18 Ekim 2015 Pazar




GUARDIAN: “ANKARA’DAKİ SALDIRI, PARLEMENTO SEÇİMİ ÖNCESİ GÜVENLİK KAYGILARINI TETİKLEYECEK”

FRANKFURTER ALLGEMINE “TÜRKİYE’DE ZEHİRLİ BİR ATMOSFER OLUŞTU”

HANDELSBLATT: “TÜRKİYE, BARUT FIÇISI”

DIE WELT: “TÜRKİYE’DE KURBANLAR; SOLCULAR, KÜRTLER, ALEVİLER, ATEİSTLER”

SÜDDEUTSCHE: “1 KASIM’DA SEÇİMLER MUTLAKA YAPILMALI”

INDEPENDENT: “TÜRKİYE, KAOSA SÜRÜKLENDİ”

FINANCIAL TIMES: “SALDIRININ YARATTIĞI ÖFKE, ÜLKEDEKİ BÖLÜNMELERİ DERİNLEŞTİREBİLİR”

FINANCIAL TIMES: “ANKARA’DAKİ SALDIRI TEHLİKELİ KUTUPLAŞMAYI BESLEDİ”

EL PAIS: “ANKARA’DAKİ SALDIRI, TÜRKİYE’DEKİ TARİHİ İHTİLAFI CANLANDIRDI”

WALL STREET JOURNAL: “ANKARA’DAKİ SALDIRI, TÜRKİYE’DEKİ KARGAŞAYI VE SİYASİ KUTUPLAŞMAYI DERİNLEŞTİRDİ”

NEW YORK TIMES: “TÜRKİYE, KENDİ İLE DE SAVAŞ HALİNDE”

LE FIGARO: “TÜRKİYE’DE NE ZAMAN BİR TERÖR SALDIRISI OLSA; KURBANLAR HEP DEMOKRATİK SOL, LAİK VE KÜRT YANLISI MİLİTANLAR OLDU”

9 Ekim 2015 Cuma


FINANCIAL TIMES: “ABD’YE GÖRE RAKKA OPERASYONUNUN ÖNCÜ GÜCÜ KÜRTLER OLMAMALI”

BBC’nin aktarımına göre, Washington’dan yazılan ve Erika Solomon ile Geoff Dyer’ın imzasını taşıyan haberde, “Rusya’nın Esad’a destek için Suriye’de hava saldırılarına başlaması ve ABD’nin eğit-donat projesinin lime lime olmasının ABD lideri Obama’yı, Suriye’de IŞİD’le mücadelede yeni bir strateji belirlemek için baskı altında bıraktı”

 AB’nin Suriye’deki Kürt gruplara desteği var. ABD’li yetkililer ise IŞİD’in kalesi Rakka’ya yönelik bir operasyonda ise Kürt değil Arap grupların öncü konumda olması gerektiğini söylüyorlar. ABD yönetimi birlikte çalıştığı (Kürt) savaşçıların, Suriye-Türkiye sınırının 60 mil güneyine kadarlık alanı almaya muktedir olmasını umut ediyor. Bu, IŞİD’in Türkiye’den yabancı savaşçı ve silah getirmesini ya da güçlerini Suriye ve Irak’taki üsleri arasında hareket ettirmesini önlemek adına büyük bir hamle olacaktır. ABD’li yetkililer bu tür inisiyatiflerin Rakka’yı izole etmeye başlayabileceğini umuyor”

RUS UÇAKLARININ SURİYE’Yİ BOMBALAMASI VE TÜRKİYE

Rus jetlerinin Suriye’deki muhalifleri vurması ve Türkiye’nin hava sahasını ihlallerinin iki ülke arasında çatlak yarattığı gibi Rusya’nın kararlı askeri uçuşlarını uyarmak, nota vermek dışında Türkiye’nin yapabileceği bir şey yok gibi.

Türkiye’nin

*Suriye’deki hedefleri ve

* Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurma hedefinin azaldığı şeklinde de yorumlana bilinir.

Rusya, Türkiye’nin hava sahasını son günlerde bir kaç defa ihlal ederek Esad’ın düşmanlarına Suriye’nin egemenliğini ihlal etmeyin uyarısını yapmak istedi gibi,

Zira Rusya, Güvenli bölgenin kurulmasına karşı ve kurulması halinde de meydan okumaktadır.

Rusya, son dönemlerde Suriye’de yaptığı askeri yığınaklar ile Esad’ın önemli bir müttefikidir.

Rusya’nın birçok konuda işbirliği yaptığı Türkiye gibi bir dostu kaybederse çok şey kaybedeceğini hesaplamaktadır.

Bu nedenle;  Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ülkesinin Suriye’deki operasyonlarını askeri görüşmeler kapsamında Türkiye ile koordine etmeye hazır olduklarını söyledi.

Bununla birlikte Peskov;  Türkiye’den böyle bir mekanizma kurulması yönünde herhangi bir talep almadıklarını da belirtti.

Türkiye, tarihi ve Rusya ile olan derin ekonomik bağları nedeniyle Ruslarla herhangi bir çatışmayı önlemek için elinden gelenini yapacak gibi.

Ancak, görünen o ki, en azından Suriye’de, kaybeden Türkiye

7 Ekim 2015 Çarşamba



 

Türkiye’miz;

İfade özgürlüğüne katkısı sosyal medyayı kapatmamak,

Kürt sorununa savaş jetleriyle,

Sosyal protestolara biber gazıyla yanıt veren bir ülke olmaktan çıkmalıyız.

 “Avrupa Birliği ile Türkiye arasında tam üyelik müzakereleri neredeyse 10 yıl önce bugün başlamıştı. Büyük umutlarla başlayan süreç bugün hayal kırıklığına hatta yabancılaşmaya dönüştü.

Ancak gönüllü olarak birbirini bulamayanlar, şimdi ortaklık yapmaya zorlanıyor. Ortadoğu’da sömürge düzeninin parçalanması sonucunda meydana gelen nüfus göçü, Avrupa ve Türkiye’yi ortak çıkar ittifakına zorluyor. ‘’

3 Ekim 2015 Cumartesi

 


2015 YILSONU GÜNDEMDEKİ ÖNEMLİ KONULARDAN;

 

KÜRTLER’İN CERABLUS’U ALIRSA TÜRKİYE BÖLGEYİ İŞGALGÜNDEME GELEBİLİR Mİ?”

 

Kürtlerin Türkiye’nin sınırında IŞİD’in ikmal hattını kesmeye çalıştığını bunun için de IŞİD’in dış dünyayla tek bağlantısı olan Türkiye sınırındaki Cerablus’u ele geçirmeye odaklandıklarını ve bu senaryonun Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesini kışkırtabileceğini ve Türkiye bölgeyi işgal edebilir konusu gündeme gelebilir mi?

Suriye konusunda Obama ve Putin’in bir uzlaşmaya varılmaması, bunun IŞİD için iyi haber olduğunu ve IŞİD’in son 18 aydır düşmanlarının dağınıklıkları ve birbirleriyle çatışması sayesinde kurtulduğu gibi ve yayılmaktadır.

 Suriye ve Irak’taki olaylar diplomasiden ziyade savaş alanında yaşananlara göre şekillenecek. Halifelik ilan eden örgüt bazı yerlerde sıkıştırılırken, bazı yerlerde ise ilerlemeye devam ediyor.

 IŞİD’in 2014 yazında başlattığı savaşlar ve elde ettiği topraklar ile başarılı olduğunu ancak, ciddi anlamda yenilgiye uğradığı yerler bugün Suriye ve Irak’taki Kürtlerin elinde bulunuyor.

Irak Kürtleri 2014 yazında kaybettikleri toprağın çoğunu geri aldılar ancak Arap nüfusun yoğun olduğu bölgelere ilerleyeceğe benzemiyorlar.

 IŞİD için en önemlisi, Suriyeli Kürtlerin ABD’nin hava desteğiyle Kobani’de kendilerini yenmesiydi. Suriyeli Kürtler şu anda Kobani’nin Türkiye sınırına geçiş hatları hariç neredeyse tamamını kontrol ediyor.

Kürt liderlerin Cerablus’taki son geçiş hattını bu yılın sonuna kadar ele geçireceklerini ve böylece IŞİD’in dış dünya ile bağlantısını keseceklerini açıkladılar.

Geçen yıl ABD öncülüğündeki koalisyon tarafından yaklaşık 7 bin hava saldırısına hedef olan IŞİD’in hala saldırı kapasitesi bulunuyor. Kuzey Irak ve Suriye’deki Kürtler örgüte karşı başarılı olurken, hem Suriye hem de Irak ordularının yaptığı saldırılar olumsuz sonuçlandı. Ocak 2014’te Bağdat’ın 60 mil (yaklaşık 100 km) batısındaki Felluce’yi ele geçiren IŞİD; ABD, İran ve diğer ülkelerin karşıtlığına rağmen şehri hala elinde tutuyor. Irak’ta IŞİD’in üzerinde yeterince baskı kurulmaması örgütle Suriye’de savaşılmasına neden oluyor ve Fransa ile İngiltere’nin ABD öncülüğündeki koalisyona katılmasından daha önemli bir askeri gelişme teşkil ediyor. IŞİD 22 Mayıs’ta Palmyra’yı ele geçirerek ve Şam’ı ülkenin kuzeyine bağlayan M5 otoyoluna rahatsız edici derecede yakınlaşarak, Suriye ordusuna karşı önemli mesafe kat etti. Yine de militanların muhtemelen başkenti, Hama’yı, Humus’u ya da Halep’in Suriye hükümetinin elinde bulunan kısmını alacak gücü yok gibi.

IŞİD veya El Kaide benzeri grupların Beşar Esad’ı devirmesi halinde Rusya, İran, Irak ve Lübnan Hizbullahı’nın kaybedecek çok şeyi olduğunu;

Amerikalıların uyarısı üzerine geçen hafta Irak, İran ve Rusya istihbarat paylaşımına dair bir anlaşma imzaladılar. ABD ile devam eden uyuşmazlıklara rağmen Rusya, Suriye krizi sonucunda eski pozisyonuna benzer şekilde bir ‘büyük güç’ statüsü kazandı. Şii nüfusun yoğun olduğu İran ve Irak da, Suriye’deki radikal Sünni örgütleri engellemek için ellerinden geleni yapacaklarını açıkladılar. Şu anda hem Irak hem de Suriye’de askeri bir çıkmaz söz konusu. Ancak IŞİD yakın zamanda dış dünya ile bağlantısını kaybedebilir.

 Örgütün askeri olarak en büyük düşmanı olan Suriyeli Kürtler ve onların örgütlediği Halk Savunma Birlikleri (YPG). Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi (PYD)

Dışişleri Bakanı Amina Ossi, YPG’deki asker sayısının 50,000 olduğunu; 3,000’inin ise savaşta öldüğünü söylüyor.

 YPG’nin başarıları yüksek görünüyor ancak birlik Kobani, Haseke ve Tel Abyad’da bu sene IŞİD’e karşı önemli zaferler kazandı.

Bu durum, geçmişte IŞİD’i  tolere ettiğinden ya da desteklediğinden şüphelenilen Türkiye tarafından öfkeyle karşılandı. Türkiye’nin Suriye’yle sınırı 550 mil (yaklaşık 900 km) uzunluğunda. Sınırın diğer yakasının yarısından fazlası Suriyeli Kürtler tarafından kontrol ediliyor.

Türkiye açısından daha da kötüsü, PYD ve YPG’nin aslında PKK’nın Suriye kolu olması. Türkiye geçenlerde Irak’ta 30 Kürt militanı öldürdüğünü açıkladı.

Türkiye Sınırında PKK tarafından yönetilen, iyi silahlanmış ve askeri olarak ABD ile ittifak içinde olan bir yönetim çıkması; Türkiye açısından Suriye’deki çatışmadan doğabilecek en kötü sonuç olur. Suriyeli Kürtler artık Fırat’ın batısına saldırılar düzenleyerek IŞİD’in Türkiye sınırındaki son geçiş hattı Cerablus’u almak ve Kürtlerin yönetimindeki Afrin’e bağlamak istiyorlar.

PYD lideri Salih Müslim’in danışmanı Sihanouk Dibo, Independent’la Kamışlı’da yaptığı röportajda ‘Biz yalnızca Kobani ile Afrin arasındaki bölgeyi özgürleştirmeyi ve Rojava’yı birlik haline getirmeyi düşünüyoruz’ dedi.

 Bu IŞİD ve bölgedeki El Kaide klonları açısından kötü bir yenilgi olacaktır ve aynı zamanda bir Türkiye müdahalesini de kışkırtabilir. Ayrıca, Suriye’deki çatışma bölgede istikrarsızlığın yayılmasına neden olmaktadır.

Çözüm süreci buzdolabından indirmek, Askıdan indirmek veya silahların betona gömülmesini söylemek sınır ötemizdeki bu gelişmeleri gözlemleyerek çözüm sürecinin yol haritasında (yol kazası olmaması için )  radikal değişiklikler zorunludur.

2 Ekim 2015 Cuma


 “TÜRKİYE’DE YAŞLILAR DA SOSYAL MEDYACI”

Türkiye’de yaşlılar arasında internet kullanım oranı düşük olmasına rağmen sosyal medya kullanımı Avrupa’da ilk sıralarda yer alıyor.

Türkiye’de 65- 74 yaş grubundakilerin yüzde 43’ü e-posta, yüzde 65’i mal ve hizmetler hakkında bilgi alma, yüzde 81’i internetten haber okuma ve yüzde 15’i alışveriş amaçlı kullanmaktadır.

Suriye’de tüm yollar neden Beşar Esad’a çıkıyor?

“Beşar Esad’ın geleceği konusunda ABD ve Rusya oluşan zorunluluk sonucu mutabakata doğru yaklaşırken Türkiye’nin oluşan yeni diplomatik denklem içerisinde nasıl bir yer alacağı ( Esad ile geçiş Esadsız geçiş) henüz net değil.

 Yaklaşık 4 buçuk yıldır devam eden ve 250 bini aşkın kişinin ölümüne, 12 milyona yakın kişinin de evlerini terk etmesine yol açan Suriye iç savaşına çözüm bulmak için son haftalarda yeniden yoğun bir diplomasi trafiği başlatıldı. ABD, Avrupa Birliği, Rusya ve İran’ın yanı sıra Türkiye de yürütülen temasların bir parçası halinde. Tüm bu temasların odak noktasında ise Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve Esad iktidarının geleceği var. Artık başta Rusya ve ABD olmak üzere ülkeler arasında konuşulan konu ise, Esad’ın Suriye krizinin çözümünde nasıl bir rol üstleneceği”

ABD’nin Esad’sız IŞİD krizini çözme çabalarına ve ılımlı muhaliflere yönelik  eğit-donat  programı sonucunda  Ancak her iki girişimden de istenen sonuç alınamadı. Hava operasyonları ABD bütçesine günde neredeyse 10 milyon dolarlık yük getiriyor. Eğit-donat projesi ise ABD açısından daha büyük bir başarısızlık örneği olarak görülüyor. Ağustos’ta birinci yılını tamamlayan koalisyonun hava saldırılarının 12 aylık maliyetinin ABD tarafından 3,5 milyar dolar olarak açıklandı. Binlerce Suriyelinin iltica başvurusu yapabilmek için Avrupa’ya akın etmesi, Suriye krizinin çözümüne de yeni bir aciliyet katmış oldu”