Mesut Değer, 1959’da Diyarbakır’da doğdu. Avukat; 1985 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 2002 yılında 22. Dönem Diyarbakır Milletvekili seçildi TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekilliği, “Şemdinli mi?”, “Kürt Sorunu mu?” kitaplarını yazdı.
14 Mart 2015 Cumartesi
Ahmet Kaya-Bahtiyar
Ahmet KAYA
‘’Kod Adı Bahtiyar ‘’
Ahmet KAYA İstanbul Barış Müzik'te ilk albümlerini çıkardığı
yılların hemen akabinde
1989 yılında kendisiyle yaptığım bir görüşmede 1987 yılında
dağa giden kardeşim Metin DEĞER için özgün bir parça yapmasını istemiştim.
O da Bahtiyar'ı seslendirdi.
KOD Adı: BAHTİYAR
Diyarbakırlıymış
Kod adı Bahtiyar / Kod adı Baver
Suçu saz çalmakmış / Suçu Dağa çıkmakmış
Öğrendiğim kadar....
Gazete de çıktı 3 satır yazı / gazetede çıktı haberleri ‘’Metin Değer dağa çıktı’’
Ahmet Kaya ile kaset çıktıktan sonra aramızdaki konuşmamızda
bana ''Bu türküm bile yasaklanacak adı yok ama kendi var ilerde tekrar
söylerim'' demişti..
Gerçekten de öyle
oldu. Uzun süre bu türküsü yasaklanmıştı Ahmet KAYA 'nın...
Şehit olan kardeşim Bawer'e atfen paylaşmak istedim
"Bahtiyar'ı"..
A.
KAYA 'ya da bir kez daha teşekkürler..
TÜRKİYE – SURİYE
– IRAK – MUSUL - PKK – DAİŞ
Suriye’de
4 yıldır süren bir savaş ortamında halen
liderliğini sürdüren Esad, son dönemlerde dış dünyaya verdiği 4 önemli
röportajı ile vermek istediği mesajlarına bakacak olursak;
Esad; görevinde ve devrilmeyen lider ve
devrilmeyecek bir liderin yanında yumuşak görüntülü, Mağdur bir taraf
görüntüsünü vermektedir. Suriye silahlı kuvvetlerin ile istihbaratın yaptıkları
faili meçhul olaylar kendisinin bilgisi dışında olduğunu ve Suriye’nin açıkça
tek temsilcisi olduğunu, ABD’ nin de bunu kabul etmesini ve aynı şekilde
Türkiye’yi de ikna etmesinin altını çizmektedir.
DAİŞ tehlikesi ABD ve Avrupa için bir tehdit
oluşturmaktadır. Hedef DAİŞ (İŞİD) olmalıdır. Suriye’de DAİŞ ile mücadele edecek
tek gücün Suriye Hükümeti ve ordusu olduğunu, Suriye muhalifler ile diğer
grupların ne DAİŞ ile, El Kaide veya El Nüsra ile savaşacak güçlerinin
olmadığını, ABD ve Avrupa ile ortak düşmanın DAİŞ olduğunu belirtmektedir.
Esad, Suriye
ve Irakta’ ki İŞİD ‘e karşı duruşu nedeniyle bir anda Batı ve Esad’ı ortak
düşmana karşı aynı safta buluşturdu.
Yani Esad; ABD ve Avrupa ile ilişkilerini DAİŞ
üzerinden Suriye’de etkinliğini ve liderliğini sürdürmenin çabasındadır.
Esad; Rusya, Çin ve Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi
tarafından korunmakta olduğunu da belirtelim.
Bugün Irak kâğıt üstünde bir devlettir. Saddam sonrası bölünme
başlamıştır. Irak yönetimi çaresiz ve yaşanan olaylardan bunalmıştır.
Irak ordusu Bir milyonun üzerinde ama askeri
disiplin ve manevi birlikten yoksundur. Ordunun kuruluşu dini ve etnik
temeldedir. Sünni askerlerin Sünni DAİŞ ‘le silahlı mücadeleye girmeyecekler
gibidirler.
Ve Irak ordusu DAİŞ ile mücadele edemez görünümünde.
DAİŞ ile Irak’ta bölünme engellenemez
görülmektedir.
DAİŞ’ in elinde bulunan Musul’un Kobani gibi geri
alınması önemlidir.
DAİŞ ile burada bir savaşın şartları çok zor
görünmektedir. Irak ordusu DAİŞ ile savaşa girmeyeceği koşulunu değerlendirirsek
DAİŞ’ in Musul’dan çıkartılması daha da zorlaşacaktır.
Suriye’de Esad’ın iktidarda kalması için Öncelikle
Irak’ta gelişmeler çok önemlidir.
Irak ordusu ve Peşmerge; İŞİD ‘e ağır kayıplar
verdirirse ve Musul’u geri alırsa İŞİD ve halifesi tarih sayfalarında yerini
alır.
Aksi halde ABD Suriye’de geri adım atabilir. Ve
ESAD ve rejimi ile iş birliğine girebilir mi?
AK Parti hükümeti ile HDP arasında açıklanan 10
maddelik çözüm süreci metninde önemli bir cümle açıklandı yani Abdullah
Öcalan’ın 21 Mart Newroz çağrısında;
‘’ olağan üstü kongreyi toplama ve Türkiye’ye karşı
silahlı mücadeleye son verme kararının alınması ‘’
Silahlı mücadeleye son vermek ayrı silah bırakmak
ayrıdır.
Elbette Suriye, Irak’taki gelişmeler önemlidir.
DAİŞ ve buna benzer örgütler Suriye ve Irakta
durmaktadır ve bu örgütler Kürtler için tehlike olduğu bilinmektedir.
DAİŞ ‘ten Musul ‘un geri alınması ABD ‘nin Irak ve
Suriye politikasında değişikliklere yol açacaktır ve bununla Kürtlerin daha
güçlü olarak bölgede söz sahibi olacaklarından Musul üzerinde PKK ve
Peşmergelerin yoğunlaştığı görülmektedir.
Irak’ta hükümet değişikliği ile yeni kurulacak
hükümete Saddam gibi bir diktatörün gelme ihtimali de vardır. Halepçe katliamı
hafızalardadır.
Suriye’deki
gelişmeler ve PYD’ nin konumu da dikkate alırsak;
Ortaya şu sonuç çıkmaktadır.
PKK ; Irak
ve Suriye’de bu tablo karşısında görevleri olduğunu bu nedenle silah bırakmak
yerine Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleye son vermek çağrısı üzerinde
durabilir.
Bu durumda Türkiye’de çözüm süreci elbette rayında
devam edecektir. Ama bu durumdaki gelişmeleri ve tartışmaları duyar gibiyim.
Bölgedeki gelişmeleri yakından takip ettiği gibi Sayın
Başbakanın Musul’a Türk askerinin müdahalesi doğrudan olmayacağı gibi
müdahalede kayıtsız kalmayacağız şeklindeki açıklaması Türkiye’nin Musul
üzerindeki politikasının ipuçlarını vermektedir.
Elbette Musul’daki gelişmelere kayıtsız kalınmaz.
CHP ise bu durumda Musul’a yapılacak her türlü
desteğe ve hükümetin söylemlerine karşı çıkacak gibi.
Türkiye; çözüm sürecinde sadece Türkiye’deki
Kürtler değil de Suriye ve Iraktaki Kürtlerinde hep birlikte bu aşamada ele
alınmalıdır. Zira bölgedeki gelişmeler Türkiye’ye yansıyacaktır. Bunun
örneklerini geçmişte gördük. Kısaca;
Türkiye’nin bölgede etkinliği olmalıdır.
7 Mart 2015 Cumartesi
6 Mart 2015 Cuma
3 Mart 2015 Salı
Çözüm süreci
ve 10 madde tartışılırken diğer taraftan paralel olarak hem siyasi hem de
ekonomi alanda da atılacak adımların birlikte yürütülmesi gerekir. Aksi halde
beklenmeyen sonuçlarda doğabilir. Sürece zarar verebilir.
EKONOMİ
·
Bölgesel
kalkınma için Bütçeden büyük kaynaklar aktarılmalı ve her yıl bugünkünün 2 kat düzeyinde kamu kaynağını Bölgesel
Sosyo - Ekonomik kalkınma için
ayrılmalıdır.
·
Bölgeye
kaynak aktarımı için gerekecek kurumsal yapı kurulmalı
·
Kalkınma
için ekonomik teşvikler ve sosyal yardımlar doğrudan işsiz ve yoksul halka
ulaştırabilecek kurumsal yapı oluşturulmalı.
·
Halka
yakın yönetim anlayışı – yani Devletin halkıyla doğrudan ilişkiye gireceği
vatandaşını yerinde gören ve duyan bir yönetim anlayışını hâkim kılmak gerekir.
·
Boşaltılmış
köylere geri dönüşü devlet desteği ile hızla sağlanmalıdır. Devletin maddi ve
kurumsal desteği ile yapılmalıdır.
·
Çok
düşük faizli ve uzun vadeli kredi olanağı sağlayarak ev ekonomisi, el sanatları
ve dokumacılığı vs ekonomik değere dönüşmesini desteklenmelidir.
·
Geçiş
dönemin mağduriyetlerini hak ve hukuk temelinde giderilmelidir.
·
Dengeli
kentleşme, Sağlıklı yapılaşma ve depreme dayanaklı Bölgesel planlama
desteklenmelidir.
·
Refah
düzeyi gelişmiş bölgeler düzeyine çıkarılmalı.
·
Toplumsal
alt yapı ile Eğitim, Sağlık, Ulaşım, Haberleşme ve İletişim alanlardaki
yetersizlikler hızla giderilmelidir.
·
Tarım
ve Hayvancılık desteklenmeli, Meralar güveli kullanıma açılmalıdır.
·
Kobiler
desteklenmelidir.
·
Kadınların
mesleki eğitim olanakları geliştirilmeli ve desteklenmelidir.
·
Bölgeye
tesis ve Fabrikalar için doğrudan sermaye akışını desteklenmelidir. Mevcut
teşvik sistemi yerine ‘’ Bölge Sektör ve
Büyük Proje’’ temelinde yeni somut etkin ve seçici yatırım teşvik uygulaması
başlatılmalıdır.
·
Kurulacak
özerk ekonomik kalkınma kurumu Bölgesel kalkınma projelerinin uygulanmasında
Bölge merkezli yönetim anlayışını uygulamaya geçirilmelidir.
·
GAP
ve DAP hızla tamamlanmalı.
·
Adaletli
gelir dağılımını hedef alınmalıdır.
·
Doğu
ve güneydoğuda susuz köy – yol bırakılmamalı.
·
Kalkınma
ajanslarının yönetiminde Ziraat odalarının, Mühendis ve mimar oda temsilcileri,
Tabipler ve Baronun da temsilcisi olmaması gerçek tende bir eksikliktir. Bu
süreçte bu eksiklikte giderilmelidir.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Öcalan PKK’ya “Silahlı mücadeleye son”
çağrısını yineleyecek. İşte bu çağrının altında PKK’nın siyaset yapabilmesinin
önünün açılması, Kürtlerin temel özgürlüklerinin ‘eşit yurttaşlık’ prensibiyle
güvence altına alınması, yasa dışı görülen Kürt sivil toplum örgütlerinin
tanınması, ayrımcılıktan vazgeçilmesi, iç güvenlik paketinin yeniden
değerlendirilmesi ve anadilde ifadenin yasal güvenceye kavuşturulması
beklentileri var. Taraflar, bu beklentilerin karşılanabilmesi için yeni anayasa
oluşturulması konusunda da mutabıklar. Türkiye’de 7 Haziran’da yapılacak seçim
öncesinde bu anlaşmanın ne şekilde işleyeceğini .?
ABD ÖCALAN’IN ÇAĞRISINI MEMNUNİYETLE KARŞILADI
ABD Dışişleri Bakanlığı, Abdullah Öcalan’ın PKK’ya
silahların bırakılmasına yönelik olağanüstü kongre düzenleme çağrısı yapmasını
memnuniyetle karşıladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, “Hükümet ve
diğer tüm tarafların kalıcı barış sağlamakla ilgili çabalarını takdir ediyoruz.
Henüz bilmediğimiz ayrıntıların olduğunu ve bunların ortaya çıkacağını
düşünüyorum. Kesinlikle takip edeceğiz”
Abdullah Öcalan, hükümet ile İmralı heyeti arasında bir
süredir görüşülen 10 maddede anlaşma sağlamasının ardından yaptığı çağrıda,
“Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde
stratejik ve tarihi karar vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi
toplamaya davet ediyorum”
2 Mart 2015 Pazartesi
Çözüm süreci
ve 10 madde tartışılırken diğer taraftan paralel olarak hem siyasi hem de
ekonomi alanda da birlikte yürütülmesi gerekir. Aksi halde beklenmeyen
sonuçlarda doğabilir. Sürece zarar verebilir.
·
Bölgesel
kalkınma için Bütçeden büyük kaynaklar aktarılmalı ve her yıl bugünkünün 2 kat düzeyinde kamu kaynağını Bölgesel
Sosyo - Ekonomik kalkınma için
ayrılmalıdır.
·
Bölgeye
kaynak aktarımı için gerekecek kurumsal yapı kurulmalı
·
Kalkınma
için ekonomik teşvikler ve sosyal yardımlar doğrudan işsiz ve yoksul halka
ulaştırabilecek kurumsal yapı oluşturulmalı.
·
Halka
yakın yönetim anlayışı – yani Devletin halkıyla doğrudan ilişkiye gireceği
vatandaşını yerinde gören ve duyan bir yönetim anlayışını hâkim kılmak gerekir.
·
Boşaltılmış
köylere geri dönüşü devlet desteği ile hızla sağlanmalıdır. Devletin maddi ve
kurumsal desteği ile yapılmalıdır.
·
Çok
düşük faizli ve uzun vadeli kredi olanağı sağlayarak ev ekonomisi, el sanatları
ve dokumacılığı vs ekonomik değere dönüşmesini desteklenmelidir.
·
Geçiş
dönemin mağduriyetlerini hak ve hukuk temelinde giderilmelidir.
·
Dengeli
kentleşme, Sağlıklı yapılaşma ve depreme dayanaklı Bölgesel planlama
desteklenmelidir.
·
Refah
düzeyi gelişmiş bölgeler düzeyine çıkarılmalı.
·
Toplumsal
alt yapı ile Eğitim, Sağlık, Ulaşım, Haberleşme ve İletişim alanlardaki
yetersizlikler hızla giderilmelidir.
·
Tarım
ve Hayvancılık desteklenmeli, Meralar güveli kullanıma açılmalıdır.
·
Kobiler
desteklenmelidir.
·
Kadınların
mesleki eğitim olanakları geliştirilmeli ve desteklenmelidir.
·
Bölgeye
tesis ve Fabrikalar için doğrudan sermaye akışını desteklenmelidir. Mevcut
teşvik sistemi yerine ‘’ Bölge Sektör ve
Büyük Proje’’ temelinde yeni somut etkin ve seçici yatırım teşvik uygulaması
başlatılmalıdır.
·
Kurulacak
özerk ekonomik kalkınma kurumu Bölgesel kalkınma projelerinin uygulanmasında
Bölge merkezli yönetim anlayışını uygulamaya geçirilmelidir.
·
GAP
ve DAP hızla tamamlanmalı.
·
Adaletli
gelir dağılımını hedef alınmalıdır.
·
Doğu
ve güneydoğuda susuz köy – yol bırakılmamalı.
·
Kalkınma
ajanslarının yönetiminde Ziraat odalarının, Mühendis ve mimar oda temsilcileri,
Tabipler ve Baronun da temsilcisi olmaması gerçek tende bir eksikliktir. Bu
süreçte bu eksiklikte giderilmelidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)