MUSUL
2014 te Musul DAEŞ
tarafından işgal edilmişti. Musul’un işgali ile orta doğuda tüm dengeler
değişmişti ve Musul; Irak’ın ikinci büyük şehridir.
Tüm dünyanın terörist olarak gördüğü DAEŞ (İŞİD) ile dünya savaşmasına rağmen Suriye’de ve
Irak’ta önemli yerleri halen işgal etmektedir.
2016 yılında önemli konulardan biride Musul’u DAEŞ’ ten
temizlemek için koalisyon ile savaşa girileceği yönündedir.
Burada önemli olan hususları irdelememiz gerekmektedir.
*YPG Haziran ayında DAEŞ’ ten Menbiç ‘in kurtarılması için
Birkaç günde biteceğini Düşünerek girdiği savaşı 3 ay gibi zamanda ağır
kayıplarla bitirebildi. ABD’nin hava desteği ve katkılarıyla DAEŞ, Menbiç’ten
zor temizlendi.
*DAEŞ’ in son dönemde yeni bir savunma sistemi de Geliştirdiği
de görülmektedir.
Şehirde sadece evlerin içinde savaşmanın mümkün olmadığını
gördü. Buna karşılık yüzlerce metre bazen bir kilometre uzunluğunda yerin 5-6
metre derinliğinde tüneller kazıp patlayıcı tuzaklarla yeni bir savunma
pozisyonuna girdi. Tıpkı Vietnam savaşı gibi tuzaklar kurulduğu gibi.
Sivillerin bu şehirlerde yaşaması ve sivilleri canlı kalkan
olarak ta kullanması operasyonların kolay olmayacağı göstergesidir.
*DAEŞ Musul’da Menbiç’de sergilediği savunmayı Musul’da gösterirse
o zaman bu savaşın uzun süreceği ortadadır.
*Musul çevresinde büyük olan ( Hamdaniye, Başika,) Onlarca
kasaba DAEŞ ’in elindedir. Musul’a girerken bu kasabalarında DAEŞ’ ten
temizlenmesi gerekmektedir.
*Türkiye’nin hedefinde olan Rakka ve Menbiç te önemlidir.
*Bölge haberlerine göre Menbiç’ten PYD/YPG ’nin Çekilme
sürecinde olduğu ve bu durumda Türkiye’nin Menbiçe yönelmesinde PYD/YPG‘den
boşalan bir yeri yani Menbiç’i güvenli bölgeye katmış olacak gibi,
Bu durum da PYD /YPG ninde Menbiç ve Cerablustan
vazgeçeceğini düşünmek saflık olur.
Suriye’de PYD’nin bulunduğu alanlarda ABD bayraklarının
asılmasını PYD kendiliğinden ABD’nin Bayraklarını astı şeklinde mi
değerlendirelim? Yoksa ABD tarafından asılan bu alanlardaki ABD bayrağını
ABD’nin destek verdiği alanlardır uzak durulması yönünde mi algılamak gerekir.
*Musul savaşında Irak Ordusu ve Irak Kürdistan Bölgesel
Yönetimi Peşmergeleri DAEŞ ile
Savaşmakta tecrübeli olduğunu söylemekte zorlanıyorum.
*Musul operasyonuna İran yanlısı Iraklı Şiilerin katılması
Musul işgal sonrası önemlidir.
Türkiye, Musul kurtarılırken, Iraklı Şii milislerin şehre
girmesini istemiyor. Musul işgalinde Sünni Türkmenlerin bir kısmı DAEŞ’e destek
vermişti. Musul’da Türkmen nüfusa sahip olan Telafer’de Şii ve Sünni Türkmenler
arasında bir iç savaş ya da “intikam” savaşı çıkmasından büyük endişe ediyor.
*Heşbi Şabi gibi Şii militanlıların bu operasyona katılması,
Musul savaşının daha kanlı Geçmesine neden olacaktır. Çünkü Heşbi Şabinin katıldığı tüm
operasyonlarda ‘’insanlık suçu’’ ve ‘’ savaş suçu ‘’ işlediğine dair deliller
bulunmaktadır.
*Heşbi Şabi milislerin katıldığı böylesi bir operasyonda
Peşmerge aynı cephelerde Katılmayacağı konuşulmaktadır. Musul kurtarıldıktan
sonra da Musul’un kuzey ve batısındaki stratejik yerleri tekletmeyeceği ve
Musul şehir merkezine de destek kuvvetli olarak sınırlı bir güçle katılacak
gibi değerlendirmeler yapılmakta.
*Uzun sürecek Musul operasyonu beraberinde başka sorunlara
da gebedir. Türkiye açısından Göç, Ekonomik Ve şehitlerimiz.
*Muslu’da 2 milyon insan yaşamaktadır. Böyle bir operasyonda
yaklaşık 1.500.000 insan Göç edebilir. Heşbi Şabi bu operasyona katılırsa bu
sayı daha çok artar.
*Musul’a yakın bölgeler Peşmerge güçlerinin elinde
olduğundan Göçün yönü muhtemelen Kürdistan
Olacaktır.
*DAEŞ yönetiminde iki yıl yaşamış Sünni Arap göçmeni
Kürdistan bölgesine göç etmesi halinde
Bu Kürt bölgesinde Kürtlerin güvenliği için büyük
tehlikelere sebep olacak gibi. Yine bu 2 milyon insan 2 yıl gibi DAEŞ
yönetiminde yaşamış insanların psikolojik sorunlarla karşı karşıyadır. İyi bir
sağlık ekibinin de mülteci kamplarında olması gerekir.
*Muslu’dan tahmini göç edecek 1.600.000 insan IKBY
topraklarında kurulacak mülteci
Kampında barınmalarında büyük maddi külfetleri de
beraberinde getirecektir. 1 mülteci için günlük 5 dolar harcansa aylık 240
milyon dolar yapar. Tüm dünyanın IKBY ‘ne bu mülteciler için ayırdığı para 260
milyon dolardır.
Unutmayalım ki Önümüz kış aylarıdır. Açlık, Susuzluk,
hastalık ve Güvenlik gibi sorunlarda ekli yelim.
Türkiye bu güne kadar Suriye mültecilerine harcadığı para 25
milyar dolardır. Tüm Dünya Türkiye’ye ne kadar yardım etmiştir? Veya yardım
edilecek için verilen sözleri anımsayalım ve bu sözlerden ne kadar Türkiye’ye
ödenmiştir.
*IKBY ’nin Ekonomik durumu ise; zaten 2 milyona yakın
göçmenin olduğu ve Musul’dan Gelecek 1 milyonun üzerinde Arap mülteciyi de
kaldırması mümkün görünmemektedir. Zira IKBY zaten ağır ekonomik kriz yaşamakta
ve bugün devlet memurlarının maaşları da aylarca ödenememektedir.
Ekonomik kriz ve yolsuzluğun yaşandığı Kürt bölgesinde diğer
siyasi partiler şimdiden sert şekilde gündeme getirdikleri gibi ilerde çatışmalara
dönüşmesi ve Kürdistan’ın fiili bölünme si gündeme gelebilir. Böyle bir
bölünmenin Türkiye için risklerini düşünmek dahi istemiyorum.
(Bu konuda sayfamda daha önce yazdığım tespitler mevcuttur.
Tekrar okunmasını öneririm)
*PKK ve PYD ise Musul operasyonuna katılmak ve DAEŞ ile
savaşmak isteyecektir. Türkiye Bu konuda kesin kararlıdır. Bu tür operasyonların
hiç birinde PKK veya PYD’nin katılmasını istememektedir. Suriye için
oluşturulan Koalisyon güçler, ABD ve Rusya da dâhil Türkiye’nin bu
kararlılığına karşı duruş sergilenmeyecektir. Zira Türkiye Suriye’de kara
savaşındadır. Çünkü koalisyon güçlerinin hiç biri karadan Suriye’ye ve Irak’a
girmek istemediğini anımsayalım.
*Gerek Irak ve gerekse Suriye’de Daha önceki yazılarımda
ifade ettiğim gibi Kürtlerin DAEŞ ile savaşması ve savaşı yürütmesi ve hatta
bazı yerleri DAEŞ ‘ten geri alınması Avrupa’da, ABD, Rusya ve hatta Dünya’da
Kürtlere prestij kazandırmıştır. Kürtlere Dünyanın bakışı değişmiştir
uluslararası ilişkilerinde de destek vermişlerdir. Ortadoğu’da DAEŞ ‘e karşı
tek güvendikleri Kürtler olduğunu söyleyebiliriz.
*Musul operasyonun bir diğer önemi ise, Kürtlerin sermayesi
olan DAEŞ ile savaş, Musul savaşı
sonucunda bu sermaye tükenecektir. Bu nedenle Musul
savaşının sonunu beklemeden IKBY başkanı Sayın Mesud BARZANİ, Bağımsız devlet
olma girişimi için adım attı ve Referanduma gidileceğini açıkladı.
*Musul operasyonunda Musul’un siyasi ve idari durumu da
oldukça önemlidir.
Musul’da yaşayan Kürtler, gayri Müslüm azınlıklar, Şiiler,
Arap Sünniler ve diğer etnik grupların yaşamları güvence altına alınmalıdır.
Musul’un idari yapısı yeniden düzenlenmelidir. (Musul toprak
bütünlüğü içinde bölgelere ayrılması gibi) Aksi halde yeni sorunlara gebedir.
*Heşbi Şabi Musul savaşın sonunda Kerkük’e yöneleceği ve
bununda silahlı çatışmaya Dönüşeceği muhtemelen kuvvetlidir.
Musul operasyon öncesinden Musul operasyon sonrası için
Heşbi Şabi için güvenlik tedbirlerinin şimdiden alınması gerekmektedir.
*Musul operasyonu zorlu bir sürecin başlangıcıdır.
*Musul Savaşın da önemli olan Burada önemli olan; Musul Savaşın Uygulama biçimi katılan güçlerin
durumu, askeri, ekonomi, siyasi ve insani boyutunu etkileyecektir. En önemlisi Türkiye’deki etkisi yönündeki
gelişmelerdir.
Av. Mesut DEĞER
Araştırmacı Yazar22 Dönem Diyarbakır Milletvekili
Mesut Değer Facebook
- Twitter - Blogger