. Faili Meçhul Terör
Olaylarının Vatandaş Üzerindeki Etkisi;
(10/90) Esas Numaralı, Ülkemizin Çeşitli
Yörelerinde İşlenmiş Faili Meçhul Siyasal Cinayetler Konusundaki Meclis Araştırma Komisyonu Raporunda Faili
Meçhul cinayetler ve bunların vatandaş üzerine etkileri anlatılırken;
“ Bölgede örgütün yaptığı propagandalar tesirli olduğundan vatandaşlar
her Faili Meçhul Cinayetlerin arkasında devletin gölgesini aramakta, PKK örgütü
sistemli bir şekilde her cinayeti Kontrgerilla ya da Hizbu-Kontra eylemi olarak
vatandaş arasında propagandasını yapmaktadır. Bu olaylar aydınlatılmadığı
sürece de örgütün sistemli propagandası neticesinde devlet şaibe altında
kalmaktadır. Örgütün bu cinayetleri devletin yaptığına ilişkin propagandası
başarılı olmaktadır. Devlet buna karşılık bir şey yapamamakta yapsa da etkili
olamamaktadır. Örgüt devamlı olarak devlet PKK’nın işlediği cinayetlerin
faillerini hemen yakalıyor, demek diğerlerini yakalamadığına göre, bu
cinayetleri kendisi işliyor diyerek vatandaşa telkinde bulunmaktadır.
Bölge de yoğun olarak faili meçhul
cinayetlerin devlet tarafından işlendiği iddia edilmekte ise de görüşülen
kişiler bu konuda somut deliller bilgiler verememişlerdir. Kendilerine neden
dolayı bu eylemleri kontr-gerillanın yaptığına inandıkları sorulduğunda,
eylemlerin hep aynı şekilde gerçekleşmesi ve bir merkezden hareket ediliyormuş
gibi davranılması ve maktüllerin öldürülüş şekillerine göre devletin
içerisindeki herhangi bir kurumun veya Devlet destekli bir grubun eylemlerini
tanımlamak için ortaya atılan Kontr-gerilla örgütü ile ilgili iddialara dayanak
teşkil eden herhangi bir somut delil ileri sürülememiştir.
Şehrin en işlek yerlerinde işlenen
cinayetlerin faillerinin bulunmaması vatandaşta korku ve şüphe uyandırmaktadır.
Güvenlik güçlerinin adi olaylarda işlenen cinayetlerin faillerini kısa sürede
yakalaması veya tespit etmesine rağmen, siyasal içerikli cinayetlerde faillerin yakalanamaması vatandaş tarafından
bu cinayetlere devletin göz yumduğu şeklinde algılanmaktadır. Nitekim örgütte
bunu çok iyi kullanıp, bu yönde propagandasını yapmaktadır. Vatandaşlardaki
inanç devlet isterse istediği an bu cinayetlerin faillerini yakalayabilir veya
tespit edebilir.
Faili meçhul siyasi cinayetler konusunda durum böyle olunca da iyi
niyetli vatandaş bile devletin ya acz içerisinde olduğuna veya faillerin
yakalanmasında güvenlik güçlerinin iyi çalışmayıp yeterli gayreti
göstermediğine araç ve gereçlerinin eksik olduğuna inanmakta veya bu
cinayetlerin devlet veya devletin içerisindeki bir grup tarafından desteklendiği
inancının oluşmasına yol açmaktadır.”
Şeklinde değerlendirmede bulunulmuştur.
Komisyonumuzda Bölgede ve özellikle son dönemde
Hakkari İl ve İlçelerinde meydana gelen Bombalama olaylarının faillerinin
meçhul kalmaması için;Güvenlik
kuvvetlerimiz arasındaki mevcut ilişkiler tekrar gözden geçirilerek işbirliği
en üst seviyeye çıkarılarak, faili meçhul olayların görevlendirilecek uzman ekipler vasıtası ile
tekrar mercek altına alınması, faili meçhul olayların en az seviyeye
indirilerek, bölge halkında oluşmuş ve oluşabilecek yanlı ve yanlış
değerlendirmelere fırsat verilmemesi yönünde
kanaat oluşmuştur.
Faili Meçhul Terör Olayları
Nedeniyle AİHM nezdinde Ülkemizin Durumu
Dışişleri Bakanlığınca Komisyonumuza yazılan 27.01.2006 gün ve
AKGY-17-2 sayılı yazıda;
Hakkari Merkez, Yüksekova ve
Şemdinli’ de meydana gelen olayları araştırmak için yapılan çalışmada
yararlanmak üzere, son 10 yılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde terör
eylemleri nedeni ile meydana gelen ve faili meçhul değerlendirilip A.İ.H.M’ne
yapılan başvurularla ilgili olarak;
A.İ.H.M’’ne yapılan başvuruların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin
birden çok hükmünün ihlal edildiği iddiası ile yapılmakta olduğu ve A.İ.H.M’nin başvurular hakkında verdiği kararlarında A.İ.H.Sözleşmesinin
birden çok hükmünü kapsamına alığı, bu nedenle faili meçhul olarak
değerlendirilebilecek tek bir listenin düzenlenmesinin mümkün olmadığı, bununla
birlikte A.İ.H.M’ne son 10 yıl içerisinde yapılan Doğu ve Güneydoğu kaynaklı
başvurular arasında yaşam hakkının da ihlal edildiğine hükmedilen 7 karar
hakkında (629.157 EUR) Tazminat tutarı
ve (41.265 EUR) Yargılama gideri olmak
üzere Toplam (670.422 EUR) ödediği bildirilmiştir.
Türkiye insan
hakları ve temel özgürlükler alanında diğer demokrasilerle aynı değer ve
amaçları paylaşmaktadır. İnsan hakları ve temel özgürlükler konusundaki
standartların en yüksek seviyeye getirilmesi amacı ile ülkemizde bir çok önemli
adımlar atılmıştır. Bütün bunlar yapılırken güdülen temel amaç Türk halkının demokratik
ülkelerde mevcut tüm temel özgürlüklerden yararlanmasını sağlamak ve bunun
doğal sonucu olarak taraf olduğumuz uluslar arası belgelerdeki yükümlülüğümüzü
yerine getirmektir.
Vazgeçilmez bireysel haklar ilkesi üzerine
kurulu bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ırk, dil,din, etnik köken
farkı gözetmeksizin tüm vatandaşların haklarının Anayasa ve diğer yasalarla
güvence altına alındığı parlamenter bir demokrasidir. Bunun sonucu olarak
Türkiye İnsan hakları konusundaki tüm Avrupa Sözleşmeleri ile Birleşmiş
Milletler çerçevesinde yapılan önemli sözleşmelerin büyük bir bölümüne taraf
olmuştur ve sözleşmeler Anayasada öngörüldüğü gibi Türk Hukuk sisteminin
ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Bütün bu olanların
yanında özellikle son dönemde Hakkari ilinde meydana gelen failleri
belirlenemeyen bombalama olayları
ülkemizin Avrupa arenasındaki insan hakları profilini de olumsuz
etkilemektedir. Öte yandan ülkemiz aleyhine hükmedilen tazminat tutarları ülke
kaynaklarının gereksiz yere heba olmasına yol açmaktadır.
Bu nedenlerden
dolayı Faili meçhul olaylar üzerinde yoğunlaşılarak bu olayların faillerinin en
kısa sürede açığa çıkarılması sağlanmalıdır.
III-
01.06.2005-31.12.2005 TARİHLERİ ARASINDA DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU
BÖLGESİ EMNİYET SORUMLULUK ALANINDA
MEYDANA GELEN OLAYLAR
Emniyet Genel Müdürlüğünün Komisyonumuza yazdığı 13.02.2006
gün ve EGM.993-32430 sayılı cevabi yazı ve eklerinde 01- Haziran-13 Şubat 2006
tarihleri arasında Doğu Anadolu Bölgesinde meydana gelen Terör olayları ve
bombalama eylemlerine ilişkin olarak;
1. 01-
Haziran-13 Şubat 2006 tarihleri arasında Doğu Anadolu Bölgesinde meydana
gelen Terör olayları incelendiğinde;
Anılan tarihler arasında Doğu Anadolu
Bölgesinde; Silahlı Saldırı (7), Silahsız saldırı (14), Çatışma (4),
Patlama (25), Patlayıcı Madde Koyma (2), Kaçırma Rehin Alma (1), Kundaklama
(3), Molotof Kokteyli Atma (4), Tehdit (3), Zorla Para Toplama (2), Pankart
(7), Kanunsuz Toplantı Gösteri (49), Açlık Grevi (10), Atatürk’ünün Manevi
Şahsına Hakaret (2), Bayrak Kanununa Muhalefet (4), Yazılama (12), Bildiri
(22), Şüpheli Paket (1) olmak üzere Toplam
(172) Terör olayı meydana geldiği,
Bölgede yer alan illerden Hakkâri de bu olayların dökümüne bakıldığında
ise,
01- Haziran-13
Şubat 2006 tarihleri arasında; Silahlı Saldırı (1), Silahsız saldırı (6),
Patlama (17), Patlayıcı Madde Koyma (1), Kaçırma Rehin Alma (1), Tehdit (1),
Pankart (1), Kanunsuz Toplantı Gösteri (11), Açlık Grevi (2), Bayrak
Kanununa Muhalefet (1),Yazılama (1), Bildiri (5), Şüpheli Paket (1) 0lmak üzere
toplam (49) Terör Olayı meydana geldiği,
2. 01- Haziran-13 Şubat 2006
tarihleri arasında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde meydana gelen Terör
olayları incelendiğinde;
Anılan
tarihler arasında Bölgede; Silahlı Saldırı (7),Silahsız saldırı (10), Çatışma
(2),Patlama (28), Patlayıcı Madde Koyma (2), Molotof Kokteyli Atma (20), Tehdit
(2), Zorla Para Toplama (1), Pankart (6), Kanunsuz Toplantı Gösteri (59), Açlık
Grevi (19), Bayrak Kanununa Muhalefet
(3), Yazılama (3), Bildiri (24), Şüpheli Paket (2) 0lmak üzere Toplam (188)
Terör Olayı meydana geldiği,
3. Bölgede Meydana gelen olayların % olarak
incelendiğinde ise;
a) Güneydoğu Anadolu Bölgesi;
Türkiye geneli
polis bölgesinde aynı tarihte (1281) olay vuku’u bulduğu, bu olayların % 14,6’sının (188 olay) Güneydoğu
Anadolu Polis bölgesinde meydana geldiği,
Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki (188)
olayın;
% 24,5'i Diyarbakır,
% 18,1'i Mardin,
% 14,9'u Şanlıurfa,
% 12,2'si Şırnak ve Adıyaman,
% 6,9'u Gaziantep,
% 5,3'ü Siirt ve Batman,
% 0,5'i Kilis ilinde meydana geldiği,
b) Doğu Anadolu
Bölgesi;
Türkiye geneli
polis bölgesinde aynı tarihte (1281)
olay vukuu bulduğu, bu olayların (%
13,4)’ünün (172 olay) Doğu Anadolu Polis bölgesinde meydana geldiği,
Doğu Anadolu Bölgesinde ki (172) olayın;
% 28
Hakkâri,
% 16 Elazığ,
% 15'i
Van,
% 9,9'u Tunceli,
% 6,4'ü Malatya,
% 5,8'i Muş ve Erzincan,
% 4,1'i Kars ve Ağrı,
% 2,3'ü Bitlis,
% 1,2’si Erzurum,
% 0,6'sının Iğdır ve Bingöl illerinde olduğu, Ardahan
ilinde bu dönemde herhangi bir terör olayı meydana gelmediği incelenmiştir.
1. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde 01
Haziran 2005 tarihinden itibaren meydana gelen bombalama ve terör olayları
ile ilgili olarak;
Dönem içerisinde meydana gelen terör olayları
incelendiğinde;
(78)'i
çatışma, (81)'i saldırı, (208)'i
patlayıcı madde kullanma (406)'sı ise diğer terör olayları olmak üzere toplam (773) terör olayının meydana geldiği,
Terör olaylarının (142) olay ile Şırnak
ilinde yoğunlaştığı, bunu Hakkâri (104), Tunceli (63), Mardin (63), Van (57),
Siirt (57), Diyarbakır (55) ve Bingöl (53) illerinin takip ettiği,
Bütün terör olayları içerisinde tuzak ve mayın
olaylarının (% 27)'lik bir oranla önemli bir yer tuttuğu, teröristlerce en
fazla tuzaklı mayın olayının sırasıyla Şırnak (48), Hakkâri (43), Mardin (22),
Diyarbakır (16), Siirt (16) ve illerinde
gerçekleştirildiği,
Ayrıca terör
örgütü mensuplarına yönelik icra edilen operasyonlar neticesinde;
112.087 gr.
plastik patlayıcı madde, 20.053 gr. TNT, 106 adet mayın, 470 adet fünye ele
geçirildiği,(107) ölü, (65) sağ, (75)'i teslim olmak üzere toplam (247)
teröristin tesirsiz hale getirildiği, Meydana gelen terör olaylarında (66)
güvenlik görevlisinin şehit olduğu (12) vatandaşın hayatını kaybettiği, (230)
güvenlik görevlisi ile (26) vatandaşın yaralandığı,
İncelenmiştir.
Terör örgütü kırsal alan ile şehir merkezlerinde sürdürmeye
çalıştığı şiddet ve propagandif eylem ve faaliyetler ile; teröristbaşı Abdullah
ÖCALAN’ın ilk etapta başka bir cezaevine nakil ettirilmesini ve sonrasında
serbest bırakılmasını, teröristbaşının muhatap alınmasını, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerimizde güvenlik kuvvetlerimizce sürdürülen operasyonların
durdurulmasını, Koruculuk sisteminin kaldırılmasını, Yurt içi kırsal alanı ile
Irak’ın kuzeyindeki örgüt kamplarında faaliyet gösteren silahlı militanlarının
yanı sıra cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü örgüt mensuplarına genel af
çıkartılarak siyasi alanda faaliyetlerinin önünün açılmasını sağlamayı
amaçladıkları,
Sonucuna varılmıştır.
NOT: Rapordan alınmıştır...