29 Eylül 2014 Pazartesi




YPG Mİ?  İŞİD Mİ? HANGİSİ TEHDİT


Türkiye’nin hâlâ IŞİD ’e karşı savaşan Kürt PKK gerillalarının rolüne ilişkin çekinceleri var. Ama buna rağmen önceliği sınırının tamamen düşmesini engellemek Olmalıdır.

Türkiye’nin Suriye sınırında yaşanan manzaraların, Türkiye'nin Suriyeli Kürtleri, IŞİD’ ten daha büyük bir tehdit olarak görmesi olasılığını gündeme getirdi

UYAN HÜKUMET UYAN

BİR YANDAN ÇÖZÜM SÜRECİ DİYECEKSİN,

 BİR YANDAN DA TEHLİKE GÖRECEKSİN 

VE BU ÇÖZÜM SÜRECİNİ SIKINTIYA SOKAR.



ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey;

 Kürtlerin Irak’ta olduğu kadar Suriye’de bir kara gücü ortağı olabileceklerini söyledi. Bu olasılık Türkiyeyi rahatsız etse de Türkiye'nin askeri eylemden kaçınsa da İŞİD’ in mağlup edilmesinde ki çıkarlarının ABD ve müttefiklerinden farklı olmadığını 

bu nedenle Suriye’de YPG,  ABD ve müttefiklerin kara gücü ortağıdır.
     

     İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ YAYINLADIĞI RAPORLA TÜRKİYE’DEKİ                OTORİTERLEŞMEYE   DİKKAT ÇEKTİ

Türkiye’nin İnsan Hakları Alanındaki Gerilemesi ve Reform Önerileri’ başlığını taşıyan 38 sayfalık raporla,
 Türkiye’de ifade özgürlüğü,
Protesto hakkı ve
Hukukun üstünlüğü ilkesinin
Korunması gerektiğine vurgu yapıldı.
AKP yönetimindeki Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ilkesini zayıflatmak, medyayı ve interneti kontrol etmek ve hükümeti eleştirenleri ve protestocuları sindirmek için çok aşırı adımlar atıldığının belirtildiği raporda, örgüt son gelişmeler karşısında hükümetin verdiği tepkilerin izini sürdü ve dört alanda somut önerilerde bulundu:
1.PKK ile yürütülen barış sürecinde insan hakları bağlamının güçlendirilmesi;
2.Ceza yargılamaları sisteminde reform yapılması;
3.Devlet görevlileri tarafından halen yapılmakta olan ve geçmişte yapılmış insan hakları ihlallerinde ve kadınlara karşı işlenen aile içi şiddet suçlarında faillerin cezalandırılmaması uygulamasına son verilmesi;
4.  ifade, medya, internet özgürlükleri ile toplanma ve örgütlenme haklarına getirilen kısıtlamalara son verilmesi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü raporun yazarı Emma Sinclair-Webb, “Türkiye’nin ve Türkiye vatandaşlarının geleceği adına, hükümetin girdiği yoldan geri dönmesi ve insan haklarına saldırmak yerine, onları koruması gerekli. İnsan hakları alanındaki daralma ve yargıya yapılan müdahaleler, hükümetin Kürtlerle yürüttüğü barış sürecine bağlı kalmaktaki olumlu kararlılığı ile bir tezat teşkil ediyor ve hatta bu süreci tehdit ediyor.
 Kürtlerle yürütülen barış sürecinin başarısını garantilemenin en iyi yolu, İnsan haklarını korumak ve herkesin insan haklarını güçlendirmektir”
İnsan haklarını korumak için Türkiye Hükümeti’nin 1982 anayasasını değiştirmesi gerekiyor. Devlet görevlisi failler tarafından yapılan yaşam hakkı ihlallerindeki zaman aşımı kaldırılmalı ve istihbarat personeli ve diğer devlet görevlileri ve memurlarına dokunulmazlık veren yasalar iptal edilmeli.
Hükümet terörizm suçları ve devlete karşı işlenen suçların istismar edilmesini ve şiddet içermeyen politik eylemlere ve protestolara katılan insanların bu suçlarla itham edilerek yargılanmalarını da sonlandırmalı. Hükümet ayrıca aile içi şiddete maruz kalan kadınlara yeterli koruma temin etmeli ve saldırganların yargılanmasını sağlamalı. Ayrıca hak ihlallerine yol açan internet yasalarını iptal etmeli ve gazetecileri sızdırılan bilgileri yayınladıkları için insanları da şiddet içermeyen sözleri nedeniyle yargılamaya son vermeli.
“Hükümet, 18 Eylül günü Avrupa Birliği’ne katılmak için yeni bir strateji açıkladı ve bu bağlamda komşu ülkelerdeki ve daha geniş bölgedeki karışıklıkların arttığı bir dönemde Avrupa ile güçlü bağlar kurmanın önemini vurguladı. On yıl önce, AK Parti’nin ilk döneminin başlarında, AB üyeliği hedefi reformlar için önemli bir motivasyon kaynağıydı. Rapor Avrupa Birliği hükümetlerinin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik koşullarının İnsan Hakları ile ilgili boyutuna ilişkin müzakereleri açmak için yerine getirmesi gereken koşulları, kamuoyu önünde açıklamalı

Türkiye Suriye’deki ve Irak’taki savaşın sıcaklığını ensesinde hissettikçe, Ankara’nın Avrupa ile daha yakın bağlar kurmak konusundaki isteği tazelendi. Ama Türkiye’nin liderleri insan hakları alanındaki gerilemeyi geri döndürmez ve hukukun üstünlüğü ilkesini güçlendirmezlerse, Türkiye’nin Avrupa’ya yaklaşması mümkün olmaz.



Türkiye, AB’ye katılım öncesi yardım fonlarından en fazla yararlanan ülke.

2007-2013 arasındaki dönemde toplamda 4.8 milyar Euro yardım aldı.


 2014-2020 arasında, Türkiye 4.5 milyar Euro’dan faydalanacak.

24 Eylül 2014 Çarşamba




IRAK  VE SURİYE’DEKİ KÜRTLERİN HAYKIRIŞLARI 


“ABD, Suriyeli Kürt güçlerle ortaklık kurmalı”

“Suriye’deki Kobani kenti Sincar’da IŞİD’e verilen zararın bedelini ödedi.

YPG, Yezidi azınlığını gönüllü olarak kurtardı. Şimdi ise, dünyadan destek istiyor.

 ABD’nin PKK’yı ve bunun sonucunda YPG’ yi terör örgütleri olarak görmesi YPG’ nin Washington’dan yardım almasına engel oluşturdu.

Gerçek budur ki bölgede başlıca bir ABD müttefiki ve NATO üyesi olan Türkiye, Washington’un YPG’ye kritik yardım sağlamasından memnun olmazdı.

Türkiye, kara listesinde resmen terörist grup olarak yer verdiği PKK ile müzakereler yaptığına göre ABD, iyi bir davayı güçlendirmek için YPG ile birlikte çalışabilmelidir
”.
Suriye’deki Kürtlerin sadece ılımlı değil aynı zamanda Irak ordusunun Haziran ayında Musul’u terk edip Amerikan ağır silahlarının IŞİD’in eline düşmesine kadar son iki yılda büyük bir muhabere kaybetmeden IŞİD ’ı uzak tuta bildiklerine;

“Obama Yönetimi şimdiye kadar Suriye konusunda harekete geçmediği için de sorumlu. Obama Yönetiminin Suriye’deki ılımlı Kürt gerillalarına askeri yardım sağlayarak hatalarını düzeltme zamanı geldi” 

23 Eylül 2014 Salı




ALMANYA – TÜRKİYE Yİ DİNLEME GEREKÇELERİ



Almanya İstihbaratı BND’ nin Türkiye’yi dinleme gerekçeleri arasında
Türkiye üzerinden Irak ve Suriye’ye giden İslamcı militanlar,
 Kürt militanlar,
uyuşturucu kaçakçılığı ve
Türkiye’nin nükleer silah yapma hedefi sayıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir süredir nükleer silaha sahibi olma isteği taşıdığı belirtildi.
Türkiye’de 2010 yılında uranyum zenginleştirme tesisi kurduğu ileri sürüldü.

 BND’nin elinde ayrıca, Türkiye’nin çok miktarda santrifüj bulundurduğuna dair bilgi olduğu belirtildi. Türkiye’nin kısa ve orta menzilli füzeler denemeleri de iddialara kanıt olarak gösterildi.







 “BM Güvenlik Kurulunun Çarşamba günü, 
  terör gruplarına katılmak üzere yurt dışına seyahat eden vatandaşlarının yargılanmaları ile ilgili üye ülkelerce kullanılacak bir yönerge içerecek bir karar tasarısını onaylaması bekleniyor. 

Söz konusu karar bağlayıcı olacak.’’

22 Eylül 2014 Pazartesi


TÜRKİYE – OBAMA – AVRUPA - KÜRTLER - İŞİD

Obama Yönetimi;  IŞİD ’i yenme kampanyasının omurgası olacak güvenilir bir uluslararası koalisyonu oluşturması gerektiğini açıkladı.
Şimdiye kadar 40’dan fazla ülke yardım önerse de hiç biri Amerika’nın liderliğindeki çabaya meşruiyet kazandırmak için gerek duyulan bölgedeki Sünni ülkelerinden daha önemli olmadı.
Ancak bölgedeki ülkelerin birçoğu Obama’nın girişimi konusunda kuşku duydular.
Esad rejimini güçlendirmesinden korktukları, Bu ülkelerden İran ve Suudi Arabistan yıllarca Suriye’de vekâlet savaşlarını sürdürdüler.
Avrupa ve ABD,  NATO üyesi ve bölgenin en büyük ordularından birine sahip Türkiye, herhangi bir Sünni devletinden çok daha güçlü bir müttefik olmalı dır.
 Ancak, IŞİD tarafından rehin alınan 49 Türk diplomatı nedeniyle (ki Cumartesi günü Türkiye’ye iade edildiler) duyduğu kaygıyı zikrederek ön cephede bir rol almayı dışladı.
Türkiye aynı zamanda Irak’taki Kürt savaşçılarına IŞİD ile mücadele için silahlandırma çabalarının Türkiye’deki Kürt militanlarını cesaretlendirmesinden korkuyor”
“ Esad’ın devrildiğini görmeye kararlı hükümetimiz, Suriye’deki iç savaşın başlangıcından beri isyancı grupları destekledi ve onlara, serbestçe Türk sınırından Suriye’nin içine girmelerine izin verdiği hep gündemdeydi,
 “Ancak IŞİD artık Türkiye ve ötesine tehdit olduğunu kanıtlamış olsa da Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sınırdaki yabancı savaşçılar ve silahların geçişleri ile IŞİD’ in yararına petrol ticaretini durdurmaya yönelik agresif önlemleri almadı. Suriye savaşının erken aşamasında Türkiye’nin açık sınır politikası, IŞİD ’in yükselişinde merkezi oldu”
Hükümetimiz örgütle anlaşma yapılmadığını açıkladı,
Bu durum, acımasızlığıyla nam salmış IŞİD’ in nasıl olup da bir karşılık almadan, Türk rehineleri serbest bıraktığı sorusunu cevapsız bırakıyor.
Birçok Kürt Türkiye hükümetini Kürtlerin Suriye’deki bağımsız bölgelerini yok etmek için IŞİD ile gizli işbirliği yapmakla suçladı.
 Türkiye hükümeti IŞİD ile işbirliği yaptığını şiddetli bir şekilde reddediyor. Ancak 49 Türk’ün rehin alınış ve serbest bırakılış şekli, Ankara’nın IŞİD ile diğer ülkelerden daha farklı ve ‘samimi’ bir ilişkisi olduğunu gösteriyor...
Türk hükümeti şu an IŞİD ile işbirliği yapmıyor olabilir. Ancak örgüt Türkiye’nin İŞİD’ e yakın hareketlere karşı toleranslı yaklaşımından faydalandı mı?
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın IŞİD ile sadece diplomatik ve siyasi pazarlık yapıldı dedi.
 “Pazarlıklar spekülasyonlarla çevrili. IŞİD’ e yakın bir web sitesi, IŞİD’ in Türkiye’nin kendilerine karşı yapılacak bir askeri müdahaleye dâhil olmayacağı garantisi aldığı için rehineleri serbest bıraktığını yazdı.
... Bir diğer iddia da;  rehinelerle  üç üst düzey tutukluyla takas edildiği.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ‘Velev ki takas oldu’ sözleri bu ‘Binlerce Kürt Türkiye’ye kaçıyor’ iddiasına bir nevi inanılırlık katıyor”
Güvenlik güçleri sınırdaki Kürtlere göz yaşartıcı gaz sıktı.
Türkiye-Suriye sınırındaki ara bölgede sıkışmış olan yakınlarına yardım götürmek isteyen Kürtlere izin verilmedi.
Güvenlik güçleriyle Kürtler arasında çatışma yaşandı.
Ankara,  daha önce ABD’nin IŞİD’ e yönelik saldırılar için İncirlik Üssü’nü kullanmasına izin vermeyeceğini belirtmişti.
Kobani’ den Türkiye’ye kaçan Kürtlerin yüzde 80’inin kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşmaktadır.
PKK’nın ABD’nin terör listesinde bulunması, ABD’nin Suriye’deki Kürt silahlı gücü YPG’ ye yardım yapmasını zorlaştıran bir faktör oldu
Yaşanan Kürt mülteci akımı dünyada şaşırtıcı bir olay oldu zira;  Kısa bir süre öncesine kadar Türkler ile Kürtler, 40 bin kişiyi öldüren bir iç savaşta birbiriyle mücadele ediyordu.
Türkiye’nin şimdi binlerce Kürt mültecisini kabul etmesi, İslam Devleti’nin yükselişinin nasıl bu bölgede ittifakları değiştirdiği işaretidir şeklinde değerlendirmektedirler.
Kobani’nin düşmesi durumunda IŞİD,  Suriye’nin Türkiye sınırının önemli bir bölümünün kontrolünü ele geçirecek.
 IŞİD’ e karşı oluşturulan Koalisyona 40 kadar ülke katılma sözünü verirken, Türkiye sadece topraklarında bir NATO üssünden insani yardım ve lojistik operasyonlarına izin vereceğini Türkiye, IŞİD’ e katılan yabancı savaşçılar akımını durdurması için Batılı ülkelerin baskısının altına girdi artık.


19 Eylül 2014 Cuma


RUDAW: “KOBANİ HÜKÜMETİ, TÜRKİYE’Yİ IŞİD’E KARŞI İKNA ETMEYE BOŞUNA ÇALIŞTI”


 “Suriyeli Kürtler yalnız bırakıldı. Kobani Hükümeti,  IŞİD’e karşı işbirliği yapması için Türk Hükümetini ikna etmeye boşuna çalıştı”
 “Suriyeli Kürt güçleri IŞİD’ in Kobani’yi hedef alan saldırılarına karşı direndi. Irak’taki militanları yenmek için ABD’nin liderliğindeki koalisyonun oluşturmaya çalışılırken Kobani tamamen izole ve uluslararası destekten yoksun kaldı. YPG, tek başına İŞİD ile mücadele etme durumunda bırakıldı”
Kobani halkının karşılaştığı ciddi sorunlara ve YPG’ nin IŞİD ’in ağır ve ileri silahlardan yoksun olmasına, “Çatışmaların başlamasından bu yana hem yerel halktan hem de YPG kaynaklarından Türkiye’nin topraklarındaki IŞİD faaliyetlerine göz yumduğu yönündeki sürekli iddialar geldi. Kobani’nin doğusundaki sınır bölgesinden sorumlu YPG Komutanı Seydo Girespi’nin  Türkiye’ye Patriot füzelerini konuşlandıran NATO’nun “sessiz kaldığını belirterek ‘Açık ki NATO terörle mücadele etmek istemiyor’ eleştirisinde bulundu. Kobani kantonu hükümeti, IŞİD ’e karşı işbirliğini yapması için Türk hükümetini ikna etmeye boşuna çalıştı. Kanton hükümeti, bu hafta yaptığı bir açıklamada dünyanın tüm ülkelerini Kobani halkına yardıma çağırmıştı” 

NEW YORK TIMES: “CIA, TÜRKİYE SINIRINDA GİZLİ BÜRODA ÇALIŞMA YAPIYOR”

“Suriye sınırına yakın gizli bir büroda, ABD’nin istihbarat ajanları ve müttefikleri, aşırı İslam Devleti ile uluslararası savaşta kara kuvvet olarak görev yapmak üzere, etkin hale geleceğini umdukları bir Suriyeli isyancı güç için zemin çalışmalarını yapıyor”
“Gizli büro askeri operasyonlar komutanlığı için İslamcı gruplara yönelik kaynakları yavaşlattı, denetimden geçen binlerce isyancının maaşlarını ödedi ve savaş azimliliğini güçlendirmek amacıyla onlara cephane verdi”
 “Ilımlı isyancılar uluslararası desteği çok istiyorsa da onların önceliği hala Esad rejimi ile mücadele ve bu konuda ABD’li destekçileriyle ters düşüyorlar”
Askeri Operasyonlar Komutanlığından silah ve maaş alan Hazm örgütü lideri Hamza El Şimalı’nın “Nasıl ki uluslararası toplumun önceliği IŞİD ile mücadele ise, Sayın Esad’ı devirmek bizim başlıca hedefimiz olmaya devam ediyor”
ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey’in Salı günü Senato’ya bilgi verirken 5 bin Suriyeli isyancının eğitilip silahlandırılacağını, Suudi Arabistan’ın programa ev sahipliğini yapmaya gönüllü olduğunu, “Bu yeni  program CIA tarafından denetlenen Türkiye ve Ürdün’deki mevcut örtülü programların aksine  Savunma Bakanlığı’nın gözetiminde yürütülecek. Yeni programın birçok unsuru henüz açıklığa kavuşmamış olsa da komutanlığın bu yılda operasyonlara başlamasından bu yana buradaki çalışmaları, hem ABD’nin nasıl bir güç tesis etmek istediği hem de bunu yaparken karşılaşacağı zorluklar konusunda biraz fikir veriyor. Şimdiye kadar uygulanan program, Suriye’de mücadele eden yüzlerce örgütten denetimden geçmiş az sayda gruba odaklandı. Kendilerine askeri ve finansal yardım sağlandığı”
 “ABD genel rehberlik sağlarken Türkiye, sınırı yönetiyor ve Suudi Arabistan gibi Körfez devletleri paranın çoğunu veriyor. Uzmanlar çok sayıda fonlama kanallarını,  yabancı destekçilerini memnun etmeye çalışan yüzlerce grubun varlığından sorumlu tuttu. Bu son aylarda değişti. Bir zamanlar, kaçakçılar ve savaşçıların Suriye sınırında serbestçe hareket etmelerine izin veren Türkiye artık göz açtırmıyor ve özel fon sağlayıcıların içeriye girmelerini zorlaştırıyor. Aynı zamanda isyancıları destekleyen hükümetlerden gelen yardımların çoğu artık Askeri Operasyonlar Komutanlığı üzerinden kanal ize

 CIA’nin ise İŞİD ’in Irak ve Suriye’de 20-30 bin savaşçısının olduğunu,.

18 Eylül 2014 Perşembe


FINANCIAL TIMES: “KÜRT SAVAŞÇILAR BATININ GÖZÜNDE MEŞRUİYETİN KAPISINI ARALADI”


Suriye’de Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne karşı savaşan Kürt savaşçıların, IŞİD’e karşı edindiği başarılar sayesinde, Batılı güçlerin gözünde daha önce sahip olmadığı bir meşruiyetin kapısını araladığını yazdı.
Suriye Kürtleri hali hazırda şu anda hem Iraklı Kürtlerle hem de Suriyeli Arap isyancılarla işbirliği çabalarını artırdı ve askeri komutanları aracılar sayesinde Batılı güçlerle gayri resmi bağlantılar kurdu. Bu dolaylı ittifaklar yabancı güçler için ideal olabilir. Halk Savunma Birlikleri, YPG olarak bilinen Suriyeli Kürtler, kısıtlı silahlarına ve mali kaynaklarına rağmen, IŞİD ’le savaşta en başarılı grup oldu
Suriye’nin en büyük Kürt partisi olarak bilinen PYD’ nin başkanı Salih Müslim de son dönemde Londra’da Dışişleri Bakanlığında üst düzey görüşmeler yaptığını söylüyor. Bu görüşmeler doğrulanırsa bu PYD için büyük adım olacak

YPG’ nin PKK bağlantısı nedeni ile PKK ile yıllardır savaşan Türkiye’nin karşı çıkışları ile hiçbir zaman gerçek bir ortak olamayacağını söylüyor. Yasal olarak da, ABD kara listesinde olan PKK ile bağlantılar nedeni ile YPG ile doğrudan işbirliği yapamaz

IŞİD, PAPA’YI TÜRKİYE’DE ÖLDÜRMEYE ÇALIŞABİLİR


IŞİD’ in Papa’ya suikast girişiminde bulunabileceği yolunda uyardı.
Irak’ın Vatikan Büyükelçisi Papa’nın Arnavutluk’un yanı sıra Türkiye’de de saldırıya açık olabileceğini belirtti.
Bazı diplomasi çevrelerine göre Papa’nın Türkiye ziyareti 28 Kasım’da başlayacak. Papa’nın 30 Kasım’da Fener Rum Patrikhanesi’nde Aziz Andreas yortusuna katılması, Ankara’da da resmi temaslarda bulunması bekleniyor.
IŞİD militanları son haftalarda yaptıkları açıklamada ‘halifeliklerini’ Roma’ya kadar uzatmaktan ve bayraklarını Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’nda dalgalandırmaktan bahsetmişlerdi.

IŞİD’ in Arap olmayan Kanadalı, Amerikalı, Fransız, İngiliz, hata İtalyan üyeleri var. IŞİD bu kişilerden herhangi birini Avrupa’da bir terör saldırısı düzenlemeye itebilir”.

KERRY’DEN IŞİD PETROLÜ VE TÜRKİYE SUÇLAMASI


ABD Senatosu’nda düzenlenen oturuma IŞİD ’in Türkiye’de petrol sattığına dair tartışmalar damga vurdu.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, IŞİD’in petrol sattığı ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söyledi. Senatör Ed Markey, ‘Kaçak petrol, IŞİD ordusunun yaşam kaynağı haline geldi. O yüzden biraz Türkiye hakkında konuşun. Bunu durdurmak için çabalarımız neler olacak?’ diye sorunca; Kerry, konuyu basına kapalı görüşmeyi teklif etti.
IŞİD’ in elindeki rehineler yüzünden Türkiye’nin zorluklar yaşadığını belirten Kerry, konunun detaylarını ise basına kapalı bir görüşmede paylaşabileceğini belirtti.
Massachusetts Senatörü olan Ed Markey ise “Türkiye’nin IŞİD için ana para kaynağı haline gelmesi şuursuzca”
Yaklaşık dört saat süren IŞİD oturumunda örgütün en büyük gelir kaynaklarından olan kaçak petrol meselesini,
“Şu aşamada (IŞİD’in) bunun devlet destekli olduğunu düşünmüyoruz. Musul’daki bankayı ele geçirmelerindeki başarı ve petrol satışı”
 “Petrolü hangi ülkeye satıyorlar”
“Petrolü ülkenin dışına nasıl çıkarıyor, Kaçakçılıkla yapıyorlar”
Petrolün  kaçakçılık yoluyla hangi ülkelere geçirildiğini “Belli ki, Suriye’nin sınırı olan ülkelere. Ya Türkiye’ye ya Lübnan’a ya da güneye”

 “Türkiye askeri operasyona katılmak istemiyor çünkü IŞİD’ in elinde Türkiye’den rehineler var. Ama Türkiye, aynı zamanda IŞİD ordusunun hem Suriye hem Irak’ta ele geçirdiği petrol için de bir destinasyon haline geldi. Bu da günde 1-3 milyon dolar, yılda 300 milyon dolar - 1 milyar dolar demek. Doğrusu kaçak petrol, IŞİD ordusunun yaşam kaynağı haline geldi

WALL STREET JOURNAL: “TÜRKİYE’NİN KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARIYLA AŞK İLİŞKİSİ KISA SÜRDÜ”


Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Moddy’s ve Fitch ile bağları kesmekle tehdit ettiği iddiasına dikkat çeken Amerikan iş çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal, “Yetkililer son iki yılda ülkeyi yatırım yapılabilir statüsüne yükselten şirketlere fırça atarken Türkiye’nin kredi derecelendirme kuruluşlarıyla aşk ilişkisi kısa süreli gibi görülüyor”
Ankara’nın, Fitch ve Moody’s’in, Türk ekonomisine tehditler ve siyasi riskleri vurgulayan son raporlarına yönelik eleştirilere dikkat çektiği haberinde, “Söz konusu kuruluşlar geçmişte de Türkiye’de benzer eleştirilerle karşılaştılar”

Wall Street Journal ayrıca, Standard Bank PlC’den Yükselen Piyasalar Araştırma Bölümü Başkanı Tim Ash’ın “Derecelendirme kuruluşları ülkeye sıklıkla hak ettiğinden düşük not vererek Türkiye’de pek başarılı olamadılar” 

AİHM’DEN DİN DERSİ AYARI

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’deki din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde “Sünni inanışının öne çıkarıldığı ve Alevi ailelerin çocuklarının da bu dersleri almaya zorunlu kılındığına” ilişkin şikâyeti ‘oybirliğiyle’ haklı buldu. AİHM, “Türkiye’nin bir an evvel dini eğitiminde, ailelere, inançlarını belirtmeye zorlanmadan seçme hakkının” verilmesi yönünde düzeltme yapılmasını istedi.
AİHM heyeti, Türkiye’nin, orta eğitimde uyguladığı din derslerinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) eğitim hakkını düzenleyen 1 No’lu Protokolü’nün 2’nci maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Kararda, “Mahkememiz, Türk eğitim sisteminin, din eğitimi konusunda, ailelerin inançlarına saygı gösterecek uygun metotları halen yürürlüğe koymadığını tespit etmiştir. 1 No’lu Protokol’ün 2’nci maddesi ihlal edilmiştir
kararda, AİHM kararlarının uygulanması zorunluluğunu düzenleyen 46’ncı maddeye de atıfta bulunularak, Türkiye’ye bu konuda adım atma yükümlülüğü hatırlatıldı. Türkiye’nin din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarında yaptığı değişikliklerin yeterli olmadığı; Anayasa’nın laiklik ilkesi de anımsatılarak, devletin dini alanda yaptığı düzenlemelerin “tarafsız ve adil olması gerektiği” vurgulandı. Bu konuda Avrupa’da uygulanan sistemlere de yer veren AİHM kararında, Avrupa’da din dersinin zorunlu olmadığı ya da bu ders yerine başka alternatifler sunulduğu hatırlatıldı. Türkiye’nin din eğitimi konusunda hâlâ Avrupa standartlarını yakalamadığı vurgulanan kararda, Türkiye’ye derhal Avrupa’dakine benzer bir sisteme geçmesi gerektiği uyarısı yapıldı ve “Hasan ve Eylem Zengin davasında olduğu gibi ihlalin yapısal problemden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Türkiye durumu düzeltmek için hiç gecikmeden harekete geçmelidir. Özellikle öğrencilerin, anne ve babalarının dini ya da felsefi görüşlerini açıklamadan din ve ahlak derslerinden muaf olabilecekleri bir sistem sunmalıdır” denildi..
İşte AİHM’nin ihlal kararı verdiği madde

AİHS 1 No’lu Protokol, 2’nci Maddesi : “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir”.

14 Eylül 2014 Pazar




 

TÜRKİYE  VE İŞİD

IŞİD’ in içinde Türkiye’ye karşı eylem yapabilecek militanların olduğu,

Türkiye bu örgütün hedefi olmak istemiyor

Amerika’nın IŞİD ’e karşı eylem planına Arap ülkelerinin desteğin açıklamasından sonra gözler Türkiye’ye çevrildi.  Henüz resmi bir açıklama yapılmasa da, Türkiye’nin IŞİD’ in elindeki 49 vatandaşını gerekçe göstererek, operasyona sınırlı destek vereceği belirtiliyor.

Türkiye IŞİD’ in ilende olan 49 vatandaşını göz ardı etmemeli.

İncirlikten her kalkan uçak için 49 rehineden birinin videosu yayınlana bilinir.

(İnşallah böyle bir şey olmasında)

Ancak, Ülke güvenliğimiz inde önemli olduğunu belirtelim.

 

Türkiye'de okullara ibadethane zorunluluğu

 

Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde değişikliğe gitti. Yeni yönetmeliğe göre tüm ortaöğretim kurumlarında ibadethane zorunlu hale getirildi.

Yeni yönetmenliğe göre, imamlık, hatiplik, vaizlik için ilgili kurumlardan destek alınabilecek. Okullarda ibadethaneler için doğal aydınlatmalı mekân ayrılacak.

 Anadolu İmam Hatip Liseleri okul dışından kurumlarla işbirliği yapabilecek.

Yönetmelikte, bu düzenleme, "İmamlık, hatiplik, vaizlik, müezzinlik, Kur’an kursu öğreticiliği ve benzeri mesleki uygulamaya yönelik eğitimler ilgili kurumlarla iş birliği içerisinde yürütülür" ifadesiyle yer aldı.

Ayrıca bakanlığa bağlı tüm ortaöğretim okullarına da ibadethane zorunluluğu getirildi.

 Ortaöğretim kurumlarında dersler arası dinlenme süresi en az 10 dakika olacak. Okullarda birinci dersten sonra gelen öğrenci yok sayılacak.

 Ayrıca öğrencileri yazılı sınav ile değerlendirme sayısı 3'ten 2'ye indirildi.

Ders içi performansa göre değerlendirmeye daha fazla imkân verilmesi amaçlandı. Öğrenci velisi de artık sınav sonuçlarına itiraz edebilecek. Oluşturulacak komisyon tarafından öğrencinin sınav kâğıdı incelenip veliye bildirilecek.

Sınavlarda başarısız dersi bulunan öğrenciler için her bir dersten dönem sonunda ayrıca bir ortak sınav daha yapılacak.







 

Hasan Cemal: 4 milyonluk Filistin'in devlet kurma hakkı var da 40 milyonluk Kürtlerin yok mu?

12 Eylül 2014 Cuma


 

 

SON DÖNEME BAKALIM

 

1.Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemin ederek göreve başlamasından hemen sonra ‘Atatürk’ün sarayı’ olarak nitelendirdiği Çankaya Köşkü’nden taşınacağını söyledi.

2. Ankara’da bir mahkeme Şubat ayında, taşınılması planlanan ‘Ak Sarayın’ arazisinin sit alanı olduğuna hükmetti.

3. Erdoğan bunun üzerine mahkemeye ‘Güçleri yetiyorsa yıksınlar. Açılışını da yapacağım, içine de girip oturacağım demişti.

4.Türkiye’nin laikleri bu durumu daha çok, Sayın Erdoğan’ın Atatürk’ün cumhuriyetini İslamcı bir yönetimle değiştirmek istediğinin kanıtı olarak görüyor

 5.Eğitimdeki değişim ise, İmam hatip okullarının sayısı son beş yılda ikiye katlandı.

6.Yeni sınavda başarısız olup ilk tercihlerine giremeyen öğrenciler, İmam Hatip okullarını tercih etti.

 7.Son yıllarda, eğitimde İslam’ın etkisini artırmaya yönelik bir değişim göze çarpmakta,

8.Türkiye’de günde beş vakit namaz kılmak ve Ramazan’da dini vecibeleri yerine getirmek, artı değer. 9.Bakanlar, Kuran’dan ayetleri tweetleyip göze girmeye çalışmak için istekli.

10. 17 ve 25 Aralık ayından bu yana çok sayıda polisin gözaltına alındığını,  binlerce polis ve yargı mensubunun görev yerlerinin değiştirildiğini ya da görevden alındıklarını

11.İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın da 1 Eylül’de yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında aralarında 12.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu 96 kişi hakkında takipsizlik kararı verdiğini,

13. bu kişileri soruşturanların da darbe yapmaya çalıştıklarının söylendi.

TÜRKİYE IŞİD BİLDİRİSİNİ İMZALAMADI

Cidde’de gerçekleştirilen zirvede, Türkiye sonuç bildirisine imza atmadı.

Zirveye katılan ülkelerin hepsi imzalamadı bildirgeyi. Körfez ülkeleri, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan ve ABD imzaladı

 

CIA TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PROFİLİ ÇIKARDI

Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA), Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütüyle ilgili bir rapor yayınladı.

Bir süredir kendisine ‘İslam Devleti’ adını veren terörist IŞİD örgütüyle ilgili raporun ayrıntıları, CIA sözcüsü Ryan Trapani tarafından açıklandı.

Raporda, İŞİD teröristlerin sayısının 20 ilE 31 bin 500 arasında oynadığı belirtildi.

Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle’ye göre, CIA, daha önceki tahminlerinde 10 bin rakamını veriyordu.

CIA sözcüsü Trapani, Haziran ayı sonunda hilafet ilan eden terör örgütü saflarına yeni militanların katıldığını söyledi.

Militan sayısının artışında örgütün kontrolü altına yeni bölgelerin girmesi de etkili oldu.

ABD Başkanı Barack Obama önceki gün terör örgütüyle mücadele stratejisini açıklamış, örgütü Irak’tan sonra Suriye’de de vuracaklarını söylemişti.

Bu arada terör örgütünün Irak’taki mevzilerine düzenlenen hava saldırıları sayısının da artırıldığı bildirildi.

11 Eylül 2014 Perşembe





YEZİDİ AYRIDIR
EZİDİ AYRIDIR
İŞİD EZİDİLERE KATLİAM YAPMAKTADIR
EZİDİLER KENDİLERİNE YEZİDİ VEYA YEZİD DEMESİNİ İSTEMEZLER

OBAMA, IŞİD’E KARŞI 4 AŞAMALI MÜCADELE STRATEJİSİ BELİRLEDİ

ABD Başkanı Barack Obama, radikal IŞİD örgütüne karşı yapacakları mücadeleyi şu şekilde sıraladı:

          Irak hükümeti ile birlikte sistemli bir şekilde teröristlere karşı hava saldırısı düzenleyeceğiz. Kendi insanlarımızı ve insani yardımda bulunan misyonları korumak için çabalarımızı artıracağız. Bunu açıkça söyleyebilirim, ülkemizi tehdit eden teröristler nerde olursa olsun onları avlayacağız.

 

          Karada teröristlere karşı savaşan askere desteğimizi artıracağız. Haziran ayında yüzlerce askeri Irak’a göndererek güvenlik görevlilerine nasıl destekte bulunmalarını incelemelerini istedik. Şimdi o çalışmalar sona erdi. Irak ve Kürt askerlerinin hem eğitim hem de istihbarat konularında desteğe ihtiyaçları var. Bizde bunlara destek vereceğiz. 500 kadar askeri danışmanı daha Irak’a göndereceğiz. Ayrıca Sünni toplumunun kendilerini IŞİD ’ten korumaları için destekte bulunacağız. Suriyeli muhaliflere malzeme ve eğitim desteklerini artırmak Kongre’ye çağrıda bulunuyorum."

          IŞİD ’i kapsamlı ve sürdürülebilir terörle mücadele stratejisi ile azaltıp imha edeceğiz. Ortaklarımızla birlikte çalışarak istihbaratımızı ve savunmamızı artıracağız. İki hafta sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yapılacak toplantıda uluslararası toplumun bu konuda seferber olmasını isteyeceğim."

          Terör örgütü tarafından yerinden edilmiş masum sivillere insani yardım sağlamaya devam edeceğiz. Bölgedeki Sünni ve Şii mezarlıkları risk altındadır. Müslümanların yanı sıra, Hıristiyanlar ve diğer dini azınlıklara destek vermeye devam edeceğiz. Bu toplulukların kendi yurtlarından sürgün edilmesine izin vermeyeceğiz.

Amerika’nın Suriye’nin kimyasal silahlarını imha etmesini sağladığını da kaydeden Obama, “Dünya genelindeki Müslüman toplumunun sadece teröristlere karşı savaşması için değil, daha mutlu bir gelecek için mücadele etmelerine yardımcı olduk” dedi.

 

EKONOMİ DİP NOT

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) dün yılın ikinci çeyreğinde ekonominin yüzde 2,1 büyüdüğünü açıklamıştı. Açıklanan oran tahminlerin çoğunun altında

 Ekonomi yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 4,7 büyümüştü  “Dolar/TL kuru dün bir ara 2,21’e çıktı ve Türk Lirası son beş buçuk ayın en düşük düzeyine geriledi’’

Irak, Türkiye’nin en büyük ikinci ticari ortağı olduğundan, Türkiye’nin Irak’a ihracatı geçen yıla kıyasla Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında sırası ile yüzde 21, yüzde 46 ve yüzde 27 azaldı. Ayrıca, Türkiye’de büyümenin yavaşlaması faiz oranlarının azaltılmasının da sınırlarını gösterir nitelikte. Merkez Bankası Ocak ayındaki büyük faiz artırımı sonrası faiz oranlarında dört kez indirime gitmişti. Enflasyonun çift hanelere ulaşmasının söz konusu olmasına karşın, Cumhurbaşkanı Erdoğan kampanyasında inatla faizlerin daha fazla indirilmesi gerektiğinden söz etti. Bu da Türkiye’de Merkez Bankası’nın siyasi baskıya boyun eğebileceği yolundaki endişeleri artırmaktadır.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings,  “TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ DENGELENME ZORLAŞTI”

Türkiye ekonomisindeki yeniden dengelenmenin zorlaştığını ve 2. çeyrek büyüme verilerinin TCMB üzerindeki baskıyı artırabileceğini söyledi.

 “Enflasyon yüksekken yapılan faiz indirimleri göz önünde bulundurulduğunda, para politikası kafa karıştırıcı oldu”

 Türkiye’de bankacılık sistemi ve etkili regülatörlerin, kredi notu için destekleyici olduğunu, ancak son dönemlerdeki hızlı kredi artışının bankalar için önemli bir risk oluşturduğunu ifade etti.

 Yılın ilk yarısındaki başarılı politika düzenlemelerine rağmen Türkiye ekonomisindeki yeniden dengelenmenin zorlaşabileceğini söyledi. Para politikası Mayıs’tan bu yana daha esnek hâle getirilse de, Euro Bölgesi’ndeki zayıf toparlanma ve artan jeopolitik riskler, cari açık dengelenmesini yavaşlatabilir. Son veriler, yeniden dengelenmeye ilişkin karışık sinyaller veriyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 13 haftalık hareketli göstergeleri, yıllık kredi büyümesinin 2013’e kıyasla yarı yarıya azalarak yüzde 20’ye gerilediğine işaret ediyor. Bu düşüşün hızı yavaşlamış olsa da, daha fazla faiz indirimi, bu yavaşlama trendini değiştirebilir. TCMB araştırması, cari açığın özellikle kredi büyümesine duyarlı olduğunu gösteriyor.

Diğer yandan çekirdek enflasyon yılbaşından bu yana yüzde 9’un üzerinde seyrederek, TCMB’nin yılsonu tahmini ve orta vadeli hedefinin çok üzerinde kaldı. Hızlanan enflasyona rağmen, para politikasında gevşemeye gidildi. TCMB son toplantısında 1 haftalık repo faizini yüzde 8.25’te bırakırken, gecelik borç verme faizlerini indirdi. TCMB üzerindeki faiz indirimi baskısının azaldığına yönelik hiçbir işaret yok. Bu baskının, bu hafta açıklanan ve bir önceki çeyrekteki yüzde 4.3 oranından yüzde 2.1’e gerileyen 2. çeyrek GSYH rakamlarından sonra daha da artabileceğini,

Ekonomik popülizm önümüzdeki yılki seçimlerin öncesinde risk oluşturabilir. Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması sonrasında bakanlar kurulunda yapılan atamalar, cumhurbaşkanının, kredibilitesi yüksek ve deneyimli ekonomi takımını değerli gördüğüne işaret ediyor. Ayrıca 2014’ün ilk yarısındaki bütçe gerçekleşmeleri de mali disiplinin korunduğunu gösteriyor.

Yüksek enflasyon ve yüksek cari açık uzun vadeli yapısal reformlar yapılmadan daha yüksek büyüme elde edilmek istendiğini gösteriyor. Yapılmayan uzun vadeli yapısal reformlar tasarruf oranını artırmayarak ya da iş güvenini iyileştirmeyerek doğrudan yabancı yatırıma yardım etmemek olarak örneklendirilebilir. 2014’te cari açığın GSYH’ya oranı tahminimiz yüzde 6.2’yken bunun yavaş bir iyileşmeyle 2015’te yüzde 5.7 olacağını öngörüyoruz. Dış finansman kalitesi zayıf olmaya devam ediyor. 2014’ün ilk çeyreğinde dış finansmanın yaklaşık yüzde 70’i hala portföy ve belirlenemeyen sermaye girişleriyle fonlanıyor.

Yüksek cari açık ve brüt dış finansman ihtiyacı köklü kredi zayıflıkları arasında bulunuyor. Türkiye Fitch’in son "şok senaryosunda" sermaye girişlerindeki düşüşe karşı en zayıf gelişen piyasalar arasında bulunuyor. Bu senaryoda ABD faiz oranlarının daha hızlıca ve daha yüksek bir seviyeye artırıldığında volatilite ve risk primlerinin artacağı öngörülüyor. Ancak Avrupa Merkez Bankası’nın son parasal genişleme hamleleri böyle bir şoku hafifletebilir.

Türkiye, dış piyasalara erişimi sürdürebildiği için ve banka ve kurumların yüksek borç çevirme oranından faydalanabildiği için dış şoklara karşı dayanıklılığını korudu. Piyasalara erişim devam edeceğini öngörüyoruz ancak kısa vadede büyük ölçüde banka borçlanmalarından dolayı brüt dış finansman oranı 2007’den beri iki katına çıkarak yüzde 32’ye ulaştı. Bu yüzden bankaların daha kötü bir senaryoya karşı zayıflıkları arttı.

Ayrıca bankaların dış kaynakları rezerv opsiyon mekanizması dahilinde biriktirmesi brüt uluslararası rezervlerin tamamının TCMB kontrolü altında olmayabileceği anlamına geliyor. Böylece eğer büyük çapta bir dış likidite krizi yaşanırsa yetkililerin manevra yapma alanı daralmış oluyor.

 

YPG VE ÖSO İFFTİFAK KURDU

Ülkenin kuzeyinde faaliyet gösteren Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve İslami Cephe’ye bağlı bazı gruplarla, PKK bağlantılı Halk Savunma Güçleri (YPG) arasında IŞİD ’e karşı ortak operasyon merkezi kuruldu. İttifakın içinde Türkiye’ye yakınlığıyla bilinen İslami Cephe bileşeni Tehvid Tugayı da bulunuyor.

10 Eylül 2014 Çarşamba





 

Suriye ve Irak’ta savaşan gruplar,

PKK, Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Demokratik Birlik Partisi (PYD), İslam Devleti, İslam Ordusu, Nusra Cephesi, Özgür Suriye Ordusu, Suriye ordusu, Irak ordusu, Bedir Tugayları

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel hafta başında Ankara’yı ziyaret etti. Hagel, (IŞİD’e karşı) çabaya katkılarını görüşmek üzere Başbakan ve Hükümet yetkilileri ile buluştu ancak somut sözleri alamadan ayrıldığı açıklandı.

 

ABD şimdi can havli ile Türkiye’yi sınırı daha etkili bir şekilde kapatmaya ikna etmeye çalışıyor. Ancak şu ana kadar başardığı tek şey, yerel rehberlerin sınır geçişlerinde aldıkları ücreti 10 dolardan 25 dolara çıkarmaları oldu.

IŞİD ZİRVESİ CİDDDE’DE GERÇEKLEŞTİRİLECEK

Sünni güçler diye bilinen ülkeler, yarın ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile önemli bir zirve için Kızıl Deniz kenti Cidde’de bir araya gelecek.

Ev sahipliğini Suudi Arabistan’ın yapacağı zirvede Körfez ülkeleri, Mısır, Ürdün, Lübnan ve Türkiye, IŞİD’in Sünni Müslüman militanları tarafından kurulan sözde halifelik tehdidi konusunda ne yapılması gerektiğini tartışacak.

Bu zirvede bir kez daha Türkiye’den IŞİD’ e katılmak üzere Suriye’ye gidenlere  sınırı kapatmasını istenecek gibi görülmektedir.

8 Eylül 2014 Pazartesi


PERES, TERÖRÜ FİNANSE ETTİKLERİ İDDİASI İLE KATAR VE TÜRKİYE’YE SERT EKONOMİK YAPTIRIMLAR UYGULANMASINI İSTEDİ

Eski İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres, terörü finanse ettikleri iddiası ile Katar ve Türkiye’ye sert ekonomik yaptırımların uygulanmasını istedi. Ve cezalandırılmasını istedi.

Uluslararası toplumun terör ile mücadelesine İsrail’i de dâhil etmesi gerektiğini söyledi.

İSRAİL,  ORTA DOĞUDA VEYA FİLİSTİNDE TERÖRLE MÜCADELE Mİ? 
 KATLİAM MI YAPMAKTADIR?

 
     OBAMA NBC’YE KONUŞTU: “IŞİD’LE MÜCADELEYE TÜRKİYE DE DÂHİL OLMALI”

ABD Başkanı Barack Obama, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütüyle mücadele stratejilerini çarşamba günü kamuoyuna açıklayacağını bildirdi. Obama, bu noktada Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün gibi Sünni ülkelerin adım atmalarına ihtiyaç olduğunu belirterek, “Onların da müdahil olması lazım. Bu onların  bölgesi. (IŞİD) onlara bizden daha çok doğrudan tehdit oluşturuyor”

 Terörle mücadele kampanyasına benzer bir yaklaşım olacak.
 Amerika’nın liderliğinde Bölgeye 100 bin Amerikan askeri göndermek gibi bir arayışımız yok. Sahadaki Irak ve Kürt askerlerini desteklemek için hava saldırıları düzenleyen uluslararası bir girişimin parçası olacağız.

1 Eylül 2014 Pazartesi


DÜNYA, ABD VE AVRUPA’NIN TÜRKİYE’YE BAKIŞLARI KAYGILARI ;

1.      Türkiye;  İŞİD’ e destek vermiyorsa diğer bazı İslamcı gruplara verdiği destek

2.      El Nüsra örgütüne katılanların bugün İŞİD’ e katıldıkları,

3.      İŞİD ‘e yabancı militanların sayısında artış,

4.      İŞİD ‘e katılmak için Suriye’ye geçmek için Türk sınırından geçişlerinin engellenmemesi,

5.      PKK VE PYD Suriye’de dağlarda mahsur kalan on binlerce Yezidi’nin kurtarılması için başlıca rol oynadığını Türkiye görmezlikten geldiğini,

6.      Türkiye, şimdilik, Kürtler İŞİD ile savaşırken hem ABD hem de İran’ın Iraklı Kürt gruplarını silahlandırmasından görmezlikten geliyor,

 

DÜNYA, ABD VE AVRUPA’NIN  KÜRTLER’E BAKIŞLARI

1.      PKK VE PYD Suriye’de dağlarda mahsur kalan on binlerce Yezidi’nin kurtarılması için başlıca rol oynadığını,

2.      Iraklı Kürt grupları, yıllarca süren düşmanlığın ardından son yıllarda Türkler ile yakın bağları kurdular.

3.      Türkiye’nin ve ABD’nin, sonunda, doğrudan İŞİD ile karşı karşıya bulunan Suriyeli Kürt militanlarının, geçmişte Türkiye’ye saldıran Kürt militanlarıyla olan bağlarına rağmen daha aktif rolleri üstlenmelerini kabul etmek zorunda kalacaklar mı?

“ TÜRKİYE’DE HÜKÜMETİNİN AMAÇLARINI ÖĞRENMEK İSTEYEN SADECE ALMANYA DEĞİL”

İkili Oyun’ başlığını kullandığı haberinde, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) Ankara ve İstanbul’da kurduğu gizli birimler aracılığıyla Türkiye ‘de dinleme faaliyetlerinde bulunduğunu,

 ABD yönetimi, NSA’ dan, Türkiye’de liderlerin niyetlerini anlamak gibi 18 ayrı alanda faaliyet göstermesini istedi. Türkiye Washington elçiliği ‘Pudra’ adı verilen bir programla doğrudan dinlendi. Ayrıca NSA ’nın bir yandan NATO çerçevesinde ve PKK ile mücadelede Türkiye ile işbirliği yaptığı, diğer yandan Türkiye’de hükümeti, orduyu, istihbaratçıları, bakanlıkları ve enerji şirketlerini dinlediği öne sürüldü.

NSA’nın resmi irtibat ofisi olan SUSLAT’ın Ankara’da faaliyet gösterdiği, bunun dışında NSA’nın gizli dinleme birimlerinin de bulunduğu kaydedildi.

NSA’nın ayrıca TSK hakkında bilgi topladığı, Türkiye’nin dış politika hedefleri ve enerji güvenliğinin ise üçüncü yüksek öncelik olarak nitelendirildiği bildirildi. Amerikan istihbaratının faaliyetlerini İngiliz istihbarat birimi GCHQ ile yakın işbirliği içinde yürüttüğü de öne sürülürken NSA’nın ayrıca Türkiye üzerinden Rusya, Ukrayna, Gürcistan ve son dönemde Suriye’ye yönelik dinleme faaliyetleri de yürüttüğü belirtildi.