DÜNYA BANKASI RAPORU
Petrolde
düşüş Türkiye`yi nasıl etkiler?
Dünya
Bakası petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin
önemli boyutta olduğunu belirtti.
Dünya
Bankası Aralık ayı Odak Notu Raporu'nda, Türkiye’nin GSYH’sinin yüzde 6’sı
düzeyindeki dış enerji açığı, dış ticaret açığının yüzde 58’ini oluşturduğuna
değinerek, enerji ithalat fiyatlarındaki keskin düşüşün devam etmesi durumunda,
2015 yılında daha güçlü büyümeyi, dış pozisyondaki düzeltmeyi ve enflasyonun
düşürülmesini destekleyeceğini belirtti.
Dünya
Bankası Odak Notu Raporu'nda şöyle denildi:
"Düşen
enerji fiyatlarının mali denge üzerindeki etkisi düşük düzeyde. Enerji
fiyatları Haziran 2014’ten bu yana keskin bir şekilde düşmüştür ve vadeli işlem
fiyatları, büyük petrol üreticileri tarafından bir politika değişikliğine
gidilmediği veya yeni küresel şokların yaşanmadığı takdirde 2015 yılının büyük
bir bölümünde enerji fiyatlarının zayıf kalacağını göstermektedir.
Haziran
ortasında varil başına 108$ ile yıl içindeki en yüksek seviyesine ulaşan ham
petrol fiyatları, arzdaki büyük artışlar ve zayıflayan küresel petrol talebi sebebiyle
yüzde 40’dan fazla bir düşüş yaşamıştır. ABD’de kaya petrolü üretimindeki artış
piyasadaki arz fazlasına önemli ölçüde katkıda bulunurken, OPEC ülkeleri
arasındaki pazar paylarını korumaya yönelik rekabet kartelin üretimi kısma
olanağını engellemiştir. Emtia fiyatlarındaki düşüşün bir kısmı ABD dolarındaki
güçlenmeyi de yansıtmaktadır.
ABD’deki
daha canlı ekonomik performansın ve FED tarafından sürdürülen para politikası
normalleştirme sürecinin bir yansıması olarak, ABD doları Temmuz ayından bu yana
önemli para birimlerinin tümü karşısında değer kazanmıştır. Petrol
piyasasındaki gelişmeler doğrultusunda, Avrupa doğal gaz fiyatlarının da
gecikmeli olarak gevşemesi beklenmektedir. Tarihsel olarak, Avrupa’daki doğal
gaz fiyatları ile ortalama ham petrol fiyatı arasındaki korelasyon 1990-2013
döneminde 0,98 olmuştur. (Foreks)
Enerji
fiyatları enerjide ithalata önemli düzeyde bağımlı bir ülke olan Türkiye’deki
makroekonomik gelişmeler üzerinde önemli sonuçlar doğurmaktadır. Petrol
fiyatlarındaki değişiklikler Türkiye ekonomisini temel olarak dört kanal
üzerinden etkilemektedir: büyüme, ödemeler dengesi, enflasyon ve bütçe. Bu
notta enerji fiyatlarında son zamanlarda yaşanan düşüşün makroekonomik etkileri
tartışılmakta ve mümkün olduğu ölçüde nicelleştirilmektedir.
Yurt
içindeki nihai tüketici enerji fiyatları kısmen döviz kuruna bağlıdır. Petrol
fiyatlarının enflasyon ve nominal vergi gelirleri üzerindeki etkisi aynı
zamanda enerji ürünlerinin yerel para birimindeki fiyatına da bağlıdır. Liranın
performansı Türkiye’deki enflasyonu düşürücü baskıları güçlendirebilmekte veya
zayıflatabilmektedir.
Liranın
ABD$ karşısında değer kazanması halinde, ilk şok dolar fiyatındaki değişimin
gösterdiğine göre daha büyük olacaktır değer kaybetmesi halinde ise daha küçük
olacaktır.
Enerji
ithalatı Türkiye’nin dış dengesizliklerine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.
Ocak 2012’den bu yana 12 aylık birikimli enerji açığı GSYH’nin yüzde 6 ile
6,8’i arasında seyretmektedir (Şekil 2). Ortalama yıllık enerji ithalatı, mal
ithalatının yaklaşık yüzde 23’ünü oluştururken, yıllık dış enerji açığı toplam
ticaret açığının yüzde 58’ini oluşturmaktadır.
Enerji
fiyatlarının düşmesi Türkiye’nin yüksek düzeydeki cari açığını, dolayısıyla da
finansman ihtiyaçlarını azaltmasına yardımcı olacaktır. Enerji fiyatlarının dış
dengeler üzerindeki etkisinin tahmin edilmesinde takip edilen iki yaklaşım
mevcuttur – bunların her ikisi de cari dengenin bağımlı değişken olduğu bir
basit regresyon kullanmaktadır.
Bunlardan
ilki nispi fiyatları kullanarak etkiyi tahmin ederken, ikincisi dolar bazında
enerji fiyatlarını kullanarak regresyonda reel döviz kuru değişikliklerini ayrı
olarak kontrol etmektedir. İkinci yaklaşım dolar bazlı enerji fiyatlarının cari
denge üzerindeki doğrudan etkisinin (diğer koşullar eşit tutularak) ölçülmesine
olanak tanıdığından dolayı daha fazla tercih edilmektedir.
Regresyon sonucu enerji fiyatlarındaki yüzde
10’luk bir düşüşün, cari dengenin GSYH’ya olan oranında yüzde 0,39 puanlık bir
iyileşme sağladığını göstermektedir. Enerji fiyatlar katsayısı enerji
fiyatlarının cari denge üzerindeki doğrudan etkilerini yakalarken, büyüme,
döviz kuru ve enflasyon yoluyla gerçekleşen dolaylı etkiler enerji dışı
bileşenler tarafından absorbe edilmektedir. 2015 yılında ortalama petrol fiyatının
varil başına 70$ olarak varsayıldığı varsayımsal bir petrol şoku senaryosunda,
diğer koşulların aynı kalması halinde 2015 yılında cari dengenin GSYH’ya
oranında 1,1 puanlık bir iyileşme sağlanacağı tahmin edilmektedir.
Nihai
tüketici gaz fiyatları aynı zamanda BOTAŞ’ın fiyatları ayarlama yeteneğine de
bağlıdır. Temmuz 2008’de elektrik ve doğal gaz için maliyete dayalı bir
fiyatlandırma mekanizması uygulama konulmuştur. Bu mekanizma elektrik
fiyatlarının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından üç aylık
dönemler bazında ayarlanmasını ve doğal gaz fiyatlarının BOTAŞ tarafından üç
aylık dönemler bazında (gerek duyulursa aylık) ayarlanmasını öngörmektedir.
EPDK ve BOTAŞ elektrik ve doğal gaz fiyat ayarlamaları ile ilgili resmi
duyurular yapmaktadır.
EPDK 2008 yılından bu yana elektrik
fiyatlandırma mekanizmasını tutarlı bir şekilde uygulamıştır. Ancak, BOTAŞ
geçmiş dönemde ithalat maliyetlerindeki artışı tam olarak nihai tüketici
fiyatlarına yansıtmadığı için, önümüzdeki dönemde ithalat fiyatlarındaki düşüşü
de tam olarak nihai tüketici fiyatlarına yansıtmayabilir.
Enerji
fiyatlarındaki düşüş 2015 yılında enflasyon oranında düşüşe dönüşebilir.
Tüketici sepetinde akaryakıt ve elektrik-gaz-su payı sırasıyla yüzde 5,1 ve
yüzde 7,1’dir (Şekil 3). Yakıt fiyatları, petrolün yerel para birimindeki
fiyatına sıkı bir şekilde bağlı iken, diğerinde ise doğal gazın yerel para
birimindeki fiyatı belirleyicidir.
Değişim
enflasyon üzerinde sınırlı etki yaratıyor
Rafineri
çıkış fiyatı, pompada ödenen fiyatın yaklaşık olarak yüzde 30’unu oluştururken,
vergiler kalan yüzde 70’ini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, petrol fiyatlarındaki
bir değişimin enflasyon üzerindeki etkisi sınırlı düzeydedir ve vergi
yapısından dolayı tüketici sepetindeki orijinal paylar ile orantısızdır. Yerel
para birimindeki petrol fiyatlarında yüzde 10’luk bir düşüşün anlık etkisi
manşet enflasyondaki 0.3 puanlık bir azalmadır. Elektrik-gaz-su fiyatlarının
enerji fiyatlarındaki düşüşe göre ayarlanması halinde bu etki daha yüksek
olacaktır.
Enerji
fiyatlarındaki düşüşüm mali gelirler üzerindeki etkisi sınırlıdır. Enerji
fiyatları merkezi yönetim bütçesini iki kanal yoluyla etkilemektedir: özel
tüketim vergisi ve enerji ithalatından alınan katma değer vergisi. Enerji
ürünlerinden alınan özel tüketim vergisi 2013 yılında yaklaşık 45,2 milyar TL
gelir getirmiştir (GSYH’nin yüzde 2,9’u). Bu vergi fiziksel birim başına
alınmaktadır ve ürünün değerine bağlı değildir. Petrol ve doğal gaz
ithalatından alınan KDV yaklaşık 19 milyar TL (GSYH’nin yüzde 1,2’si) olarak
gerçekleşmiştir. Tahminlerimize göre, 2015 yılında ortalama petrol fiyatının
varil başına 70$ olarak gerçekleşmesi halinde, diğer koşullar aynı kalırsa mali
gelirlerde 3,5 milyar TL’nin altında bir düşüş yaşanacaktır (GSYH’nin yüzde
0,2’si)
Emtia
fiyatlarındaki düşüş Türkiye’nin ekonomik büyümesini desteklerken, küresel
talepteki durgunluk doğal olarak ülkenin büyüme beklentilerini baskılayacaktır.
Büyüme üzerindeki etki basit bir ekonometrik model yoluyla tahmin edilmiştir bu modelde büyüme oranındaki değişim, petrol
fiyatlarındaki değişime, dünya büyüme oranındaki değişime ve bir dizi kontrol
değişkenine dayalı olarak regresyona tabi tutulmaktadır.
Cari
açığı 1.1 puan azaltacak
Tahminlerimize
göre, petrol fiyatlarındaki yüzde 10’luk bir düşüş büyüme oranını yüzde 0,37
puan yukarı çekerken, küresel büyüme oranındaki yüzde 0,5 puanlık bir düşüş
Türkiye’nin büyüme oranında yüzde 0,4 puanlık bir düşüşe yol açmaktadır. 2015
yılında ortalama petrol fiyatının varil başına 70$ olarak gerçekleştiği ve
küresel büyüme oranında yüzde 0,5 puanlık bir düşüşün varsayıldığı bir
senaryoda, diğer koşullar aynı kaldığında Türkiye’nin büyüme oranı üzerindeki
net etkisinin yüzde 0,6 puanlık bir artış olacağı tahmin edilmektedir.
Makroekonomik
görünüm ve projeksiyonlar Türkiye Düzenli Ekonomik Notunun Aralık sayısında
ayrıntılı olarak tartışılmaktadır.
Özet
olarak, petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri
önemli boyuttadır. 2015 yılında ortalama petrol fiyatının varil başına 70$
olarak gerçekleşmesi, cari açığı 1,1 puan azaltacak, tüketici fiyatları
enflasyonunu 0,9 puan düşürecek ve büyümeyi 0,6 puan arttıracaktır. Mali denge
üzerindeki etkisi ise GSYH’nın yüzde 0,2’si seviyesinin altında kalarak sınırlı
olacaktır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder