5 Ekim 2013 Cumartesi


               1920 - 2013  TÜRKİYE - KÜRTLER

              SİSTEMATİK OLARAK DEĞERLENDİRİSEK

1)    1920 Sevr Antlaşması ile Kürtler kendilerine ait bir devlet kurulması sözü verilmişti

2)    Atatürk ve Türkiye’deki Kürtler Sevr Antlaşmasını kabul etmedi, Kurtuluş Savaşı sonrasında 1923’de Lozan Antlaşması kabul edildi.

3)    1925’de Kürtler bağımsızlık için Şeyh Sait Ayaklanmasını başlattı

Lozan Antlaşması gereği ayaklanma değil, ‘isyan’ denildi ve Şeyh Sait ayaklanması çok sert bir şekilde bastırıldı.

Şeyh Sait ve arkadaşları Diyarbakır’da idam edildiler.

4)    15.ŞUBAT.1925 Şark Islahat Proje başlatıldı ve 24 Eylül 1925 Şark Islahat Proje Kararnamesi yürürlüğe girdi.

5)    1920 – 1927 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Yönetim şekli  ÖRFİ  İDARE ‘DİR.

6)    İsmet İNÖNÜ’NÜN ha zırladığı 21 Ağustos 1935 Doğu ve Kürt raporu

7)    1937 Dersim İsyanı;
Dersim İsyanı sadece Tunceli ilini kapsamamaktadır. Başta Tunceli, Bingöl, Elazığ, Erzurum, Erzincan’ın bir kısmı da o dönem Dersimdi
Dersim İsyanı da sert şekilde sonlandırıldı.

8)    1937’de ‘’Kürtlerin Mevcudiyetini’’ reddeden ve onlara dağ karı üzerinde yürüdüklerinden ‘kart,kurt’ sesi geldiği için ‘’Dağ Türkleri’’ denilen Kürtlere acımasız önlemler yürürlüğe konuldu.  

( Şark Islahat Projesi ve İsmet İNÖNÜ raporundaki öneriler)

9)    1937’den yaklaşık 2000’li yıllara kadar.

·        Kürtçe dili

·        Kürt Kültürü  (Müzik, Tiyatro, Resim, Basın)
 
·        Coğrafik yer isimleri yasaklandı ve isimler Türkçe olarak değiştirildi.

Bu yasaklar Kürtlerde her zaman büyük gerilimler yaratmıştır. 

          10)  Kürtlere karşı Asimilasyon devrede

11) 1927 – 1947 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yönetim şekli ise UMUMİ MÜFETTİŞLİK ‘TİR tir. 

12) 1935 yılından sonra UMUMİ MÜFETTİŞLİK MERKEZ şeklinde yönetildi.
 
13) 1970’de Abdullah ÖCALAN bir Kürt Devleti kurmak için Marksist Leninist Temelinde  PKK’yı kurdu.

14) 1947, 1970, 1986 yıllarında sık aralıklarla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde SIKIYÖNETİM ilan edildi.

 Ve özelikle 1978-1987 sıkıyönetim ilanı ve sıkıyönetim yönetimi başta Diyarbakır olmak üzere Batman, Mardin, Tunceli, Siirt, Bingöl, Şırnak ve Hakkâri ‘’Kritik şehirler’’ olarak özel bir idari yasa ile yönetilmeye başlandı.

15) Haziran 1975 Urfa’da "Türk halklarına özgürlük" sloganıyla Karşılaşan Sayın Bülent ECEVİT "Halklar" sözüne itiraz etmiş ve "Türkiye'de tek halk vardır" demiştir.

16) Türkiye PKK’ya halkın desteğini kesmesi için 1983-1992 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde %40 a kadar çıkan işsizlik ile mücadele etmek için, barajların yapımına, GAP, DAP Projelerine milyar dolarlık yatırımlar yapıldı.

17) 1980’li yıllarda Kenan EVREN ise; ‘’ Güneydoğuda insanlarımız karda yürürken ayaklarından çıkan kart-kurt diye seslerden oluşma bir kavram’’ demişti.

18) Kürt Politik Partiler (HEP, DEP, DEHAP, HADEP) yasaklandı ve anayasa mahkemesi tarafından da kapatıldı.

Kürt Basını; kitap, dergi vs bölgede okunması dâhil suç sayıldı.  Bu konuda Gözaltına alınma ve tutuklamalar yaşandı.

Özgür Gündem Türkçe olarak basın gazete olmasına rağmen bölgede suç sayıldı.

19) 1991’den sonra bölgede ‘HİZBUL KONTRA’  ‘JİTEM’  ‘KONTRGERİLLA’ ‘DERİN DEVLET’ kavramları ve eylemleri Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde isimleri sıkça duyulmaya başlandı ve ağırlığı hissettirildi.

Halkta korku ve panik havası vardı. Ve o dönemde Yaşam hakkı inancının yitirilmesi iyice belirginleşti.

20) 1987-2002 yılları arasında ‘Olağanüstü Hal Bölgesi ve Mücavir İller ’ ilan edildi ve Olağanüstü hal bölge valiliği tarafından özel yasalarla yönetildi.

21) O HAL Bölgesinde;

·        Binlerce faili meçhul cinayet olduğunu,

·        Yargısız infazların arttığını,

·        Güvenlik güçlerin tarafından tutuklanan kişilerin gözaltında kayıpların olduğu dönemidir.

·        20.000 faili meçhul olayların olduğunu

·        Polis Gözaltında iken İşkence ve Kötü muameleden 230 kişinin öldüğünü,

·        Köy Koruculuk sistemi kuruldu. 80.000 civarında silahlı köy koruculuk sistemiyle kürdü Kürde kırdırma politikasının izlendiği,

·        3428 köy ve mezralar boşaltıldı-yakıldığını,

·        Milyonlarca insanın göçe zorlandığını,

·        Binlerce asker, polis, köy korucusu, PKK ve sivil halktan insanların ölümü, yaralanması veya sakat kalmasına neden olduğunu,
 
           (Resmi rakamlara göre Ölü sayısı 36.140. yaralı sayısı 18.489

             Toplam 54.629)

·        100.000’den fazla insanın gözaltına alınması ve aylarca sorgusuz-sualsiz gözaltında tutulmaları ve 100.000’den fazla insanın devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanmaları olduğunu,

·        İstanbul, Adapazarı-Sapanca-Hendek Üçgeninde 20’den fazla Kürt İş Adamları infaz edildiğini,

·        Kürt Milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, gözaltına alındılar ve tutuklandıkları,

22) 1992 yılında Başbakan Süleyman DEMİREL Ve iktidar ortağı Erdal İNÖNÜ İle Diyarbakır’da ‘’ KÜRT REALİTESİNİ TANIYACAĞIZ’’

23) 1993 yıllarında Başbakan Tansu ÇİLLER Türkiye’de  'KÜRT YOKTUR, KART-KURT  VAR' dedi  

24) CEM BOYNER  22.ARALIK.1994 ‘’ 25 yıldır Kendi toprağını bombalayan, kendi vatandaşını öldüren başka devlet var mı? ‘’ ve 26.ARALIK.2009 yılında ise “Türklerle Kürtlerin kardeşlik mayası bozulmadan kavga bitmeli”

25) 16.ARALIK.1999 Başbakan Yardımcısı Mesut YILMAZ ‘’ Avrupa Birliğin Yolu Diyarbakır’dan geçer ‘’

26) 1999’da Abdullah ÖCALAN tutuklandı.

27) Avrupa Birliği Türkiye’nin üyelik başvurusunu 1999 yılında aday Üyelik statüsünü bahsederek dikkate almaya başlayınca Türkiye’de çatışmanın yönü değişti 

28) Türkiye’de idam kaldırıldı. ( 2002 ve 2006 yıllarında)

29) 2002 Kopenhag zirvesinde AB Ortaklık görüşmelerine ‘’ Kopenhag Kriterleri ‘’ olarak koşullara bakarsak;

-         Ekonomik Reformlar

-         Demokrasi

-         İnsan Hakları

-         Hukukun Üstünlüğünü içermekteydi.

30) 2002 yılından sonra Türkiye Kopenhag Kriterleri olarak iç hukuk sisteminde, Ekonomi de, Demokrasi de, İnsan Hakların da, Bölgeler arası ekonomik dengesizliği gidermek için köklü reformlara gidildi. Yasalar ve Anayasa değiştirildi. Kopenhag Kriterlerine uygun reformlar için adımlar atıldı.

31) AB ile Türkiye müzakerelerini 2005 yılında resmi olarak başlatıldı. Ucu açık olan tam adaylık için tüm koşullar Türkiye gerçekleştirse bile 20 yıldan fazla zamanı kapsamakta,  Buna rağmen Türkiye azimli ilerleme gösterse bile üyelik garanti değildir. Zira AB üyeliğimizin Ucu açıktır.

32) Türkiye’de AB üyeliği için halk desteği gittikçe azalmaktadır.

            TÜRKLER 2003’te, % 74’ü AB üyeliğine EVET diyordu. 2007 de bu oran % 49’a bugün   ise %30’a düştü.

KÜRTLER ise, kendi içinde kilitli Kürdistan’dansa Avrupa’nın bir parçası olmayı tercih etiklerinden % 83,3’ü AB ‘ne EVET demektedirler.

33) Başbakan R. Tayyip Erdoğan Ağustos 2005 yılında Diyarbakır'a geldi. Diyarbakır'da yaptığı konuşmada "Türkiye'nin bir Kürt sorunu vardır. Türkiye bu sorunda büyük yanlışlar yapmıştır. Devletin bu yanlışlarıyla yüzleşmesi gerekir. Kürt sorunu benim de sorunumdur. Bu sorunu çözmek boynumun borcudur. Kürt sorunu demokrasi, daha fazla haklar ve özgürlüklerle çözülecektir'

’Büyük ve güçlü bir ulus, kendi kendisi ile yüzleşmek için gerekli özgüvene sahip olmalı, tarihindeki günahları ve yanlışlıkları teşhis etmeli ve geleceğe emin adımlarla yürümeli. Demokratikleşme sürecimizden geri adım atmayacağız.’’

‘’ PKK sorununu sadece askeri önlemlerle çözülemeyeceğini’’ açıkladı.

34) Mehmet AĞAR 'ın 2006 tarihli sözleri:
"Yukarıda elde silahla mı dolaşsın, ovada siyaset mi yapsın? Bugün dağda çocuklar varsa, yolunu bulup indireceksin.
 

35) 1982 Anayasamızın 28. Maddesi değiştirildi.

‘’ Kürtçe üzerindeki yasaklar kaldırıldı ‘’

36) Eve dönüş yasası ile silahların bırakılması ve Kürtlerin topluma kazandırılması imkânı getirildi.

37) Köye dönüş başlatıldı ve desteklendi

38) Terörden zarar görenlerin maddi zararların tazmin edilmesine gidildi.

39) 2007 seçimlerine doğru;

Doğu ve Güneydoğu illerinde DTP ’den fazla oy alan AKP’ye Kürtler; Kürt dilinde yayın ve eğitimi de içeren kültürel hakların genişletilmesini sağlayacak yasal düzenlemeler için kredi verildi.

 Zira AKP Kürt sorununa şiddet harici metotlar kullanılarak çözülebileceği konusunda umut uyandırmıştı.

40) 14. MART. 2008 Tarihinde AKP Hakkında Anayasa Mahkemesinde açılan kapatma davası sonrasında ERDOĞAN, Kürt sorununa Demokratik çözüme yönelik konuşmasının yöntemi değişti. PKK ya karşı daha militarist bir yaklaşımı sergilemeye başladı.

41) 1.OCAK.2009 Tarihinde TRT’de Kürtçe kanal olan TRT 6 yayına başladı.

ERDOĞAN kanalın açılışını Kürtçe konuşarak yaptı. Bu Kürtçe konuşması RED politikasını sonlandıran bir sembol olarak önemliydi.

42) Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL ‘’ Kürt meselesinde yeni fırsatlar doğmakta’’ dedi.

43) Genel Kurmay ise ‘’ Kapsamlı bir çözüme iştirak etmeye hazır olduklarını ‘’ açıkladı.

44) Günümüzde halen de KÜRDİSTAN BÖLGESEL YÖNETİMİ

( KBY )  adını Türkiye’de  halen Resmi makamlar kullanmamaya özen göstermektedirler.

‘’ Bölgesel Yönetim ‘’

‘’ Irak’ın kuzeyinde ki yerel Kürt Yönetimi ‘’

Olarak söz etmektedirler.

45) 2007 yılında; Kürtler Kredi verdikleri AKP’ye karşı 29.MART.2009 Yerel seçimlerinde AKP’nin politikaları, iktidarı ve doğruluğu hakkında bir referandum mahiyetinde idi. Ancak;

DTP Diyarbakır’da % 66 oy aldı. Buda SEÇİM SONUÇLARI, KÜRTLERİN OYLARINI YATRIMLAR VE SADAKAYA KARŞILIK SATMAYACAĞINI GÖSTERDİ.

46) 2009 – 2013 Yıllarında KCK ’den binlerce gözaltına alınmalar ve tutuklanmalar oldu.( Belediye başkanları ve seçimle seçilenlerin tutuklanmaları dâhil )

47) 2012 yılı sonlarında seçilen Milletvekillerin Dokunulmazlıkların kaldırılması ve tutuklanabilecekleri yönde hatta İDAM cezasının tekrar geleceği yöndeki açıklamalar yapıldı.

48)2013 yılının başlarında Erdoğan,  Kürt kimliğini RED etmenin ters etki yaptığını, yapılan Baskılarında Kürt Milliyetçiliğini ve PKK desteğini de artırmakta olduğunu gördü.

49) 2013 yılı Çözüm Sürecin başlama dönemidir. Yani Kürt Sorunun Çözümü, Kürt vatandaşının sorunun çözümü ve PKK sorunun çözümüdür. Ve bu çözüm sürecinin ana hatları ise;

-         PKK ülke dışına çekilmesi

-         Demokratikleşme ve Anayasal Reformların gerçekleştirilmesi

-         Normalleşme dönemi - Özgürlük süreci


50) 2013 Türkiye geneline yansıyan ‘’ Gezi Park’’ olayları

51) Türkiye’nin bütün komşularıyla ilişkilerinde çatışmanın hâkim olduğu

52) ERDOĞNAN, Yeni Anayasanın Referandum ve Başkanlık sistemine geçiş ve başkan olması için Kürtlerin desteği de tartışılacak bir konudur.

53) ERDOĞAN; İlk defa ‘’ Çözüm Süreci engellenirse’’  açıklamasını sürece zarar vermemesi için kapsama almıyorum.

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder