31 Ağustos 2016 Çarşamba

 
 
 
 
 
 
 
 



 

OKUMANIZI - SORULARI CEVAPLAMANIZI İSTER YORUM İSTER MESAJ –

SURİYE RESMİNİ HEP BİRLİKTE OKUYALIM NE DERSİNİZ?

 FIRAT KALKANI

Türkiye, ABD ve Rusya dışında Irak ve İran’ın onayı ile 24 Ağustos’ta Halep ilinin Cerablus ilçesi yani Suriye’de. Ve ‘’ Bölgede kalıcı barışı sağladıktan sonra geri çekileceği ‘’ açıklandı.

ABD; bölgede TSK ile DSG arasında yaşanan çatışmaları ‘’kabul edilemez’’ tanımladı. Asıl hedefin Fırat’ın doğusu ve güneyi değil batısına doğru ilerlemeli ve önceliğin DAEŞ olması gerektiğinin altını çizdi. PYD’ ye Fırat’ın Doğusuna çekilmesi halinde desteğini vereceğini açıkladı.

Rusya, Irak ve İran’dan bu konuda resmi bir açıklama yok.

Türkiye; ABD, Rusya, İran Ve Irak onayı ile Suriye topraklarında bulunduğu sürede bu ülkelerle kurulan denklem her zaman kırılmaya açık olduğu bilinmelidir. Kırılan bir denklemde Türkiye’nin yaşayacağı sıkıntılar için tedbirlerde önemlidir.

Türkiye’nin Doğu’da Minbic’e girmesi ile yani Kürtlerle veya Güneyde Rakka’ya Doğru ilerlemesinde DAEŞ ile savaşması durumunda Türkiye içinde veya dışında tablonun rengi değişecektir.

1.       Türkiye; Suriye’ye girmek ile Hedeflenen nedir?

·         Fırat Kalkanı ile Suriye’nin yeniden şekillenmesinde söz sahibi mi olmak istiyor?

·         Türkiye Suriye’de barış aktörümü olmak istiyor?

·         PKK – PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt toprak hattını kırmak mı?

 

2.       Türkiye, Cerablus’a girmekle neyi hedefledi?

·         DAEŞ Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit mi ediyordu?

·         YPG’nin sınırda fiili güç kullanarak oluşturmak istediği yapıyı engellemek ve dengelemek mi?

3.       DAEŞ Cerablusu boşalttı mı? Cerablusun 1 günde alınmasını nasıl yorumluyorsunuz? ABD ‘nin hava desteği olmasaydı Türkiye’nin Cerablusu almasında başarılı olur muydu?

4.       Cerablus’a girmeden önce Koalisyon güçlerin desteği var mıydı? (Fransa, Almanya)

5.       Suriye Kürtlerin haklarını savunulması önemlimi? Bölgedeki tüm Kürtlerin haklarını savunması önemli midir? Türkiye bu konuda destek alınacak önemli bir güç mü?

6.       Türkiye Suriye’ye girdiği gibi çıkar mı? Yoksa uzun bir savaşın başlangıcımı? Ne kadar kalınacak?

7.       Türkiye içinde Barış, Komşularıyla Barış içerisinde mi yaşıyacak?

 

TSK ;  TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ

ÖSO;  ÖZGÜR SURİYE ORDUSU

PYD,   DEMOKRATİK BİRLİK PARTİSİ

YPG,   HALK SAVUNMA GÜÇLERİ

DSG,   DEMOKRATİK SURİYE GÜÇLERİ

 

 

 

 

24 Ağustos 2016 Çarşamba


3 EKİM 2015 TARİHİNDE SİZLERİ SURİYE KUZEYİNDEKİ CERABLUSA DİKKATLERİNİZ ÇEKMEK VE 2015 YILSONUNDA ÖNEMLİ OLAYLARDAN BİRİ OLARAK GÜNDEME GELEBİLEÇEĞİNİ VURGULAMIŞTIM. SONRAKİ GELİŞMELER VE BUGÜNKÜ ÖNEMLİ KONU OLARAK GÜNDEMİMİZDE.

TESPİTLERİ BİR KEZ DAHA OKUYARAK HAFIZAMIZI TAZELİYELİM.

 

3 Ekim 2015

2015 YILSONU GÜNDEMDEKİ ÖNEMLİ KONULARDAN;


KÜRTLER’İN CERABLUS’U ALIRSA TÜRKİYE BÖLGEYİ İŞGALGÜNDEME GELEBİLİR Mİ?”

Kürtlerin Türkiye’nin sınırında DAEŞ’ in ikmal hattını kesmeye çalıştığını bunun için de DAEŞ ’in dış dünyayla tek bağlantısı olan Türkiye sınırındaki Cerablus’u ele geçirmeye odaklandıklarını ve bu senaryonun Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesini kışkırtabileceğini ve Türkiye bölgeyi işgal edebilir konusu gündeme gelebilir mi?

Türkiye müdahalesinin  gündeme gelebileceğini. Ayrıca, Suriye’deki çatışma bölgede istikrarsızlığın yayılmasına neden olmaktadır.

 Çözüm süreci buzdolabından indirmek veya silahların betona gömülmesini söylemek sınır ötemizdeki bu gelişmeleri gözlemleyerek çözüm sürecinin yol haritasında (yol kazası olmaması için ) radikal değişiklikler zorunludur.


9 Ekim 2015 ·

RUS UÇAKLARININ SURİYE’Yİ BOMBALAMASI VE TÜRKİYE

 Rus jetlerinin Suriye’deki muhalifleri vurması ve Türkiye’nin hava sahasını ihlallerinin iki ülke arasında çatlak yarattığı gibi Rusya’nın kararlı askeri uçuşlarını uyarmak, nota vermek dışında Türkiye’nin yapabileceği bir şey yok gibi.

 Rusya’nın birçok konuda işbirliği yaptığı Türkiye gibi bir dostu kaybederse çok şey kaybedeceğini hesaplamaktadır.

 Bu nedenle; Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ülkesinin Suriye’deki operasyonlarını askeri görüşmeler kapsamında Türkiye ile koordine etmeye hazır olduklarını söyledi.

 Bununla birlikte Peskov; Türkiye’den böyle bir mekanizma kurulması yönünde herhangi bir talep almadıklarını da belirtti.

 Türkiye, tarihi ve Rusya ile olan derin ekonomik bağları nedeniyle Ruslarla herhangi bir çatışmayı önlemek için elinden gelenini yapacak gibi.

 Ancak, görünen o ki, en azından Suriye’de, kaybeden Türkiye

 
GELİŞMELER NE YÖNDE BAŞLADI?

Ekim 2015 te Suriye ve Rusya ile ilgili değerlendirmem bu yöndeydi ve yazımın geniş şekli aşağıda bilginize sunulmuştu.

24 Kasım 2015 tarihinde Rus Uçak düşürülmüştü.

Türkiye Suriye hava ve kara sahasına girmedi.

PYD Fırat’ın batısına doğru ilerlemeye başladı.

Türkiye kendi sınırlarından PYD ’nin Fırat’ın Batısına geçmemesi için top atışları başladı.

Türkiye Rusya ile ilişkilerini düzeltti.

15 Temmuz Püskürtülen Darbe sonrası TSK ‘de komuta kademesi Sayın Cumhurbaşkanımızda doğrudan oluşmaya başladı.

Türkiye bugün karadan Cerablus’ta;

DAEŞ’ in Türkiye’de canlı bomba eylemleri gündeme gelebilir.

PYD Cerablus’tan vazgeçmez tavrı ortada, DAEŞ’ ten, Cerablus’u almak. Kuzey Suriye’de  koridor oluşturmak.

Türkiye’nin tavrı Suriye batağında ki süreçte önemlidir. Ve PYD – YPG ‘nin engellenmesi,

Amerika Birleşik Devletleri/Başkan yardımcısı Joe Biden bugün Türkiye’de ve bu görüşmeler de önemlidir. ABD de NATO üyesi olan Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek için çaba sarf etmekte ve NATO’nun, o bölgede bir köprü görevi üstlenen istikrarlı bir müttefike ihtiyacı var. ABD’nin Türk müttefiklerine yaşadıkları sorunları çözmeleri için yardım etmeye çalışacaklardır diye düşünmekteyim.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Mesud BARZANİ Bugün Ankara’da.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

20 Ağustos 2016 Cumartesi


AMERİKA’NIN SESİ: “ABD’Lİ UZMANLARDAN TÜRKİYE ANKETİ”

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS), 504 kişinin katıldığı bir Türkiye anketi yaptı.

John Schaus, darbe girişiminden hemen önce yaptıkları anketin en çarpıcı sonucunu şöyle açıkladı:

Türkiye’den çıkan sonuçlar bayağı net. Ankete katılanların yüzde 60’ı,

‘’Türkiye’ye yönelik en büyük tehdidin siyasi ve sosyal kutuplaşmaya yol açacak bir olay olacağını söyledi”

Scott Aughenbaugh, başarısız darbe girişiminin, Türk toplumunun nasıl etkilediğini ise, “Amerikan halkı, 11 Eylül saldırları sonrası, en büyük tehlike olarak gördüğü teröre karşı kenetlenmişti. Türkiye’de de buna benzer bir olay meydana geldi. Halk sokaklara çıkarak darbenin başarıya ulaşmasını önledi ve Türkiye’nin bu darbe girişiminden kurtuluşunu kutla

 Anketde, Türk halkının eğitim konusunda çok kaygılı olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin eğitim kalitesini arttırmak için şimdiye kadar atılan atılımlarda gerileme görülebilir”

Diğer bir uzman John Schaus da  “Türkiye için risk arttı. Yönetimin veya hükümetin zayıf kaldığı her durumda kırılganlık başlar. Halkın büyük bölümünün Türk hükümetine ve demokrasiye bu denli destek vermesi ve darbeye karşı olduğunu göstermesi, halk arasına nifak sokmak isteyen teröristlerin elini zayıflatır. Çünkü teröristlerin en büyük hedefi, halkı bölerek devlete verdiği desteği zayıflatmaktır. Bu nedenle bu kırılganlıkta bile teröristlerin faaliyetlerini arttıracağını sanmıyorum”

 Scott Aughenbaugh ise, “Türkiye’nin bulunduğu bölge de çok güvenli değil. Türkiye’nin Suriye ve Irak’la sınırı var. Komşusu İran ve Karadeniz ülkeleri de çok istikrarlı değil. Jeopolitik olarak Türkiye küresel güvenlik için çok önemli”

‘Türkiye’nin NATO ittifakı içindeki geleceğini nasıl görüyorsunuz?’ “Türkiye NATO’nun çok önemli bir müttefiki ve bunun kısa sürede değişeceğini sanmıyorum. Ortadoğu ve Avrupa arasında bir köprü olan, Rusya ve İran’la komşu Türkiye, NATO için çok önemli bir konumda”

Scott Aughenbaugh da “NATO’nun, o bölgede bir köprü görevi üstlenen istikrarlı bir müttefike ihtiyacı var. Bu nedenle Amerika ve müttefikleri, Türkiye’yi NATO’dan çıkarmaktansa, Türk müttefiklerine yaşadıkları sorunları çözmeleri için yardım etmeye çalışacaklardır. Ancak Türkiye’nin de hangi yöne gitmek istediğinden emin olması gerekiyor”

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

16 Ağustos 2016 Salı






   ( İSRAİL )

JERUSALEM POST: “GÜLEN’IN UZUN İADE SÜRECİ ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ MAHVEDEBİLİR”


Başarılı bir iade süreci bile zaman alabilir. Bu da, Türkiye geri adım atmazsa ki böyle bir şey yapacağı yönündeki herhangi bir işaret vermedi, iki ülke arasındaki ilişkileri mahvedelibilir.


 ABD’nin, Gülen’i iade edebilmesi için Türkiye, şimdiye kadar yaptığından daha da güçlü kanıtlar sunması gerekecek. Kanıtların geçerliliği konusunda önce ABD Başsavcılığını, daha sonra Pennsylvania’da bir federal mahkemeyi ikna etmesi ve belki daha daha yüksek federal mahkemelerde temyiz mücadelesini de vermesi gerekecek”.

Gülen’in iadesi dosyası, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’in  masasına ulaştığında, ABD-Türkiye ilişkilerini onarmak için çok geç kalınmış olabilir

Türkiye’de idam cezasının geri getirilmesi olasılığına dikkat çeken Jerusalem Post, “Ancak Gülen’in kişiliği nedeniyle Kerry sadece Türkiye’nin Gülen’i idama mahkum etmeyeceği şartıyla gerçekleşmesinde ısrar edebilir. Özetle Gülen’in iadesine hukuki engeller önemli"

*büyük siyasi meseler de var.

*Erdoğan’ın mevcut tavrını koruyacağını  *Rusya ve İsrail ile diplomatik kavgalarla olduğu gibi istikameti değiştirip değiştirmeyeceği de önemli bir rol oynayacak.

ABD, dile getirilen değerler ne kadar önemsenirse önemsesin,

Türkiye’yi hala kritik bir müttefik, IŞİD’e saldırılar için askeri atış mevzii ve Müslüman dünyasıyla bir köprü olarak görüyor”




POLITICO: “OBAMA BARIŞMAK İÇİN BIDEN’I 24 AĞUSTOS’TA GÖNDERİYOR”

Türkiye’ye gerilimi yumuşatmak amacıyla



 “ darbe girişimini organize etmekle suçlanan Fethullah Gülen’in ABD’den iadesi de istendi. Başkan Barack Obama dahil, ABD yetkilileri ise darbeyi kınarken ABD’yi hedef alan söylemlerin ilişkilere zarar verdiği uyarısını yaptılar”






AMERİKAN’IN SESİ: “BIDEN’IN ZİYARETİ, DARBE GİRİŞİMİNDEN BU YANA EN ÜST DÜZEY ZİYARET”


Ankara ile Washington arasındaki ilişkilerin, darbe girişimini organize etmekle suçlanan İslami bir din adamının iadesi için ABD’ye yapılan talebi nedeniyle gerginleştiği bir arada gerçekleşecek”




EXPRESS: “ÇARESİZ OBAMA, İLİŞKİLERİ YENİDEN TESİS İÇİN BIDEN’I GÖNDERİYOR”

İngiliz Express gazetesi

 “Çaresiz Obama, paramparça olan ilişkileri yeniden tesise yönelik son bir çaba ile Joe Biden’ı Türkiye’ye gönderiyor”




BBC: “DEMOKRASİ İÇİN AYAĞA KALKMANIN GURURUNU SÜREN TÜRKİYE’DE, HALA KORKU VE BÖLÜNMÜŞLÜK HAKİM”

 BBC, “Sokaklarda büyük bir milliyetçilik havası da esiyor. Türkiye bu süreçten dirençle ve demokrasi için ayağa kalkmanın gururuyla çıktı. Fakat hala korku ve bölünmüşlük var. Demokrasi sınavı hala sürüyor”

Türkiye’de 1960’dan bu yana 4 askeri müdahalenin yaşandığını “Fakat bu defa insanlar direniş gösterdi ve kanlı bir bedel ödedi. Tayyip Erdoğan konusunda seçmen bölünmüş olabilir fakat 15 Temmuz’un mesajı açıktı: Türkler siyasi geleceklerini askeri bir darbe ile değil, seçim sandığıyla belirlemekten yanaydılar”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla İstanbul’da yapılan ve milyonlarca insanın katıldığı büyük demokrasi mitingine iki muhalefet partisi liderinin de katılmasının bazı uçurumların kapandığının işareti olduğunu “Fakat siyasi birliğin sınırları var. HDP dışlandı”

“Almanya Başbakanı Angela Merkel mülteci krizi sırasında Türkiye’yı sıkça ziyaret etmişti fakat NATO üyesi ve AB üye adayı Türkiye’yi darbe girişiminden bu yana hiç bir Batılı lider ziyaret et








SPIEGEL: “ALMAN ŞİRKETLERİ ENDİŞELİ”

Spiegel dergisi, Türkiye’deki olumsuz gelişmelerden birçok Alman şirketinin etkileneceğini yazdı.

Krizin etkilerinin Almanya’da da hissedileceği

“Türkiye, Alman ihracatı için örneğin Rusya ve Japonya’dan daha önemli bir konuma sahip. Geçen yıl Alman şirketler 22 milyar Euro değerinde ürünü Türkiye’ye ihraç etti. Doğrudan yatırımların toplamı 9 milyar Euroyu geçiyor. Türkiye’de 6 binden fazla Alman şirketi faaliyet gösteriyor. Türkiye’de üretim yapan şirketler için siyasi ve hukuki belirsizlik sorun yaratıyor. Son yıllarda özellikle tekstil ve hazır giyim sektöründe Alman şirketler büyük yatırım yaptı. Türkiye Almanya için bu alanda Çin ve Bangladeş’ten sonra üçüncü büyük tedarikçi ülke konumunda. Bu da, Alman giyim şirketinin ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor”.


ALMANYA CUMHURBAŞKANI Joachim; ZDF’YE KONUŞTU: “MÜLTECİ ANLAŞMASININ TEHLİKEYE DÜŞECEĞİNİ SANMIY


DEUTSCHE WELLE: “AVUSTURYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE GERİLİM ARTIYOR”

Avusturya’nın Ankara maslahatgüzarına protesto notası verildi. Protestoya Viyana Havalimanı’ndaki panoda yayınlanan manşet neden oldu.

 ‘Türkiye 15 yaşından küçük çocuklarla cinsel ilişkile izin veriyor’

Türkiye’nin itibarını zedeleyici ve mesnetsiz olduğunu Irkçı bir yaklaşım olduğunu belirtelim.








2 Ağustos 2016 Salı


ŞEMDİNLİ DAVASI

Şemdinli, 9 Kasım 2005’te Umut Kitapevinin bombalanmasına ilişki iddianameyi Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya hazırlamıştı.

Şüpheliler; Astsubaylar Ali KAYA, Özcan İLDENİZ ve PKK itirafçısı Veysel ATEŞ

Dönemin KKK Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT

HSYK 20 Nisan 2006 ‘da Savcı Ferhat SARIKAYA’YI meslekten ihraç etmişti. Cemaatin etkili olduğu HSYK, Sarıkaya’yı 26 Nisan 2011’de tekrar mesleğe kabul etti ve Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görevlendirdi.

 

Yıl 2005

 

Hakkâri ilimizde ve Şemdinli Yüksekova’da 20’nin üzerinde patlayan bombalar sonucunda olayları araştırmak üzere kurulan TBMM’deki komisyon üyesiyim.

Komisyon çalışmaları sürerken Van ilinde yaptığımız çalışmalarda ve duruşmalar sırasında dönemin çok ünlü Cumhuriyet Savcısı Ferhat SARIKAYA ile ilgili basında yer alan Televizyon oturumlarında gündeme getirdiğim iki açıklamamı bugün sizlerle paylaşmak istedim. (detaylara girmeden)

03.MART.2006 tarihinde Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat SARIKAYA İddianamesi ile Şemdinli davası açıldı.

İddianame, Gerçekten güzel kaleme alınmış,  Derin Devlet, Jitem, Asker ilişkileri açısından ve özelikle Kürtlerle ilgili bölüm bir tarihi andıracak boyuttaydı.

Aydınları, STK’ları, Basını ve her kesimin hoşuna gidebilecek söylemler ile doluydu. Ve her kesimin desteği vardı.

Türkiye’de Bir tek kişi savcıya karşı çıkan Mesut Değer’di ve o günkü yaptığım açıklamam ‘’ Bu savcı bu iddianameyi yazacak bilgiye, kültüre, tarihe ve birikime sahip değildir. Buna bu iddianameyi yazıp hazırlayıp eline verdiler’’

Bu cümlemi 2008 yılında Ergenekon davalarının ünlü savcısı Zekeriya Öz içinde söylemiştim. Hatta Zekeriya ÖZ deli dolu bir adam akli dengesi yerinde mi bir rapora alması gerekir diye açıklamalarım vardır.

Neyse konumuza dönecek olursak;

HSYK 20 Nisan 2006 ‘da Savcı Ferhat SARIKAYA’YI meslekten ihraç etmişti

Ve herkes her kesim ihraç kararına şiddetle karşı gelirken ve HSYK ’ya ateş püskürtülürken

 

 

Yine Mesut DEĞER ‘’ HSYK’nin Meslekten ihraç kararı DOĞRUDUR.’’ Açıklamada bulundum.

Aydınlar, Avukat Meslektaşlarım, İnsan Hakları savunucuları, STK, büyük bir kesim bana tepki koydular. Niye Savcıyı desteklemiyorsun diye..

21 NİSAN 2006 GAZETELER

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'yı meslekten ihraç etti.

Sarıkaya'nın meslekten ihracı, Meclis Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu'nda farklı yorumlara neden oldu.

NTV'nin haberine göre,

Komisyon üyesi Mesut Değer’se kararın doğru olduğunu belirtti ve "Biz bu iddianamenin zaten hukuki olmadığını söylemiştik"

***

VAN BAROSUNDAN SARIKAYA'YA ÇAĞRI

15 barodan Sarıkaya'ya destek geldi

Avukatlar Adliye binası önünde basın açıklaması yaptı.

Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin TANRIKULU,

Van, Batman, Kars, Mardin, Bingöl, Şanlıurfa, Muş, Adıyaman, r, Tunceli, Siirt, Ağrı, Hakkari, Şırnak ve Malatya baroları ihraç kararını kınadıklarını bildirdi.

MESLEKTAŞLARINDAN SARIKAYA'YA MADDİ DESTEK

*** 

2007 seçimlerinde kaybetsem bile asla Geri adım atmadım ve Doğrularımı savunmaya devam ettim devam da edeceğim.

Sevgili okurlarım,

Bir kişinin güzel söz söylemesi veya bir metin, rapor ortaya çıkarmasıyla o kişi Demokrasiyi, Barışı, Düşünce Özgürlüğünü, İnsan Hakları savunucusu, Hukukun üstünlüğünü savunan olarak baktığınızda gerçeği sadece gerçeği kaçırırsınız.

Şemdinli Savcı hakkında iddianame ile değerlendirmedim. Elbette iddianame ki söylemler kulağa beynimize hoş geliyor olabilir. Burada hedef nedir? Amaç nedir? Nereye varılmak istenilmektedir?

 

 

Kürtleri kullanılarak varmak istenilen nokta nedir?

Bu resmi okuduğumda 2006 yılında Türkiye’de bu çıkışı yaptım. Sözde aydınlar sözde insan hakları savunucuları bana karşı çıksınlar.

YIL 2016

Evet, yıl 2016 Ağustos bugün bütün basında Şemdinli Cumhuriyet savcısı Ferhat SARIKAYA itirafçı olarak 2006 yılında benim ortaya koyduğum söylediğim konuları tek tek söylemektedir.

10 YIL SONRA Mesut DEĞER’İ doğrulamaktadır.

Şimdi soruyorum 2006 de konuşanlar acaba şimdi ne diyecekler.

Sevgili Okurum,

Bugüne kadar ne söyledimse ne yazdımsa yıllar sonrada olsa hep doğruluğum ve haklılığım çıkmaktadır.

Ne içte ne dışta, ne bir kuruluşa, istihbarat servislerine, para babalarına, bağlılığım olmadığı gibi ismimin yanında TR gibi kod adımda yoktur.

Allaha şükür alnım açıktır.

Allah beni doğru yoldan ayırtmasın ve İslamiyet yolunda yürümeyi nasip etsin.

Gücüm doğruluktur. Gücüm Halkımdır.








1 Ağustos 2016 Pazartesi


15 TEMMUZ 2016

 Akşam uçakların alçaktan uçması ile başlayan darbe girişimi gecesini birde benden dinleyin.

Uçakların alçaktan ve yüksek sesle sürekli uçması karşısında bir şeylerin yolunda gitmediğini anladım

O akşam İstanbul’dan Ankara’ya gelecek otobüs gecikince Harem’de bekleyen kızım beni arayarak ‘’ Baba askerler köprüyü kapatmış darbe olduğu söyleniyor ‘’

Balkondan Ankara’ya baktığımda uçakların yol istikameti, Çankaya köşkü, Kızılay, Beştepe külliyatı Ve yeni mahalle MİT seyrinde gittiklerini izledim.

Ailemi evden gönderdim. Bende giyinerek üzerime sadece kimlik aldım. Darbe Askerleri gelirlerse bizleri almak için hazırlıklı olmak içindi. Daha önceki  darbelerden kalan alışkanlık.

Elimde telefon sürekli Televizyonları takip ediyorum.

Bu arada küçük oğlum aradı bana ‘’ Baba darbe mi oldu benden gerçeği saklama ben çocuk değilim ‘’

Saat 23 sıralarında dışardaydım.

İlk Ankara Emniyet Müdürlüğünün önündeki çatışmadayım. Halk Asker ile Polisin arasında canlı kalkan olmuş darbeyi önlemeyi ve asker de bizim poliste bizim diyerek koruma güdüsüyle hareket etmekteydi.

Emniyet önüne gelen askeri araçlar durduruldu asker polise teslim edildi ve araç bir kenara çekilerek muhafaza altına alındı.

Şiddetli çatışma sürüyordu ve halk karanlık içinde yürümeye çalışıyordu.

CHP Genel Merkezin önündeydim. Parti Karartma uygulaması yapmakta tek ışık dışarıya yansımamakta ve güvenlik te Televizyon karşısında olup biteni kavramaya çalışmaktadırlar

Ak Parti Genel Merkez önüne geldiğimde korkunç kalabalıktı ve kalabalığın ortasında Ak Parti Otobüsü ve bu otobüsün üzerine çıkarak kalabalık kitleye Demokrasiye sahip çıkılması yönünde bir konuşma yaptım.

Beştepe külliyatına geçtim. Halk orda ve caddelerin birinde iken havada helikopter bu kitleye ateş etmez diye düşündüm derken ateş etmeye başladı.

TRT’nin önündeydim ve halkla birlikte TRT’ye yürüdük.

TRT’den okunan Darbe bildiri biraz rahatlamıştım. Zira Darbe Bildirisınin altında imza olarak Yurtta barış atılmıştı. Türk Silahlı Kuvvetleri denmemişti.

Ankara’da birçok alandaydım. Ve en önemlisi ise, Halk yaralıları hastanelere taşıdı. Halk araçlarla, pikap ile üstü açık kamyonet ile Doblo araçlarla, hatta yaralıların ayakları aracın dışına iken hastanelere götürdüler.

Sabah olduğunda sokaklardaydım.  

15 Temmuz gecesi İstanbul Boğaziçi köprüsünde bulunan kız kardeşimin oğlu yani yeğenim Darbe askerlerinin açtığı silahla yaralandığını ve ağzından giren kurşun arkadan çıkmış ve hastanede yoğun bakımda olduğunu öğrenince İstanbul’daydım.