22.KASIM.2013 CNN TÜRK ŞİRİN PAYZIN
PROGRAMINDAKİ KONUŞMAM
Irak Kürdistan Federe Bölgesi başkanı
Sayın Mesud BARZANİ ‘ni n Diyarbakıra ziyaretinin Diplomatik yönün olması yanı
sıra Siyasi, Ekonomik, Tarihi Ve Kültürel yanları da vardır.
Çözüm
sürecinin siyasi aktörlerinden biri de Sayın BARZANİ’ dir.
Bu ziyarette ulusal pencereden de
baktığımızda ‘’ Kürt ‘’ ‘’Kürdistan’’
kelimesinin Diyarbakır gibi kadim kentte söylenmesi Kürtleri mutlu etmiştir.
BARZANİ daha
öncede birkaç kez Ankara’ya gelmişti. O zaman kıyamet koparılmamıştı.
Diyarbakır’a
gelişinde neden bu kıyamet kopması?
Halen
BARZANİ’Yİ Aşiret lideri veya Irak’ta
Kürdistan oluşunu kabul etmeyen düşüncemidir.
16.Kasıma
dönersek
Dünya
koşulları değişmiştir. toplum değişmektedir. İnsanlar hızla değişmektedir.
Değişen
Dünya koşullarına göre STRATEJİN de değişmelidir.
BARZANİ’NİN ziyaretini değerlendirirsek;
·
Kürtlerin
özgürlüğü önemlidir. Ekonomik özgürlükte önemlidir. Ekonomik özgürlük güçlü
Devlet olma
özgürlüğünün anahtarıdır.
·
BARZANİ
Türkiye’ye karşı söylemlerini husumetini bir kenara bırakarak Bağımsızlık
için adım
Attı.
Yani
Kürtlerin özgürlüğü, Ekonomik Özgürlük, Devlet ve Bağımsızlık
Bu resim
böyle okunmalıdır.
BAŞBAKAN
AÇISINDAN BAKARSAK.
·
Türkiye
Irak Kürdistan da artan ekonomik fırsatları gördükçe Kürtlerin siyasi
özgürlüğüne karşı Çıkmasına
rağmen Türkiye politikasını değiştirdi ve Kürtler daha yakınlaştı.
·
Türkiye
Kürtler için Kilit rol oynaması gündemde ve Sayın Başbakan Bu Kilit rolün
sahibi olmak
İstiyor.
Evet;
Türkiye’nin
Kürtlerle , Türkiye’nin orta doğu ile, Türkiye’nin komşularıyla, Türkiye’nin
içte Kürtler ile ve 76 milyon vatandaşımızla ilgili
Türkiye’nin
POLİTİKASINI YENİDEN ÇERÇEVELEMEK
GEREKİR.
BU NEDENLE
YENİ DÖNEM
YENİ TÜRKİYE
Yeni dönem
başlamalı.
Yeni dönemde
Türkiye’nin bütün dinamikleri olmalıdır.
Yeni dönemde
kimler olmalıdır
Yeni dönemde
Türk solu, Türk aydınları olmalıdır.
Ulusalcılar
olmalıdır.
Hatta
Silivri de suça bulaşmamış tutuklularda olmalıdır.
Yeni dönemde
kimler olmalıdır.
Kürt solu ve
aydınları da olmalıdır.
Bu denklemde
Abdullah ÖCALAN da olmalıdır.
Yeni Dönemde
birlik, beraberlik, kardeşlik
olmalıdır.
Ve yeni
dönemde BARIŞI tesis edelim.
Yeni Türkiye
ye bakalım.
Evet,
ÖCALAN bana
göre Türkiye için bir şanstır.
Kızdığınızı
ve yüzünüzün değiştiğini biliyorum ama neden bir şanstır.
Toprakçı ve
Bayrakçı değildir.
PKK bölücü
olsaydı ne yapacaktık.
Bunu niye
değerlendirmiyoruz.
Başak hanım
bak sizde diyorsunuz. Kürtler bölünmek ayrılmak istiyor diye.
Açıkça
söylüyorum
KÜRTLERİN GİZLİ AJANDASI YOKTUR.
Bölünme,
Savaş, Ayaklanma gibi düşünceleri yoktur.
Kürtler
Türkiye ‘de Türklerle birlikte birlik beraberlik ve kardeşçe yaşayarak
Türkiye’yi Avrupa Birliğiyle birleşmek ve Dünya ya açılmak istiyorlar. Orta
doğu gibi kan gölünde yaşamak istemiyorlar.
Evet;
Kürtlerin
Çoğunluğundan bahsettiniz.
Televizyon
da Alt yazıda Kürtleri böl yönelt yazıldığı gibi değil.
Kürtlerin
farklı örgütler içinde olması önemlidir.
Bu bir
Demokrasinin gereğidir.
BDP, KDP,
DDKD, HÜDA-PAR, vs Kürt örgütleri ve partileri vardır.
Elbette
Kürtler içinde farklı örgütlenmeler olacaktır.
Demokrasinin,
düşünce özgürlüğünün bir ürünüdür.
Ancak;
Bu örgütler
ve partiler bir birlerine saygı çerçevesinde olmalıdır.
Bir biriyle
çatışmamalıdırlar.
Belden aşağı
bir birlerini vurmamalıdır.
Kavga eden
partiler olmamalıdır.
Bu çeşitli
Kürt grupları 2 noktaya
·
Kürtler
için ortak dil kullanılmalı
·
Ve
Türkiye’nin Demokrasisine
hizmet etmelidir.
Önemli olan Birlik
beraberlik ve kardeşliğimizdir. Ve Türkiye’dir.
‘’2. BÖLÜMDEKİ KONUŞMAM ‘’
3 konu üzerinde durdunuz bende hızla bu
3 konu üzerinde değerlendirmemi yapayım.
GELEN AF
Sayın
Başbakan Diyarbakır’da ceza evleri boşaltılacak dedi. Ve Ankara’da gündemimizde
genel af yok dedi.
Elbette öyle
demesi lazım
Bakın genel af çıkması ve tartışılması demek
toplumda özelikle adi suçlarda artış olur. Suç patlaması yaşanır. Kimin kiminle
husumeti var ise bu süreçte af çıkacak diye adam yaralama öldürme olayları
artar ve özelikle hırsızlık olaylarında artış olur.
Gelen
af zamanı gelirse koşullar var ise
hükümetin taktiridir.
Genel af
değil de örgüt üyelerine af deniliyorsa
Bakın 1985 –
2003 yıllarına kadar kamu oyunda adı pişmanlık yasaları olarak bilinen ve
çıkartılan 8 yasa gibi 9 cu bir yasa aynı benzerlikte çıkarılıyorsa hiç
çıkartılmasın daha iyi.
En son adı
eve dönüş yasası olarak bilinen kanun için diyelim 4300 kişi müracaat ettiyse
bunun 4000’i ceza evlerinden talep edildi 300 gibi küçük rakamla müracaat
dağdakilerin oldu.
Yasalar
neden işlevsiz oldu
Neden
istenilen beklentiyi sağlamadı.
Bakın 2
nedenden dolayı
·
BİLGİ
VERE ZORUNLULUĞU
PKK bili
verecek, doküman ve malzeme yakalatacak, yer gösterecek ve silah arkadaşlarını
yakalatacak
Ve verdiği
bilgi inandırıcı olacak.
·
İÇ
İŞLERİ BAKANLIĞINDAN İZİN İSTEMEK
Pişmanlık
yasasından yararlanmak isteyen kişi hakkında iç işleri bakanlığına sorulacak
Bu kişi
pişmanlık yasasından yararlansın mı? Yararlanmasın mı?
İşte bu iki
nedenden dolayı bu yasalardan beklenen sonuç çıkmadı.
Bu iki madde
kaldırılmalı ve Kanundan yararlanmak isteyenin
Onuru’na dayanan kanun olmalıdır.
DİĞER BİR KONU
İTTİFAKLARDAN BAHSEDİYORSUNUZ.
Olaya bir
başka açıdan da bakmalıyız.
İmralı ile götürülen
bir barış müzakere süreci vardır.
Müzakere
sürecinin daha kapsayıcı rol alması ve hatta bu sürecin derinleştirme döneminde
Müzakere
sürecini Abdullah ÖCALAN seçime kurban edeceğini düşünmüyorum.
DİĞER BİR KONU
ATATÜRK’ÜN SÖYLEMLERİYLE İLGİLİ
Ben size
farklı bir Atatürk’ün sözlerinden bahsedeyim.
1923 te
söylediği söyleyişi 3 dakikada okuyum.
·
Mustafa
Kemal’in İstanbul Gazetecileriyle yaptığı görüşmeyi
GAZETECİ
AHMET EMİN YALMAN : Kürt meselesine değinmiştiniz. Kürtlük meselesi nedir? İç
bir mesele olarak değinirseniz çok iyi olur.
GAZİ PAŞA
: Milli
sınırlarımız içinde mevcut Kürt unsuru öyle bir biçimde yerleşmiştir ki,
yoğunluklarını yitire yitire ve Türk unsurunun içine gire gire öyle bir sınır
olmuştur ki, Kürtlük adına bir sınır çizmek istenirse Türk’ü ve Türkiye’yi
mahvetmek gerekir. Faraza Erzurum’a
kadar giden. Erzincan’a, Sivas’a kadar giden, Harput’a kadar giden, bir sınır
aramak gerekir. Ve hatta Konya
çöllerindeki Kürt aşiretlerini de gözden uzak tutmamak gerekir.
Bu nedenle başlı başına bir Kürtlük
düşünmektense bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince zaten bir nevi yerel
özerklik oluşturulacaktır.
O halde hangi vilayetin halkı Kürt
ise onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir.
Bundan başka Türkiye’nin halkı söz
konusu edildiğinde onları da birlikte ifade etmek gerekir. İfade edilmedikleri zaman, bundan kendilerine ait mesele
ortaya çıkmaları her zaman söz konusudur.
Şimdi TBMM, hem Kürtlerin Hem de Türklerin
yetki sahibi vekillerinden oluşmaktadır. Ve bu iki unsur bütün çıkarlarını ve
kaderlerini birleştirmiştir. Yani onlar bilirler ki bu ortak bir şeydir. Ayrı
bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olmaz.
( 16-17. Ocak. 1923 İstanbul Gazetecileri’yle İzmit Kasrı
görüşmesi, Mustafa Kemal, Eskişehir-İzmit konuşmaları 1923. Kaynak yayınları
1993)
90 yıl önce
söylenenler bu gün günümüzde aynı şekilde.
Kürt sorunun
demokrasi içinde çözülmesi temennisiyle
Saygılar
sunarım.