24 Kasım 2013 Pazar




 22.KASIM.2013         CNN TÜRK       ŞİRİN PAYZIN

             PROGRAMINDAKİ KONUŞMAM

 
         Irak Kürdistan Federe Bölgesi başkanı Sayın Mesud BARZANİ ‘ni n Diyarbakıra ziyaretinin Diplomatik yönün olması yanı sıra Siyasi, Ekonomik, Tarihi Ve Kültürel yanları da vardır.

Çözüm sürecinin siyasi aktörlerinden biri de Sayın BARZANİ’ dir.

         Bu ziyarette ulusal pencereden de baktığımızda ‘’ Kürt ‘’  ‘’Kürdistan’’ kelimesinin Diyarbakır gibi kadim kentte söylenmesi Kürtleri mutlu etmiştir.

BARZANİ daha öncede birkaç kez Ankara’ya gelmişti. O zaman kıyamet koparılmamıştı.

Diyarbakır’a gelişinde neden bu kıyamet kopması?

Halen BARZANİ’Yİ  Aşiret lideri veya Irak’ta Kürdistan oluşunu kabul etmeyen düşüncemidir.

16.Kasıma dönersek

Dünya koşulları değişmiştir. toplum değişmektedir. İnsanlar hızla değişmektedir.

Değişen Dünya koşullarına göre STRATEJİN de değişmelidir.

BARZANİ’NİN  ziyaretini değerlendirirsek;

·         Kürtlerin özgürlüğü önemlidir. Ekonomik özgürlükte önemlidir. Ekonomik özgürlük güçlü

Devlet olma özgürlüğünün anahtarıdır.

·         BARZANİ Türkiye’ye karşı söylemlerini husumetini bir kenara bırakarak Bağımsızlık

için adım Attı.

Yani Kürtlerin özgürlüğü, Ekonomik Özgürlük, Devlet ve Bağımsızlık

Bu resim böyle okunmalıdır.

BAŞBAKAN AÇISINDAN BAKARSAK.

·         Türkiye Irak Kürdistan da artan ekonomik fırsatları gördükçe Kürtlerin siyasi

özgürlüğüne karşı  Çıkmasına rağmen Türkiye politikasını değiştirdi ve Kürtler daha yakınlaştı.

 

·         Türkiye Kürtler için Kilit rol oynaması gündemde ve Sayın Başbakan Bu Kilit rolün

sahibi olmak İstiyor.


Evet;

Türkiye’nin Kürtlerle , Türkiye’nin orta doğu ile, Türkiye’nin komşularıyla, Türkiye’nin içte Kürtler ile ve 76 milyon vatandaşımızla ilgili

Türkiye’nin POLİTİKASINI YENİDEN ÇERÇEVELEMEK GEREKİR.

BU NEDENLE

YENİ DÖNEM

YENİ TÜRKİYE

Yeni dönem başlamalı.

Yeni dönemde Türkiye’nin bütün dinamikleri olmalıdır.

Yeni dönemde kimler olmalıdır

Yeni dönemde Türk solu, Türk aydınları olmalıdır.

Ulusalcılar olmalıdır.

Hatta Silivri de suça bulaşmamış tutuklularda olmalıdır.

Yeni dönemde kimler olmalıdır.

Kürt solu ve aydınları da olmalıdır.

Bu denklemde Abdullah ÖCALAN da olmalıdır.

Yeni Dönemde birlik, beraberlik,   kardeşlik olmalıdır.

Ve yeni dönemde BARIŞI tesis edelim.

Yeni Türkiye ye bakalım.

Evet,

ÖCALAN bana göre Türkiye için bir şanstır.

Kızdığınızı ve yüzünüzün değiştiğini biliyorum ama neden bir şanstır.

Toprakçı ve Bayrakçı değildir.

PKK bölücü olsaydı ne yapacaktık.

Bunu niye değerlendirmiyoruz.

Başak hanım bak sizde diyorsunuz. Kürtler bölünmek ayrılmak istiyor diye.

Açıkça söylüyorum

KÜRTLERİN GİZLİ AJANDASI YOKTUR.

Bölünme, Savaş, Ayaklanma gibi düşünceleri yoktur.

Kürtler Türkiye ‘de Türklerle birlikte birlik beraberlik ve kardeşçe yaşayarak Türkiye’yi Avrupa Birliğiyle birleşmek ve Dünya ya açılmak istiyorlar. Orta doğu gibi kan gölünde yaşamak istemiyorlar.


Evet;

Kürtlerin Çoğunluğundan bahsettiniz.

Televizyon da Alt yazıda Kürtleri böl yönelt yazıldığı gibi değil.

Kürtlerin farklı örgütler içinde olması önemlidir.

Bu bir Demokrasinin gereğidir.

BDP, KDP, DDKD, HÜDA-PAR, vs Kürt örgütleri ve partileri vardır.

Elbette Kürtler içinde farklı örgütlenmeler olacaktır.

Demokrasinin, düşünce özgürlüğünün bir ürünüdür.

Ancak;

Bu örgütler ve partiler bir birlerine saygı çerçevesinde olmalıdır.

Bir biriyle çatışmamalıdırlar.

Belden aşağı bir birlerini vurmamalıdır.

Kavga eden partiler olmamalıdır.


Bu çeşitli Kürt grupları 2 noktaya

·         Kürtler için ortak dil kullanılmalı

·         Ve Türkiye’nin Demokrasisine hizmet etmelidir.

Önemli olan Birlik beraberlik ve kardeşliğimizdir. Ve Türkiye’dir.


‘’2. BÖLÜMDEKİ KONUŞMAM ‘’


        3 konu üzerinde durdunuz bende hızla bu 3 konu üzerinde değerlendirmemi yapayım.


GELEN AF


Sayın Başbakan Diyarbakır’da ceza evleri boşaltılacak dedi. Ve Ankara’da gündemimizde genel af yok dedi.

Elbette öyle demesi lazım

Bakın  genel af çıkması ve tartışılması demek toplumda özelikle adi suçlarda artış olur. Suç patlaması yaşanır. Kimin kiminle husumeti var ise bu süreçte af çıkacak diye adam yaralama öldürme olayları artar ve özelikle hırsızlık olaylarında artış olur.

Gelen af  zamanı gelirse koşullar var ise hükümetin taktiridir.

Genel af değil de örgüt üyelerine af deniliyorsa 

Bakın 1985 – 2003 yıllarına kadar kamu oyunda adı pişmanlık yasaları olarak bilinen ve çıkartılan 8 yasa gibi 9 cu bir yasa aynı benzerlikte çıkarılıyorsa hiç çıkartılmasın daha iyi.

En son adı eve dönüş yasası olarak bilinen kanun için diyelim 4300 kişi müracaat ettiyse bunun 4000’i ceza evlerinden talep edildi 300 gibi küçük rakamla müracaat dağdakilerin oldu.

Yasalar neden işlevsiz oldu

Neden istenilen beklentiyi sağlamadı.


Bakın 2 nedenden dolayı

·         BİLGİ VERE ZORUNLULUĞU

PKK bili verecek, doküman ve malzeme yakalatacak, yer gösterecek ve silah arkadaşlarını yakalatacak

Ve verdiği bilgi inandırıcı olacak.

·         İÇ İŞLERİ BAKANLIĞINDAN İZİN İSTEMEK

Pişmanlık yasasından yararlanmak isteyen kişi hakkında iç işleri bakanlığına sorulacak

Bu kişi pişmanlık yasasından yararlansın mı? Yararlanmasın mı?

İşte bu iki nedenden dolayı bu yasalardan beklenen sonuç çıkmadı.

Bu iki madde kaldırılmalı ve Kanundan yararlanmak isteyenin  Onuru’na dayanan kanun olmalıdır.

 

DİĞER BİR KONU

İTTİFAKLARDAN BAHSEDİYORSUNUZ.

Olaya bir başka açıdan da bakmalıyız.

İmralı ile götürülen bir barış müzakere süreci vardır.

Müzakere sürecinin daha kapsayıcı rol alması ve hatta bu sürecin derinleştirme döneminde

Müzakere sürecini Abdullah ÖCALAN seçime kurban edeceğini düşünmüyorum.

 

DİĞER BİR KONU

ATATÜRK’ÜN SÖYLEMLERİYLE İLGİLİ

Ben size farklı bir Atatürk’ün sözlerinden bahsedeyim.

1923 te söylediği söyleyişi 3 dakikada okuyum.

·         Mustafa Kemal’in İstanbul Gazetecileriyle yaptığı görüşmeyi

GAZETECİ AHMET EMİN YALMAN : Kürt meselesine değinmiştiniz. Kürtlük meselesi nedir? İç bir mesele olarak değinirseniz çok iyi olur.

GAZİ PAŞA :  Milli sınırlarımız içinde mevcut Kürt unsuru öyle bir biçimde yerleşmiştir ki, yoğunluklarını yitire yitire ve Türk unsurunun içine gire gire öyle bir sınır olmuştur ki, Kürtlük adına bir sınır çizmek istenirse Türk’ü ve Türkiye’yi mahvetmek gerekir. Faraza  Erzurum’a kadar giden. Erzincan’a, Sivas’a kadar giden, Harput’a kadar giden, bir sınır aramak gerekir.  Ve hatta Konya çöllerindeki Kürt aşiretlerini de gözden uzak tutmamak gerekir.

Bu nedenle başlı başına bir Kürtlük düşünmektense bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince zaten bir nevi yerel özerklik oluşturulacaktır.

O halde hangi vilayetin halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir.

Bundan başka Türkiye’nin halkı söz konusu edildiğinde onları da birlikte ifade etmek gerekir. İfade edilmedikleri zaman, bundan kendilerine ait mesele ortaya çıkmaları her zaman söz konusudur.

Şimdi TBMM, hem Kürtlerin Hem de Türklerin yetki sahibi vekillerinden oluşmaktadır. Ve bu iki unsur bütün çıkarlarını ve kaderlerini birleştirmiştir. Yani onlar bilirler ki bu ortak bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olmaz.

( 16-17. Ocak. 1923 İstanbul Gazetecileri’yle İzmit Kasrı görüşmesi, Mustafa Kemal, Eskişehir-İzmit konuşmaları 1923. Kaynak yayınları 1993)
 

 

 

90 yıl önce söylenenler bu gün günümüzde aynı şekilde.

Kürt sorunun demokrasi içinde çözülmesi temennisiyle

Saygılar sunarım.

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder