Herkes, Türkiye’nin sorunlarının
dünyanın gelişmekte olan ekonomilerine bulaşmasından endişeli
“Temel görüntü bir miktar güven veriyor: Özellikle de
Türkiye’de hükümetin borçlanma oranları düşük, özel sektörün dış borcuysa
yüksek. Mali durum çok kötü görünmüyor. Fakat geçmişteki her kriz iyimser
beklentilere karşı geldi. Ve Türkiye’ye sermaye akıtan güçler, dünya
ekonomisini de genel olarak kırılganlaştırıyor”
“Büyük resimde, asıl sorunu yaratan ülke Türkiye değil. Tıpkı
Güney Afrika, Rusya, Macaristan, Hindistan ve şu an yara alan diğer ülkeler
örneğinde olduğu gibi… Asıl sorun, varlıklı ekonomilerin, yani ABD, avro
bölgesi ve diğer küçük oyuncuların, kendi ekonomilerindeki temel zayıflıkları
ele almakta başarısız olması. Şu ortada: Aşırı derecede tasarruf edip çok az
yatırım yapmak isteyen bir özel sektör karşısında, ekonomik durgunluğu
derinleştiren kemer sıkma tedbirleri uyguladık. Daha kötüsü, bütün gösteriler
şuna işaret ediyor: İşsizliğin kök salmasında izin vererek, hem kısa vadeli ham
de uzun vadeli büyüme ihtimallerini azaltıyoruz; bu da, özel sektör yatırımını
daha da zora sokuyor. Ve tabii ki, Avrupa’nın büyük kısmı şimdiden Japonya
tarzı bir deflasyon tuzağına düşme riski altında. Gelişmekte olan piyasalarda
yaşanacak bir kriz, bu riski gerçeğe dönüştürebilir”.
Küresel
tahvil yatırımcıları Türkiye, Brezilya, Hindistan gibi ülkelerden çekilmeye
başladı. IIF’nin özel sermaye girişlerinde düşüşün 2013 yılında yüzde 1, 2014
yılında ise yüzde 3 düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor.
Uluslararası
Finans Enstitüsü’nün (IIF) son güncelleştirilmiş verilerine dayandırdığı
haberinde, “ Küresel tahvil yatırımcıları Türkiye, Brezilya, Hindistan gibi
ülkelerden çekilmeye başladı
Hiçbir ülkede Türkiye’deki kadar fazla gazetecinin hapiste
olmadığına dikkat çeken Alman gazetesi haberine şöyle devam etti:
“Türkiye 2013 yılında AİHM’de insan hakları ihlalleri nedeniyle
118 davada hüküm giydi… Başına buyruk hükümet etme tarzıyla ‘Sultan’
yakıştırması yapılan Erdoğan’a yönelik öfke geçen yaz sokaklara taştı.
Erdoğan bir despot gibi tepki gösterdi ve gösterileri polis
gücüyle zalimce bastırmaya çalıştı. Göstericilere ‘çapulcu’, ‘kemirgen’ diye
hakaret etti.
Ama Erdoğan’ın sistemi sallantıda. Şu an kendi ailesine kadar
uzanan yolsuzluk suçlamaları söz konusu.
Başbakan aynı zamanda Türk Lirası’nın büyük değer kaybı
nedeniyle şimdiye kadarki görev döneminin en büyük zorluklarından biriyle karşı
karşıya.
Kur krizinin ekonomik krize dönüşmesi tehlikesi,
Sadece para politikası araçlarıyla bu kriz
atlatılamayacaktır.
Türkiye her şeyden
önce güveni geri kazanmalıdır.
Bu, Erdoğan
iktidardayken mümkün olabilir mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder