1 Aralık 2015 Salı


 

Av. TAHİR ELÇİ

Diyarbakır Baro Başkanımız

28 KASIM 2015 Tarihinde Diyarbakır Sur ilçesindeki tarihi 4 ayaklı minare önünde yapmış olduğu basın açıklaması sonrası öldürülme olayını irdeleyelim.

Olay yerini hukuki olarak değerlendirelim.

 1. OLAY: Balıkçılar Başı

Bir ihbar veya bir polis anonsu üzerine gelen bölgede görevli polisler, Balıkçılar başına doğru gelen bir araca doğru koşarak yönelmişlerdir. Bu varsayımımızın dayanağı caddeden geçen her araca polisin koşarak gitmeyeceğidir.

Araç durmuş ve polisler son derece basiretsiz, sorumsuz ve tedbirsiz bir şekilde açık hedef halinde aracın kapılarına yönelmişlerdir.

Burada 2 polisimiz şehit olmuştur.

 2.OLAY: İki örgüt üyesinin araçtan inerek 4 ayaklı minarenin bulunduğu sokağa girmesi;

Burada bazı akla gelebilecek soruları yüksek sesle düşünelim.

1.)    Sokağa kaçan 2 örgüt üyesinin 150 metre sonra diğer arkadaşlarının yanında olacağını muhtemelen düşünürsek, kaçtıkları sokak yönünde polislerin olduğunu bilmiş olsalardı sokağa doğru yönelirler miydi?

 

2.)    Bu 2 örgüt üyesinin sokakta hızla koşarken karşılarında bulunan polislere doğru ateş ettiklerine dair ortada herhangi bir görüntü çıkmadı.

 

Veya ateş etmiş olsalardı, mutlaka arada sivil insanlarında yaralanması veya ölümü muhakkak gerçekleşirdi ancak böyle bir durum da olmadı.

Olay yerinde bulunan sivil insanların yaralanma ve ölümü olmadığına göre bu iki örgüt üyesinin iddia edilenin aksine ateş etmedikleri ve dolayısıyla da ortada herhangi bir çatışmanın olmadığı aşikardır.

 

3.)    Polis ve Salahiyetler Kanununa göre polis memurunun üzerinde 2 silah taşıma yetkisi yoktur. Ancak görüntülerde izleneceği üzere, bir polisin üzerinde 2 silah olduğu ve silah değiştirdiği açıkça görünmektedir. İlgili polis memuru Kanuna aykırı olduğu sabit iken neden üzerinde 2 silah taşımaktadır?

      4.)    Görüntülerde, Tahir ELÇİ’nin bulunduğu yerde, 4 polis memuru gözükmektedir.

 

Her bir polisin silahı 14 Mermi almaktadır. Kaçan iki örgüt üyesi üzerine ateş etmeleri durumunda en az 50 mermi ateşe ettikleri ve hatta mermileri bittiğinde de şarjör değişikliği yaptıkları görüntülerle sabittir.

Fakat polis memurları ile kaçan iki örgüt üyesinin aralarındaki mesafeye bakıldığında, elle dahi yakalanabilecekleri, çelme veya tekme atarak da, dengesi bozularak da yakalanabileceği görülmektedir. İlgili Polis memurlarınca neden bu davranış sergilenmemiştir?

 

5.)    Akla gelebilecek diğer bir soru da, olay yerindeki verilere göre ilgili Polisler, bu kaçan iki örgüt üyesine KURU SIKI TABANCA İLE Mİ ATEŞ ETMİŞLERDİR?

 

Bu kaçan 2 örgüt üyesine ateş edilmesi durumunda bu iki kişi kuvvetle muhtemel yaralı veya ölü de olabilir. Eğer bu 2 kişi ölü ve/veya yaralı da olsa örgütün elinde olduklarından, olayın bu yönünü ancak polislerin ateş etme durumunu aydınlatır.

 

6.)    Olayın akışına baktığımızda;

Kaçan 2 örgüt üyesinin 4 ayaklı minarenin arka ayağı önünde ayakta duran Tahir ELÇİ’nin yanından veya yakın olabilecek bir mesafeden hızla geçerek kaçtıkları,

 

caminin arkasındaki diğer örgüt üyelerinin bulunduğu sokağa yöneldikleri,

 

Tahir ELÇİ olayın ilk anında balıkçılar başında meydana gelen ateş edilen yöne eğilerek baktığı,

ve kendilerine doğru yaklaşanlara, yanından geçip giderken, gidiş yönlerine doğru başını çevirdiği ve kaçanları gözleriyle izlerken başının arkasının polislere dönük olduğu olayın akışından görülmektedir.

 

Zira arkadan gelen (ense kısmından) kurşunun kafatasının arkasından girerek, sol gözünden yani önden çıktığı ve Tahir ELÇİ’nin yerde yattığı yöne, başından akan kanın akışına göre değerlendirdiğimizde, arkasından yani polislerin bulunduğu yerden gelen kurşun ile vurulduğu tahmin edilmektedir.

Merminin Rahmetlinin kafatasında izlediği yön şekli, merminin giriş ve çıkış yönü, ölüm saati zaman dilimi bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

 

7.)    Otopsi raporlarına göre, Tahir ELÇİ’nin, uzak mesafeden atış ve büyük silah ile vurulduğu söylenmektedir.

Uzak atış; 1.30 metre uzaklıktan yapılan atış sayılır.

Büyük silah; Glock tabancada büyük silah sayılmaktadır.

Otopsi raporunda yer alan “uzak mesafeden atış ve büyük silah” ibareleri bu bilgi ışığında değerlendirilmelidir.

 

8.)    Biraz geriye dönersek;

Sokağa hızla koşarak giren iki kişiden öndeki silah elinde hızla geçerken, arkadan gelen kişinin elindeki silahın kabzasından değil de silahın namlusundan tutuğunu ve polise doğru hızla koşarak yaklaşırken elindeki silahı polise doğru fırlattığını hepimiz görüntülerde izledik.

 

Burada mantığıma ters geleni paylaşmak isterim.

 

Olay yerinden koşarak geçen örgüt üyesinin sağ tarafında, duvara yakın duran aracın yanında konumlanan polise doğru elindeki silahını fırlattığı görüntülerden sabittir. Bu şekilde atılan silahın, görevli polis memurunun bulunduğu noktaya düşmesi gerekirken neden örgüt üyesinin bahsettiğimiz hamlesi ile fırlatılan silah, o mesafeden uzakta bulunan Tahir Elçi’nin olduğu noktada görünmektedir?

 

Polisin durduğu nokta ile silahın göründüğü yer açı ve uzaklık bakımından (en az 10 adım)  farklılık arz etmektedir. Zira silah sağ tarafa doğru fırlatılmıştır ancak Tahir ise sol tarafta bulunmaktadır.

 

Bu silahın düştüğü yer değil de, Tahir Elçi’nin bulunduğu konumda olması, somut olarak fizik kuralları ile açıklanamadığından, iki olasılık akla getirmektedir.

Ya silaha tekme atılarak ya da o kargaşadan faydalanarak elle silahın yeri değiştirilmiştir.

 

Silah üzerinde parmak izinin alınma işlemi mutlaka yapılmıştır ancak iki örgüt üyesinin dışında başka parmak izi var mıdır ve şayet varsa bu hususlar da  araştırılmalı ve aydınlatılmalıdır.  

9.)    Ayrıca ve muhakkak Sayın Tahir Elçi’nin, 4 ayaklı minarenin ön ayak kısmında durmadığı arka ayak hizasında durmasının… (Burada önemli olan Tahir’in durma şekli ve silahın ateş edildiği yön itibariyle belirlenmesi açısından).

Olay yerinde birçok kamera bulunmaktadır,  bu kameraların olaya ilişkin almış oldukları kayıtların incelenmesinden edinilen bilgiler açıklanmamıştır.

Sokak içerisindeki Kilisenin kamera kaydı incelenmiş midir? İncelendi ise yine verilerden edinilen bilgiler nelerdir?

Tahir ELÇİ nin yanında bulunan silah kullanılmış mıdır ve kullanılmışsa ne tür olaylarda kullanılmıştır?

Bu hususların hukuki olarak, kamu yararı gözetilerek dikkatlice değerlendirilmesi, somut delil niteliğine haiz verilerin korunması ve ilgili Savcılık Soruşturma dosyasında yer almasının sağlanması son derece önemlidir.

3. OLAY: Basın açıklaması yapılan yer

Baro Başkanımız Sayın Tahir ELÇİ ve birlikte 20 veya 25 Avukat arkadaş ile tarihi 4 ayaklı minarenin ayaklarına verilen zarar ve tarihi eserlerin korunması yönünde yaptığı basın açıklaması bitmiş ve bu arada 15 civarında avukat arkadaşlarımız caddenin başına doğru yürüyerek olay yerinden ilerlemişlerdir.

Ve bu arada bir ana Kürtçe bir dakikalık konuşma yaparken Sayın Elçi ve 5 meslektaşımız 4 ayaklı minare önünde bu Kürt kadınının konuşması için beklemede..

Akabinde de çok zaman geçmeden Tahir ELÇİ’nin öldürülmesine sebep olay maalesef vuku bulmuştur.

Bağlı Bulunduğum Diyarbakır Barosu Sayın Başkanım, arkadaşım, dostum ve birçok dosyalarında da avukatlığını yapmış olduğum Tahir ELÇİ’ye Allahtan rahmet ve tüm ailesine başsağlığı ve sabırlar dilerim.

Diyarbakır Barosu ve tüm meslektaşlarımızla birlikte halkımızın da başı sağ olsun. 01.12.2015

 Av. Mesut DEĞER

22. Dönem Diyarbakır Milletvekili

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder