08.12.2005 TARİHLİ TUTANAK
BİRİNCİ OTURUM
AÇILMA SAATİ: 14.52
BAŞKAN: MUSA SIVACIOĞLU
BAŞKAN- Dinlenecek olan kişiler
de kimler ise onları tespit ettikten sonra yolumuza devam edelim diye
düşünüyorum.
Bunun dışında buyurun.
MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Şimdi,
Sayın Başkan, bizim çalışma şeklimiz görüleceği üzere bir Ankara dışında
olacak, bir Ankara içinde olacak. Ankara dışında gidilmesi gereken yer Van’dır.
Van Adliyesi’nde gerek Cumhuriyet Savcısı gerekse son tahkikatla ilgili
bilgiler. Hakkari’de ise Şemdinli’de keşif yapan savcının dinlenmesi
gerektiğini ve o süre içerisinde başka bir savcının aracına bomba konmuş,
patlamış, o savcıyı dinlemek gerekir. Şemdinli’de halkla diyalog kurmak. Bu,
Ankara dışı çalışmalarla ilgili düşüncem. Burada Hakkari’nin eski valisi ve
yeni atanan valinin de dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. İl Jandarma Alay
Komutanı ve Şemdinli’deki görev yapan
komutanlarında taburda dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ankara içinde öncelikle bu konuda
siyasi parti, gerek AK Parti gerek CHP, ANAP yazdı mı bilmiyorum, bir de
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İnsan Hakları Komisyonu’nun Şemdinli Raporları
var. Bu hem siyasi partilerden hem İnsan Hakları Komisyonundan bu raporları da
biz istetelim. Onların yapmış olduğu çalışmalar çerçevesinde bir değerlendirme
yapalım. Olay anında, Hakkari ilinde bulunan milletvekillerimizden Esat Canan,
Mustafa Zeydan’ın da tanık olarak çağırılıp onların da illeri olması nedeniyle
görüşlerini, bilgilerini alalım diye düşünüyorum.
İçişleri Bakanlığı bu konuda
müfettiş göndermiştir. Başbakanda tarafsız üç ayrı müfettiş olayların
tahkikatıyla ilgili Şemdinli’ye göndermişti. Bu raporlar ne ihtivadadır ne
aşamadadır veya bittiyse temin edebilirsek bu raporları da temin edelim.
Burada Ankara’da dinlenmesi
gerekenlerin başında Emniyet Genel Müdürü, İstihbarat, Terör ve Güvenlik Daire
Başkanları’nın da buraya çağırılıp dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Şimdilik diyeceklerim bunlar
efendim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN- Bir, öncelikle
raportörlerin tayini.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Başkan,
bir şeye daha özen göstermek lazım; faili meçhul cinayetlerle ilgili komisyonda
uzman olarak Adalet Bakanlığı’ndan istenilen bir hakimin o komisyondaki
çalışmalara ve bölgedeki gezilere direkt katılmış. Daha sonra da bu hakimin bir
trafik kazasında ölürken de üzerinde çok büyük rakamlar ve aynı kirli
ilişkilerin içerisinden de çıktığı, o alınan bütün bilgileri de bir başka
tarafa ve istihbarata da dayalı olduğu ve orada bir personeli olduğu da
açıklandı.
Buraya getirecek bir kişide buna
da yine özen göstermemiz lazım. Kurumu da önemli değil, kişinin vasfı önemli.
Ben, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde
dinlenilen kişilerin isim olarak söyledim, bir de yanlış anlaşılma oldu, sanki
buralardan raportör isteyelim, ben bunların dinlenmesi yönünde görüşümü ifade
ettim.
OHAL bölgesinde çalışan kişiler
bize sağlıklı bilgi vermezler.
BAŞKAN- Başka siyasi partilerden,
Mecliste grubu bulunanlar dışında oralarda araştırma yapan var mı ?
MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Doğru
Yol gitmedi, MHP gitmedi.
BAŞKAN- Medya taraması istiyoruz.
MESUT DEĞER (Diyarbakır) –
Diyarbakır İnsan Hakları Derneği’nin bu konuda yapmış olduğu Şemdinli,
Yüksekova, Hakkari, üç ayrı rapor; onların da geniş detaylı bilgi içeren
raporları da mevcuttur.
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce)- Genelkurmaydan
askeri soruşturma dosyası varsa bu konuyla ilgili olarak oradan da bilgi, belge
isteyelim.
BAŞKAN- Jandarmanın ayrıca var mı
acaba?
MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Yok.
Müfettişler yalnız İçişleri ve Başbakanlığın müfettişleri jandarmayla
görüşmeler sonucu yaptı.
Basın taraması çok önemli
İnsan Hakları Komisyonu raporu
gelecek zaten, onu dinlemenin ne anlamı var?!
Önerge sahiplerinde ilk imza,
onlar sadece önergeyi yazdıkları için, imzaladıkları içindir; yani, orada bizim
CHP olarak diyelim Esat’ın ismi...
Sayın Başkan, konu aynı olduğu
için üç tane ayrı ayrı yerlere de gerek yok, konu dağılır, bağlantı kurmada
sıkıntı yaşayabiliriz. Tek yeterlidir bana göre.
KOMİSYON UZMANI- Ayrı ayrı
başlıklar açarak, sonuç kısmında da birleştirmek.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Doğru,
ama, dağılmadan...
BAŞKAN- O zaman öyle yapalım.
TUTANAK ÖZETİ
07.12.2005 Tarihli Başkanlık
Divanı Seçimi Gündemli Toplantı
Komisyon üyesi Mesut DEĞER ve
Ahmet ERSİN Başkanlık divanında kendilerine temsil imkanı tanınmaması nedeniyle
bahsedilen uyumlu çalışma yapılması hususunda ciddi kaygıları olduğunu ifade
etmiştir.
05.01.2006
TARİHLİ TUTANAK
(10/322,323,324)
Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
MÜSLÜM SAYLİ ( Emniyet Genel Müdürlüğü
Asayiş Daire Başkan Yardımcısı ) – Efendim, ben de tüm heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Biraz önce belirttiğiniz gibi, Müslüm SAYLİ ben. Şu an Asayiş
Daire Başkanlığı’nda Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Siz
onları dinlerken yani ilçe emniyet amirlerini, size bu sorunlarıyla ilgili
araç-gereç tespitinin dışında başka ne gibi sorunlarını ilettiler? Yerinde
tespite gittiniz ya sorunları...
MÜSLÜM SAYLİ : Personel takviyesi
olursa daha iyi olur düşünceleri çıktı, araç gerecin yetersiz olduğu
belirtildi.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Bu 16
bombalama olayları oluyor, failleri meçhul şeklinde kalıyor. Nedir bu olaylar,
bu olayların sebebi nedir, isim nedir, emniyetin kendi yaptığı çalışmaları,
araştırmaları, kendi tespit ettiği bulgu noktaları olabilir; bunları da
sizlerle paylaştı mı? Yani ne söylediler ? Böyle 6 kişilik uzman bir komisyon
gidiyor çünkü oraya.
MÜSLÜM SAYLİ- Evet.
Esasında komisyonun oraya gidiş
gayesi patlama nedir diye bizi...
MESUT DEĞER (Diyarbakır)-
Sorunları yerinde tespit etmek dediniz de...
MÜSLÜM SAYLİ- Sorun derken, bu patlama nedir, patlama kim
tarafından yapılmış, edilmiş şeklinde birebir komisyon...
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Terör
de bir sorundur orada çünkü.
MÜSLÜM SAYLİ- Yani bize tevdi edilen bizzat patlamayla
alakalı derinlemesine bir inceleme yapın, yani bunun geri planında kim var,
kimle var gibisinden herhangi bir...
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Ama
milletvekillerimiz, üçü de, İçişleri Bakanlığı’na, Hakkari ili milletvekilleri
söylüyor; işte, sürekli bombalar patlıyor, olaylar faili meçhul olarak kalıyor,
bir heyetin gelip bölgede inceleme, araştırma yapması için Sayın Bakandan
talepte bulunduklarını söylediler.
MÜSLÜM SAYLİ- Efendim, bize
verilen talimat yani yazılı talimatta da belli, daha çok sorunları, yani
polisin yaşadığı sorunları, ihtiyaçları yerinde tespit etmek, bir de , daha
çok, tabii her daire temsilcisi kendi alanıyla alakalı çalışma yaptı. Ben daha
çok karakol, asayiş şube ve benzeri bize ait olan, taşra birimlerimiz gözüken
alanıyla alakalı çalışma yaptım, yani eğer ferdi manada çalışmaya bakarsanız .
Zaten raporumuza da onu yansıttık biz. Ben daha çok asayiş ve asayişin taşra
birimlerinin yaşadığı sorunlarla ilgilendim. Ama onun haricinde her
arkadaşımız, istihbarattan gelen arkadaşımız kendi dairesiyle, terörden gelen
arkadaşımız kendi dairesiyle ilgili...
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Sizin
asayişle tespit ettiğiniz ne gibi bulgular var?
MÜSLÜM SAYLİ- Ben, açıkçası
araç-gereç yönüyle eksiğimiz olduğunu düşünüyorum. Yani Hakkari ve diğer
bölgede . Personel yönüyle de ciddi bir takviyenin olması gerektiğini
düşünüyorum. Riskli bir bölge, yani arkadaşlarımızın moral ve motivasyon
yönüyle de takviye edilmesi artı, Batı illerinde veya bu taraftaki illerde
çalışan arkadaşlardan daha farklı bir ücret takviyesinin olması gerektiğini
düşünüyoruz; çünkü her gün bir riskle karşı karşıyasınız.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Ücret
takviyesi çok önemli bir konu. Biliyorsunuz olağanüstü hal bölgesi vardı.
Olağanüstü hal bölge valiliği illerinde kamuda görevli personel, daha doğrusu,
polis, asker bir o kadar da oradan bir maaş alıyordu. Sizin söylediğiniz,
memura maaş takviyesi, böyle bir yapının gelmesi mi, yoksa maaşlarında ayrı bir
artış ödenek mi getirilmesi?..
BAŞKAN- Kaldırıldı mı şimdi ?
MÜSLÜM SAYLİ- Kalktı efendim.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Peki,
personel verdik, araç-gereç verdik, zırhlı araç verildi, polis takviyesi
yapıldı, çevik kuvvet gönderildi; Hakkari’de asayiş sağlanır mı, bu yeterli mi?
MÜSLÜM SAYLİ- Efendim tabii,
terör boyutu ülkemizde yeni yaşanan boyut değil. Yani, çoklu tedbirlerin
alınması lazım. Açıkçası sosyal bir olay. Çok yönüyle zaten heyetlerimiz
gidiyor, değerlendiriyorlar; yani, çoklu bir değerlendirmenin olması lazım,
belki akademik değerlendirmelerin yapılması lazım. Olayın sosyal boyutlarının
değerlendirilmesi lazım. Bu bizim fikri görüşümüz; ama, onun haricinde polis
olarak bize tevdi edilen görevin gereği neyse onu en iyi şekilde yapmaya
çalışırız. Tabi bunu yaparken de elimizdeki araç-gerecin durumunun çok iyi
olması, personel sayısının yeterli olması da bizim için önem arz ediyor.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)-
Araç-gereci verdik, maaşı arttırdık, emniyet açısından aracın, gerecin,
bilgisayarın, telefon vesaire her türlü teknik cihaz yeterli oldu. Asayiş tam
anlamıyla sağlanacak mıdır, terörle mücadele şarttır; ama, bir olay oluyor,
olayın arkasındaki failleri yakalanmadığı zaman, faili meçhul kaldığı zaman,
burada direkt emniyet zan altında, Niye? Çünkü bu olayın çözümünü sizler
sağlayacaksınız. Faili kim, kim yaptı, neden yaptı, niçin yaptı ? Sanıkları ve
failleri yakalayıp yargıya intikal ettirilmesi lazım; ama, ortada böyle bir şey
yok. Yani bu sonuç çıkmıyor. Bu kadar bombalar patlıyor, failler yakalanmıyor.
Yani sen orada bir başkan yardımcısı olarak asayişin bu yönünü incelediğinde
İlçe Emniyet Amiriyle, MİT’le, İl Jandarma Alay Komutanıyla görüşmelerinizde,
Valiyle ne tespit ettiniz yani, ortak olarak nedir bu? Bunu defalarca soruyorum
da cevap alamadığım için..
MÜSLÜM SAYLİ- Görev sahasına
baktığımızda aslında bu sorunun muhatabı ben değilim. Yani, asayiş suçları daha
çok mala karşı, şahsa karşı işlenen münferit suçlardır; ama, bu bahsettiğiniz
şey tamamen terör odaklı , terörün nedenleri, niçinleri manasında bir şey. Ama
onun haricinde...
BAŞKAN- Mesele akademik çalışmayı
mı gerektiriyor diyorsunuz?
MÜSLÜM SAYLİ- Ben, ciddi manada
sosyal boyutunun bir akademik olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Siz de
haklısınız. Burada 6 kişilik komisyon gittiği zaman, kimliklerini, yani isim
olarak da bulundukları alandaki uzmanlık yerlerine bakıldığında, asayiş, terör
vesaire, herkes kendi alanında uzman ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Bakanlığımız
uzman kişileri Hakkari iline gönderiyor ve herkes kendi branşında, uzman olduğu
alanlarda bir çalışma yapıyor, bu çalışmaları bir tespite konuluyor. Yani, bu
da sizin bir nevi, bir komisyonun, böyle önemli bir komisyonun tespit edilip
gönderilmesi de çok önemlidir. Burada kendinizi sıyırarak dışta tutmakta doğru
değil. Çünkü bir heyet olarak gidiyorsunuz. Biz de bir yere heyet olarak
gittiğimiz zaman, milletvekilleri, doktor olur, avukat olur, ziraat mühendisi
olur, herkes kendi alanında bir görüşünü belirtir, sonra Başkana hazırlanan
raporu yazarız.
MÜSLÜM SAYLİ- Bu tevdi ettiğiniz
soru, polise yönlendirilecek bir soru mudur, değil midir, onu da şey yapmak
lazım. Yani doğuda terör olayı nasıl çözülür, nasıl çözülmelidir, nedir,
nedenleri, niçinleri, sosyal ve ekonomik boyutları nedir sorusunun cevabı daha
çok siz siyasiler olmalısınız, biz polisler değil.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Ben son bir soru sorayım: Emniyet
Müdürlüğü’nden Şemdinli’den çıkarken, heyet olarak Hakkari’ye giderken,
Şemdinli Emniyet Müdür Yardımcısı’na bir zarf verildiğini gördünüz mü, sarı bir
zarf ?
MÜSLÜM SAYLİ- Hayır
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- O şahsı
da görmediniz çünkü?
MÜSLÜM SAYLİ- Hayır
BAŞKAN- Kim tarafından veriliyor
?
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Biz,
demin Daire Başkanı’na sormuştuk ya o soru.
BAŞKAN- Evet
AYHAN FALAKALI ( Emniyet Genel
Müdürlüğü-İstihbarat Daire Başkanlığında Başkan Yardımcısı-Emniyet Müdürü)-
Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunun ek 7. maddesi ülke genelinde istihbarat
toplar diyor.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Hayır,
jandarma için sınırlı.
AYHAN FALAKALI- Polis teşkilatı
için..
BAŞKAN- Deniliyor bu; peki,
jandarma için, asker için...
MESUT DEĞER (Diyarbakır)-
Kendisinin görev sahasıdır.
BAŞKAN- Kırsal alan dışındaki
yere gidemez mi diyorsunuz ona, net mi yani; ben mevzuatı öğrenmek istiyorum
şimdi.
AYHAN FALAKALI- Şimdi, ben de,
5397 sayılı son çıkan kanunun verdiği yetkiyi arz ediyorum. 5397 sayılı
kanunda, önleyici dinleme yapma, teknik takip yapma, iletişimin takip edilmesi,
bütün bu yetkiler jandarma sorumluluk sahasında olmak kaydıyla, şeklinde bir
ifade kullanılmış. Dolayısıyla, oradan bir sınırlama var; benim kanundan
anladığım bu.
Ben mevzuatı söylüyorum kanaat
taktir siz ait.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Onu da
diğer makam sorun diyor.
BAŞKAN- Orası önemli değil,
kanuni düzenlemesi var. İtiraf edenlerin cezası indirilir.falan, ondan mı
bahsediyorsunuz.
AYHAN FALAKALI- Yani, o gibi
şeyleri var evet.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)-
Pişmanlık Yasasıyla ilgili, eve dönüş yasası...
AYHAN FALAKALI- Şimdi şöyle arz
edeyim efendim o konuyu; biz, bir kere, emniyet teşkilatının kurulu bulunduğu
her yerde bir operasyonu gerçekleştirebilecek imkan ve kabiliyete sahibiz; ama,
mesela ciddi toplumsal olayların meydana geldiği durumlar olabilir,
Şemdinli’deki olay gibi, toplumsal bir olay var, bir tecavüz var. İlçe Emniyet
Müdürlüğü’ne, Hükümet Konağı’na 500 kişilik bir topluluk saldırıda bulunmuş;
yani, orada çalışan emniyet teşkilatı personeli 50-60 civarında; İlçe Emniyet
Müdürü’nün ifade ettiği kadarıyla biliyorum.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- 57 kişi
polisler.
AYHAN FALAKALI- Evet. Tabii.
Bomba atılması olayını
yorumlayamayacağım; yani, bir şey diyemiyorum. Çünkü yürütülmekte olan bir
soruşturma var.
Bir olay daha var. Aslında iki
tane olay daha var. Yüksekova’da yine Zaros İş Merkezi diye bir yer var. Tabii
bunlar bir yandan benim yorumum, bir yandan da orada duyduğum halk arasında
söylenti şeklindeki şeyler de var. Zaros İş Merkezi’nin sahibini örgüte maddi
yardımda bulunduğunu iddia ediyorlar, söylüyorlar.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)-
Uyuşturucu ticareti de yapıyorlarmış.
HAKAN KIRMACI ( Emniyet Genel
Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığında Emniyet
Müdürü )-
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Ben
kendisine bir bilgi vereyim. Hakan Bey, Habur Sınır kapımız belli ve oradan,
biliyorsunuz, kamyona 1 ton patates konuluyor, hemen sınırdan geçiliyor, o
patates atılıyor. Yani, ihracat amacıyla... Yani, 100 kilo makarna veya 1 ton
patates, bulgur, vesaire, onları atıyorlar, orada çürüyorlar. Aslında oradan
getirilmek istenen akaryakıt. Türk kamyonları oraya gittiği zaman Kuzey Irak’ta
Barzani Bölgesine geçtiğinde her kamyondan 50 dolar vergi alınıyor. Bu da
yıllık olarak 450 milyon dolar yapar. Nedir; Türkiye’den bu sene 450 milyon
dolar Barzani Bölgesine bir para aktı. Bunun yanında ekstrada, Habur’dan Kuzey
Irak’a giden kamyonlardan PKK terör örgütü de kamyonlardan kamyon başına
haracını alıyor. Yani, haraç değil de, zorla para alma. Bir yandan da,
Ovabağ’da gümrük kapısının açılması gerekir. Ben gümrük kapılarının kapanmasını
söylemiyorum, Yanlış anlaşılmasın. Ovabağ’da da açıldığı zaman, direkt Türkmen
Bölgesine açılır. Kamyonlar oradan da ihracatını yapabilir, mazot Türkiye’ye
getirilebilir yasal sınırı içerisinde. Burada sana iki örnek verdim. Bunu bir
düşünürsen sevinirim. Bir yorum yapmıyorum. Ben sıradan bir vatandaşım; ama,
senin Türkiye’nin üzerinde Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığındaki
bir kişi olarak bize verdiği bilgi ile benim sıradan bir vatandaş olarak sana
verdiğim bilgi arasındaki farkın yorumunu sen yaparsın artık.
HAKAN KIRMACI- Bir şeyler söylememi
ister misiniz?
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Yani,
bu konuda bir şey söylemiyorum. Yani,ben bilgi açısından söyledim. Soru
sormadım zaten.
BAŞKAN- Sorusu olan arkadaşımız
?... Yok.
SEMİHA ÖYÜŞ (Aydın)- Söylemek
istediği varsa dinleyelim. Yani, “bir şeyler söylememi ister misiniz” dediniz.
HAKAN KIRMACI- Yani, bu dediğiniz
olayın soruşturma görevi, Türkiye’de eğer jandarma bölgesinde oluyorsa Jandarma
Genel Komutanlığı’na ait. Jandarma Genel Komutanlığında da terörle ilgilenen
daireye ait ya da şubeye ait. Polis bölgesindeyse de, polise ait. Mesela, siz
ne yaptınız; ilk önce “haraç” dediniz, sonra muhakeme yaptınız, arkasından
“zorla alıyorlar” dediniz. İkimizde biliyoruz ki: gönüllü alıyorlar, gönüllü
veriyorlar, seve seve veriyorlar; gerekirse de fazlasını veriyorlar. Onu da
biliyoruz değil mi?!
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Gönüllü
veren var, gönülsüz veren var. Haraç da olur, zorla da alma olur. O ayrı.
HAKAN KIRMACI- Herşey herkesin
önünde tecelli ediyor; ama, hepimiz çeşitli sebeplerden dolayı...
MESUT DEĞER (Diyarbakır)-
Yıllardır terör örgütü bizden de para istemiştir. Alamamıştır; ama, bizden bir
sürü de insan ölmüştür.
HAKAN KIRMACI- Ben 4 sene
Elazığ’da çalıştım. Şark görevimi Elazığ’da yaptım. PKK’nın ya da diğer Türk
solunun ya da Türk sağının neler yaptığını az çok biliyorum yani. Ama, benim
kitlendiğimiz konuyla ilgili somut bilgi, belge...
MESUT DEĞER (Diyarbakır)- Ben
sana bilgi aktardım. Onu daha sonra düşün diye söylemiştim.
BAŞKAN- Başka sorumuz herhalde
yok.
TUTANAK ÖZETİ
07.12.2005 Tarihli Başkanlık
Divanı Seçimi Gündemli Toplantı
Komisyon üyesi Mesut DEĞER. M.
Sırrı ÖZBEK ve Ahmet ERSİN Başkanlık
divanında kendilerine temsil imkanı tanınmaması nedeniyle bahsedilen uyumlu
çalışma yapılması hususunda ciddi kaygıları olduğunu ifade etmiştir.
MESUT DEĞER ( DİYARBAKIR
CHP MİLLETVEKİLİ )
Komisyon toplantısında. Başkanlık
divanını seçilmesinde Başkanlık divanın da görev alacak Milletvekili
arkadaşlarından ( Başkan. Başkan vekil. Katip. Sözcü) l üyenin CHP den olmasını
ve bu komisyonunu kurulmasına TBMM ne ilk önergeyi veren parti olmamız
Ve sonra AKP ve Anap ‘ın
vermesiyle tüm partilerin vermeleriyle aynı ortak önergeye dönüşmesi ve ettik
olması açısından ve ayrıca ilerde başkanlık divanın da gizlilik oluşmaması
Ve şeffaflık açısından ve
nemli bilgi ve belgeler ana muhalefetten saklanmaması açısından CHP
Milletvekillerinden l milletvekilinin başkanlı divanında oluşması
gerekmektedir. Bu talebimizin AKP tarafından
uygun görmesini talep ediyorum. Aksi ten 8 milletvekili AKP aday olmamız
bile seçilmemiz mümkün değildir CHP li bir milletvekilini,n Başkanlık divanında
olmasını önermekteyim.
8.12.2005 TARİHLİ OTURUM
BAŞKAN – Değerli komisyon
üyeleri, dün ilk toplantımızda bazı Meclis araştırma veyahut da soruşturma
komisyonlarının raporları aklımıza geldi. Faili Meçhul, Susurluk Komisyonu
raporları. Meclis arşivinde bir tane olduğu için her komisyon üyemize birer
tane olmak üzere çoğaltılması için bir yazı yazdık. Onu ne şekilde sağlarlar,
Meclis imkânı yok derler mi demezler mi; onu bilemem ama
Bunun dışında, buyurun.
MESUT DEĞER (Diyarbakır)
– Şimdi, Sayın Başkan, bizim çalışma şeklimiz görüleceği üzere bir Ankara
dışında olacak, bir Ankara içinde olacak. Ankara dışında gidilmesi gereken yer
Van’dır, Van adliyesinde gerek cumhuriyet savcısı gerekse son tahkikatla ilgili
bilgiler. Hakkâri’de ise Şemdinli’de keşif yapan savcının dinlenmesi
gerektiğini ve o süre içerisinde başka bir savcının aracına bomba konmuş,
patlamış, o savcıyı dinlemek gerekir. Şemdinli’de halkla diyalog kurmak. Bu,
Ankara dışı çalışmalarla ilgili düşüncem. Burada Hakkâri’nin eski valisi ve yeni
atanan valinin de dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. İl Jandarma Alay Komutanı
ve Şemdinli’deki görev yapan komutanların da taburda dinlenmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Ankara içinde öncelikle
bu konuda siyasî parti, gerek AK Parti gerek CHP, ANAP yazdı mı bilmiyorum, bir
de Türkiye Büyük Millet Meclisinin İnsan Hakları Komisyonunun Şemdinli
raporları var. Bu hem siyasî partilerden hem İnsan Hakları Komisyonundan bu
raporları da biz istetelim. Onların yapmış olduğu çalışmalar çerçevesinde bir
değerlendirme yapalım. Olay anında, Hakkâri İlinde bulunan
milletvekillerimizden Esat Canan, Mustafa Zeydan’ın da tanık olarak çağırılıp
onların da illeri olması nedeniyle görüşlerini, bilgilerini alalım diye
düşünüyorum.
İçişleri Bakanlığı bu
konuda müfettiş göndermiştir. Başbakan da tarafsız üç ayrı müfettiş olayların
tahkikatıyla ilgili Şemdinli’ye göndermişti. Bu raporlar ne ihtivadadır ne
aşamadadır veya bittiyse temin edebilirsek bu raporları da temin edelim.
Burada Ankara’da
dinlenmesi gerekenlerin başında Emniyet Genel Müdürü, istihbarat, terör ve
güvenlik daire başkanlarının da buraya çağırılıp dinlenmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Şimdilik diyeceklerim
bunlar efendim.
Teşekkür ederim.
MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Başkan, bir şeye daha özen göstermek lazım;
faili meçhul cinayetlerle ilgili komisyonda uzman olarak Adalet Bakanlığından
istenilen bir hâkimin o komisyondaki çalışmalara ve bölgedeki gezilere direkt
katılmış. Daha sonra da bu hâkimin bir trafik kazasında ölürken de üzerinde çok
büyük rakamlar ve aynı kirli ilişkilerin içerisinden de çıktığı, o alınan bütün
bilgileri de bir başka tarafa ve istihbarata da dayalı olduğu ve orada bir
personeli olduğu da açıklandı.
Buraya getirecek bir kişide buna da yine özen göstermemiz
lazım. Kurumu da önemli değil, kişinin vasfı önemli
BAŞKAN – Sayın Milletvekilimiz,
affedersiniz, uzman olarak çalışan bir kişinin…
MESUT
DEĞER (Diyarbakır) – Ben, Emniyet Genel Müdürlüğünde dinlenilen kişilerin isim
olarak söyledim, bir de yanlış anlaşılma
oldu, sanki buralardan raportör isteyelim, ben bunların dinlenmesi yönünde
görüşümü ifade ettim
METİN
KAŞIKOĞLU (Düzce] bizim burada hem
olağanüstü hal bölge valiliği bir dönem devam eden hem olayların cereyan ettiği
Hakkâri’de vali yardımcıları düzeyinde orada varsa ve hakikaten biz faydalı
olabilecek
MESUT
DEĞER (Diyarbakır) – OHAL bölgesinde çalışan kişiler bize sağlıklı bilgi
vermezler
BAŞKAN -
Başbakanlık Teftiş Kurulunun raporunu istiyoruz. İçişleri Bakanlığının
raporları, siyasî partilerin raporları…
Başka siyasî
partilerden, Mecliste grubu bulunanlar dışında oralarda araştırma yapan var mı?
MESUT DEĞER
(Diyarbakır) – Doğru Yol gitmedi, MHP gitmedi.
BAŞKAN –
Medya taraması istiyoruz.
MESUT
DEĞER (Diyarbakır) – Diyarbakır İnsan Hakları Derneğinin bu konuda yapmış
olduğu Şemdinli, Yüksekova, Hakkâri, üç ayrı rapor; onların da geniş detaylı
bilgi içeren raporları da mevcuttur
BAŞKAN –
Tamam.
BAŞKAN –
Jandarmanın ayrıca var mı acaba?
MESUT
DEĞER (Diyarbakır) – Yok. Müfettişler yalnız İçişleri ve Başbakanlığın
müfettişleri jandarmayla görüşmeler sonucu yaptı
MESUT DEĞER
(Diyarbakır) – Basın taraması çok önemli.
BAŞKAN –
Şimdi, bakın, uzmanımız, âdetten veya usuldendir diye ilk önce önerge sahibini…
Şimdi, biz şöyle yavaş yavaş bir yerde bu ısınma şeyidir. Önerge sahiplerinden,
onların da fazla bilgisi yok, onları çağıralım. Şimdi, ondan sonra da bu sıcağı
sıcağına gitti İnsan Hakları Komisyonu Başkanı… Ha, o bize ne verecek, onun
bilgilerinden yola çıkarak bir sonuca doğru gitmeye çalışmayacağız ki. O ara
biz hiç olmazsa onu dinlemiş oluruz, mahkemenin dosyası da gelir.
MESUT DEĞER
(Diyarbakır) – İnsan Hakları Komisyonu raporu gelecek zaten, onu dinlemenin ne
anlamı var?!
BAŞKAN – O
zaman önümüzdeki şeyde önerge sahiplerinden ilk imza sahibi kimse onu öne
alalım.
MESUT DEĞER
(Diyarbakır) – Önerge sahiplerinde ilk imza, onlar sadece önergeyi yazdıkları
için, imzaladıkları içindir; yani, orada bizim CHP olarak diyelim Esat’ın ismi…
BAŞKAN –
Usulü yerine getirelim.
BAŞKAN –
Evet, şimdi, bu araştırma önergelerinde geçen Hakkâri Merkez, Yüksekova,
Şemdinli. Bana kalırsa uzmanlarımızı da bu şekilde tespit edelim. Yani, bir
uzman üçüne de girecek olursa zorlanabilir. Belki bunu biz raporumuzda bölüm bölüm
yapar sonuç kısmını, üçünü birleştirebiliriz. Onun için bir tane uzman, bana
kalırsa, Hakkâri Merkez, bir tane Şemdinli, bir tane de Yüksekova için
isteyelim. Yani, o kişi o konu üzerinde çalışabilsin. Bir tane uzmana bunca ağır konuyu yükleyecek olursak onda
zorlanabilir.
MESUT DEĞER
(Diyarbakır) – Sayın Başkan, konu aynı olduğu için üç tane ayrı ayrı yerlere de
gerek yok, konu dağılır, bağlantı kurmada sıkıntı yaşayabiliriz. Tek yeterlidir
bana göre.
BAŞKAN – Ben
böyle bir şey düşünüyorum doğrusu. Ayrı ayrı başlıklar açarak, sonuç kısmında
da birleştirmek.
MESUT DEĞER
(Diyarbakır) – Doğru, ama, dağılmadan…
........./.............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder