda malzemesi olarak kullanmaktadır. Ağustos 1994’te Londra’da gerçekleşen bir toplantıda PKK temsilcileri Uluslar arası Af Örgütüne PKK’nın 1949 Cenevre KONVANSİYONLAR’ının ortak 3. maddesine uymayı, taahhüt ettiğini belirtmiş; ancak, PKK tarafından gerçekleştirilen öldürmeler sürmektedir.
 
7- Özel Tim
 
OHAL Bölgesinde geniş yetkilere sahip olan Özel Tim’de bazı görevlilerin hukuk dışı uygulamaları ve İnsan Hakları İhlalleri nedeniyle yargılanmaları ve ceza almaları söz konusudur. Yine bir kısım Özel Tim’deki görevlilerinin bıyık şekli ve el hareketleri ile bir siyasi partinin amblemini belirtecek şekilde davranışlar içerisine girmişlerdir.
 
8- Jitem
 
Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) JANDARMA Genel Komutanı Orgeneral Teoman KOMAN “Devlette böyle bir kadro ve kuruluş yok” dediği ancak Milli Güvenlik Kuruluna ait bir belgede Jitem ortaya çıktı.  Şöyle ki;
 
            Gizli damgalı belgenin duyum başlıklı bölümünde Güvenlik Komutanlığı Bölümünü, Jandarma,  Mit,  Emniyet, Jitem birlikleri,  diğerleri ve toplam haneleri izliyor. MGK belgelerinde görülen Jitem’in hukuken varlığı belirlenmedi. Jitem’in adı kamuoyuna ilk kez Binbaşı Ahmet Cem ERSEVER’in açıklamaları ile yansımıştır.
 
 
9- Ormanlar
 
            Doğu ve Güneydoğuda yakılan Ormanların miktarı bilinmemektedir. Gerekçe olarak “Güvenlik” gösterilmektedir. Güvenlik nedeniyle ormanların kıyımı sürmüştür. Ormanların PKK terör örgütünce sığınak ve barınak olarak kullanılması ve kaçışta kullanıldığı için güvenlik nedeniyle bölgeyi kontrol altında tutmak için ormanların yakılması söz konusudur.
 
10- Gıda Ambargosu  
 
1993 yılında birkaç il ve ilçelerin büyük çoğunluğunda bölge halkın tabiri ile gıda ambargosu uygulanmakta idi. Köylerde oturanlar, ailelerinin nüfus sayısına göre gıda alabilmektedirler. Alınan gıda sadece ailenin nüfusuna göre ihtiyacı karşılamaya yetmektedir.
 
            Karakolda her aile için bir dosya açılmış ve bu dosyada aile sayısı bellidir. Bu aileye gıdanın hepsi verilmemekte ve belli aralıklarla verilmektedir. Bu genelde birer hafta aralıklar şeklindedir. Sigara, Un, Şeker, Pil, Çay gibi gıdalar karneye bağlıdır. 2000’li yıllarda söz konusu değildir...
 
11- Kontroller, Aramalar
 
            Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yol boyu aramalar yapılmaktadır. Gerek araçlar, gerekse insanlar sıkı bir aramadan geçmektedir.
 
  • Bir ilden bir ile,
  • Bir ilden bir ilçeye,
  • Veya bir köye,
 
            Yapacağınız yolculuklarda, her kontrol noktasında yapılan arama sonucu; aracın plakası araçta bulunan yolcu sayısı, tarih ve saat yazılı “bir kâğıt verilir” ve bu küçük kâğıt parçasının bir sonraki arama noktasında yetkiliye verilir.
 
            Bazı bölgede yol boyu durmak yasaktır. Otobüsle yolculuk edenler ise; Erkekler aşağıya inerek tek çizgi halinde ayakta bekler, kimlik ve arama sonrası valizler açılır ve her yolcu valizin yanında bulunur. Bu işlemler bir sonraki arama noktasında tekrarlanır. 1991–96 tarihlerinde bölgede gündüz saat 16.00’dan sonra güvenlik nedeniyle yolculuk yasaktır.
 
Bazı yerlerde yolculuklar konvoy halinde gerçekleştirilir. 1999’dan sonra kontroller ve aramalar hemen hemen yok iken 2005’li yılarda tekrar gündeme gelmiştir.
 
 
72 milyon vatandaşımızın etnik kökeni” ve konuştukları “diller”.
 
 

 

Türkiye’de Etnik Gruplar ve Diller*

 
  1. Türkler                                               Türkçe
  2. Türkler/Yörük                                    Türkçe
  3. Türkmenler                                        Türkçe
  4. Tahtacılar                                           Türkçe
  5. Abdallar                                             Türkçe, Kürtçe
  6. Azeri Türkleri, Karapapak                 Karapapakça
  7. Uygurlar                                            Uygurca
  8. Kırgızlar                                             Kırgızca
  9. Kazaklar                                            Kazakça
  10. Özbekler                                            Özbekçe
  11. Özbek Tatarları                                  Batı Sibirya Tatarcası
  12. Kırım Tatarları                                   Kırım Tatarcası
  13. Nogay Tatarları                                  Nogayca
  14. Balkarlar ve Karaçaylar                     Karaçay Lehçesi
  15. Kumuklar                                           Kumuk Dili
  16. Bulgaristan Göçmenleri                     Türkçe
  17. Balkan Göçmenleri                            Sırpça
  18. Dağıstanlı Göçmenleri                       Avarca
  19. Sudanlılar                                          Türkçe
  20. Estonlar                                             Estonca
  21. Kürtler                                                           Kurmanci
  22. Zazalar                                               Zazaca
  23. Ossetler                                              Osetce
  24. Ermeniler                                           Ermenice
  25. Hemşinliler                                        Ermenice
  26. Arnavutlar                                         Arnavutça
  27. Kurban Kazakları                              Arkaik Rusça
  28. Ruslar                                                Rusça
  29. Polenezler                                          Lehçe
  30. Çingeneler                                         Çingenece
  31. Rumlar                                               Yunanca
  32. Almanlar                                            Almanca
  33. Araplar                                               Arapça
  34. Yahudiler                                           İbranice

35.  Suryaniler                                          Türöyo

  1. Keldaniler                                          Surit
  2. Çerkezler                                           Abrazca
  3. Çeçen ve İnguşlar                              Çeçence
  4. Gürcüler                                             Gürcüce
  5. Lazlar                                                 Lazca
 



* Aralık 1992 Türkiye’de etnik gruplar. Peter Alford Andrews  Ant Yay.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder