Mesut Değer, 1959’da Diyarbakır’da doğdu. Avukat; 1985 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 2002 yılında 22. Dönem Diyarbakır Milletvekili seçildi TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekilliği, “Şemdinli mi?”, “Kürt Sorunu mu?” kitaplarını yazdı.
31 Ağustos 2016 Çarşamba
OKUMANIZI - SORULARI CEVAPLAMANIZI İSTER YORUM İSTER MESAJ –
SURİYE RESMİNİ HEP BİRLİKTE OKUYALIM NE DERSİNİZ?
Türkiye, ABD ve Rusya dışında Irak ve İran’ın onayı ile 24
Ağustos’ta Halep ilinin Cerablus ilçesi yani Suriye’de. Ve ‘’ Bölgede kalıcı
barışı sağladıktan sonra geri çekileceği ‘’ açıklandı.
ABD; bölgede TSK ile DSG arasında yaşanan çatışmaları
‘’kabul edilemez’’ tanımladı. Asıl hedefin Fırat’ın doğusu ve güneyi değil
batısına doğru ilerlemeli ve önceliğin DAEŞ olması gerektiğinin altını çizdi.
PYD’ ye Fırat’ın Doğusuna çekilmesi halinde desteğini vereceğini açıkladı.
Rusya, Irak ve İran’dan bu konuda resmi bir açıklama yok.
Türkiye; ABD, Rusya, İran Ve Irak onayı ile Suriye
topraklarında bulunduğu sürede bu ülkelerle kurulan denklem her zaman kırılmaya
açık olduğu bilinmelidir. Kırılan bir denklemde Türkiye’nin yaşayacağı
sıkıntılar için tedbirlerde önemlidir.
Türkiye’nin Doğu’da Minbic’e girmesi ile yani Kürtlerle veya
Güneyde Rakka’ya Doğru ilerlemesinde DAEŞ ile savaşması durumunda Türkiye
içinde veya dışında tablonun rengi değişecektir.
1.
Türkiye; Suriye’ye girmek ile Hedeflenen nedir?
·
Fırat Kalkanı ile Suriye’nin yeniden
şekillenmesinde söz sahibi mi olmak istiyor?
·
Türkiye Suriye’de barış aktörümü olmak istiyor?
·
PKK – PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt
toprak hattını kırmak mı?
2.
Türkiye, Cerablus’a girmekle neyi hedefledi?
·
DAEŞ Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit mi
ediyordu?
·
YPG’nin sınırda fiili güç kullanarak oluşturmak
istediği yapıyı engellemek ve dengelemek mi?
3.
DAEŞ Cerablusu boşalttı mı? Cerablusun 1 günde
alınmasını nasıl yorumluyorsunuz? ABD ‘nin hava desteği olmasaydı Türkiye’nin
Cerablusu almasında başarılı olur muydu?
4.
Cerablus’a girmeden önce Koalisyon güçlerin
desteği var mıydı? (Fransa, Almanya)
5.
Suriye Kürtlerin haklarını savunulması önemlimi?
Bölgedeki tüm Kürtlerin haklarını savunması önemli midir? Türkiye bu konuda
destek alınacak önemli bir güç mü?
6.
Türkiye Suriye’ye girdiği gibi çıkar mı? Yoksa
uzun bir savaşın başlangıcımı? Ne kadar kalınacak?
7.
Türkiye içinde Barış, Komşularıyla Barış
içerisinde mi yaşıyacak?
TSK ; TÜRK SİLAHLI
KUVVETLERİ
ÖSO; ÖZGÜR SURİYE
ORDUSU
PYD, DEMOKRATİK
BİRLİK PARTİSİ
YPG, HALK SAVUNMA
GÜÇLERİ
DSG, DEMOKRATİK
SURİYE GÜÇLERİ
24 Ağustos 2016 Çarşamba
3 EKİM 2015 TARİHİNDE SİZLERİ SURİYE KUZEYİNDEKİ CERABLUSA
DİKKATLERİNİZ ÇEKMEK VE 2015 YILSONUNDA ÖNEMLİ OLAYLARDAN BİRİ OLARAK GÜNDEME
GELEBİLEÇEĞİNİ VURGULAMIŞTIM. SONRAKİ GELİŞMELER VE BUGÜNKÜ ÖNEMLİ KONU OLARAK
GÜNDEMİMİZDE.
TESPİTLERİ BİR KEZ DAHA OKUYARAK HAFIZAMIZI TAZELİYELİM.
3 Ekim 2015
2015 YILSONU GÜNDEMDEKİ ÖNEMLİ KONULARDAN;
KÜRTLER’İN CERABLUS’U ALIRSA TÜRKİYE BÖLGEYİ İŞGALGÜNDEME
GELEBİLİR Mİ?”
Kürtlerin Türkiye’nin sınırında DAEŞ’ in ikmal hattını
kesmeye çalıştığını bunun için de DAEŞ ’in dış dünyayla tek bağlantısı olan
Türkiye sınırındaki Cerablus’u ele geçirmeye odaklandıklarını ve bu senaryonun
Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesini kışkırtabileceğini ve Türkiye bölgeyi işgal
edebilir konusu gündeme gelebilir mi?
Türkiye müdahalesinin
gündeme gelebileceğini. Ayrıca, Suriye’deki çatışma bölgede
istikrarsızlığın yayılmasına neden olmaktadır.
Çözüm süreci
buzdolabından indirmek veya silahların betona gömülmesini söylemek sınır
ötemizdeki bu gelişmeleri gözlemleyerek çözüm sürecinin yol haritasında (yol
kazası olmaması için ) radikal değişiklikler zorunludur.
9 Ekim 2015 ·
RUS UÇAKLARININ SURİYE’Yİ BOMBALAMASI VE TÜRKİYE
Rus jetlerinin
Suriye’deki muhalifleri vurması ve Türkiye’nin hava sahasını ihlallerinin iki
ülke arasında çatlak yarattığı gibi Rusya’nın kararlı askeri uçuşlarını
uyarmak, nota vermek dışında Türkiye’nin yapabileceği bir şey yok gibi.
Rusya’nın birçok
konuda işbirliği yaptığı Türkiye gibi bir dostu kaybederse çok şey
kaybedeceğini hesaplamaktadır.
Bu nedenle; Kremlin
Sözcüsü Dmitriy Peskov, ülkesinin Suriye’deki operasyonlarını askeri görüşmeler
kapsamında Türkiye ile koordine etmeye hazır olduklarını söyledi.
Bununla birlikte
Peskov; Türkiye’den böyle bir mekanizma kurulması yönünde herhangi bir talep
almadıklarını da belirtti.
Türkiye, tarihi ve
Rusya ile olan derin ekonomik bağları nedeniyle Ruslarla herhangi bir çatışmayı
önlemek için elinden gelenini yapacak gibi.
Ancak, görünen o ki,
en azından Suriye’de, kaybeden Türkiye
GELİŞMELER NE YÖNDE BAŞLADI?
Ekim 2015 te Suriye ve Rusya ile ilgili değerlendirmem bu
yöndeydi ve yazımın geniş şekli aşağıda bilginize sunulmuştu.
24 Kasım 2015 tarihinde Rus Uçak düşürülmüştü.
Türkiye Suriye hava ve kara sahasına girmedi.
PYD Fırat’ın batısına doğru ilerlemeye başladı.
Türkiye kendi sınırlarından PYD ’nin Fırat’ın Batısına
geçmemesi için top atışları başladı.
Türkiye Rusya ile ilişkilerini düzeltti.
15 Temmuz Püskürtülen Darbe sonrası TSK ‘de komuta kademesi
Sayın Cumhurbaşkanımızda doğrudan oluşmaya başladı.
Türkiye bugün karadan Cerablus’ta;
DAEŞ’ in Türkiye’de canlı bomba eylemleri gündeme gelebilir.
PYD Cerablus’tan vazgeçmez tavrı ortada, DAEŞ’ ten,
Cerablus’u almak. Kuzey Suriye’de
koridor oluşturmak.
Türkiye’nin tavrı Suriye batağında ki süreçte önemlidir. Ve
PYD – YPG ‘nin engellenmesi,
Amerika Birleşik Devletleri/Başkan yardımcısı Joe Biden bugün
Türkiye’de ve bu görüşmeler de önemlidir. ABD de NATO üyesi olan Türkiye ile
ilişkilerini düzeltmek için çaba sarf etmekte ve NATO’nun, o bölgede bir köprü
görevi üstlenen istikrarlı bir müttefike ihtiyacı var. ABD’nin Türk
müttefiklerine yaşadıkları sorunları çözmeleri için yardım etmeye
çalışacaklardır diye düşünmekteyim.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Mesud BARZANİ Bugün
Ankara’da.
20 Ağustos 2016 Cumartesi
Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS), 504 kişinin
katıldığı bir Türkiye anketi yaptı.
John Schaus, darbe girişiminden hemen önce yaptıkları
anketin en çarpıcı sonucunu şöyle açıkladı:
Türkiye’den çıkan sonuçlar bayağı net. Ankete katılanların
yüzde 60’ı,
‘’Türkiye’ye yönelik en büyük tehdidin siyasi ve sosyal
kutuplaşmaya yol açacak bir olay olacağını söyledi”
Scott Aughenbaugh, başarısız darbe girişiminin, Türk
toplumunun nasıl etkilediğini ise, “Amerikan halkı, 11 Eylül saldırları
sonrası, en büyük tehlike olarak gördüğü teröre karşı kenetlenmişti. Türkiye’de
de buna benzer bir olay meydana geldi. Halk sokaklara çıkarak darbenin başarıya
ulaşmasını önledi ve Türkiye’nin bu darbe girişiminden kurtuluşunu kutla
Anketde, Türk halkının
eğitim konusunda çok kaygılı olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin eğitim kalitesini
arttırmak için şimdiye kadar atılan atılımlarda gerileme görülebilir”
Diğer bir uzman John Schaus da “Türkiye için risk arttı. Yönetimin veya
hükümetin zayıf kaldığı her durumda kırılganlık başlar. Halkın büyük bölümünün
Türk hükümetine ve demokrasiye bu denli destek vermesi ve darbeye karşı
olduğunu göstermesi, halk arasına nifak sokmak isteyen teröristlerin elini
zayıflatır. Çünkü teröristlerin en büyük hedefi, halkı bölerek devlete verdiği
desteği zayıflatmaktır. Bu nedenle bu kırılganlıkta bile teröristlerin
faaliyetlerini arttıracağını sanmıyorum”
Scott Aughenbaugh
ise, “Türkiye’nin bulunduğu bölge de çok güvenli değil. Türkiye’nin Suriye ve
Irak’la sınırı var. Komşusu İran ve Karadeniz ülkeleri de çok istikrarlı değil.
Jeopolitik olarak Türkiye küresel güvenlik için çok önemli”
‘Türkiye’nin NATO ittifakı içindeki geleceğini nasıl
görüyorsunuz?’ “Türkiye NATO’nun çok önemli bir müttefiki ve bunun kısa sürede değişeceğini
sanmıyorum. Ortadoğu ve Avrupa arasında bir köprü olan, Rusya ve İran’la komşu
Türkiye, NATO için çok önemli bir konumda”
Scott Aughenbaugh da “NATO’nun, o bölgede bir köprü görevi
üstlenen istikrarlı bir müttefike ihtiyacı var. Bu nedenle Amerika ve
müttefikleri, Türkiye’yi NATO’dan çıkarmaktansa, Türk müttefiklerine
yaşadıkları sorunları çözmeleri için yardım etmeye çalışacaklardır. Ancak
Türkiye’nin de hangi yöne gitmek istediğinden emin olması gerekiyor”
16 Ağustos 2016 Salı
JERUSALEM POST: “GÜLEN’IN UZUN İADE
SÜRECİ ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ MAHVEDEBİLİR”
Başarılı bir iade
süreci bile zaman alabilir. Bu da, Türkiye geri adım atmazsa ki böyle bir şey
yapacağı yönündeki herhangi bir işaret vermedi, iki ülke arasındaki ilişkileri
mahvedelibilir.
ABD’nin, Gülen’i iade edebilmesi için Türkiye,
şimdiye kadar yaptığından daha da güçlü kanıtlar sunması gerekecek. Kanıtların
geçerliliği konusunda önce ABD Başsavcılığını, daha sonra Pennsylvania’da bir
federal mahkemeyi ikna etmesi ve belki daha daha yüksek federal mahkemelerde
temyiz mücadelesini de vermesi gerekecek”.
Gülen’in iadesi
dosyası, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’in
masasına ulaştığında, ABD-Türkiye ilişkilerini onarmak için çok geç
kalınmış olabilir
Türkiye’de idam
cezasının geri getirilmesi olasılığına dikkat çeken Jerusalem Post, “Ancak
Gülen’in kişiliği nedeniyle Kerry sadece Türkiye’nin Gülen’i idama mahkum
etmeyeceği şartıyla gerçekleşmesinde ısrar edebilir. Özetle Gülen’in iadesine
hukuki engeller önemli"
*büyük siyasi
meseler de var.
*Erdoğan’ın mevcut
tavrını koruyacağını *Rusya ve İsrail
ile diplomatik kavgalarla olduğu gibi istikameti değiştirip değiştirmeyeceği de
önemli bir rol oynayacak.
ABD, dile
getirilen değerler ne kadar önemsenirse önemsesin,
Türkiye’yi hala
kritik bir müttefik, IŞİD’e saldırılar için askeri atış mevzii ve Müslüman
dünyasıyla bir köprü olarak görüyor”
POLITICO: “OBAMA BARIŞMAK İÇİN BIDEN’I
24 AĞUSTOS’TA GÖNDERİYOR”
“ darbe girişimini organize etmekle suçlanan
Fethullah Gülen’in ABD’den iadesi de istendi. Başkan Barack Obama dahil, ABD
yetkilileri ise darbeyi kınarken ABD’yi hedef alan söylemlerin ilişkilere zarar
verdiği uyarısını yaptılar”
AMERİKAN’IN SESİ: “BIDEN’IN ZİYARETİ,
DARBE GİRİŞİMİNDEN BU YANA EN ÜST DÜZEY ZİYARET”
Ankara ile
Washington arasındaki ilişkilerin, darbe girişimini organize etmekle suçlanan
İslami bir din adamının iadesi için ABD’ye yapılan talebi nedeniyle
gerginleştiği bir arada gerçekleşecek”
EXPRESS: “ÇARESİZ OBAMA, İLİŞKİLERİ
YENİDEN TESİS İÇİN BIDEN’I GÖNDERİYOR”
“Çaresiz Obama, paramparça olan ilişkileri
yeniden tesise yönelik son bir çaba ile Joe Biden’ı Türkiye’ye gönderiyor”
BBC: “DEMOKRASİ İÇİN AYAĞA KALKMANIN
GURURUNU SÜREN TÜRKİYE’DE, HALA KORKU VE BÖLÜNMÜŞLÜK HAKİM”
Türkiye’de 1960’dan
bu yana 4 askeri müdahalenin yaşandığını “Fakat bu defa insanlar direniş
gösterdi ve kanlı bir bedel ödedi. Tayyip Erdoğan konusunda seçmen bölünmüş
olabilir fakat 15 Temmuz’un mesajı açıktı: Türkler siyasi geleceklerini askeri
bir darbe ile değil, seçim sandığıyla belirlemekten yanaydılar”
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın çağrısıyla İstanbul’da yapılan ve milyonlarca insanın katıldığı
büyük demokrasi mitingine iki muhalefet partisi liderinin de katılmasının bazı
uçurumların kapandığının işareti olduğunu “Fakat siyasi birliğin sınırları var.
HDP dışlandı”
“Almanya
Başbakanı Angela Merkel mülteci krizi sırasında Türkiye’yı sıkça ziyaret
etmişti fakat NATO üyesi ve AB üye adayı Türkiye’yi darbe girişiminden bu yana
hiç bir Batılı lider ziyaret et
SPIEGEL: “ALMAN ŞİRKETLERİ ENDİŞELİ”
Spiegel dergisi, Türkiye’deki olumsuz
gelişmelerden birçok Alman şirketinin etkileneceğini yazdı.
“Türkiye, Alman
ihracatı için örneğin Rusya ve Japonya’dan daha önemli bir konuma sahip. Geçen
yıl Alman şirketler 22 milyar Euro değerinde ürünü Türkiye’ye ihraç etti.
Doğrudan yatırımların toplamı 9 milyar Euroyu geçiyor. Türkiye’de 6 binden
fazla Alman şirketi faaliyet gösteriyor. Türkiye’de üretim yapan şirketler için
siyasi ve hukuki belirsizlik sorun yaratıyor. Son yıllarda özellikle tekstil ve
hazır giyim sektöründe Alman şirketler büyük yatırım yaptı. Türkiye Almanya
için bu alanda Çin ve Bangladeş’ten sonra üçüncü büyük tedarikçi ülke
konumunda. Bu da, Alman giyim şirketinin ciddi sorunlarla karşı karşıya
kalabileceği anlamına geliyor”.
ALMANYA CUMHURBAŞKANI Joachim; ZDF’YE
KONUŞTU: “MÜLTECİ ANLAŞMASININ TEHLİKEYE DÜŞECEĞİNİ SANMIY
DEUTSCHE WELLE: “AVUSTURYA-TÜRKİYE
İLİŞKİLERİNDE GERİLİM ARTIYOR”
Avusturya’nın
Ankara maslahatgüzarına protesto notası verildi. Protestoya Viyana Havalimanı’ndaki
panoda yayınlanan manşet neden oldu.
‘Türkiye 15 yaşından küçük çocuklarla cinsel
ilişkile izin veriyor’
Türkiye’nin
itibarını zedeleyici ve mesnetsiz olduğunu Irkçı bir yaklaşım olduğunu
belirtelim.
2 Ağustos 2016 Salı
ŞEMDİNLİ DAVASI
Şemdinli, 9 Kasım 2005’te Umut Kitapevinin bombalanmasına
ilişki iddianameyi Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya hazırlamıştı.
Şüpheliler; Astsubaylar Ali KAYA, Özcan İLDENİZ ve PKK
itirafçısı Veysel ATEŞ
Dönemin KKK Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT
HSYK 20 Nisan 2006 ‘da Savcı Ferhat SARIKAYA’YI meslekten
ihraç etmişti. Cemaatin etkili olduğu HSYK, Sarıkaya’yı 26 Nisan 2011’de tekrar
mesleğe kabul etti ve Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görevlendirdi.
Yıl 2005
Hakkâri ilimizde ve Şemdinli Yüksekova’da 20’nin üzerinde
patlayan bombalar sonucunda olayları araştırmak üzere kurulan TBMM’deki
komisyon üyesiyim.
Komisyon çalışmaları sürerken Van ilinde yaptığımız
çalışmalarda ve duruşmalar sırasında dönemin çok ünlü Cumhuriyet Savcısı Ferhat
SARIKAYA ile ilgili basında yer alan Televizyon oturumlarında gündeme
getirdiğim iki açıklamamı bugün sizlerle paylaşmak istedim. (detaylara girmeden)
03.MART.2006 tarihinde Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat
SARIKAYA İddianamesi ile Şemdinli davası açıldı.
İddianame, Gerçekten güzel kaleme alınmış, Derin Devlet, Jitem, Asker ilişkileri
açısından ve özelikle Kürtlerle ilgili bölüm bir tarihi andıracak boyuttaydı.
Aydınları, STK’ları, Basını ve her kesimin hoşuna gidebilecek
söylemler ile doluydu. Ve her kesimin desteği vardı.
Türkiye’de Bir tek kişi savcıya karşı çıkan Mesut Değer’di
ve o günkü yaptığım açıklamam ‘’ Bu savcı bu iddianameyi yazacak bilgiye, kültüre,
tarihe ve birikime sahip değildir. Buna bu iddianameyi yazıp hazırlayıp eline
verdiler’’
Bu cümlemi 2008 yılında Ergenekon davalarının ünlü savcısı Zekeriya
Öz içinde söylemiştim. Hatta Zekeriya ÖZ deli dolu bir adam akli dengesi
yerinde mi bir rapora alması gerekir diye açıklamalarım vardır.
Neyse konumuza dönecek olursak;
HSYK 20 Nisan 2006 ‘da Savcı Ferhat SARIKAYA’YI meslekten
ihraç etmişti
Ve herkes her kesim ihraç kararına şiddetle karşı gelirken
ve HSYK ’ya ateş püskürtülürken
Yine Mesut DEĞER ‘’ HSYK’nin Meslekten ihraç kararı
DOĞRUDUR.’’ Açıklamada bulundum.
Aydınlar, Avukat Meslektaşlarım, İnsan Hakları savunucuları,
STK, büyük bir kesim bana tepki koydular. Niye Savcıyı desteklemiyorsun diye..
21 NİSAN 2006 GAZETELER
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Şemdinli
iddianamesini hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'yı meslekten
ihraç etti.
Sarıkaya'nın meslekten ihracı, Meclis Şemdinli Olaylarını
Araştırma Komisyonu'nda farklı yorumlara neden oldu.
NTV'nin haberine göre,
Komisyon üyesi Mesut Değer’se kararın doğru olduğunu
belirtti ve "Biz bu iddianamenin zaten hukuki olmadığını söylemiştik"
***
VAN BAROSUNDAN SARIKAYA'YA ÇAĞRI
15 barodan Sarıkaya'ya destek geldi
Avukatlar Adliye binası önünde basın açıklaması yaptı.
Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin TANRIKULU,
Van, Batman, Kars, Mardin, Bingöl, Şanlıurfa, Muş, Adıyaman,
r, Tunceli, Siirt, Ağrı, Hakkari, Şırnak ve Malatya baroları ihraç kararını
kınadıklarını bildirdi.
MESLEKTAŞLARINDAN SARIKAYA'YA MADDİ DESTEK
***
2007 seçimlerinde kaybetsem bile asla Geri adım atmadım ve
Doğrularımı savunmaya devam ettim devam da edeceğim.
Sevgili okurlarım,
Bir kişinin güzel söz söylemesi veya bir metin, rapor ortaya
çıkarmasıyla o kişi Demokrasiyi, Barışı, Düşünce Özgürlüğünü, İnsan Hakları
savunucusu, Hukukun üstünlüğünü savunan olarak baktığınızda gerçeği sadece
gerçeği kaçırırsınız.
Şemdinli Savcı hakkında iddianame ile değerlendirmedim.
Elbette iddianame ki söylemler kulağa beynimize hoş geliyor olabilir. Burada
hedef nedir? Amaç nedir? Nereye varılmak istenilmektedir?
Kürtleri kullanılarak varmak istenilen nokta nedir?
Bu resmi okuduğumda 2006 yılında Türkiye’de bu çıkışı
yaptım. Sözde aydınlar sözde insan hakları savunucuları bana karşı çıksınlar.
YIL 2016
Evet, yıl 2016 Ağustos bugün bütün basında Şemdinli
Cumhuriyet savcısı Ferhat SARIKAYA itirafçı olarak 2006 yılında benim ortaya
koyduğum söylediğim konuları tek tek söylemektedir.
10 YIL SONRA Mesut DEĞER’İ doğrulamaktadır.
Şimdi soruyorum 2006 de konuşanlar acaba şimdi ne
diyecekler.
Sevgili Okurum,
Bugüne kadar ne söyledimse ne yazdımsa yıllar sonrada olsa
hep doğruluğum ve haklılığım çıkmaktadır.
Ne içte ne dışta, ne bir kuruluşa, istihbarat servislerine,
para babalarına, bağlılığım olmadığı gibi ismimin yanında TR gibi kod adımda
yoktur.
Allaha şükür alnım açıktır.
Allah beni doğru yoldan ayırtmasın ve İslamiyet yolunda
yürümeyi nasip etsin.
Gücüm doğruluktur. Gücüm Halkımdır.
1 Ağustos 2016 Pazartesi
15 TEMMUZ 2016
Uçakların alçaktan ve yüksek sesle sürekli uçması karşısında
bir şeylerin yolunda gitmediğini anladım
O akşam İstanbul’dan Ankara’ya gelecek otobüs gecikince
Harem’de bekleyen kızım beni arayarak ‘’ Baba askerler köprüyü kapatmış darbe
olduğu söyleniyor ‘’
Balkondan Ankara’ya baktığımda uçakların yol istikameti,
Çankaya köşkü, Kızılay, Beştepe külliyatı Ve yeni mahalle MİT seyrinde
gittiklerini izledim.
Ailemi evden gönderdim. Bende giyinerek üzerime sadece
kimlik aldım. Darbe Askerleri gelirlerse bizleri almak için hazırlıklı olmak
içindi. Daha önceki darbelerden kalan
alışkanlık.
Elimde telefon sürekli Televizyonları takip ediyorum.
Bu arada küçük oğlum aradı bana ‘’ Baba darbe mi oldu benden
gerçeği saklama ben çocuk değilim ‘’
Saat 23 sıralarında dışardaydım.
İlk Ankara Emniyet Müdürlüğünün önündeki çatışmadayım. Halk
Asker ile Polisin arasında canlı kalkan olmuş darbeyi önlemeyi ve asker de
bizim poliste bizim diyerek koruma güdüsüyle hareket etmekteydi.
Emniyet önüne gelen askeri araçlar durduruldu asker polise
teslim edildi ve araç bir kenara çekilerek muhafaza altına alındı.
Şiddetli çatışma sürüyordu ve halk karanlık içinde yürümeye
çalışıyordu.
CHP Genel Merkezin önündeydim. Parti Karartma uygulaması
yapmakta tek ışık dışarıya yansımamakta ve güvenlik te Televizyon karşısında
olup biteni kavramaya çalışmaktadırlar
Ak Parti Genel Merkez önüne geldiğimde korkunç kalabalıktı
ve kalabalığın ortasında Ak Parti Otobüsü ve bu otobüsün üzerine çıkarak
kalabalık kitleye Demokrasiye sahip çıkılması yönünde bir konuşma yaptım.
Beştepe külliyatına geçtim. Halk orda ve caddelerin birinde
iken havada helikopter bu kitleye ateş etmez diye düşündüm derken ateş etmeye
başladı.
TRT’nin önündeydim ve halkla birlikte TRT’ye yürüdük.
TRT’den okunan Darbe bildiri biraz rahatlamıştım. Zira Darbe
Bildirisınin altında imza olarak Yurtta barış atılmıştı. Türk Silahlı
Kuvvetleri denmemişti.
Ankara’da birçok alandaydım. Ve en önemlisi ise, Halk
yaralıları hastanelere taşıdı. Halk araçlarla, pikap ile üstü açık kamyonet ile
Doblo araçlarla, hatta yaralıların ayakları aracın dışına iken hastanelere
götürdüler.
Sabah olduğunda sokaklardaydım.
15 Temmuz gecesi İstanbul Boğaziçi köprüsünde bulunan kız
kardeşimin oğlu yani yeğenim Darbe askerlerinin açtığı silahla yaralandığını ve
ağzından giren kurşun arkadan çıkmış ve hastanede yoğun bakımda olduğunu
öğrenince İstanbul’daydım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)