23 Ekim 2014 Perşembe


ROJAVA’DA ÖZERKLİK PEKİŞİYOR

 

Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin ev sahipliğinde Dohuk’ta 15 Ekim’den beri görüşmeler yapan Suriyeli Kürtler güçlerini birleştirme yönünde adım attı.

Anlaşmanın 1 maddesi, Konseye KUK’a bağlı partilere yüzde 40, TEV-DEM çatısı altındaki partilere yüzde 40 ve bu iki yapıdan bağımsız hareket eden partilere de yüzde 20 temsiliyet hakkı tanınacak.

Anlaşmanın ikinci önemli maddesi KUK’a bağlı Peşmerge gücünün Rojava’nın askeri gücü Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) katılımıyla ilgili.
Üçüncü kritik madde şu: Rojava anayasası yerine geçen toplumsal sözleşmede bazı düzenlemeler yapılacak

FINANCIAL TIMES: “UCUZ PETROL, TÜRKİYE’YE ÇARE DEĞİL”

Ekonomistlerin, petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesi halinde bunun Türkiye’nin cari açığının iyileştirilmesine katkıda bulunacağı görüşü hakim

 Ucuz petrol Türkiye’ye merhem olur, çare değil’

Makalesinde, Türkiye’nin geçtiğimiz yılki enerji faturasının 50 milyar dolar olduğu ve bunun da aşağı yukarı 12 aylık cari açığa eşit olduğu belirtiliyor.

 “Ancak Türkiye’nin özellikle küresel likidite konusunda hassas olmasına neden olan yabancı sermaye bağımlılığı bu avantajı ortadan kaldırabilir.

 Bu bağımlılık nedeniyle Morgan Stanley geçtiğimiz yıl Türkiye’yi ‘kırılgan beş’ arasına aldı.

O zamandan beri, sorunlar katmerli bir şekilde arttı. Ülkeyi göreceli olarak kazanma şansı yüksek gören yatırımcılar, Suriye ve Irak’a yakınlığı nedeniyle kaçınılmaz olarak paniğe kapıldılar. Durgun Euro Bölgesi ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ihracata zarar verirken, yükselen piyasa para birimlerinin elden çıkarılması liranın Temmuz sonlarından bu yana dolar karşısında yüzde 7’nin üzerinde değer kaybetmesine neden oldu.

Ancak ABD Merkez Bankası yetkililerin geçtiğimiz günlerde ABD faiz oranlarının artırılmasının gecikeceğine dair yorumları, lirayı son günlerde dolar karşısında yukarı itti ve son altı ay içerisindeki en büyük haftalık yükselişini gerçekleştirmesini sağladı”.

Ridge, ekonomistlerin petrol fiyatlarının düşük seviyede kalmaya devam etmesi halinde gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 5.8’i civarında olan bütçe açığının yüzde 4.5 - 5 seviyelerini çekileceğini beklediklerini de ekledi.

“Geçtiğimiz günlerde   Nomura, petrol fiyatlarındaki düşüşün sürmesi ve iki çeyrekten daha uzun bir süre dengede kalarak şu andaki seviyelerinde devam etmesi halinde cari açık daha önce beklendiği gibi gayri safi milli hasılanın yüzde 6 ya da 7’si değil de ‘yüzde 4 bölgesinin orta ya da üst kısımlarında’ gerçekleşmesini sağlayabileceğini söyledi”

HUMAN RIGHTS WATCH: “YARGI PAKETİ TASARISI SORUNLU”

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türkiye’nin gündemine makul şüphe ifadesiyle gelen yeni yargı paketi tasarısıyla ilgili bir açıklama yaptı.

HRW tasarının yürürlüğe girmesi durumunda Şubat ayında kabul edilen reformların tersine çevrileceği uyarısında bulundu.

Örgütün Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb,“Hükümet, arama ve telefon dinleme yetkisinin kontrol etmek için çok ihtiyaç duyduğu reformları tersine çevirmeye niyetli gibi görünüyor” dedi.

Örgütün internet sitesinde yayımlanan açıklamada, bu yasanın komisyona özellikle Diyarbakır’da ve Kürtlerin ağırlıklı olarak yaşadıkları diğer illerde meydana gelen olaylarda 40 kişinin hayatını kaybetmesinden sonra geldiği belirtiliyor.

Açıklamada, yeni tasarı ile Ceza Muhakemeleri Kanunu’na ve Türk Ceza Kanunu’na eklenen 5 maddenin özellikle problemli olduğu söyleniyor.

Örgüt bunların başında, tasarıda yer alan ve Türkiye’nin gündeminde en çok tartışılan konulardan biri “makul şüphe” ifadesinin geldiğini belirtiyor.

‘İç güvenlik reformu’ tasarısında şüphelilerin ev ve işyerlerine arama yapabilmek için ‘somut delile dayalı kuvvetli şüphe’ ifadesi ‘makul şüphe’ tanımlamasıyla değiştirilmişti.

Dile getirilen eleştirilerin arasında, ceza soruşturması nedeniyle mal varlıklarına el koyma ihtimali de bulunuyor.

Örgüt, bu maddenin Fethullah Gülen ile bağlantılı olduğu düşünülen şirketlere karşı kullanılabileceği uyarısında bulunuyor.

Açıklamada ayrıca Çarşı taraftar grubu ile ilgili Aralık ayında görülecek davaya da dikkat çekiliyor ve mallara el koyma ile ilgili maddenin bu grup üyeleri için de uygulanabileceği uyarısında bulunuyor.

 

22 Ekim 2014 Çarşamba


 Türkiye, ancak Barack Obama’nın bu koşulları kabul etmesi şartıyla IŞİD’e karşı mücadeleye etkin bir biçimde katılacaktır.

 Bu aradaki bedeli Kobani ödeyecektir

 Bu küçük şehre birkaç yüz metrede sınıra yığılmış bulunan Türk tankları, IŞİD kuvvetlerine tek bir atış yapmamıştır

— ilerleyişlerini kolaylaştırmanın bir yoludur bu”

TIMES: “KÜRTLER, YENİ BİR DEVLET KURMAK İÇİN UZLAŞTI”

İngiliz Times gazetesi, ‘Kürtler Yeni Bir Devlet Kurmak İçin Uzlaşıyor’ başlıklı haberinde, “Suriyeli Kürt liderler bir araya gelerek, özerk bir bölge ilan etme konusunda görüştüler. Liderler, Suriye’deki üç bölgede kurulacak yeni bir siyasi varlık konusunda uzlaşmak üzere Irak’ın Duhok kentinde bir araya geldi. Üç kantonu kapsayan yarı özerk Rojava’da daha sonra seçimlerin yapılacağı belirtildi. Türkiye girişime karşı çıktı, Barzani temkinli baktı

RUMLAR TÜRKİYE’NİN AB MÜZAKERELERİNİ BLOKE EDECEK

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye’nin AB müzakerelerini bloke etmek amacıyla yeni açılacak müzakere başlıklarını veto edeceğini açıkladı.

Ulusal Konsey’in bu günkü toplantısından hemen sonra, Hükümet sözcüsü  Nicos Christodoulides tarafından basına açıklandı.

Tedbirler şöyle:

1.Nicos Anastasiades, 23 ve 24 Ekim’de toplanacak olan Avrupa Konseyi toplantısında Türkiye’nin davranışlarını ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki egemenlik haklarını ihlal etmesini kınamak maksadıyla şikâyet edecek.

2.Kıbrıs Cumhuriyeti, Avrupa Birliği’ne üye bir devlet statüsünü kullanarak çeşitli uluslararası platformlarda, Türkiye’ye  davranışlarına bir bedel olacak tedbirler kabul edecek.

3.Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik müzakere sürecinde yeni fasıllar açılmasına rıza göstermeyecek.

4.Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi için başvuru olasılığı incelenecek.

5.Türkiye’nin faaliyetlerine herhangi bir şekilde dâhil olanlara karşı belirli yasal tedbirlerin kabul edilmesi için Başsavcı ve Uluslararası Kuruluşlar tarafından inceleme yapılması.

6.Diplomatik siyasi girişimler devam edecek ve belirli devletlerle en iyi ilişkiler kullanılacak.

7.Türkiye Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku ve Okyanus İşleri Bölümü nezdinde kınanacak.

8.Uluslararası Denizcilik Teşkilatı’na, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde yasadışı kaynak ve yasadışı araştırma faaliyetlerinden dolayı Türkiye kınanacak.

Hükümet Sözcüsü Nicos Christodoulides, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye kıyasla avantajlarını kullanmak amacıyla elinden geleni yapacağını, böylelikle Ankara’nın siyasi ve diplomatik bir bedel ödemesini sağlayacağını, söz konusu bu girişimlerin açıklanmayacağını söyledi.

21 Ekim 2014 Salı


FINANCIAL TIMES: “ABD BASKISINA DAYANAMAYAN TÜRKİYE, KOBANİ KONUSUNDA U DÖNÜŞÜ YAŞADI”

TIMES: “TÜRKİYE, KARLI ÇIKABİLİR”

INDEPENDENT: “WASHINGTON’IN TÜRKİYE’NİN DİRENCİNE SABRI TÜKENDİĞİNDEN KÜRTLER’E HAVADAN SİLAH YARDIMI YAPTI”

AMERİKA’NIN SESİ (VOA): “TÜRKİYE’DEN PEŞMERGEYE İZİN ÇIKTI”

WALL STREET JOURNAL: “SİLAH YARDIMI, TÜRKİYE’NİN İTİRAZLARINA RAĞMEN GERÇEKLEŞTİ”

NEW YORK TIMES: “TÜRK HÜKÜMETİNİN TUTUMUNDA ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİK OLDU”

LOS ANGELES TIMES: “HÜKÜMET, BİRDENBİRE TUTUM DEĞİŞTİRDİ”

RUDAW: “AMERİKA’NIN TUTUMU TÜRKİYE’NİN YAKLAŞIMI İLE TEZAT OLUŞTURUYOR”

JERUSALEM POST: “TÜRKİYE’NİN KARARI SEMBOLİK BİR TAVİZ”

MANNHEIMER MORGEN: “ERDOĞAN, KÜRTLERİN DE YARDIM ELİNİ UZATMAMASININ İNTİKAMINI ALMAYI İSTEYEBİLECEĞİNİ UNUTUYOR

BERLINER: “ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU’NUN YAKLAŞIMLARI YÜZÜNDEN KÜRTLERLE BARIŞ ŞANSI HEBA EDİLMİŞ OLDU”

 

“Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile Başbakan Sayın Davutoğlu, Kobani’yi savunan Kürtlere el uzatmadıklarından ve hatta onları IŞİD militanları ile aynı kefeye koymaları yüzünden Kürtler ile yüz yılda bir gelmesi mümkün olan barışma şansı heba edilmiş oldu”

“Türkiye, ABD’nin baskısına direnemeyerek Kobani politikasında bir U dönüşü yaşadı”

 Türkiye’nin itirazlarına rağmen ABD Kobani’ye silah yardımı yaptı ve Iraklı peşmergelerin  Kobani’ye geçişine izin vermezse Kobani’deki savaşçıları silahlandırmaya devam edeceğini söyledi

 “Bunun üzerine Ankara’nın politikası değişti. Ankara’nın açıklamasından saatler önce ABD ordusu bir açıklama yapmış ve Kobani’de IŞİD’e karşı savaşan Kürt savaşçılara tonlarca silahı hava yoluyla ulaştırdığını belirtmişti.

ABD, gündemden düşmeyen Kobani savaşında IŞİD’in bir zafer kazanmasına engel olmak için çırpınıyor ve bu nedenle de NATO müttefiki Türkiye’ye duruşunu değiştirmesi yönünde baskı yapıyordu. Türkiye ise, bu politika değişikliğine kadar, Kobani’deki Kürt savaşçılara, 30 yıldır savaştığı PKK ile ilişkili olması nedeniyle mesafeli bir tavır içindeydi”.

 

ABD, Kobani’ye silah yardımı ulaştırdı. Türkiye de beklenmedik bir şekilde Iraklı Kürtlerin Kobani’ye geçişine izin vereceğini açıkladı.

Ve Türkiye’nin açıklamasının ardından Irak’ın Süleymaniye kentinde eğitilen Kürt savaşçı birimi harekete geçti. Iraklı peşmergelerin Türkiye’den Kobani’ye geçişine izin verilmesi,

 Hem Türkiye’nin sınırları ötesindeki etkisini artırabilir

 Hem de Iraklı ve Suriyeli Kürtler arasındaki ayrışmadan çıkar sağlayabilir. Yani Türkiye, bu durumdan karlı çıkabilir”

 Kobani’nin stratejik bir önemi olmadığına kentin psikolojik ve sembolik bir önem taşımaktadır.

13 Ekim 2014 Pazartesi


     
İŞİD’E KARŞI KURULAN ULUSLARARASI KOALİSYONUN TÜRKİYE İLE ORTAYA 

ATILAN UZLAŞMA KONULARI


*Türkiye’nin bazı üslerini IŞİD ’e karşı kurulan uluslararası koalisyona açmayı kabul ettiğini,

*Türkiye’deki havaalanlarından Irak ve Suriye’deki hedeflerin vurulmasının kabul edildiğini,

*Türkiye ile varılan uzlaşmanın ılımlı Suriyeli muhaliflerin IŞİD’ e karşı eğitilmesini de kapsadığını,

*Türk hükümeti Suriye’ye askeri operasyon düzenlemeyi kabul etmediğini,

* Ankara, Kobani için yardım koridoru açılması önerisine de ikna edilemediğini,

TÜRKİYE İSE;

Türkiye, IŞID ’e karşı muhtemel operasyonu Beşar Esad’ın iktidardan uzaklaştırılması şartına bağlamakta,


Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Eğer IŞİD ’den sonra sınırlarımızda güvenliğin sağlanacağından emin olduğumuz net bir strateji olursa, burada her şeyi yapmaya hazırız’ açıklamasında bulunmuştu.

9 Ekim 2014 Perşembe


AKP - KOBANİ – İŞİD VE SON GELİŞMELER

Tezkere TBMM ‘de kabul edildi.
*Hükümet, önceleri 49 rehinemiz için çekincelerini ortaya koymaktaydı.
Tezkere sonrası; Esad rejimin devrilmesini, Tampon bölge ve uçuşa engel Hava sahasını gündeme getirdi.
ABD ve Koalisyon güçlerinin Esad rejimin devrilmesi, tampon bölge ve Hava sahasının engellenmesi gündemlerinde yok.
Başbakan, özelikle Esad devrilsin demektedir. Yani Esad’ın devrilmesini ABD gündeme getirirse anlaşılan o zaman TSK’yi Suriye’ye gönderilecek.
Aksi halde Hükümet burnumuzun ucundaki Kobani de katliam yapılmasına göz yummaktadır. Unutulmamalı ki Türkiye’deki Kürtlerin Kobani’de veya Kobanı deki Kürtlerin Türkiye’deki Kürtlerle akrabalık bağı vardır.
Çözüm sürecinde Türkiye buna olumlu adım atması gerekirken veya insanlık katledilirken Türkiye duyarsız kalmaması gerekirken Sayın Başbakan yaptığına ‘’DANS’’ etmek denir.
Türkiye’deki Kürtler için Türkiye’nin Kobani’de olması gerekirdi.

*AKP Hükümeti,  büyük bir bölgesel güç ve Suriye sınırı boyunca Kobani kuşatması menziline onlarca tankı dizdi. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan halen ne kenti rahatlatmak için bir şey yaptı ne de genelde İŞİD’ e karşı durdu.
Uzunca bir süre Şam’daki Esad rejimine karşı savaşan çeşitli militan grupları destekledikten sonra ABD öncülüğündeki operasyona sözde destek verdi.
Anlaşılıyor ki; Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Suriyeli Kürtlerden nefret ediyor. IŞİD’den bile daha kötü olduklarını düşünüyor
Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan, bir zamanlar Müslüman dünyaya liderlik etmeye can atıyordu. Şu anda bölgesel bir kriz yaşanırken, liderlik göremiyoruz.
Suriye’deki Kürt direnişinin sembolü olan Kobani kentinin her an düşecek olması, Türkiye’de yaşayan 15 milyon Kürdün öfkesini ateşledi. Yirmi yıldan uzun bir süre sonra yetkililer ilk defa altı şehirde sokağa çıkma yasağı ilan etti. Okullar kapatıldı, uçuşlar iptal edildi. Kürt nüfusu patlama noktasına getiren şey ise iktidardaki AKP’nin, Esad rejimine karşı savaşan İŞİD’ e açık veya kapalı bir şekilde tolerans göstermesi.
Türkiye eski düşman tablosuyla yönünü belirliyor, Kürt bağımsızlık hareketine alan yaratmak istemiyor ve Beşar Esad karşıtlığından vazgeçmiyor
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, PKK ile çözüm müzakerelerine aldırmadan Kürtlerle sorunlarını hiçbir şey yapmayarak çözmek istiyor. Çünkü Kobani’nin düşmesi, onların özerklik çabalarını bastıracaktır. Ancak Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan yanlış hesap yapmış olabilir. Suriye’de ne kadar çok Kürt ölürse Türkiye’deki huzursuzluk o kadar artacak, şiddetlenecektir. Sayın  Erdoğan bir barut fıçısının üzerinde oturuyor. Türkiye’nin istikrarsızlığı NATO için bir felaket senaryosu olur
Türkiye’ye göre, Kürtlerin Suriye’de kazanması büyük Kürdistan ümitlerini artıracak. Buna karşılık IŞİD Beşar Esad rejimine karşı mücadele eden bir örgüt. O nedenle Türkiye koalisyon güçlerinin Irak’ı kurtarıp Suriye’de Esad’ı hedeflemeyen bir strateji izlemesine şüpheyle yaklaşıyor
Kızgın Kürtler sınırın karşı tarafında büyük bir felaket yaşanırken Türkiye’yi İŞİD’ le birlikte hareket etmekle suçluyor
*Kobani ’ye siyah bayrak çekilmesiyle IŞİD, Türkiye-Suriye sınırı boyunca uzanan yolun büyük bir bölümünü kontrol edecek
Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı mücadele konusunda ciddiysek Kobani’ye yardım etmeliyiz. Sınırın neredeyse tümünü IŞİD ’in kontrol etmesi Türkiye’yi de riske sokar
 IŞİD’ in kentteki Kürt ve Arap mültecilere yapacağı katliamlar yeni bir insani felakete neden olacak


*Türkiye aynı zamanda Kobani’yi savunan Suriyeli Kürtlere, PKK ile bağlantılı oldukları için yardım etmekte isteksiz davrandı. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın kelime oyunu yapmaya son vermesi gerekir
Türkiye, Irak ve Suriye’de yaklaşık 30 milyon Kürdün yaşadığını ve “Birçok Kürt Kobani düşerse bundan Türkiye’nin sorumlu olacağını düşünüyor. Türkiye’nin Kobani’ye mühimmat ve silah desteğini engellediğini düşünüyorlar

*Hükümetin Kürtlerin en çok ihtiyaç duyduğu anda yardıma gelmemesi  ülke genelinde Kürtlerin protesto gösterileri düzenlemesine ve polisle çatışmasına neden oldu. Gösterilerde bir Atatürk heykeli tahrip edildi ve Türk bayrağı yakıldı. Tüm bu yaşananlar Türkleri de kızdırdı. Giderek tırmanan tansiyonun Türkler ve Kürtler arasında şiddet sarmalına dönüşmesinden endişe ediyorum.
*Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’yi yükselen bir güç olarak, kendisini ise ABD ve Avrupa Birliği’nden bağımsız bölgesel bir lider olarak görüyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ve Irak konusunda üçayaklı bir strateji benimsedi. Türkiye’nin güvenliğini sağlamak, Suriye Kürtlerin ilerlemesini asgari düzeye indirmek ve Sünni Müslümanların çıkarını gözetmek Obama ne derse desin, ya da IŞİD ne yaparsa yapsın Erdoğan bu amaçlarından vazgeçmeye niyetli değil
Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile güçlenen ilişkiler de en büyük dış politika başarılarından birisiydi. Ancak Kobani’deki gelişmelerin tüm kazanımları gölgede bıraktı

*Türkiye, Suriye’deki Kürt bölgelerinde tehlikeli bir oyun oynuyor. NATO’daki müttefiklerine karşı dururken, iç barışını da tehlikeye atıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve başbakanı Davutoğlu, Türkiye’nin IŞİD ’e karşı savaşa katılmadan önce, sınırın iki yanındaki Kürt bölgelerinde kontrolün sağlanması önceliğinden kesinlikle ödün vermiyor.
*ABD hava saldırılarında Kobani’deki Kürt militanlarla doğrudan temasa geçmek istemedi. Her ne kadar koordinasyon ile daha etkili hava saldırılarının düzenlenmesi mümkün olsa da ABD doğrudan bir bağ kurmama konusuna özen gösterdi. ABD bölgede IŞİD’e karşı savaşanlara mesafeli durup, IŞİD’e karşı mücadeleye yanaşmayan Suudi Arabistan ve Türkiye’yi kucakladı. Bunun sonucunda da koalisyon zayıfladı. Irak’ta da benzer bir durum var. IŞİD’le çatışmaların büyük kısmını Şii milisler yürütüyor ve ABD bu gruplarla temas kurmaya yanaşmıyor
ABD Dışişleri Bakanlığı tampon bölge fikrinin ele alındığını ancak henüz bunu uygulamayı henüz düşünmediklerini ifade etti.
IŞİD’ i geriletmek ve imha etmek amacıyla başlatılan ABD hava saldırılarının ne kadar zayıf kaldığı ortadadır. ABD ve müttefiklerinin karadan asker göndermemesi halinde başarı elde edilemez.
NATO ülkesi Türkiye’nin hemen sınırında bulunan bölgenin kontrolünü ele geçirmek IŞİD milislerinin öncelikli hedefi. ABD öncülüğündeki uluslararası askeri ittifakın öncelikli amacı da şehrin savunulması, sivillerin korunması ve IŞİD’in zayıflatılması. Ancak gerçekte bundan çok daha fazlası söz konusu. Kobani’de iki ayrı dünya birbiriyle savaşıyor. Bu çatışmada hayatta kalan, kendi davasını daha da güçlendirecek. Kaybedeni ise zor zamanlar bekliyor”.
Türkiye sınırına yakın olan Kobani şehrini İŞİD’ in kuşatmasına karşı Ankara’nın eylemsizliği Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerde gerginliği arttı.
Türkiye’nin kendi sınırlarına bir milden az bir mesafedeki topraklarda kan dökülmesini önlemek için tedbir almak istemeyen Türkiye konusunda endişeler büyümektedir.
Suriye’de bir insani felaketin yaşandığı şeklindeki tüm yüksek sesli açıklamalardan sonra yeni bir felaketi önlemek için tedbir almamaya yönelik bahaneler ortaya atıyorlar.
NATO müttefikleri bu şekilde hareket etmezler
Kobani krizi aynı zamanda ABD öncülüğündeki koalisyonunun bir başka zaafını da ortaya çıkardı ve bu zaaf Türkiye’nin kararsızlığıdır.


*Kobani için verilen savaş bir simge haline geldi.
* Suriye’nin kuzeyindeki Kürt kentinin adı, yakın geçmişte tarihin yazıldığı yerler listesine geçti.
*Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerde gerginlik arttığı yapılan açıklamalarla gündeme geldi.

 *Bana saçmalık nedir diye sorsanız, eline silahı alıp dağlara çıkmaya cesaret eden bir halka sokağa çıkma yasağı ilan etmektir


*Türkiye'nin Suriye politikasının barış sürecine zarar vermektedir.