30 Aralık 2015 Çarşamba


2016 Yılının;

Barışın, Demokrasinin, Onurlu yaşamak,  Kardeşliğin, Huzurun, Mutluluğun, Sağlığın, Birlikte ve İnsanca yaşamanın, resimleriyle dolu yıllar olsun dileğiyle…

Umuduyla, sevdasıyla olsun.

Yeni yılınızı kutluyorum. Size ve ailenize hayırlara vesile olsun.

Sevgilerimle.

Mesut DEĞER


19 Aralık 2015 Cumartesi



Meclis Araştırması Önergeleri Bilgileri



Dönemi ve Yasama Yılı
22/1
Esas Numarası
10/18
Başkanlığa Geliş Tarihi
07/01/2003
Önergenin Özeti
Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer ve 32 Milletvekilinin, Doçent Doktor Necip Hablemitoğlu cinayetinin araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi.
Okutulduğu Birleşim
14/01/2003
Önergenin Son Durumu
Hükümsüz (g)
Önerge Sahibi
Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER ve 32 arkadaşı

 



 
 
 
 
 
 
18 Aralık 2002 de Ankara’da FMC olarak öldürülen Doçent Necip HABLEMİTOĞLU Cinayetinin araştırılması için ortaya koyduğum gerekçeler 13 yıl sonra yeniden gündeme gelerek tartışılmaya başlandı ve FMC dosyası yeniden açıldı.
Düşünüyorum da Milletvekillik dönemimde ele aldığım tüm önemli konular yıllarca sonra gündeme gelmektedir. Ama 2007 seçimlerinde seçilmemem için ne kadar çok gerçek veya tüzel kişiler devrede olmuş ki ve bugüne kadar tarafıma yapılan saldırıları daha iyi anlamaktayım.
Allah büyüktür.
 
 
 

18 Aralık 2015 Cuma


UNESCO

Dil din ırk gözetmeyen dünyanın barışı için ve insan haklarına sahip çıkmak için kurulmuştur

Görevleri

Cehaleti ortadan kaldırmak bilime önem vermektir, Dünya barışını sağlamak, Dil din ırk ayrımlarını ortadan kaldırmak, Memleketler arasındaki kültürleri duyurmak, Okul kütüphane gibi yerler kurmak Ve Bilim araştırmalarına imkân vermektir

Dünya Miras Listesi

Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen  evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla   “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” kabul edilmiştir.

14.04.1982 tarih ve 2658 sayılı Kanunla katılmamız uygun bulunan bu Sözleşme, 23.05.1982 tarih ve 8/4788 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanarak, 14.02.1983 tarih ve 17959 sayılı Resmî Gazete ‘de yayınlanmıştır.

Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır.

 Sözleşmeyi kabul eden üye devletlerin UNESCO’ya başvurusuyla başlayan ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) varlıklar Dünya Miras Komitesinin kararı doğrultusunda bu statüyü kazanmaktadır.

 

2014 yılı itibariyle Dünya genelinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı 1007 kültürel ve doğal varlık bulunmakta olup bunların 779 tanesi kültürel, 197 tanesi doğal, 31 tanesi ise karma (kültürel/doğal) varlıktır.

Bu nedenle;

Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri (2015)

Dünya mirası listesinde yer alan varlıkların korunamaması halinde, komite bu alanların listeden çıkarılmasına karar verebiliyor.

Bugüne kadar biri 2007 yılında Ürdün'de ve 2009 yılında Almanya'da olmak üzere iki alan dünya mirası listesinden çıkarıldı.

 

DİYARBAKIR

Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri

 Yeri: Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Diyarbakır

Boylam: 40˚14’ Doğu

Enlem: 37˚55’ Kuzey

Kriter : (i), (iii), (v)

Kategori: Kültürel

Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı; Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri olmak üzere iki ana bileşenden oluşmaktadır.

Bölgede hüküm süren medeniyetlerin, kültürlerin ve dönemin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenerek özgünlüğünü ve 7 bin yıllık tarihsel varlığını sürdüren Diyarbakır Kalesi, Surları ve Burçları hala orijinal ve özgün kültür varlıkları olarak yaşamakta, Dünya tarihi için önemli bir evrensel miras özelliğini korumaktadır.

Hevsel Bahçeleri, bahçe kültürünün çok önemli olduğu bir coğrafyada yer alan tarihi boyunca halkın kullanımına açık sivil bir bahçe olarak özgün bir değer ortaya koymaktadır. 30’dan fazla uygarlığın izlerini taşıyan bir bölgede 8 bin yıl gibi çok uzun süredir bahçe olarak var olmasıyla, tarımsal değerinin dışında, kültürel ve tarihi olarak da özgün bir yere sahiptir.

Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçelerinin yaşamsal işbirliği ve Hevsel Bahçelerinin oluşturduğu peyzaj, kentin ve aday varlığın binlerce yıldır kesintisiz yaşam sürmesinde, en önemli etkendir.






Google, Türkiye’de 2015’te en çok aranan sözcükler ve trendleri açıkladı.

 

Türkiye’de genel aramalarda artanlar da ‘Seçim Sonuçları’, ’LYS Sonuçları’ ve ‘Charlie Hebdo’ oldu.

 
İsimler

 1. Özgecan Aslan

 2. Hande Erçel

 3. Mutlu Kaya

 4. Seren Şirince

 5. Ankaralı Namık

 6. Zeki Alasya

 7. Demba Ba

 8. Elçin Sangu

 9. Erol Büyükburç

 10. Sertaç Boztepe

 Genel Aramalar

 1. Seçim Sonuçları

 2. LYS Sonuçları

 3. Charlie Hebdo

 4. FIFA 16

 5. Elbise ne renk? (mavi mi siyah mı?)

 6. Saatler ne zaman geri alınacak?

 7. Koalisyon

 8. Suruç

 9. Domuz Gribi Belirtileri

 10. TEOG

 

Şarkılar

 1. Bangır Bangır - Gülşen

 2. Gül Rengi - Mustafa Ceceli

 3. Yıllarım Gitti - Ferhat Göçer

 4. Sen - Koray Avcı

 5. Gel - Mabel Matiz

 6. İstersen - Buray

 7. Balım - Serdar Ortaç

 8. Olan Var Olmayan Var - Beyza Durmaz

 9. Gölge - Demet Akalın

 10. İlle de Aşk - Mustafa Ceceli

 
Diziler

 1. Kiralık Aşk

 2. Poyraz Karayel

 3. Çilek Kokusu

 4. Aşk Yeniden

 5. Güneşin Kızları

 6. Acil Aşk Aranıyor

 7. İnadına Aşk

 8. Kırgın Çiçekler

 9. Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz

 10. Kara Ekmek

 TV Programları

 1. Survivor All Star

 2. İşte Benim Stilim

 3. Nursel’in Mutfağı

 4. Harika Kanatlar

 5. Evleneceksen Gel

 6. Ütopya

 7. Miss Turkey

 8. Rising Star

 9. Arda'nın Mutfağı

9 Aralık 2015 Çarşamba


İNANÇ ÇATIŞMASINA SÜRÜKLENMEK Mİ?


 

4 ayaklı minareyi yıkmak mı?

Mezhep çatışmasını çıkarmak mı?

4 ayaklı minare yakınında bulunan Süryani Meryem Ana kilisesinin kule çanlarının yüksekliğini 4 ayaklı minare yüksekliğinin üzerine mi çıkartmak?

 

Günümüzde insanların en kolay bölünebileceği yolun inanç olduğunu bilen karanlık güçlerin

İnanç, Mezhep ve Din çatışmasının çıkarılması tuzağına düşmeyelim.

 

 





DİYARBAKIR SUR İLÇESİ

Bir  kadim şehir (Yani eski şehir) bölgesi Açık hava müzesidir. Bir tarihtir. Medeniyettir.  Keşfedilmesi gerekirken bugünlerde bir tarih geleceği yok olmayla karşı karşıya.

Diyarbakır Sur içinde bulunan ve halk tarafından “Dört Ayaklı Minare” olarak bilinen Şeyh Mutahhar ya da Şeyh Matar Camii 4 ayaklı minaresi, 500 yılı aşkın bir süreden beri 4 ayak üzerinde sapasağlam bugüne gelmiş ve Camiyi ve minareyi yaptıran da Akkoyunlu hükümdarı Kasım Han ve  Caminin mimarı belli değildir.

4 ayağı üzerinde duran Camii’nin minaresi, tek cami örneğidir.

Günümüze iyi bir durumda gelebilen cami, bir sıra beyaz, bir sıra da siyah taştan yapılmıştır.

Caminin en önemli yeri minaresi olup, bu tür minareye Diyarbakır ve çevresinde rastlanmamaktadır. Minare dört kalın ve sade sütun üzerine oturtulmuştur.

4 ayak, Diyarbakır surlarının dört kapısını mı? Temsil etmekte  Mardin kapı, Urfa kapı, Saray kapı ve Dağ kapı.

4 mezhebi temsil etmesi, buluşturmasıdır.  4 temel üzerine oturan minare ise İslam dininin tekliğini ifade ediyor

( 4 mezhep; Şafi, Hanefi, Hanbeli, Maliki )

 Diyarbakır asırlar boyu 4 mezhebin tek İslam dini altında toplanmasının simgesi olarak BARIŞ VE KÜLTÜR şehri olarak tanındı.

Camilerde her dinden, her mezhepten insan namaz kılarken tek Allah olduğunu ve insanlığın barışı, kardeşlik için dua ettiler.

Dört Ayaklı Minare İnsanlık Mirasıdır

İnsanlık mirası olan tarihî eserlere sahip çıkmak bir insanlık gereğidir.

 

 




TARİH, KÜLTÜREL. SANAT, MÜZİK, ŞAİR, YAZAR, DİN, İNANÇ VE MEZHEP ŞEHRİ

Diyarbakır

Camiler, Kiliseler ve Sinagoglar

 Ulu Cami,

Safa Camii

Palu (Parlı) Camii

Behram Paşa Camii

Nebi Camii

Fatihpaşa Camii (Kurşunlu Camii )

Hüsrevpaşa Camii

Melik Ahmet Camii

İskender Paşa Camii (Merkez)

Kale Camii (Hz. Süleyman–Nazıriye Camii)

Dört Ayaklı Minare

Diğer Önemli Camiler

Ömer Şaddat Camii, Kadı Camii, Hacı Büzürk Camii, Arap Şeyh Camii, Lala Kasım Camii, Kurt İsmail

 

MEDRESELER

Mes'udiye Medresesi

Zenciriye Medresesi

Sincariye Medresesi’de denilir.

 

 

KİLİSELER

Meryem Ana Kilisesi

Surp Giragos (Kara Papaz) Kilisesi

Mar Petyun Kilisesi

 

 

MÜZE

Diyarbakır Müzesi

Diyarbakır (Arkeoloji) Müzesi,

Ziya Gökalp Müze Evi,

Gazi Köşkü müze evi,

Cahit Sıtkı Tarancı Müze evi

Arkeoloji Müzesi

 

 

Sosyal Aktiviteler

Diyarbakır'ın el sanatları içerisinde kuyumculuk, ipekçilik, bakırcılık önde gelmektedir.

Köylerde el dokumacılığı ve halı, kilim üretimi de yapılmaktadır.

 

Halk Oyunları Kültür

Davul, zurna eşliğinde oynanan Diyarbakır oyunları yörenin aşk, ıstırap ve bazen de aşiretlerinin sosyal durumlarını konu alır. Oyunlardan bazıları; Delilo, Halay, Esmer, Çaçan, Tekayak, Çiftayak ve Çepik'tir. Bu oyunların kendilerine özgü özellikleri, ayrı figür ve hareketleri vardır.

 
Mutfak

Binlerce yıl Arap, Ermeni, Kürt, Süryani, Türk, Yahudi ve Zaza halklarının iç içe yaşadığı Diyarbakır'da, bu kültürlerin bileşiminden meydana gelen yemek kültürü bir hayli zengindir.

Mutfağın temel malzemeleri kuzu eti, yöresel baharatlar (sumak, kişniş, karabiber vs.), pirinç, sakatat çeşitleri, tereyağı ve bulgurdur. Bu nedenle Diyarbakır mutfağı ağır yemeklerden oluşur. Diyarbakır lahmacunu ve kadayıfının yanı sıra peyniri ile de ünlüdür. En ünlü yemekleri kaburga dolması, içli köfte, sac tava, meftune ve ciğer kebabıdır.

Karpuzu ile ünlenen Diyarbakır, ana yemek olarak ciğer kebabı, içli köfte, çiğ köfte, bulgur pilavı, kaburga, keşkek, lebeni; tatlılardan ise burma kadayıf ve sütlü nuriye ile yemek kültürü açısından da zengindir

 

Diyarbakır Surları

Diyarbakır Kalesi

Surların uzunluğu 5,5 km, yüksekliği 10–12 metre, kalınlığı 4–5 metredir. Çin Seddi'nden sonra en büyük sur olma özelliğini taşımaktadır.

 Malabadi Köprüsü

Silvan ilçesinde bulunan, Artuklular zamanından kalma bir köprüdür.

Hanlar ve Kervansaray

Diyarbakır’ın önemli yapıları arasında hanların önemli bir yeri vardır. Bunların başında Deliller Hanı, Hasan Paşa Hanı, Çifte Han ve Yeni Han gelmektedir.

Diyarbakır, İpek yolunun üzerinde oluşundan ötürü belirli güzergahlar üzerinde han ve kervansaraylar yapılmıştır. Anadolu Selçuklularının da uyguladığı bu düzeni Osmanlılar da sürdürmüşlerdir.

Hüsrev Paşa Han

Hasanpaşa Hanı

 Sülüklü Han

 
 Köprüler

Dicle Köprüsü (On Gözlü Köprü)

Haburman Köprüsü

 

7 Aralık 2015 Pazartesi

 
TAHİR ELÇİ İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMEMİ OKUMUŞTUNUZ.
BUGÜN GAZETEDE AÇIKLANAN DELİLLERE GÖRE YAZIMIN BİR BÖLÜMÜNDE 2 , 6 VE 9 BENDLERİMDEKİ AÇIKLAMAM DOĞRULANDIGINI PAYLAŞMAK İSTEDİM.
 
Av. TAHİR ELÇİ
Diyarbakır Baro Başkanımız
28 KASIM 2015 Tarihinde Diyarbakır Sur ilçesindeki tarihi 4 ayaklı minare önünde yapmış olduğu basın açıklaması sonrası öldürülme olayını irdeleyelim.
Olay yerini hukuki olarak değerlendirelim.
 
2.)          Bu 2 örgüt üyesinin sokakta hızla koşarken karşılarında bulunan polislere doğru ateş ettiklerine dair ortada herhangi bir görüntü çıkmadı.
6.)          Olayın akışına baktığımızda;
Kaçan 2 örgüt üyesinin 4 ayaklı minarenin arka ayağı önünde ayakta duran Tahir ELÇİ’nin yanından veya yakın olabilecek bir mesafeden hızla geçerek kaçtıkları,
Caminin arkasındaki diğer örgüt üyelerinin bulunduğu sokağa yöneldikleri,
 
Tahir ELÇİ olayın ilk anında balıkçılar başında meydana gelen ateş edilen yöne eğilerek baktığı,
ve kendilerine doğru yaklaşanlara, yanından geçip giderken, gidiş yönlerine doğru başını çevirdiği ve kaçanları gözleriyle izlerken başının arkasının polislere dönük olduğu olayın akışından görülmektedir.
Zira arkadan gelen (ense kısmından) kurşunun kafatasının arkasından girerek, sol gözünden yani önden çıktığı ve Tahir ELÇİ’nin yerde yattığı yöne, başından akan kanın akışına göre değerlendirdiğimizde, arkasından yani polislerin bulunduğu yerden gelen kurşun ile vurulduğu tahmin edilmektedir.
9.)          Ayrıca ve muhakkak Sayın Tahir Elçi’nin, 4 ayaklı minarenin ön ayak kısmında durmadığı arka ayak hizasında durmasının… (Burada önemli olan Tahir’in durma şekli ve silahın ateş edildiği yön itibariyle belirlenmesi açısından).
Olay yerinde birçok kamera bulunmaktadır,  bu kameraların olaya ilişkin almış oldukları kayıtların incelenmesinden edinilen bilgiler açıklanmamıştır.
Sokak içerisindeki Kilisenin kamera kaydı incelenmiş midir? İncelendi ise yine verilerden edinilen bilgiler nelerdir?
 



6 Aralık 2015 Pazar


 

 

 

 

Bağımsız Haber Sitesi

Arkadaşları Tahir Elçi'yi anlatı Rahmetli Tahir Elçi'nin arkadaşları onu anlattı. Arkadaşları, Tahir Elçi ile adliye koridorlarından başlayıp vefatına kadar süren dostluğunu, tahirliğini, barış elçiliğini, fedakarlıklarını anlattılar...

05 Aralık 2015 -



 
Hazırlayan: Behmen Doğu

Arkadaşları rahmetli Tahir Elçi'yi anlattı... Meslektaşları, Tahir Elçi ile ilgili hiç unutamadıkları anılarını, onunla ilgili izlenimlerini Hür Bakış'tan Behmen Doğu'ya anlattı.

Dostları, Tahir Elçi ile adliye koridorlarından başlayıp vefatına kadar süren dostluğunu, tahirliğini, barış elçiliğini, fedakarlıklarını anlattılar...

 

 

Av. Mesut Değer - 22. Dönem CHP Diyarbakır Milletvekili

 

 Tahir ile meslek hayatımızda zor yıllarda zor şartlarda Diyarbakır’da 1990’lı yıllarda birlikteydik ve mesleğimizi tüm avukatlar gibi yerine getirmeye çalışıyorduk.

1993’lerden sonra 40’a yakın Avukat gözaltına alındı. O yıllarda göz altı suresi 30 gündü. Ve gözaltına alınan avukatların daha sonra tutuklanması gündeme geldi ve Tahir de tutuklanmıştı.

0 yıllarda Tahir ve daha sonra birkaç dosyada avukatlığını yaptım.ahir 1990’lı yıllarda içine kapanık pek konuşmayan ve az ama anlamlı kelimeler söylerdi. Dosttu ve dost olarak yaklaşırdı herkese. İyi niyetliydi, kimseye karşı art niyetli değildi ve her zaman insanları severdi ve özelikle Diyarbakır ve halkını çok severdi. Tahir, Türkiye halklarıyla birlikte barış içerisinde yaşamayı seven, savunan bir hukukçuydu.

Kalbi temizdi ve çok duygusaldı yalnız kaldığında ağlardı ama asla ağladığını kimseyle paylaşmazdı ama Diyarbakır’da bir haksızlık olduğunda hemen o noktada Tahir olurdu.

Tahir Baro başkanı olduğunda uzun süre basında yer almadı ve konuşmaktan imtina ediyordu ve ben kendisine telkinde bulunuyordum  ‘’Baro başkanısın çık televizyonlara konuş’’ diye ve inanın basına çıkmasında etkenlerden biri benim diye düşünüyorum.

Ve Tahir basında ve Tahir rüzgârı esmeye başlamıştı...

Mesleğini seven bir arkadaştı. Mesleğini para kazanmak için değil hizmet açısından seve seve yapardı.

Tahir baro başkan adayı olduğunda en büyük destekçilerinden biri de bendim.

Ekmeğini paylaşan ve insanların acısıyla birlikte yaşamayı bilen bir insandı.

Ölümünden bir gün önce bana şunu söylemişti:

‘’Diyarbakır adliyesinde içeriye Avukat görüntüsü adı altında içeriye birileri girebilir ve bombalı bir saldırı veya silahlı saldırı olabilir daha önce Danıştay saldırısı ve İstanbul Bakırköy adliyesinde savcıya yönelik saldırı gibi bir saldırı olabilir’’

Tahir’im bu gün aramızda yok ama onun fikri düşüncesi ve varlığı aramızdadır.

Mekanın cennet olsun.

 

1 Aralık 2015 Salı



 

Av. TAHİR ELÇİ

Diyarbakır Baro Başkanımız

28 KASIM 2015 Tarihinde Diyarbakır Sur ilçesindeki tarihi 4 ayaklı minare önünde yapmış olduğu basın açıklaması sonrası öldürülme olayını irdeleyelim.

Olay yerini hukuki olarak değerlendirelim.

 1. OLAY: Balıkçılar Başı

Bir ihbar veya bir polis anonsu üzerine gelen bölgede görevli polisler, Balıkçılar başına doğru gelen bir araca doğru koşarak yönelmişlerdir. Bu varsayımımızın dayanağı caddeden geçen her araca polisin koşarak gitmeyeceğidir.

Araç durmuş ve polisler son derece basiretsiz, sorumsuz ve tedbirsiz bir şekilde açık hedef halinde aracın kapılarına yönelmişlerdir.

Burada 2 polisimiz şehit olmuştur.

 2.OLAY: İki örgüt üyesinin araçtan inerek 4 ayaklı minarenin bulunduğu sokağa girmesi;

Burada bazı akla gelebilecek soruları yüksek sesle düşünelim.

1.)    Sokağa kaçan 2 örgüt üyesinin 150 metre sonra diğer arkadaşlarının yanında olacağını muhtemelen düşünürsek, kaçtıkları sokak yönünde polislerin olduğunu bilmiş olsalardı sokağa doğru yönelirler miydi?

 

2.)    Bu 2 örgüt üyesinin sokakta hızla koşarken karşılarında bulunan polislere doğru ateş ettiklerine dair ortada herhangi bir görüntü çıkmadı.

 

Veya ateş etmiş olsalardı, mutlaka arada sivil insanlarında yaralanması veya ölümü muhakkak gerçekleşirdi ancak böyle bir durum da olmadı.

Olay yerinde bulunan sivil insanların yaralanma ve ölümü olmadığına göre bu iki örgüt üyesinin iddia edilenin aksine ateş etmedikleri ve dolayısıyla da ortada herhangi bir çatışmanın olmadığı aşikardır.

 

3.)    Polis ve Salahiyetler Kanununa göre polis memurunun üzerinde 2 silah taşıma yetkisi yoktur. Ancak görüntülerde izleneceği üzere, bir polisin üzerinde 2 silah olduğu ve silah değiştirdiği açıkça görünmektedir. İlgili polis memuru Kanuna aykırı olduğu sabit iken neden üzerinde 2 silah taşımaktadır?

      4.)    Görüntülerde, Tahir ELÇİ’nin bulunduğu yerde, 4 polis memuru gözükmektedir.

 

Her bir polisin silahı 14 Mermi almaktadır. Kaçan iki örgüt üyesi üzerine ateş etmeleri durumunda en az 50 mermi ateşe ettikleri ve hatta mermileri bittiğinde de şarjör değişikliği yaptıkları görüntülerle sabittir.

Fakat polis memurları ile kaçan iki örgüt üyesinin aralarındaki mesafeye bakıldığında, elle dahi yakalanabilecekleri, çelme veya tekme atarak da, dengesi bozularak da yakalanabileceği görülmektedir. İlgili Polis memurlarınca neden bu davranış sergilenmemiştir?

 

5.)    Akla gelebilecek diğer bir soru da, olay yerindeki verilere göre ilgili Polisler, bu kaçan iki örgüt üyesine KURU SIKI TABANCA İLE Mİ ATEŞ ETMİŞLERDİR?

 

Bu kaçan 2 örgüt üyesine ateş edilmesi durumunda bu iki kişi kuvvetle muhtemel yaralı veya ölü de olabilir. Eğer bu 2 kişi ölü ve/veya yaralı da olsa örgütün elinde olduklarından, olayın bu yönünü ancak polislerin ateş etme durumunu aydınlatır.

 

6.)    Olayın akışına baktığımızda;

Kaçan 2 örgüt üyesinin 4 ayaklı minarenin arka ayağı önünde ayakta duran Tahir ELÇİ’nin yanından veya yakın olabilecek bir mesafeden hızla geçerek kaçtıkları,

 

caminin arkasındaki diğer örgüt üyelerinin bulunduğu sokağa yöneldikleri,

 

Tahir ELÇİ olayın ilk anında balıkçılar başında meydana gelen ateş edilen yöne eğilerek baktığı,

ve kendilerine doğru yaklaşanlara, yanından geçip giderken, gidiş yönlerine doğru başını çevirdiği ve kaçanları gözleriyle izlerken başının arkasının polislere dönük olduğu olayın akışından görülmektedir.

 

Zira arkadan gelen (ense kısmından) kurşunun kafatasının arkasından girerek, sol gözünden yani önden çıktığı ve Tahir ELÇİ’nin yerde yattığı yöne, başından akan kanın akışına göre değerlendirdiğimizde, arkasından yani polislerin bulunduğu yerden gelen kurşun ile vurulduğu tahmin edilmektedir.

Merminin Rahmetlinin kafatasında izlediği yön şekli, merminin giriş ve çıkış yönü, ölüm saati zaman dilimi bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

 

7.)    Otopsi raporlarına göre, Tahir ELÇİ’nin, uzak mesafeden atış ve büyük silah ile vurulduğu söylenmektedir.

Uzak atış; 1.30 metre uzaklıktan yapılan atış sayılır.

Büyük silah; Glock tabancada büyük silah sayılmaktadır.

Otopsi raporunda yer alan “uzak mesafeden atış ve büyük silah” ibareleri bu bilgi ışığında değerlendirilmelidir.

 

8.)    Biraz geriye dönersek;

Sokağa hızla koşarak giren iki kişiden öndeki silah elinde hızla geçerken, arkadan gelen kişinin elindeki silahın kabzasından değil de silahın namlusundan tutuğunu ve polise doğru hızla koşarak yaklaşırken elindeki silahı polise doğru fırlattığını hepimiz görüntülerde izledik.

 

Burada mantığıma ters geleni paylaşmak isterim.

 

Olay yerinden koşarak geçen örgüt üyesinin sağ tarafında, duvara yakın duran aracın yanında konumlanan polise doğru elindeki silahını fırlattığı görüntülerden sabittir. Bu şekilde atılan silahın, görevli polis memurunun bulunduğu noktaya düşmesi gerekirken neden örgüt üyesinin bahsettiğimiz hamlesi ile fırlatılan silah, o mesafeden uzakta bulunan Tahir Elçi’nin olduğu noktada görünmektedir?

 

Polisin durduğu nokta ile silahın göründüğü yer açı ve uzaklık bakımından (en az 10 adım)  farklılık arz etmektedir. Zira silah sağ tarafa doğru fırlatılmıştır ancak Tahir ise sol tarafta bulunmaktadır.

 

Bu silahın düştüğü yer değil de, Tahir Elçi’nin bulunduğu konumda olması, somut olarak fizik kuralları ile açıklanamadığından, iki olasılık akla getirmektedir.

Ya silaha tekme atılarak ya da o kargaşadan faydalanarak elle silahın yeri değiştirilmiştir.

 

Silah üzerinde parmak izinin alınma işlemi mutlaka yapılmıştır ancak iki örgüt üyesinin dışında başka parmak izi var mıdır ve şayet varsa bu hususlar da  araştırılmalı ve aydınlatılmalıdır.  

9.)    Ayrıca ve muhakkak Sayın Tahir Elçi’nin, 4 ayaklı minarenin ön ayak kısmında durmadığı arka ayak hizasında durmasının… (Burada önemli olan Tahir’in durma şekli ve silahın ateş edildiği yön itibariyle belirlenmesi açısından).

Olay yerinde birçok kamera bulunmaktadır,  bu kameraların olaya ilişkin almış oldukları kayıtların incelenmesinden edinilen bilgiler açıklanmamıştır.

Sokak içerisindeki Kilisenin kamera kaydı incelenmiş midir? İncelendi ise yine verilerden edinilen bilgiler nelerdir?

Tahir ELÇİ nin yanında bulunan silah kullanılmış mıdır ve kullanılmışsa ne tür olaylarda kullanılmıştır?

Bu hususların hukuki olarak, kamu yararı gözetilerek dikkatlice değerlendirilmesi, somut delil niteliğine haiz verilerin korunması ve ilgili Savcılık Soruşturma dosyasında yer almasının sağlanması son derece önemlidir.

3. OLAY: Basın açıklaması yapılan yer

Baro Başkanımız Sayın Tahir ELÇİ ve birlikte 20 veya 25 Avukat arkadaş ile tarihi 4 ayaklı minarenin ayaklarına verilen zarar ve tarihi eserlerin korunması yönünde yaptığı basın açıklaması bitmiş ve bu arada 15 civarında avukat arkadaşlarımız caddenin başına doğru yürüyerek olay yerinden ilerlemişlerdir.

Ve bu arada bir ana Kürtçe bir dakikalık konuşma yaparken Sayın Elçi ve 5 meslektaşımız 4 ayaklı minare önünde bu Kürt kadınının konuşması için beklemede..

Akabinde de çok zaman geçmeden Tahir ELÇİ’nin öldürülmesine sebep olay maalesef vuku bulmuştur.

Bağlı Bulunduğum Diyarbakır Barosu Sayın Başkanım, arkadaşım, dostum ve birçok dosyalarında da avukatlığını yapmış olduğum Tahir ELÇİ’ye Allahtan rahmet ve tüm ailesine başsağlığı ve sabırlar dilerim.

Diyarbakır Barosu ve tüm meslektaşlarımızla birlikte halkımızın da başı sağ olsun. 01.12.2015

 Av. Mesut DEĞER

22. Dönem Diyarbakır Milletvekili