29 Nisan 2014 Salı


                   İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ (HRW):
    “GÜL’ÜN ONAYLADIĞI MİT YASASI HAK İHLALLERİNE KAPI AÇTI”

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan MİT yasasının hak ihlallerine kapı açtığını kaydetti.

ABD merkezi İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch); Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan yeni MİT yasası için ‘hak ihlallerine kapı açıyor’ eleştirisini yaparken, “Yeni MİT yasası; bir yandan teşkilata neredeyse sınırsız yetkiler verirken, diğer yandan da bu yetkilerin suiistimalini açığa çıkartmaya çalışanların cezalandırılmasını öngörüyor” açıklamasında bulundu.

Örgütün Türkiye Raportörü Emma Sinclair-Webb tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye’de yürürlüğe giren yeni Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kanunu; bir yandan MİT’in izleme, gözleme ve dinleme yetkililerini artırırken diğer yandan da teşkilata atfedilebilecek hak ihlallerini açığa çıkartan gazetecileri hapis cezasıyla tehdit ediyor. Yeni kanun, devletin hesap verebilirliği ilkesini, basın özgürlüğünü ve özel yaşamın dokunulmazlığı hakkını zedeleyecek nitelikte. Kanunda yer alan birçok önemli düzenleme Türkiye’nin insan hakları alanındaki hem uluslararası hem de iç hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ediyor, dolayısıyla bu düzenlemelerin hiç gecikmesizin değiştirilmesi gerekiyor. Yeni MİT yasası, bir yandan teşkilata neredeyse sınırsız yetkiler verirken, diğer yandan da bu yetkilerin suiistimalini açığa çıkartmaya çalışanların cezalandırılmasını öngörüyor. Sızdırılan bilgileri yayınlayan gazetecilerin cezalandırılması, istihbarat personeline yasal dokunulmazlık getirilmesi ve mahrem bilgilerin sınırsızca toplanmasına olanak tanınması gibi düzenlemeler iptal edilmelidir” denildi.

Açıklamada ayrıca şu ifadeler yer aldı:

“Yeni yasa; Türkiye Hükümeti’nin bu yıl içerisinde çıkarttığı, devletin gücünü olası hak ihlallerine karşı uygun yasal güvenceler getirmeden artıran ve hukukun üstünlüğü ilkesini zayıflatan bir dizi yasal düzenlemenin en son örneği. Hükümet, yeni yasayı, kamuoyu nezdinde, silahlı PKK’nın lideri Abdullah Öcalan ile Türkiye’nin istihbarat birimleri arasındaki müzakereleri güvenli bir hukuki zemine oturtmak amacını güden bir hamle olduğunu ileri sürerek savundu. Yeni MİT yasası, barış sürecini desteklemek gibi meşru bir amacın çok ötesine geçiyor" savı dile getiriliyor. Türkiye’nin fazlasıyla geniş kapsamlı terörle mücadele kanunlarının suiistimal edilmesi olasılığına karşı yapılması gereken, istihbarat personeline dokunulmazlık kazandırmak değil, bu kanunlarda reform yapmaktır”.

İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca, yeni yasada insan hakları açısından en sorunlu gördüğü düzenlemeleri üç ana başlık altında topladı:

ü  Yeni yasa basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü ve kamuoyunu ilgilendiren bilgilere erişim hakkını zedeliyor.

ü  Yeni yasa MİT personeline fiilen yasal dokunulmazlık veriyor.

ü  Geniş Bilgi Toplama Yetkileri, özel yaşamın dokunulmazlığını ihlal edebilir.

 

27 Nisan 2014 Pazar


 

. Faili Meçhul Terör Olaylarının Vatandaş Üzerindeki Etkisi;

 

(10/90) Esas Numaralı, Ülkemizin Çeşitli Yörelerinde İşlenmiş Faili Meçhul Siyasal Cinayetler Konusundaki  Meclis Araştırma Komisyonu Raporunda Faili Meçhul cinayetler ve bunların vatandaş üzerine etkileri anlatılırken;

“ Bölgede örgütün yaptığı propagandalar tesirli olduğundan vatandaşlar her Faili Meçhul Cinayetlerin arkasında devletin gölgesini aramakta, PKK örgütü sistemli bir şekilde her cinayeti Kontrgerilla ya da Hizbu-Kontra eylemi olarak vatandaş arasında propagandasını yapmaktadır. Bu olaylar aydınlatılmadığı sürece de örgütün sistemli propagandası neticesinde devlet şaibe altında kalmaktadır. Örgütün bu cinayetleri devletin yaptığına ilişkin propagandası başarılı olmaktadır. Devlet buna karşılık bir şey yapamamakta yapsa da etkili olamamaktadır. Örgüt devamlı olarak devlet PKK’nın işlediği cinayetlerin faillerini hemen yakalıyor, demek diğerlerini yakalamadığına göre, bu cinayetleri kendisi işliyor diyerek vatandaşa telkinde bulunmaktadır.

Bölge de yoğun olarak faili meçhul cinayetlerin devlet tarafından işlendiği iddia edilmekte ise de görüşülen kişiler bu konuda somut deliller bilgiler verememişlerdir. Kendilerine neden dolayı bu eylemleri kontr-gerillanın yaptığına inandıkları sorulduğunda, eylemlerin hep aynı şekilde gerçekleşmesi ve bir merkezden hareket ediliyormuş gibi davranılması ve maktüllerin öldürülüş şekillerine göre devletin içerisindeki herhangi bir kurumun veya Devlet destekli bir grubun eylemlerini tanımlamak için ortaya atılan Kontr-gerilla örgütü ile ilgili iddialara dayanak teşkil eden herhangi bir somut delil ileri sürülememiştir.

Şehrin en işlek yerlerinde işlenen cinayetlerin faillerinin bulunmaması vatandaşta korku ve şüphe uyandırmaktadır. Güvenlik güçlerinin adi olaylarda işlenen cinayetlerin faillerini kısa sürede yakalaması veya tespit etmesine rağmen, siyasal içerikli cinayetlerde  faillerin yakalanamaması vatandaş tarafından bu cinayetlere devletin göz yumduğu şeklinde algılanmaktadır. Nitekim örgütte bunu çok iyi kullanıp, bu yönde propagandasını yapmaktadır. Vatandaşlardaki inanç devlet isterse istediği an bu cinayetlerin faillerini yakalayabilir veya tespit edebilir.

Faili meçhul siyasi cinayetler konusunda durum böyle olunca da iyi niyetli vatandaş bile devletin ya acz içerisinde olduğuna veya faillerin yakalanmasında güvenlik güçlerinin iyi çalışmayıp yeterli gayreti göstermediğine araç ve gereçlerinin eksik olduğuna inanmakta veya bu cinayetlerin devlet veya devletin içerisindeki bir grup tarafından desteklendiği inancının oluşmasına yol açmaktadır.”

 

Şeklinde değerlendirmede bulunulmuştur.

 

Komisyonumuzda Bölgede ve özellikle son dönemde Hakkari İl ve İlçelerinde meydana gelen Bombalama olaylarının faillerinin meçhul kalmaması için;Güvenlik kuvvetlerimiz arasındaki mevcut ilişkiler tekrar gözden geçirilerek işbirliği en üst seviyeye çıkarılarak, faili meçhul olayların  görevlendirilecek uzman ekipler vasıtası ile tekrar mercek altına alınması, faili meçhul olayların en az seviyeye indirilerek, bölge halkında oluşmuş ve oluşabilecek yanlı ve yanlış değerlendirmelere fırsat verilmemesi yönünde  kanaat oluşmuştur.

 

          Faili Meçhul Terör Olayları  Nedeniyle AİHM  nezdinde  Ülkemizin Durumu

 

Dışişleri Bakanlığınca Komisyonumuza yazılan 27.01.2006 gün ve AKGY-17-2 sayılı yazıda;

 Hakkari Merkez, Yüksekova ve Şemdinli’ de meydana gelen olayları araştırmak için yapılan çalışmada yararlanmak üzere, son 10 yılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde terör eylemleri nedeni ile meydana gelen ve faili meçhul değerlendirilip A.İ.H.M’ne yapılan başvurularla ilgili olarak;

A.İ.H.M’’ne yapılan başvuruların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin birden çok hükmünün ihlal edildiği iddiası ile yapılmakta olduğu ve A.İ.H.M’nin başvurular hakkında verdiği kararlarında A.İ.H.Sözleşmesinin birden çok hükmünü kapsamına alığı, bu nedenle faili meçhul olarak değerlendirilebilecek tek bir listenin düzenlenmesinin mümkün olmadığı, bununla birlikte A.İ.H.M’ne son 10 yıl içerisinde yapılan Doğu ve Güneydoğu kaynaklı başvurular arasında yaşam hakkının da ihlal edildiğine hükmedilen 7 karar hakkında  (629.157 EUR) Tazminat tutarı ve  (41.265 EUR) Yargılama gideri olmak üzere Toplam (670.422 EUR) ödediği bildirilmiştir.

Türkiye insan hakları ve temel özgürlükler alanında diğer demokrasilerle aynı değer ve amaçları paylaşmaktadır. İnsan hakları ve temel özgürlükler konusundaki standartların en yüksek seviyeye getirilmesi amacı ile ülkemizde bir çok önemli adımlar atılmıştır. Bütün bunlar yapılırken güdülen temel amaç Türk halkının demokratik ülkelerde mevcut tüm temel özgürlüklerden yararlanmasını sağlamak ve bunun doğal sonucu olarak taraf olduğumuz uluslar arası belgelerdeki yükümlülüğümüzü yerine getirmektir.

Vazgeçilmez bireysel haklar ilkesi üzerine kurulu bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ırk, dil,din, etnik köken farkı gözetmeksizin tüm vatandaşların haklarının Anayasa ve diğer yasalarla güvence altına alındığı parlamenter bir demokrasidir. Bunun sonucu olarak Türkiye İnsan hakları konusundaki tüm Avrupa Sözleşmeleri ile Birleşmiş Milletler çerçevesinde yapılan önemli sözleşmelerin büyük bir bölümüne taraf olmuştur ve sözleşmeler Anayasada öngörüldüğü gibi Türk Hukuk sisteminin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Bütün bu olanların yanında özellikle son dönemde Hakkari ilinde meydana gelen failleri belirlenemeyen  bombalama olayları ülkemizin Avrupa arenasındaki insan hakları profilini de olumsuz etkilemektedir. Öte yandan ülkemiz aleyhine hükmedilen tazminat tutarları ülke kaynaklarının gereksiz yere heba olmasına yol açmaktadır.

Bu nedenlerden dolayı Faili meçhul olaylar üzerinde yoğunlaşılarak bu olayların faillerinin en kısa sürede açığa çıkarılması sağlanmalıdır.

 

 
          01.06.2005-31.12.2005 TARİHLERİ ARASINDA DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ EMNİYET SORUMLULUK ALANINDA MEYDANA GELEN OLAYLAR 

 
Emniyet Genel Müdürlüğünün Komisyonumuza yazdığı 13.02.2006 gün ve EGM.993-32430 sayılı cevabi yazı ve eklerinde 01- Haziran-13 Şubat 2006 tarihleri arasında Doğu Anadolu Bölgesinde meydana gelen Terör olayları ve bombalama eylemlerine ilişkin

olarak;

 

1. 01- Haziran-13 Şubat 2006 tarihleri arasında Doğu Anadolu Bölgesinde meydana gelen Terör olayları incelendiğinde;

Anılan tarihler arasında Doğu Anadolu Bölgesinde; Silahlı Saldırı (7), Silahsız saldırı (14), Çatışma (4), Patlama (25), Patlayıcı Madde Koyma (2), Kaçırma Rehin Alma (1), Kundaklama (3), Molotof Kokteyli Atma (4), Tehdit (3), Zorla Para Toplama (2), Pankart (7), Kanunsuz Toplantı Gösteri (49), Açlık Grevi (10), Atatürk’ünün Manevi Şahsına Hakaret (2), Bayrak Kanununa Muhalefet (4), Yazılama (12), Bildiri (22), Şüpheli Paket (1) olmak üzere Toplam (172) Terör olayı meydana geldiği,

 Bölgede yer alan illerden  Hakkâri de bu olayların dökümüne bakıldığında ise,

 01- Haziran-13 Şubat 2006 tarihleri arasında; Silahlı Saldırı (1), Silahsız saldırı (6), Patlama (17), Patlayıcı Madde Koyma (1), Kaçırma Rehin Alma (1),  Tehdit (1),  Pankart (1), Kanunsuz Toplantı Gösteri (11), Açlık Grevi (2), Bayrak Kanununa Muhalefet (1),Yazılama (1), Bildiri (5), Şüpheli Paket (1) 0lmak üzere toplam (49)  Terör Olayı meydana geldiği,

 

2. 01- Haziran-13 Şubat 2006 tarihleri arasında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde meydana gelen Terör olayları incelendiğinde;

Anılan tarihler arasında Bölgede; Silahlı Saldırı (7),Silahsız saldırı (10), Çatışma (2),Patlama (28), Patlayıcı Madde Koyma (2), Molotof Kokteyli Atma (20), Tehdit (2), Zorla Para Toplama (1), Pankart (6), Kanunsuz Toplantı Gösteri (59), Açlık Grevi (19),  Bayrak Kanununa Muhalefet (3), Yazılama (3), Bildiri (24), Şüpheli Paket (2) 0lmak üzere Toplam (188) Terör Olayı meydana geldiği,

3. Bölgede Meydana gelen olayların % olarak incelendiğinde ise;

 

a) Güneydoğu Anadolu Bölgesi;

Türkiye geneli polis bölgesinde aynı tarihte (1281) olay vuku’u bulduğu, bu olayların % 14,6’sının (188 olay) Güneydoğu Anadolu Polis bölgesinde meydana geldiği,

 

Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki (188) olayın;

% 24,5'i         Diyarbakır,

% 18,1'i          Mardin,

% 14,9'u         Şanlıurfa,

% 12,2'si         Şırnak ve Adıyaman,

% 6,9'u           Gaziantep,

% 5,3'ü           Siirt ve Batman,

% 0,5'i            Kilis ilinde meydana geldiği,

 

b) Doğu Anadolu Bölgesi;

Türkiye geneli polis bölgesinde aynı tarihte (1281) olay vukuu bulduğu, bu olayların (% 13,4)’ünün (172 olay) Doğu Anadolu Polis bölgesinde meydana geldiği,

 

Doğu Anadolu Bölgesinde ki (172) olayın;

% 28              Hakkâri,

% 16               Elazığ,

% 15'i              Van,

% 9,9'u           Tunceli,

% 6,4'ü           Malatya,

% 5,8'i            Muş ve Erzincan,

% 4,1'i            Kars ve Ağrı,

% 2,3'ü           Bitlis,

 

% 1,2’si          Erzurum,

% 0,6'sının      Iğdır ve Bingöl illerinde olduğu, Ardahan ilinde bu dönemde herhangi bir terör olayı meydana gelmediği incelenmiştir.

 

 

1. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde 01 Haziran 2005 tarihinden itibaren meydana gelen bombalama ve terör olayları ile  ilgili olarak;

 Dönem içerisinde meydana gelen terör olayları incelendiğinde;

 (78)'i çatışma, (81)'i saldırı,  (208)'i patlayıcı madde kullanma (406)'sı ise diğer terör olayları olmak üzere toplam (773) terör olayının meydana geldiği,

 Terör olaylarının (142) olay ile Şırnak ilinde yoğunlaştığı, bunu Hakkâri (104), Tunceli (63), Mardin (63), Van (57), Siirt (57), Diyarbakır (55) ve Bingöl (53) illerinin takip ettiği,

 Bütün terör olayları içerisinde tuzak ve mayın olaylarının (% 27)'lik bir oranla önemli bir yer tuttuğu, teröristlerce en fazla tuzaklı mayın olayının sırasıyla Şırnak (48), Hakkâri (43), Mardin (22), Diyarbakır (16), Siirt (16) ve  illerinde gerçekleştirildiği,

Ayrıca terör örgütü mensuplarına yönelik icra edilen operasyonlar neticesinde;

112.087 gr. plastik patlayıcı madde, 20.053 gr. TNT, 106 adet mayın, 470 adet fünye ele geçirildiği,(107) ölü, (65) sağ, (75)'i teslim olmak üzere toplam (247) teröristin tesirsiz hale getirildiği, Meydana gelen terör olaylarında (66) güvenlik görevlisinin şehit olduğu (12) vatandaşın hayatını kaybettiği, (230) güvenlik görevlisi ile (26) vatandaşın yaralandığı,

 İncelenmiştir.

 

Terör örgütü kırsal alan ile şehir merkezlerinde sürdürmeye çalıştığı şiddet ve propagandif eylem ve faaliyetler ile; teröristbaşı Abdullah ÖCALAN’ın ilk etapta başka bir cezaevine nakil ettirilmesini ve sonrasında serbest bırakılmasını, teröristbaşının muhatap alınmasını, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde güvenlik kuvvetlerimizce sürdürülen operasyonların durdurulmasını, Koruculuk sisteminin kaldırılmasını, Yurt içi kırsal alanı ile Irak’ın kuzeyindeki örgüt kamplarında faaliyet gösteren silahlı militanlarının yanı sıra cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü örgüt mensuplarına genel af çıkartılarak siyasi alanda faaliyetlerinin önünün açılmasını sağlamayı amaçladıkları,

 

Sonucuna varılmıştır.

 

 

    NOT:  Rapordan  alınmıştır...







TBMM HAKKARİ MERKEZ, YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ İLÇELİRİNDE MEYDANA GELEN OLAYLARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA KURULAN MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

 

 

 

         KONU: Çelişkiler hakkında;

          Komisyon çalışmalarına başladığı günden  26.1.2006 tarihine kadar günkü çalışmalarla ilgili olarak,

         Komisyonumuza gelerek düşüncelerini açıklayanlar ve  bu konuda  tespit ettiğim hususları komisyonun bilgisine sunuyorum.

 

         08.12.2005 TARİHLİ SAAT 14:30 DA BAŞLAYAN OTURUMDA:

 

         Komisyon Başkanı tarafından açılış konuşması yapıldı ve üyelere söz verildi. Sonrasında komisyon tarafından; soruşturmanın yöntemi, çağrılması gereken kişiler, kurumlardan istenmesi gereken belge ve dökümanlar, raportör seçimi, uzman personel istenip istenmeyeceği ve hangi bakanlıktan uzman personel isteneceği, komisyonda MİT,Jandarma veya Emniyetten görevlilerin bulunup bulunmaması (ağırlıklı görüşün bulunması yönünde olduğu) konularının görüşüldüğü…

 

         Komisyonu’nda Bilgi Ve Görüşüne Başvurulan Şahıslar;

 

1-    AKP Manisa Milletvekili Hüseyin TANRIVERDİ

2-    CHP Eskişehir Milletvekili Mehmet Cevdet SELVİ

3-    ANAP (Grup Başkan Vekili) Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ

4-    AKP Hakkari Milletvekili Fehmi ÖZTUNÇ

5-    AKP Hakkari Milletvekili Mustafa ZEYDAN

6-    CHP Hakkari Milletvekili Esat CANAN

7-    Tokat Valisi Erdoğan Gürbüz (Eski Hakkari Valisi)

8-    Karabük/Ovacık İlçesi Kaymakamı Mustafa CİHAN FESLİHAN (Eski Şemdinli Kaymakamı)

9-         EGM TEMÜH Daire Başkanı Selim AKYILDIZ

10-           EGM Asayiş Daire Bşk.Yrd. Müslüm SAYLI

11-           EGM İkmal Daire Bşk.Yrd. Mahmut YAZICI

12-           EGM  Özel Harekat Daire Bşk.Yrd. Mehmet Tamer VURAL

13-           EGM İstihbarat Daire Bşk.Yrd. Ayhan FALAKLI

14-           EGM Kaçakçılık Daire Başkanlığında- Emn.Müdürü Hakan KIRMACI

                                     -1-

15-           AKP Diyarbakır Milletvekili Cavit TORUN

16-           Diyarbakır Söz TV. Ve Gazetesi Sahibi Mehmet Ali ALTINDAĞ

17-           İşadamı Ali İhsan KAYA

 

 

13.12.2005 TARİHLİ SAAT 15:30 DA BAŞLAYAN OTURUMDA;

 

12.11.2005 tarihinde Hakkari ili Şemdinli ilçesinde araştırma yapmak üzere olaylar sonrasında giden AKP Manise Milletvekili Hüseyin TANRIVERDİ  komisyon tarafından dinlenmiştir.

AKP Manisa Milletvekili Hüseyin TANRIVERDİ, Şemdinli ilçesinde

meydana gelen olaylar hakkında görüşmüş olduğu halktan ve resmi kişilerden (olayın tanıkları, Vali, Başsavcı, Kaymakam, Emniyet Müdür vb.)aldığı bilgileri komisyonda ifade ettiği,

 

 

         13.12.2005 TARİHLİ SAAT 16:30 DA BAŞLAYAN OTURUMDA:

 

         Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova da meydana gelen olaylar hakkında bilgisine başvurulmak üzere CHP Eskişehir Milletvekili Mehmet Cevdet SELVİ komisyon tarafından dinlenmiştir.

 

         CHP Eskişehir Milletvekili Mehmet Cevdet SELVİ, Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylar hakkında görmüş olduğu halktan ve resmi kişilerden (olayın tanıkları, Vali, Başsavcı, Kaymakam, Emniyet Müdürü vb.) aldığı bilgileri komisyonda ifade ettiği,

 

 

         13.12.2005 TARİHLİ SAAT 17:30 DA BAŞLAYAN OTURUMDA:

 

         Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova da meydana gelen olaylar hakkında bilgisine başvurulmak üzere ANAP (Grup Başkan Vekili) Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ komisyon tarafından dinlenmiştir.

 

         ANAP (Grup Başkan Vekili) Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ, Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylar ile ilgili olarak Mardin Milletvekili Muharrem DOĞAN ve Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’i olay mahalline gönderdiklerini ve oradaki olayın kışkırtma sonucunda olduğu, bu kışkırtmayı kimlerin yaptığı, bunun önüne geçmek için ne gibi tedbirler alınması gerektiği, Sayın Başbakanın yaptığı alt kimlik, üst kimlik ile ilgili açıklamalarının Türkiye’ye hiçbir getirisi olmayacağını belitmiş ve

                                           -2-

 

komisyon başkanı tarafından konunun dağıtılmaması hususunda kendisi

uyarılmış ve o da odayı terk ederek olay hakkında herhangi bir bilgi vermemiştir.

 

 

         13.12.2005 TARİHLİ SAAT 18:00 DA BAŞLAYAN OTURUMDA;

 

         Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova da meydana gelen olaylar hakkında bilgisine başvurulmak üzere AKP Hakkari Milletvekili Fehmi ÖZTUNÇ komisyon tarafından dinlenmiştir.

 

         AKP Hakkari Milletvekili Fehmi ÖZTUNÇ, Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylar hakkında görüşmüş olduğu halktan ve resmi kişilerden (olayın tanıkları, Vali, Başsavcı, Kaymakam, Emniyet Müdürü vb.) aldığı bilgileri komisyonda ifade ettiği,

 

         Hakkari AKP Milletvekili Fehmi ÖZTUNÇ’ un 13.02.2005 tarihinde komisyona verdiği ifadesinde (Sayfa 2) Hakkari’ye gittiğinde kullandığı aracın altında 11.10.2005 tarihinde bir patlama meydana geldiğini ve kardeşi korucu Hasan ÖZTUNÇ ’un evinin bahçesine 10.09.2005 günü bomba atıldığını söylemiştir. İkinci olay sonrasında olay mahallinde şüphe üzerine göz altına alınan Kinyas İNCİ isimli şahıs ise ifade vermekten imtina ederek susma hakkını kullanmış; şahıs tutuklanmıştır. İkinci olayın menfaat ilişkisinden kaynaklanmış olabileceği değerlendirilmekle birlikte Hakkari milletvekilinin kullandığı aracın altında da patlama meydana gelmiş olmasının eylemin tehdit ve gözdağı vermek için gerçekleştirilmiş olabileceği ihtimalini akla getirmektedir.

 

       ÇELİŞKİ: 2.Sayfa da son paragrafta Milletvekili Fehmi ÖZTUNÇ; “Toplam 18 olayın ikisi, biri benim ağabeyim evine 2 el bombası atılıyor, failleri yok ortada….” Şeklinde ifadelerde bulunduğu,

 

         Ancak söz konusu eylem ile ilgili olarak bir şahsın yakalandığı ve sevk edildiği adli makamlarca tutuklandığı şeklinde kayıtlar mevcuttur.

 

 

 

 

 

 

                                              -3-

 

        

21.12.2005 TARİHLİ SAAT 14:00 DA BAŞLAYAN OTURUMDA;

 

        

           Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova da meydana gelen olaylar hakkında bilgisine başvurulmak üzere AKP Hakkari Milletvekili Mustafa ZEYDAN komisyon tarafından dinlenmiştir.

 

         AKP Hakkari Milletvekili Mustafa ZEYDAN, Şemdinli İlçesinde meydana gelen olaylar hakkında görüşmüş olduğu halktan ve resmi kişilerden (olayın tanıkları, Vali, Başsavcı, Kaymakam, Emniyet Müdürü vb.) aldığı bilgileri komisyonda ifade ettiği,

 

         Ayrıca İçişleri Bakanı tarafından Hakkari ili ve ilçelerinde meydana gelen bombalama olayları ile ilgili olarak bir heyetin bölgeye gittiğinden bahsettiği,

 

       ÇELİŞKİ:  3.Sayfa da Milletvekili Mustafa ZEYDAN; “Esnaf olan Zeydan ÖZER isimli şahsı dinlediğini ve bu şahsın, olay öncesinde ilçeye gelen aracı ve içindekileri dikkatini çektiği için takip ettiğini, olayı çok ayrıntılı olarak kendisine anlattığını” söylediği, bunun üzerine komisyon başkanı tarafından ; “Zeydan ÖZER isimli şahsın olayı nasıl bu kadar detaylı takip edebildiği” konusu sorulmuş ve Milletvekili Mustafa ZEYDAN tarafından, “olayın Pazar günü olduğu ve dükkanların kapalı olduğundan, etrafta tek araç gördüğü için dikkat çekiyormuş” şeklinde cevap verdiği,

 

         Ancak 09.11.2005 tarihli Çarşamba gününe denk gelmektedir.

 

 

 

         21.12.2005 TARİHLİ SAAT 15:00’DA BAŞLAYAN OTURUMDA;

 

         Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova da meydana gelen olaylar hakkında bilgisine başvurulmak üzere CHP Hakkari Milletvekili Esat CANAN komisyon tarafından dinlenmiştir.

 

 

 

 

 

                                             -4-

 

        

 

           CHP Hakkari Milletvekili Esat CANAN, Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylar hakkında görüşmüş olduğu olduğu halktan ve resmi kişilerden (olayın tanıkları, Vali, Başsavcı, Kaymakam, Emniyet Müdürü vb.) aldığı bilgileri komisyonda ifade ettiği,

 

 

         Ayrıca olay günü olan 09.11.2005 günü olayın hemen sonrasında Şemdinli İlçesine gittiğini ve orada yetkililerle görüşürken aracın kime ait olduğu konusunu sorduğunda Jandarma yetkililerinin aracın kendilerine ait olmadığı ifade ettiklerini belirttiği, (Sayfa 1)

 

         Bir diğer husus; Milletvekilinin kendi görüşü olarak “Askeri yetkililerin, polisle halkın arasını açmak istediği, polisin halka daha yakın ve iç içe olduğu, hatta Yüksekova ilçesinde dağıtılan” Ey Kürt Halkı” başlıklı bildirilen asker tarafından dağıtıldığı ve içeriğinde polis isminin özellikle kullanıldığı ve halkın da bu bildiri olayını polisin yapmış olamayacağını düşündüğünü belirttiği, (saat 15:30’da Başlayan oturum Sayfa 8),

 

         Devam eden konuşmada milletvekili; ilk iki gün olaylar üzerine halk tarafından yakalanan kişilerin kim olduğu konusunda kendisine bilgi verilmediğini kimsenin bu şahısların kimliği konusunda bilgi vermeye yanaşmadığı ve sonrasında da bu şahısların bu olayın dışına nasıl çıkartırız çabasına giriştiklerini belirttiği, (saat 16:00’da başlayan oturum Sayfa 3)

 

         Komisyon tarafından; bu şahısların yakalanmasından sonra Hakkari’de herhangi bir eylemin olup olmadığı sorulduğunda, milletvekili tarafından herhangi bir eylemin olmadığı ve halkta da bu işin üzerine gidildiği için eylemlerin kesildiği şeklinde yorumların olduğunu belirttiği, (saat 16:00’da başlayan oturum Sayfa 4)

 

         Komisyon tarafından bu olayların lokal mi yoksa daha geniş bir organizasyon mu olup olmadığı sorusu üzerine; milletvekili tarafından bu olayın lokal olmadığı, bu iki astsubay buna cesaret edemeyeceği, sonrasında Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından olaya karıştığı değerlendirilen astsubaya sahip çıkıldığı, hatta askeri bir helikopter ile avukat götürüldüğü  yani şahıslara sahip çıkıldığı  izleniminin olduğunu belirttiği, (saat 16:00’da başlayan oturum Sayfa7)

                                             -5-

 

        

 

          Milletvekili tarafından Ali KAYA’ nın olay sonrası ilk görüntülerde “ben emniyettenim “ demesinin polis ile halkın arasının açılması için bir girişim olabileceğini, neden kendi kurumunu söylemediği ve “ben Jandarmayım” demediğini belirttiği,   (saat 16:00’da başlayan oturum Sayfa 7)

         Yüksekova’daki olaylara ilişkin olarak milletvekili tarafından; “Yüksekova’da polis ve halkın gösteri yürüyüşü sırasında karşı karşıya geldiği ve arbedenin yaşandığı, birçok binaya asker kökenli şahısların yerleştirildiği ve bunlar tarafından kalabalığa ateş edildiği, bu ateş sonucu 3 kişinin öldüğü, daha sonra cenazelerin kaldırıldığı sırada F-16 uçakların mezarlık üstünden alçak uçuş yaptıklarının gözlendiği ve halkın tahrik ettiğini belirttiği, (Saat 16:30’da başlayan oturum Sayfa 2)

 

 

 

         Tokat Valisi Erdoğan GÜRBÜZ (Eski Hakkari Valisi)

 

         Olaylar sırasında Hakkari Valisi olan Erdoğan GÜRBÜZ’ ün 28.12.2005 tarihinde komisyona verdiği ifadesinin 5.ve 6. sayfalarında “Jandarma İstihbarat Elemanlarının 1 Kasım 2005 tarihinden beri Şemdinli Polis bölgesinde çalışma yaptıklarını” söylemiştir Oysa ki Jandarma unsurları ilgili kanun ve yönetmelikler gereği polis bölgesinde görev yaparken valinin koordinesinde emniyet görevlilerine bilgi vermek mecburiyetindedir .Birlikte çalışmak için gerekli olan koordineyi sağlamaktan da vali sorumludur. Valinin 1 Kasım’dan beri bölgede Jandarma unsurlarının görevli olduğunu hangi tarihte öğrendiği ve emniyetle koordineyi sağlamak üzere ne yaptığı öğrenilmelidir.

 

 

         EGM TEMÜH Daire Başkanı Selim AKYILDIZ

 

         Selim AKYILDIZ’ ın  28.12.2005 tarihli ifadesinde olayların patlaması üzerine heyetin bölgede kalmayı istişare ettikleri ve konunun genel müdür ile görüşüldüğü;  Genel Müdürün Vali ile görüşülmesi ve uygun görülür ise geri dönülmesi şeklinde talimatı olduğundan bahsetmektedir. Mahmut Yazıcı ise Genel Müdürün talimatı olduğundan bahsetmektedir .İfadeler çelişkili bulunmuştur;                                       ayrıca tahkik edilmelidir.

 

 

 

                                                -6-

        

              Yine Selim Akyıldız ’ın ifadesinde geçtiği gibi bölgede terör olayları açısından hassa durum silah ve techizatın olay anında kullanıma en uygun yerde bulundurulmasını gerektirmektedir. Nitekim bölgedeki birçok güvenlik görevlisinin yaptığı gibi kendileri de bölgeye intikallerinde silah ve techizatlarını en yakın pozisyonda bulundurmuşlardı. (sayfa:13) Oysa ki Jandarma istihbaratına ait silah ve techizat 30 AK 933 plaka sayılı aracın bagajında bulunmuştur. Üstelik tanık ifadelerine bakılırsa olay patlayıp kalabalık aracın üzerine yürüdüğünde Ali Kaya kalabalığı korkutmak saikiyle (!) kendisi aracın bagajını açarak silaha davranmış ve böylece techizatı deşifre etmiştir. Bu durum olayların provokasyon amacıyla gerçekleştirildiği izlenimini güçlendirmektedir.

        

         Selim Akyıldız’ın ifadesinde 9 Kasım günü olaylar patlak verdikten sonra arabanın içerisinden alınarak karakola getirilen Veysel ATEŞ isimli itirafçının üzerinde telefon olduğunu görmesi üzerine cihazı aldığı ve karşısındaki sesin kendisini astsubay olarak tanıttığı; kendisinin de Ateş’in emniyetten olduğunu bir daha aramaması gerektiğini ikaz ettiğini söylemektedir. Yine komisyonda Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER “Ali Kaya’nın Veysel Ateş ile görüşmediğini Selim AKYILDIZ ile görüştüğünü ifade ettiğini” söylemiştir. Görüşmenin içeriğinin ve ne maksatla arandığının tahkik edilmesi gerektiği düşünmekteyim..

 

         Selim AKYILDIZ ’ın ifadesinde (28.12.2005 Sayfa:5 ) TEMÜH’de ve kendi şahsında itirafçılara ait bilgilerin olmadığından bahsetmiştir. Ancak gerek Veysel Ateş’in olay patlak verdiğinde kimlik sorulması üzerine “kimliğim komutanımda” cevabını vermesi, gerekse araçta bulunan silahlardan birinin Uğur ÖZDEMİR adına tesliminin yapılmış olması ve kendinin göz altına alındığında Uzman Çavuş olarak tanıtması itirafçı şahısların Jandarma kışlaları içerisinde uzman çavuş kimliği ile kamufle edildiği izlenimini uyandırmaktadır. Bu itirafla EGM TEMÜH Dairesi ve Jandarma  Genel Komutanlığı’ndan itirafçı şahısların durumları ve bunlara ait işlemlerin ne şekilde yürütüldüğü, bilgi ve belgelerin yanı sıra özlük işlemlerinin yürütülmesinde uyulan prosedürler vb. hususların resmi kanaldan sorulması gerekmektedir. Bölgede terör olaylarına karışıp itirafçı olan binlerce şahsın durumu gözetildiğinde bunların merkezi olarak koordine edilmeleri gerektiği ortaya çıkmaktadır.

 

Selim Akyıldız bölgede görevlendirilmelerinin emniyet güçlerinin idari ve techizat açısından yeterliliğinin teftişi gayesiyle olduğunu söylese de komisyonda ifade edildiğine göre görev emrinde bölgenin hassas yapısı ve

 

                                                   - 7 -

olayların sebebinin de araştırılması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

 

 9 Kasım’daki olaylar tam da emniyet heyetinin bölgede bulunduğu sırada patlamış olmasına rağmen raporda bu hususa hiç değinilmediği ifade edilmiştir. Üstelik bu raporun teamüllere ve işleyişe aykırı bir şekilde heyet tarafından değil de Genel Müdür Yardımcısı Ramazan ER tarafından dikte ettirildiği söylenmektedir. (sayfa:7) Bu işleyişteki terslik ve neden patlak veren olaylara değinilmediği ve neden bizzat genel müdür yardımcısı tarafından raporun dikte ettirildiği araştırılmalı; genel müdür Yardımcısı komisyona ifade vermek üzere çağrılmalıdır.

 

 

         EGM İkmal Dairesi Başkan Yardımcısı Mahmut YAZICI

 

         05.01.2006 tarihinde komisyona gelen Mahmut Yazıcı’nın ifadesinin 9. sayfasında teftiş için bölgeye gönderilen üst düzey emniyet müdürlerinden oluşan heyetin 9 Kasım tarihinde kitapevinin bombalanması ve Şemdinli’de kitlesel olayların patlaması olayı üzerine Emniyet Genel Müdürü’nün emri ile geri döndükleri söylenmektedir. Benzer husus TEMÜH Dairesi Başkanı Selim AKYILDIZ’ın ifadesinde de geçmektedir. Neden böyle bir emrin verildiği ve kusurun olup almadığı;  emrin verilmesinde etkisi olanların olup olmadığı.araştırılmalıdır.

 

 

         AKP Diyarbakır Milletvekili Cavit TORUN

 

         17.01.2006 günü komisyona gelen Cavit TORUN’un ifadesinin 2. sayfasında 9 Kasım 2005 tarihinde Şemdinli’de “Umut Kitapevi”nin bombalama olayları öncesinde Zeydan ÖZEL isimli bir şahsın Jandarma İstihbaratının elemanlarını gördüğü ve olayın bütün ayrıntılarını  izlediğinden bahsedilmektedir, şahsın tanık olarak ifadesinin alınması gerektiği düşünmekteyim.

 

         Yine aynı şahıs ifadesinin 3. sayfasında Avukatlık yaptığı dönemde Mehmet Ali ALTINDAĞ’ın çocukları hakkında sahte belge ile yardım yatakçılık suçu ispat edilerek para sızdırılmak istendiğinden bahsetmektedir; dosya açılarak konu tekrar tahkik edilmelidir.

 

 

 

 

 

                                                    - 8 -

         Diyarbakır Söz Tv. Ve Gazetesi Sahibi Mehmet Ali ALTINDAĞ

 

         M.Ali Altında ifadesinde 22.06.1996 tarihinde tesislerine PKK terör örgütünce gerçekleştirilen  saldırı sonrasında soruşturmayı yürüten Emniyet Müdür Rıdvan GÜLER ve Ramazan SÜRÜCÜ ’nün dönemin Jandarma Alay Komutanı Mecit KORKU tarafından tehdit edildiklerini söylemektedir. Yine bu olayda Ali KAYA’nın ismi geçmektedir. Rıdvan Güler ve Ramazan Sürücü komisyonda dinlenmelidir.

 

         Yine M.Ali Altındağ “Hizbullah Örgütü mensubu olduğu iddiası ile 25 Mayıs 1998 tarihinde Söz Gazetesinde ve dinlenme tesislerinde arama yapıldığı ve hakkında takipsizlik kararının verildiği, yaklaşık 20 gün kadar sonra ise astsubay Ali Kaya ve Ali Osman Celasin isimli yüzbaşının gelerek çocukları Selahattin Altındağ’ın örgüte 350.000 Mark yardım yaptığının yer aldığı örgütsel dökümanterin Kulp ilçesinde yapılan operasyon sonucu ölü ele geçirilen örgüt mensubun üzerinden çıktığı; çocukların teslim olmamaları halinde firar sayılarak yakalandıkları yerde öldürüleceği; ancak M.Ali Altındağ çocuklarına telefon ettiği ve gelerek teslim oldukları; açılan davada ise örgütsel dökümanterin Polis Kriminal Laboratuarlarında incelenmesi sonucu sahte olduğunun tespit edildiği ve bu davada da beraat ettiği “ belirtilmektedir. (sayfa:3,4,5,6) Vali Erdoğan Gürbüz’ün ifadesinde ise terör olaylarının arttığı dönemde bölgede bazı zengin şahısların kendisine gelerek örgüt adına birilerinin gelerek vergilendirme yapmak istediğinden bahsettiği; bu olayların 1990’lı yıllarda olup bitenlerle benzerlik taşıdığı söylenmiştir. Her iki durumdaki benzerlik devlet görevlilerinin kendi konumlarını ve terör  olaylarını istismar ederek maddi menfaat temin ettikleri izlenimini uyandırmaktadır. Vali Gürbüz’ün ifadesinde bu konunun MİT kaynaklarına da yansıdığı yer almaktadır. Bu konu tetkik edilmelidir.    

 Saygılarımla.22.02.2006

 

                                                                               Mesut DEĞER

 

                                                                                CHP Diyarbakır Milletvekili

        

 

 

 



 
TBMM HAKKARİ MERKEZ, YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ İLÇELİRİNDE MEYDANA GELEN OLAYLARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA KURULAN MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
 
 
 
         KONU: 26.01.2006 Tarihli verdiğim çelişkilerin giderilmesiyle ilgili bilgi notuma istinaden, daha sonra komisyonca dinlenilen ve tespit ettiğim çelişkilerin giderilmesi amacıyla ve özellikle 27 Mart’ta  başlayacacak, olan gezide Van, Hakkari ili Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde bu çelişkilerinde giderilmesi amacıyla işbu bilgi notunu sunuyorum.
 
 
            Komisyo’nda Bilgi Görüşüne Başvurulan Şahıslar;
 
1-    Hakkari İl Jandarma Komutanı Erhan Kubat
2-    Hakkari İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Sefer RESULOĞLU
3-    Şemdinli İlçe Jandarma Komutanı Erdem YILMAZ
4-    Şemdinli İlçe Emniyet Müdürü Tacettin ASLAN
 
 
I-  22.02.2006 TARİLİ SAAT 14:30 DA BAŞLAYAN TOPLANTI:
 
Hakkari İl Jandarma Komutanı Erhan KUBAT komisyona verdiği bilgi çerçevesinde ;
        
1-ÇELİŞKİ: Bulunduğu bölgede hem Jandarma hem de polis bölgelerinde bir çok patlama olayının meydana geldiğini ve bu olaylaraın çözümü için müşterek olarak Emniyet ve diğer istihbarat birimleri ile çalışmalar yürüttüğünü belirttiği, ancak müşterek çalışmalar ile ilgili somut bir örneğin bulunmadığı, (sayfa 2)
 
         Ayrıca Öz Savunma Birliği ile ilgili olarak; “Öz savunma kuvetleri diye eskiden deşifre olmuş milis dediğimiz yani örgüte çalışan kişilerin haricinde, hiç örgüte bulaşmamış bazı kişileri Kuzey Irak’a alarak mayın eğitimi verdiler. İl ve İlçe Merkezlerinde patlama yapan birimlerin hemen hemen tamamı bu kişilerden oluşuyor. Bunları Emniyet kuvvetleri çok güzel tanımıyor” şeklinde beyanlarda bulunduğu,
 hangi verilere ve neye göre bu şekilde bir açıklama yaptığı, (sayfa 5)
 
         2-ÇELİŞKİ: Öz Savunma Birlikleri’nin üyelerinin halkın arasında olduklarını, eylemi yaptıktan sonra olay yerinde bulunduklarını ve örgüt tarafından da çok kontrol edilmeyen patlayıcı eğitimi alkış gençlerden oluştuklarını belirterek koruculara yönelik eylemlerin bu grup tarafından yapıldığını, Hasan ÖZTUNÇ isimli korucudan yüklü miktarda para istendiğini ve şahsın kabul etmediğini, bundan dolayı örgütün korkutma amacı ile bombalama eylemi yaptığını beyan ettiği,
         Ancak Hasan ÖZTUNÇ isimli şahsın bu konu ile ilgili olarak herhangi bir açıklamasının bulunup bulunmadığının sorulması gerekmektedir.(şahsın evini bahçesinde 2 adet el bombası atılmıştır.) (sayfa 6)
         3-ÇELİŞKİ: Örgüt tarafından vergilendirme yapıldıktan sonra bazı vatandaşların kendilerine gizlice vergilendirme makbuzları getirdiklerini ancak bu konuda şahitlik yapmayacaklarını söylediklerinin beyan edildiği,
         Bununla birlikte bazı korucularından da örgüt tarafından bilinen kişiler  oldukları göz önüne alındığında bu tür vergilendirme ve para isteme konularında korucuların şahitlik yapıp yapmadıkları veya bilgi verip vermedikleri, (sayfa 7)
 
         Ayrıca “patlama olmaması gereken yerlerde, patlama olması konusunda Emniyet Kuvvetleri taşları yerlerine oturtamıyor. Örgütün yaptığı eylemleri üstlendiğini, yapmadığı eylemleri üstlenmediğini ve bunun dışındaki eylemlerin başka bir güç tarafından yapıldığını düşünmenin yanlış olduğunu” beyan ettiği, hangi verilere göre böyle bir çıkarımda bulunduğu ve bölgede özellikle il ve ilçe merkezlerinde gerçekleşen patlamalar hakkında örgütün üstlendiğine dair ellerinde herhangi bir somut bilginin bulunup bulunmadığı, (saat 15:00 da başlayan oturum sayfa 1)
         4-ÇELİŞKİ: Bölgedeki tüm patlamaların tamamının PKK tarafından yapıldığı ifade edilmiştir. Ancak örgütün tüm patlamaları gerçekleştirdiğine dair bilginin bulunmadığı,(saat 15:00 da başlayan  oturum sayfa 2-3)
 
         5-ÇELİŞKİ: 9 Kasım 2005 tarihinde gerçekleşen eylem ile ilgili olarak; “dinleme geliyor hem de üstlenecek şekilde dinleme geliyor, olayı biz yaptık…..” şeklinde beyanların olduğu, ancak bu konu ile ilgili net bir bilginin gönderilip gönderilmediği belli değil, (saat 15:00 da başlayan oturum sayfa 3)
 
         6-ÇELİŞKİ: Jandarma Genel Komutanlığı’nın, “İstihbarat Yetkisi”ni Jandarmanın kendi kanunun Ek-5 maddesi ve PVSK Ek-7 maddesinden aldığını, bu kapsamında yurt sathında istihbarat yapma yetkilerinin bulunduğunu belirttiği, böyle bir yorumun neye göre yapıldığı, (saat 15:00 da başlayan oturum sayfa 3)
 
         Ayrıca 30 AK 933 plaka sayılı araçtan çıkan 3 kaleşnikof silahın, araç göreve çıkmadan önce arabanın benzinini dolduran uzman çavuşa ait olduğunu ve araçta unuttuğunu belirttiği, bir personele zimmetli olan silahın devamlı kendi yanında olması gerekmez miydi? (saat 15:00 da başlayan oturum sayfa 8)
 
 
 
         II- 22.02.2006 TARİHLİ SAAT 17:00 DA BAŞLAYAN TOPLANTI:
 
Hakkari İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Sefer 
RESULOĞLU komisyon tarafından dinlenmiştir.
 
         1-ÇELİŞKİ: 09.11.2005 günü Şemdinli İlçesine giden Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ’in amaçlarının, Sefer YILMAZ ile ilgili topladıkları bilgileri İlçe Cumhuriyet Savcısı ile paylaşmak olduğunu belirttiği, (saat 17:00 da başlayan oturum sayfa 6)
 
         Ancak Ali KAYA ifadesinde; gidiş amaçlarını, ilçede bulunan haber elemanları ile buluşmak olduğu şeklinde açıkladığı,
 
         2-ÇELİŞKİ; 09.11.2005 günü tahrip edilen Jandarmaya ait araçtan çıkan el bombalarının MKE yapımı olduğunu belirttiği, (saat 17:30 da başlayan oturum sayfa 2)
         Ancak Şemdinli İlçe Jandarma komutanlığı tarafından adliyeye teslim edilirken tutanakta MKE yapımı değil, Alman yapımı olan iki adet el bombasının teslim edildiği anlaşılmaktadır.
 
         3-ÇELİŞKİ: Orhan TEKİN isimli şahsın bir yıllık kayıtlı haber elemanı olduğunu belirttiği ve komisyon üyeleri tarafından sorulan; 1 Kasım ve 9 Kasım 2005 tarihlerinde Şemdinli ilçe merkezinde meydana gelen olaylardan herhangi bir haber verip vermediği konusuna, herhangi bir bilgi vermediği şeklinde cevapladığı, (saat 17:30 da başlayan oturum sayfa 3)
 
         4-ÇELİŞKİ: Bölgedeki tüm patlamaların tamamının PKK tarafından yapıldığı ifade edilmiş ve elde edilen bulguların savcılığa intikal ettirildiğini belirtmiştir. Acaba İl ve İlçe merkezlerinde meydana gelen patlamaların PKK tarafından yapıldığı konusunda da savcılığa bulgular gönderilmiş midir? (saat 17:30 da başlayan oturum sayfa 3-4)
 
         5-ÇELİŞKİ: Komisyon üyeleri tarafından sorulan MİT, Emniyet ve Jandarma arasında haftalık olarak istihbarat toplantısı ile ilgili olarak geçmişe dönük Jandarma görevlileri tarafından tutanak tutulmak istendiği konusunda, kendisinin bir bilgisi olmadığını ifade ettiği, ancak böyle bir hadisenin olduğu emniyet görevlileri tarafından belirtilmiştir. (saat 17:30 da başlayan oturum sayfa 7)
 
         6--ÇELİŞKİ: Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde dağıtılan bildiriler hakkında; BŞKYK imzalı bildirinin örgütün yayın organlarında geçtiği ve hiçbir güvenlik biriminin bunlardan elde edemediğini belirttiği, ancak bu bildirilerin gazetelere dahi yansıdığı (saat 18:00 da başlayan oturum sayfa 1)
 
 
 
         III- 22.02.2006 TARİHLİ SAAT 17:00 DA BAŞLAYAN TOPLANTI:
 
         Şemdinli ilçe Jandarma Komutanı Erdem Yılmaz komisyon tarafından dinlenmiştir.
 
         1-ÇELİŞKİ: Bölgedeki tüm patlamaların tamamının PKK tarafından yapıldığı ifade edilmiştir. Ancak tüm eylemlerin örgüt tarafından yapıldığına dair somut bir bilginin bulunmadığı, (saat 14:30 da başlayan oturum sayfa 7)
 
         2-ÇELİŞKİ: 9 Kasım 2005 tarihinde Şemdinli İlçe merkezinde meydana gelen olaylarda tahrip edilen Jandarmaya ait sivil görev aracının bagajından çıkan el bombalarının alman yapımı olduğunu savcının “olay tutanağı”na el bombalarının MKE yapımı olduğunu sehven yazdığını belirttiği ancak Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde MKE haricinde bir el bombasının olmadığının belirtildiği, (saat 15:30 da başlayan oturum sayfa 3-4)
 
         3-ÇELİŞKİ: Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde dağıtılan bildiriler hakkında; BŞKYK imzalı bildirinin dağıtılmadığını düşündüğünü ve hiçbir güvenlik biriminin bunlardan elde edemediğini belirttiğini, ancak bu bildirilerin gazetelere dahi yansıdığı (saat 16:00 da başlayan oturum sayfa 5)
 
 
        
 
         IV- 31.01.2006 TARİHLİ SAAT 14:00 DA BAŞLAYAN TOPLANTI
 
 
 
 
Şemdinli İlçe Emniyet Müdürü Tacettin Aslan komisyon tarafından dinlenmiştir.
 
         1-ÇELİŞKİ: 1 Kasım 2005 günü Şemdinli ilçe merkezinde meydana gelen patlama olayı öncesinde kendilerini kimsenin bilgilendirmediklerini belirttiği, ancak Ekim 2005 tarihinde Hakkari il merkezinde düzenlenen İl Emniyet Komisyon toplantısında “şehir merkezlerinde araç içerisine bomba koyarak patlatma…… şeklinde eylemlerle ilgili istihbari bilgilerde artış olduğu, konu ile ilgili tüm personelin uyarılarak ….” Şeklinde kararların alındığı, (saat 14:30 da başlayan oturum sayfa 3-6)
 
         2-ÇELİŞKİ: Sefer YILMAZ isimli şahsın örgütsel yönünü bilmediklerini, ancak şahsa bir paket geleceği konusunda jandarmanın yazılı olarak kendisini bilgilendirdiğini ve bunun üzerine kargo şirketlerinden gelen paketleri aramak üzere mahkeme kararı aldığını belirttiği, alınan bu mahkeme kararını ve şahıs hakkında jandarma tarafından verilen yazılı bilgiyi gösterebilir mi? (saat 15:30 da başlayan oturum sayfa 3-4)
 
 
         SONUÇ: 1) Hakkari Merkez Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde meydana gelen olayların komisyon görevini sürdürürken, son dönemlerde özellikle Van C.Baş Savcılığın iddanamesiyle konunun farklı mecraya çekildiği (Şemdinli’deki yaşanan olayların dışına taşındığı) ve Türkiye’de tartışılan konuların dışında kalmak amacıyla, komisyonun görevi çerçevesinde yukarıda yazdığım çelişkileri görüş ve düşüncelerim olarak arz ediyorum.
 
         SONUÇ:  2)  Van C. Baş Savcılığın iddanamesiyle ilgili olarak;
        
A-    İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’nun komisyon üyelerinden kiminle meclisde görüşmüştür. Ve bu görüşmede ne konuşulmuştur?
Sabri Uzun bu görüşmeden sonra komisyona verdiği düşünceleri
yönlendirme sonucumudur? Veya kendisine ait bir düşüncemidir?
 
B-    Sabri Uzun’nun açıklamasından sonra Adalet Bakanlığının Basın Açıklamasında ki dikkat edilmesi gereken nokta, bilgi ve belgelerimizi C. Savcılığına verin veya bakanlığınıza verin konuşmayın denmiştir.
Sabri Uzun’a Van C.Baş Savcılığın yolumu işaret edilmiştir?
 
C-    Sabri Uzun komisyonda ifadesindeki düşünce olarak öne çıkardığı yetkili kimdir? Niçin? Ne amaçla bunu gündeme getirmiştir?
 
D-    Olayın Emniyet ucu Sabri Uzun siyasi ve diğer uclardaki isimler kimlerdir?
 
E-    Şemdinli Komisyonuna gelen evrak defterinin 147. sırasında bölüm incelendiğinde “Van C.B.Savcılığı Şemdinli soruşturmasına ait iddaname / e-posta gönderilen bilginin çıktısı” yazılıdır.
 
   Bu bölüm önceden yazı ile yazılmış ve üstü daksil ile silinmiştir.
   Silintinin üzerine tırnak içinde yazılan yazı yazılmıştır.
   Defterde başka bir silinti ve karalama yoktur.
   Komisyon Başkanlığının bu daksille silme ve yazı yazma amacı nedir?
İddanamenin 6 Mart’ ta komisyona geldiğini ıspatlamak içinmidir?
           
         Bunu ne amaçla neden, niçin bu yola tevesül edilmiştir?
 
 
 
        
                                                                           Mesut DEĞER
                                                                  CHP Diyarbakır Milletvekili
                                                                           M.Y.K Üyesi