5 Ekim 2013 Cumartesi



 

 

14 Ocak 2012




Mesut Değer'den size...

AV. MESUT DEĞER
CHP PM ÜYESİ


Sayın Parti Meclis Üyesi,

Sizinle bir konuyu paylaşmak istiyorum.

Öncelikle, Genel Merkezde sizin de kısmen bilgi sahibi olduğunuzu düşündüğüm hakkımda çıkartılan iddia ve söylemleri sıralamak istiyorum.
.
1. Mesut Değer olayı bireysele indirgeyerek, Sezgin Tanrı kulu’nu hedef almıştır.

2. 12. Haziran seçimlerinde CHP’nin Diyarbakır’da oy alamamasının nedeni Değer ailesidir. Aile çalışmamış, oy vermemiş ve oyların CHP’ye verilmesini engellemiştir. Özellikle Mesut Değer “Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermeyin” diyerek Diyarbakır’da Parti’nin başarısızlığının başlıca nedeni olmuştur.

3. 18 Aralık 2010 Kurultayı öncesi ve sonrasında bazı gazete veya internet sitelerinde çıkan Sezgin Tanrı kulu hakkındaki olumsuz haber ve telefon mesajlarının tarafımdan organize edildiği iddia edilmiştir.

4. Mesut Değer’in “Koltuk derdine düştüğü” öne sürülmüştür.

5. Mesut Değer’in “Bu savaşı kaybettiği” söylenmiştir.

6. Mesut Değer ve ailesinin “Diyarbakır da CHP den silineceği” söylentileri çıkartılmıştır.

7. Değer ailesinin Diyarbakır’da Parti’nin kapısını kapadıkları ve kimseyi partiye almadıkları iddia edilmiştir.

Sayın Parti Meclis Üyesi,

Şahsım ve ailem hakkında çıkartılan bu iddia ve söylentilere yanıt vererek sizi aydınlatmak zorunluluğu hâsıl olmuştur.

1. Sezgin Tanrı kulu ile 40 yıllık bir zaman dilimi içinde aynı mahallede, aynı okul, sınıf ve yurtta birlikteliğimiz olmuştur. Birlikte mesleğimizi icra ettiğimiz ilimizde Baro Başkanı adayı olduğu dönemlerde kendisine açık bir desteğim olmuştur. Bu destek inkâr edilemeyecek bir gerçektir.

Sezgin Tanrı kulu’nun 12 ci maddeden CHP’ne üyeliği önerisi gündeme getirildiğinde MYK’ da “Seçim ve Hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” sıfatıyla bu öneriye karşı çıkmayarak açık bir destek verdim.

Ayrıca l995 yılından itibaren CHP de siyaset yapması yönünde önerilerim ve partiye katılması için taleplerim olmuştur.

Sezgin Tanrı kulu benim cephe alacağım bir arkadaşım ve siyasi karşıtım değildir.

Siyasal yaşamımda kişilerle asla uğraşmadım.

Siyaseti daima ilkelerim doğrultusunda yaptım ve bu sürede hiçbir kimseye boyun eğmedim.

Bunun özellikle altını çizmek isterim.

Olayları hiç zaman bireysel düzeyde değerlendirmedim.
Aksi olsaydı MYK’ da görevli iken üye olmasına engel olurdum.

2. Parti’nin başarısızlığı sadece Diyarbakır ilinde olsa iddia ve söylentileri en azından dikkate alırdım.

Ancak, 12 Haziran 2011 seçimlerinde Partimiz Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri’nde 13 ilde 2007 seçimlerine göre % 50 oranında oy kaybetmiştir.

Pek çok ilde Milletvekili çıkartılamamıştır.

Bu başarısızlığın nedeni Mesut Değer ve ailesi midir?

Başarısızlığın faturasını karşı tarafa yüklemek vicdansızlık değil midir?

Doğu ve Güneydoğu illeri için 14 Mayıs 2011 tarihinde 12 Haziran seçimlerine yönelik raporumu Sayın Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU ve Sayın Deniz BAYKAL ‘a sunmuştum.

Üstelik aday gösterilmemiş olmama karşın bir köşeye çekilip küsmek yerine bir partili sorumluluğu ile durumu arz etmiş ve önceden tedbir alınmazsa 12 Haziran seçimlerinde “Bölgedeki oy oranımız ve olası milletvekili sayısı budur” diyerek, acilen önlem alınmasını istemiştim.

Üzüntüyle belirtmeliyim ki, seçim sonuçları benim sunduğum rapor ve öngörülerim doğrultusunda gerçekleşmiştir.

Bölgedeki başarısızlığın nedeni Mesut Değer ve ailesi değildir.

“12 Haziran seçimlerinde CHP’nin Diyarbakır’da oy alamamasının nedeni Mesut Değer ve ailesidir. Çalışmadılar, oy vermediler ve oy verilmesini engellediler. Bu nedenle Diyarbakır’da Parti başarısız oldu” İDDİASI TAMAMEN ASILSIZ VE YALANDIR.

BU İDDİA, DİYARBAKIR’DA MESUT DEĞER VE AİLESİNE YÖNELİK KARALAMA KAMPANYASININ AÇIK BİR KANITIDIR.

Sezgin Tanrıkulu ve diğer 11 Milletvekili adayının Diyarbakır da CHP’ne sağladıkları toplam oy 500’den azdır.

Bunun sandık ve sandık kanıtlarını ve adayların özelliklerini daha önceden ortaya koymuştum.

Şimdi soruyorum.

Tanrıkulu Ailesi’nin oy kullandığı ilçe, belde ve köy sandıklarından CHP’ne oy çıkmadığını kanıtlamak sorunu bireylere indirgemek midir?

Genelde CHP’ne oy verilmemesinin, özelde de Sezgin Tanrı kulu Ailesi’nin dahi oy vermemesinin nedeni Mesut Değer ve Ailesi midir?

Böyle bir iddia gerçek olabilir mi?

Bir yandan beni suçlayacak, karalayacak ve yargısız infaz edeceksiniz, diğer yandan ben söylenti ve iddiaların gerçek dışı olduğunu kanıtlayınca olayları bireysel düzeye indirgediğim söylenecek.

Şahsıma ve aileme karşı öne sürülen tüm söylenti ve suçlamaların siyasal ahlaka uygun düşmediğini ve vicdanları rahatsız ettiğini düşünüyorum

3. 18 Aralık 2010 Kurultayı öncesi ve sonrasında gazete ve internette çıkan haberler ve bazı telefon mesajlarıyla ilgili olarak bilgim ve yönlendirmem asla olmamıştır.

Aslında bu haber ve mesajların büyük bir kısmı benim aleyhime yazılmış ve gönderilmiştir.

Benim kişiliğim ve siyaset anlayışım bir kişi hakkında söyleyeceklerimi gözlerinin içine bakarak yüzüne söylemektir.

Bunu hiçbir kimseden korkmadan eğilmeden yaparım.

4. Koltuk, mevki ve makam derdine hiç düşmedim.

2007 seçimlerinde bölgeden milletvekili çıkmayacağını bildiğim halde ilimden aday oldum.

Bunu Partimin çıkarları için yaptım.

2011 seçimlerinde Parti Meclisi aday belirleme toplantısında kendimle ilgili olarak neden aday gösterilmediğimi sormadım.

Sormadığım gibi bugüne kadar bana yapılan haksızlıklara da hiçbir zaman bir tepki koymadım.

Ve üstelik mevki ve makam kaygısıyla partide emir kulu olmadım.

Doğru bildiğim her şeyi koltuğumu kaybetmek pahasına da olsa her zaman mertçe ortaya koydum ve eleştirilerimi yaptım.

Bir başka partiden gelen milletvekili adaylık teklifini benim partimin beni aday göstermeyeceğini önceden bildiğim halde red ettim.

Siyasal duruş, düşünce ve ilkelerim ile yaşadım.

Bunlar daima kişisel çıkarlarımın önünde yer almıştır..

5. UNUTMAYALIM Kİ SİYASETTE SİYASETÇİYİ PARTİSİ DEĞİL HALK SİLER.

BENİM UMUDUM VE GÜCÜM HALKIMDAN KAYNAKLANMAKTADIR.

20 yıl süreyle Diyarbakır’da CHP siyasetini yapmak düşünüldüğü kadar kolay değildir.

Geçmişte Diyarbakır da bu partide siyaset yapanların bugün isimleri dahi unutulmuştur.
Ama benim için İstanbul da 13 Nisan 2011 de Doğu ve Güneydoğu illerinin 23 l dernek ve vakıf başkanlarının yapmış oldukları basın açıklamasında “Milletvekili aday listesinde Mesut Değer neden yer almamıştır? O yoksa bizde yokuz!” denilmiştir.

6. Sormak istiyorum.

Bu kin, bu öfke ve bu nefretin sebebi nedir?

CHP’ den benim üyeliğimi defter üzerinde silebilirsiniz.

Ama Değer Ailesi’ni ve Mesut Değer’i Diyarbakır halkının kalbinden ve beyninden silmeye kimsenin gücü yetmez.

Üstelik, bugün bölgede birbirimize ihtiyacımızın olduğunu ve kardeşçe kucaklaşmamız gerektiğini açık bir gerçeklik olarak vurgulamak isterim.

7. Bugüne kadar Diyarbakır’da parti yönetiminde ailemden her zaman tek bir kişi yer almıştır.

Genelde hep dışarıdan arkadaşlar görev almıştır.

Bugün il yönetimde il başkanlığını yürütecek bilgi ve deneyime sahip en az 10 arkadaşımız vardır.

Diyarbakır’ı ziyaret eden parti yöneticileri veya milletvekilleri bu durumu bilmektedirler.

Partinin kapısı büyük bir özveriyle günün 24 saati açık tutulmaya çalışılmıştır.

Sayın Parti Meclisi Üyesi,

Cumhuriyet Halk Partili Değer Ailesi’nin bir ferdi olarak bölgede ve Diyarbakır da en ücra köşeye dahi bugün tek başıma, açık alınla, gururla, sevgi ve saygıyla rahatlıkla giderek halkımla kucaklaşmaktan kıvanç duymaktayım.

Bu nedenle dünyanın en mutlu ve güçlü insanıyım.

Oluşacak her türlü koşulda siyasal ahlak, inanç ve ilkelerim doğrultusunda mücadelemi sürdüreceğimi bilmenizi isterim.

Saygılarımla
11.1.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder