İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ YAYINLADIĞI
RAPORLA TÜRKİYE’DEKİ OTORİTERLEŞMEYE DİKKAT ÇEKTİ
Türkiye’nin İnsan Hakları Alanındaki Gerilemesi ve Reform
Önerileri’ başlığını taşıyan 38 sayfalık raporla,
Türkiye’de ifade
özgürlüğü,
Protesto hakkı ve
Hukukun üstünlüğü ilkesinin
Korunması gerektiğine vurgu yapıldı.
AKP yönetimindeki Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ilkesini
zayıflatmak, medyayı ve interneti kontrol etmek ve hükümeti eleştirenleri ve
protestocuları sindirmek için çok aşırı adımlar atıldığının belirtildiği
raporda, örgüt son gelişmeler karşısında hükümetin verdiği tepkilerin izini
sürdü ve dört alanda somut önerilerde bulundu:
1.PKK ile yürütülen barış sürecinde insan hakları bağlamının
güçlendirilmesi;
2.Ceza yargılamaları sisteminde reform yapılması;
3.Devlet görevlileri tarafından halen yapılmakta olan ve
geçmişte yapılmış insan hakları ihlallerinde ve kadınlara karşı işlenen aile
içi şiddet suçlarında faillerin cezalandırılmaması uygulamasına son verilmesi;
4. ifade, medya,
internet özgürlükleri ile toplanma ve örgütlenme haklarına getirilen
kısıtlamalara son verilmesi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü raporun yazarı Emma
Sinclair-Webb, “Türkiye’nin ve Türkiye vatandaşlarının geleceği adına,
hükümetin girdiği yoldan geri dönmesi ve insan
haklarına saldırmak yerine, onları koruması gerekli. İnsan hakları alanındaki daralma ve
yargıya yapılan müdahaleler, hükümetin Kürtlerle yürüttüğü barış sürecine bağlı
kalmaktaki olumlu kararlılığı ile bir tezat teşkil ediyor ve hatta bu süreci
tehdit ediyor.
Kürtlerle yürütülen
barış sürecinin başarısını garantilemenin en iyi yolu, İnsan haklarını korumak
ve herkesin insan haklarını güçlendirmektir”
İnsan haklarını korumak için Türkiye Hükümeti’nin 1982
anayasasını değiştirmesi gerekiyor. Devlet görevlisi failler tarafından yapılan
yaşam hakkı ihlallerindeki zaman aşımı kaldırılmalı ve istihbarat personeli ve
diğer devlet görevlileri ve memurlarına dokunulmazlık veren yasalar iptal
edilmeli.
Hükümet terörizm suçları ve devlete karşı işlenen suçların
istismar edilmesini ve şiddet içermeyen politik eylemlere ve protestolara
katılan insanların bu suçlarla itham edilerek yargılanmalarını da
sonlandırmalı. Hükümet ayrıca aile içi şiddete maruz kalan kadınlara yeterli
koruma temin etmeli ve saldırganların yargılanmasını sağlamalı. Ayrıca hak
ihlallerine yol açan internet yasalarını iptal etmeli ve gazetecileri
sızdırılan bilgileri yayınladıkları için insanları da şiddet içermeyen sözleri
nedeniyle yargılamaya son vermeli.
“Hükümet, 18 Eylül günü Avrupa Birliği’ne katılmak için yeni
bir strateji açıkladı ve bu bağlamda komşu ülkelerdeki ve daha geniş bölgedeki
karışıklıkların arttığı bir dönemde Avrupa ile güçlü bağlar kurmanın önemini
vurguladı. On yıl önce, AK Parti’nin ilk döneminin başlarında, AB üyeliği
hedefi reformlar için önemli bir motivasyon kaynağıydı. Rapor Avrupa Birliği hükümetlerinin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne
üyelik koşullarının İnsan Hakları ile ilgili boyutuna ilişkin müzakereleri
açmak için yerine getirmesi gereken koşulları, kamuoyu önünde açıklamalı”
Türkiye Suriye’deki ve Irak’taki savaşın sıcaklığını
ensesinde hissettikçe, Ankara’nın Avrupa ile daha yakın bağlar kurmak
konusundaki isteği tazelendi. Ama Türkiye’nin liderleri insan hakları
alanındaki gerilemeyi geri döndürmez ve hukukun üstünlüğü ilkesini
güçlendirmezlerse, Türkiye’nin Avrupa’ya yaklaşması mümkün olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder