28 Şubat 2014 Cuma


 

Bu noktaya nasıl gelindi? 

“Sayın Erdoğan, fazla uzun bir süre iktidarda.

AK Parti döneminde eski elitleri bir kenara atma tarzı Türkiye’nin kurumlarının zayıflığını ortaya koydu

Ve hukuk üstünlüğünün sorgulanmasına neden oldu.

 Hükümet, bir dizi barok komplo davalarında generalleri ve Kemalist müttefiklerini ezmek amacıyla hukuku kullanmak ve gerekli olduğunda istismar etmek için Gülenci savcı ve yargıçlarla ile ittifaklar kurdu.

Ancak ordunun etkisiz hale getirilmesinden sonra

Sayın Erdoğan, Gülencilerin Türkiye’nin kurumlarını ele geçirme hırslarına sınırlamalara koymaya başladığında bu koç başlı kütük bir bumeranga dönüştü

 “ULUSLARARASI KURUMLAR TÜRKİYE KONUSUNDA KÖTÜMSERLEŞTİ”

Uluslararası kurumların Türkiye ekonomisine yönelik büyüme beklentilerinin iç politik çalkantı ve ABD’nin parasal çıkışı nedeniyle kötümserleştiğini,

Amerikan iş çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal, IMF, OECD ve Dünya Bankasının Türkiye büyüme tahminlerini aşağı revize etmeye başladığına dikkat çektiği haberinde, “Uluslararası kurumlar Türkiye ekonomisine  yönelik büyüme beklentilerinin iç politik çalkantı ve ABD’nin parasal çıkışı nedeniyle kötümserleşti. Dünya Bankası, Türkiye için 2014 büyüme beklentisini 1 puan düşürerek yüzde 3,5’e indirerek şu ana kadarki en karamsar tahmini yapan kurum oldu. Yakın zamanda IMF ve OECD’den de aşağı yönlü büyüme revizyonlarının gelmesi bekleniyor” dedi.

IMF’nin son olarak Türkiye’nin 2014 büyüme tahminini yüzde 3,7’den yüzde 3,5’e düşürdüğüne dikkate çeken ABD’li gazete, “OECD,  IMF’ye göre daha iyimser. Bu yıldaki büyüme yüzde 4,6’tan yüzde 3.8’e indirdi. En karamsarı ise Dünya Bankası. Sonuç olarak IMF, OECD ve Dünya Bankası’nın Türkiye ekonomisinin büyümesine ilişkin ekonomik beklentilerinde yaptıkları revizyonlar ‘Türk ekonomisinin geçmişte yaptığı büyüme atılımının geride kaldığına’ işaret ediyor. Üç finansal kurum içerisinde Türkiye ile ilgili en güncel raporu yayınlayan kurum Dünya Bankası. Ocak ayında yayınlanan raporda büyüme 1 baz puan aşağıya çekildi. IMF’nin raporu geçen yılın Ekim ayında, OECD’nin raporu ise Kasım ayında yayınlandı. Bu iki kurumun son şartlar ışığında yazacakları rapor gelecek aylarda yayınlanacak. Dünya Bankası’nın aşağı yönlü büyük revizyonu dikkate alındığında bu iki kurumun yapacağı revizyonun da bu kadar büyük olmasa da aşağı yönlü olması yüksek. İç piyasalara bir darbe de bu iki kurumun yayınlayacakları son raporlar ile gelebilir” ifadelerini kullandı.

26 Şubat 2014 Çarşamba

25 Şubat 2014 Salı


KIZILTEPE / MARDİN
MİLLİYET GAZETESİ
3.ARALIK.2004 CUMA



 
 


 
 
 09:00
03 Aralık 2004 / Cuma 
 
CHP'li Değer: Kızıltepe'de çatışma bulgusu yok

      Ferit ARSLAN/DİYARBAKIR, (DHA)

Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde kamyon şoförü Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur'un düzenlenen operasyonda `terörist' diye öldürülmesi olayını araştıran heyette yer alan CHP Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer, ''Olay yerinde yaptığımız keşifte çatışma olduğuna dair hiç bir bulguya rastlamadık'' dedi.
      CHP İzmir Milletvekili Ahmet Erçin ve Antalya milletvekili Tuncay Ercenk ile birlikte Mardin'in Kızıltepe İlçesi'ne giden Diyarbakır milletvekili Mesut Değer, Vali Temel Koçaklar, Emniyet Müdürü İsmet Taşhan, Kızıltepe Kaymakamı Engin Durmaz. Cumhuriyet Savcısı Pınar Akkoç ve Belediye Başkanı Cihan Sincar ile görüştükten sonra Turgut Özal Mahallesi'nde baba Ahmet Kaymaz ve oğlu Uğur'un öldürüldüğü yerde inceleme yaptı.
      Kızıltepe'deki incelemelerini tamamlayarak Diyarbakır'a gelen milletvekili Mesut Değer, yaptıkları incelemede çatışma ortamı ve bunu gösterecek bir emareye rastlamadıklarını söyledi. CHP'li Mesut Değer, Ahmet Kaymaz'a 6 kurşun isabet ettiğini bunun 5'inin önden olduğunu belirterek, şöyle dedi:
      ''Uğur Kaymaz'a 12 kurşun isabet etmiş. 9'u sırttan 3'ü ise kollarına isabet etmiş. Kollardan sıkılan kurşunlar da arkadan sıkılmıştır. Çıktığı söylenen çatışmada baba ve oğulun yanında bulunduğu söylenen silahlar ve boş kovanlar olayın şekline uymamaktadır. Yaptığımız keşifte birkaç metre uzaklıkta bile kişinin elinde silah olup olmadığı, kişinin çocuk olup- olmadığı çok rahatlıkla görülmektedir.
 Çocuğun sırtına 6 kurşun yukırdan aşağıya doğru ve aynı hizada bitişik olarak sıkılmıştır. Ortada çatışma olduğunu gösteren hiç bir bulgu yoktur. Çatışma ortamı olsa, çocuğun sırtındaki kurşunlar çocuk harekette olacağı varsayımıyla alt alta olmazdı. Olay sanki çocuğun yüzüstü yatırılmış halde kurşunlara isabet olduğu izlenimi uyandırmaktadır.
Kızıltepe'de inceleme yapmamız 4 güvenlik görevlisinin görevden alınmasına neden oldu. Biz raporumuzu tam olarak en kısa sürede açıklayacağız."
     
 
2014 TE AÇIKLANAN AİHM KARARI
AİHM "Uğur Kaymaz" davasında Türkiye'yi mahkum etti
Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde 21 Kasım 2004'te çıktığı belirtilen çatışmada öldürülen Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) davalarında karar çıktı.
 
 
 

24 Şubat 2014 Pazartesi


 

YENİ ŞAFAK

CHP binasında 'böcek' bulundu

CHP Genel Merkezi'nde, Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Değer'in odasında kamuoyunda 'böcek' olarak ifade edilen dinlenme cihazı bulundu.

BEHÇET GÜNGÖR/ANKARA | 31 ARALIK 2008, 3:18

 
 SOL PORTAL

                                    
Cuma, 2 Ocak 2009

Zaman CHP binasında 'Ergenekon' buldu

 
Mesut Değer, CHP'nin, Göneydoğu ve Doğu'nun büyük aşiretlerine mensup isimleri milletvekilliği aday listelerinde ilk sıralara yerleştirdiği Temmuz 2007 genel seçimlerinde, Diyarbakır birinci sıra adayı idi. CHP'nin, "çarşaf açılımı"nın ertesinde, Değer'in, CHP Genel Merkez binasında mescit bulunmayışını eksiklik olarak gördüğünü ve bunun parti toplantısında gündeme alınacağını söylemesi, partiyi karıştırmış, ardı ardına açıklamalar yapılmış ve Değer de sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemek zorunda kalmıştı. Mesut Değer'in CHP'nin geçtiğimiz günlerde yapılan program ve tüzük kurultayında, Ergenekon'un üzerine gidilmesi yönündeki konuşması nedeniyle her yerden destek aldığı açıklaması, böcek bulunması olayından üç gün önce Zaman gazetesinde yayınlandı.

 


m2.samanyoluhaber.com/CHP-bocegi-cok-sevdi-haberi-221512.html

Genel Merkez'de patlayan dinleme skandallarına rağmen CHP'liler ...

Mesut Değer'in odasında çıkan böcekler de sahipsiz kaldı. ...

TEMAG Güvenlik Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Akansoy, CHP'de bulunan ...


www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=103931

1 Oca 2009

CHP Genel Merkezi'nde Genel Sekreter Yardımcıları Mesut Değer  odasında 'böcek' olarak tabir edilen dinleme ... Daha sonra suç duyurusunda bulunup bulunmayacağımıza karar vereceğiz' dedi.


www.memurlar.net/haber/131304/

7 Şub 2009 - Genel Merkez'de patlayan dinleme skandallarına rağmen CHP'liler ..

 Mesut Değer'in odasında çıkan böcekler


www.hurhaber.com/chp-de-bir-gariplikler-oluyor/haber-169608

: Genel merkezde ... Mesut Değer'in odasında bulunan böceklerle ilgili herhangi bir ...


www.zaman.com.tr › HABERLERPolitika

Genel sekreter yardımcısı Mesut Değer'in odasında çıkan dinleme cihazlarının kaynağı ise tespit edilemedi. Odasında böcek bulunan iki ...


www.haber5.com/siyaset/her-seferinde-fiyasko-ile-sonuclandi

11 Oca 2010 - CHP, sık sık 'dinleme' iddialarıyla gündeme geliyor. ... Bu kez genel merkezde 'böcek' olarak tabir edilen cihazlar bulundu. ...

Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Değer'in odasından çıkması dikkat çekti.

 


www.akpartiforum.com › HaberlerSiyaset

2 Oca 2009 - 1 gönderi

Odasında böcek bulunan iki ismin de Ergenekon karşıtı olması, dinlemenin örgütün ... Özellikle Mesut Değer'in demokrat çıkışlarıyla partideki bazı çevreleri ... Sav'ın dinlendiği iddialarının ardından, genel merkezi dinlemeyi ...


www.habera.com/haber/CHP-de-bu-kez-iki-bocek-cikti-/74861

31 Ara 2008 - Özyürek, bulunan diğer 'böcek'ten ise hiç bahsetmedi. ... Mesut Değer, CHP'deki genel eğilimin aksine Ergenekon ...

 


www.medya73.com › Eğitim

15 Ara 2010 - CHP Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer, internet yazışmalarının izlendiğini ... de internet yoluyla görüşmelerde bulunduğunu kaydeden Değer, bu kapsamda ... Daha önce de genel merkezdeki odasında ''böcek'' olarak ...

 


www.yuksekovahaber.com/haber/chpde-ortalik-karisti-11195.htm

16 Oca 2009 - CHP Genel Merkezi'nde iki MYK üyesinin odasında bulunan ... 31 Aralık'ta yaptığı açıklamada genel merkezde uzmanların böcek ... Cihaz Genel Sekreter Yardımcıları Algan Hacaloğlu ve Mesut Değer'in odalarında çıkmıştı.

 
Home
 

20 Şubat 2014 Perşembe


 

KPK EŞ BAŞKANINDAN GÜL’E MEKTUP: “ANKARA’DAN KAYGI VERİCİ SİNYALLER GELİYOR”

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Helene Flautre’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderdiği mektup:

Sayın Cumhurbaşkanı,

Size bu mektubu üyelik müzakereleri ve Türkiye’nin Avrupa projesinin inanırlığı için devreye girmeniz gerektiğini iletmek için yazıyorum.

Son günlerde, Türkiye’nin dostları ve Türkiye’nin AB üyeliğini kalpten destekleyen çevreler Ankara’dan kaygı verici sinyaller alıyorlar.
İlk vurgulamam gereken konu Türkiye’de yürütmenin basın ve düşünce özgürlüğü, gazetecideler üzerine sürdürdüğü baskının temel hak olan düşünce ve basın özgürlüğü ile bağdaşmaz olduğudur. Kabul edilen hali ile İnternet Yasası da kaygı verici ve düşünce özgürlüğünü sınırlayıcı boyutu ile eleştiriler alıyor. Ayrıca birçok AB kurumu mecliste kabul edilen ve imzanıza sunulan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kanunu üzerine kaygılarını dile getirdiler. Bu kanun projesi Türkiye’de hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı açısından bir geri adım teşkil ettiği gibi, zaten sorunlu olan adli yapılanmanın güvenirliğini zedeleyici nitelikler içeriyor.

Hükümetin 2010 yılından beri sunduğu tüm adli reform projelerini destekledim. Bu projeler yargı bağımsızlığını ve Avrupa standartları ile uyumu hedefleyen nitelikte idi. Her zaman Türkiye’nin AB üyeliğini Türkiye ve Avrupa Birliği için yüksek önemde olan bir proje olarak gördüm. Yıllardır bu projenin kabulü için mücadele verdim. Bugün Hükümetin son aylardaki girdiği yol ile Avrupa Birliğinde Türkiye projesi için verilmekte olan mücadelenin günden güne zorlaştığını izliyorum. Sürmekte olan kriz AB üyesi ülkelerin müzakere sürecinde açılım sinyalleri verdiği bu günlerde Avrupa projesinin inandırıcılığını sorgular nitelikte.

Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin Avrupa sürecini tehlikeye atmamak için imzanıza sunulan HSYK yasasını bu hali ile onaylamamanızı rica ediyorum. Kişiliğinizde Türkiye’nin tüm politik güçlerine demokrasiyi, Türkiye ve Avrupa Birliğinin geleceğini savunmaya davet ediyorum

19 Şubat’ta Obama’ya gönderilen mektubun içeriği şöyle:

 

OBAMA’YA ERDOĞAN MEKTUBU: “ARTIK SESSİZ KALMA”

Sayın Başkan,

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, onlarca yıldır süren stratejik Türk-Amerikan ortaklığının temel direğini giderek daha çok baltalıyor: yani Türkiye’nin gelişen demokrasini. Biz, bu gelişmeden doğan derin hayal kırıklığımızdan dolayı bu mektubu yazıyoruz ve Türkiye’nin izlediği şu anki yol hakkında Türk kamuoyuna Amerika’nın endişelerini netleştirmeniz için sizi ısrarla teşvik ediyoruz. Sessizlik, sadece ülkede hukukun üstünlüğünü azaltmak yolunda Başbakan Erdoğan’ı cesaretlendirecektir. Türkiye uzun süreli ABD müttefiki ve Ortadoğu’da ABD’nin sadece iki demokratik, istikrarlı ortaklarından biridir. Ama o da Türkiye’nin demokrasi ve istikrarı da  uzun süre kalıcı olmayabilir. Başbakan Erdoğan’ın iktidarına karşı gelişmelere önce Mayıs 2013’de başlayan büyük halk gösterileri, ve yakın zamanlarda açılan ve hükümetin en yüksek seviyelerine ulaşan büyük yolsuzluklar karşı Erdoğan’ın yanıt veriş biçimi, Türkiye’nin kusurlu demokrasisini bir otokrasiye döndürmekle tehdit etmektedir. O Erdoğan ve partisindeki birçokları konumlarını istismar ederek ve hukukun üstünlüğünü riske atarak, soruşturmaları kapatmakta, yüzlerce savcı ve binlerce polis memurlarını görevden almakta veya yerlerini değiştirmekte, medyanın ağzını bağlamakta, eleştirenleri şeytanlaştırmakta ve ABD Büyükelçisi de dahil olmak üzere hayali yabancı suçlular bulmaktadır. Bunlardan daha da kötüsü, hükümet olan AK Parti yargıyı yürütmenin kontrolü altına getirmek ve devlet otoritesini interneti sansür etmekle genişletmek gibi bazı kurumsal değişimleri zorlayarak, demokrasinin şu gibi yapıtaşlarını ortadan kaldırmaktadır: güçlerin ayrılığı, fren ve denge sistemi ve sivil özgürlükler.

Bu gelişmeler şimdiden Türkiye’nin ekonomisini kötüleştirdi, toplumunu polarize etti ve siyasi istikrarını tehlikeye attı. Bazıları, ABD’nin Türkiye ile birçok çıkarı olduğundan -Suriye’deki şiddeti bitirmek ve Suriye halkının acılarını dindirmek gibi- müttefiğini kırmamalıdır düşüncesindeler. Bununla birlikte, eğer Türkiye şu anki ortaya çıkan otoriter dürtülere yenik düşerse, bu durum beraber çalışma kabiliyetimizi çok derinden etkiler ve sonuçta en derin çıkarlarımızı etkilemiş olur. Biz, Başbakan Erdoğan ve Türk kamuoyunun, ABD’nin sessizliğini, Başbakan’ın halen ABD desteğini korumakta olduğu ve istediği gibi yoluna devam eder anlamlarını çıkarmalarından korkuyoruz. Bu arada, Türkiye’nin demokrasisine olan zarar kötüleşerek devam ediyor. Biz, özel ve kamuoyu önünde olmak üzere, Başbakan Erdoğan’ın otokratik eylemleri ve demagojisinin, Türkiye’nin siyasi kurumlarını ve değerlerini bozduğunu ve ABD-Türkiye ilişkilerini tehlikeye attığını açıkça söylemenin şimdi önemli olduğuna inanıyoruz”.

Mektubu imzalayanlar arasında Demokrat Obama yönetiminin ilk Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton’ın siyasi planlama direktörü Anne-Marie Slaughter ve Obama’ya yakınlığıyla bilinen Center for American Progress’deki Türkiye uzmanı Michael Werz gibi Demokrat isimler olduğu gibi, Cumhuriyetçi Başkan George Bush’un kıdemli Ortadoğu danışmanı Elliott Abrams, muhafazakar kanada yakınlığıyla bilinen  Demokrasileri Koruma Vakfı direktörü Clifford D. May, Freedom House Başkan yardımcısı David Kramer ve Arch Puddington bulunuyor

19 Şubat 2014 Çarşamba


AB’DEN 17 ARALIK’TAN BERİ 5. MEKTUP

Avrupa Birliği, 17 Aralık’tan beri Ankara’ya HSYK ve internet yasaları konusunda 5’nci mektubu göndererek, emniyet ve yargıdaki toplu atamalar nedeniyle yolsuzluk iddialarının etkin bir şekilde araştırılamadığı yönündeki endişelerini dile getirdi.

AB Haber’in aktarımına göre, Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Stefan Füle imzasıyla, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na hitaben yazılan mektubun içeriğini, AB, Ankara’ya mesajları medya üzerinden vermek istemediği için resmen paylaşmadı.

Diplomatik kaynaklar, önceki mektuplardaki gibi, AB’nin “hesap verebilirlik, şeffaflık ve tarafsızlık” konusunda gerekli adımları atması için Ankara’ya çağrı yaptığını belirttiler. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Çavuşoğlu’nun 11 Şubat’ta Brüksel’de yaptığı temaslara dayanan Avrupalı bir diplomat, iki yasa nedeniyle “müzakerelerin neredeyse bitme aşamasına geldiğini” kaydetti.

HSYK tasarısının “güçler ayrılığına,” internet yasasının ise “ifade özgürlüğüne” ters düştüğünü ve bu iki ilkenin AB’nin “anahtar değerleri” olduğunu vurgulayan diplomat şunları söyledi: “AB, Sayın Cumhurbaşkanı’nın (Abdullah Gül) tasarıyı hükümete iade etmesini beklese de, bunun çok zor olduğuna inanıyoruz. Brüksel’deki hava kötüye gidiyor.” Müzakerelerde açılması için “küçük bir ihtimal” bulunan 19’uncu fasıl konusunda Ankara’nın, açılış kriterleriyle kapanış kriterlerinin yerini değiştirmeyi talep ettiğini belirten diplomat, şöyle devam etti: “Normal şekilde işleyen bir müzakere sürecinde bu mümkün olabilirdi. Fakat Türk hükümetinin HSYK yasası konusundaki hamlelerine tanıklık ettikten sonra, böyle jestler için AB’de pek iştah kalmadı. Türkiye konusunda artık pek güven ve itibar da yok”.

Ocak ayında HSYK Yasası’nın ilk versiyonuna ilişkin bir mektup gönderen ve güçler ayrılığı ilkesinin bozulmaması gerektiğine işaret eden AB, diğer mektuplarda mevcut yolsuzluk ve rüşvet iddialarının tam ve eksiksiz olarak soruşturulmasını istemiş ve görevden almalardan duyulan kaygıları iletmişti.

17 Şubat 2014 Pazartesi


 “KÖY KORUCULARIN KORKULARI, KAYGILARI, UMUTLARI’’

GKK ( GÖNÜLLÜ KÖY KORUCUSU – GEÇİCİ KÖY KORUCUSU )

         Türkiye’de 1980’lerde başlayan ve bugün 80 bin kadar kişinin dahil olduğu köy koruculuk sisteminin çözüm süreci ile sona ereceğinden, bugün korucuların ihanetten korktuğunu gündeme getirelim.

         Türkiye’de köy korucusu olan ve PKK  ile mücadele etmiş Kürtlerin sistemin sona erdirilmesi durumunda ihanetten korktuklarını zira “On binlerce kişi, sık sık ağır devlet baskılarının altında Kalaşnikofları kabul edip kendi insanlarına karşı savaşmaya başladılar”

         Mardin’in Midyat ilçesindeki korucuların ana merkezi olarak hizmet veren küçük bir binada konuşan Midyat Köy Korucuları Derneği Başkanı Şehmus Akbulut’un,“Gerçek bir barış olana kadar silahımı teslim etmeyeceğim. Herkes için barış” demiştir.

         Başka bir korucunun, “Barış istiyoruz, ama güven içinde olmak da istiyoruz, eğer herhangi biri bizden intikam almak isterse ne olacak? Kendimizi savunabilmek için silahlarımızı tutmak zorundayız”

         “1990’larda korucu olmak istemeyen Kürtler bunun bedelini, köylerinin yakılması ve şehirlere göç etmeye zorlanmalarıyla ödedi. İsteyerek devletin verdiği silahları alan korucular ise hain olarak görüldü”

           Diğer bir sorun da; Bazı Korucuların köylerde işledikleri suçlar, kız kaçırma. Adam öldürme. Tehdit, gasp, yağma, mala araziye el koymalar nedeniyle mağdur olan diğer köylülerin hedefleridir.

Diğer bir sorunda; Korucuların özlük haklarıdır. Devlet Memurluk statüsü sona ereceğinden yaşları ve konumları itibariyle memur olamayacaklarından emeklilik, sağlık, silah taşıma ruhsattı vs gibi talepleri ortadadır.

Bu nedenle Köy koruculuk sisteminde 80 bin civarında bölgede görevli korucular bulunduğundan sorunların çözümü önemli bir sorundur.

 

16 Şubat 2014 Pazar














15 ŞUBAT 1999 ABDULALH ÖCALAN TÜRKİYE’YE KENYADAN TESLİM EDİLDİ 

15 ŞUBAT KOMPLOSU BUGÜN DAHA İYİ OKUNMAKTADIR.

15 ŞUBATTA GETİRİLMESINDEN SONRA  TÜRKİYEDE TÜRK KÜRT ÇATIŞMASI YARATILMAK İSTENİLDİĞİNİ, BUGÜN SURİYE’DE YAŞANAN OLAYLARI YANİ SURİYEDE YAŞANAN OLAYLAR BURADA YAŞATILMAK İSETNİLİYORDU.

ABDULLAH ÖCALAN BİRLİKTE YAŞAMAK VE HİZMET ETMEK YÖNÜNDEKİ AÇIKLAMASI ÜZERİNE OGÜNDEN BUGÜNE TÜRKLER KÜRTLER ÇATIŞMADILAR BU KOMPLO BOŞA ÇIKARILMIŞTIR

BUGÜN YİNE AYNI TEHLİKE VAR

ANCAK 15 ŞUBAT KOMPLOSU ORTAYA ÇIKTI VE BOŞA ÇIKTI.

BUNUN DEĞERİNİ BİLMELİYİZ

 

 

ÖNÜMÜZDE YEREL SEÇİMLER VAR

KÜRTLER SİYASETEN BİR YARIŞ İÇİNDELER

KÜRTLER İÇİN ÖNEMLİ OLAM ÇÖZÜM SÜRECİDİR.

 

 

BUGÜN MÜZAKERE SÜRECİ ÇOK TARTIŞILIYOR.

BAĞIMSIZ BİR DEVLET Mİ İSTENİYOR

AYRI BİR TOPRAK MI İSTENİYOR

AYRI BİR BAYRAK İLE YÖNETİM Mİ İSTENİYOR

HAYIR

KÜRT SORUNUN DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜ İSTENMEKTEDİR.

DEMOKRATİK ÇÖZÜM İLE YÜRÜMESİNİ İSTİYORLAR.

BURDAN HÜKÜMETE ÇAĞRI YAPIYORUM

MÜZAKERE SÜRECİNİ DİKKATE ALINMALI.

 

 
HÜKÜMET 12 YILDIR CEMAATLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDELER

İNSANLAR ARTIK SABAHLARI SON DAKIKA HABERLERİ İLE 100 LERCE İNSANLARIN POLİSLERİN HÂKİMLERİN SAVCILARIN YER DEĞİŞİKLİĞİNDEN

KINA GELMİŞTİR.

 

 

 MÜZAKERE SÜRECİNİN DEVAMI GEREKİR

BUGÜN SÜREÇ TEK TARAFLI OLARAK VE İYİ NİYETLİ OLARAK SÜRDÜRÜLMEKTEDİR.

AKP BU MÜZAKERE SÜRECİNİ SÜRDÜRMELİDİR

 
2013 YILI TÜRKİYESİ İÇİN 2014 TE DÜNYADA ÖNEMLİ KURUMLARIN TÜRKİYE RAPORUN AÇIKLADILAR KISACA DEĞİNECEM.

 
2014 TÜRKİYE

·         DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ENDEKSİ 154 SIRADA

·         GAZETECİLERİ HAPSE ATMADA İLK SIRALARDAYIZ,

·         TÜRKİYE DE HAPİHANELERDE İNSAN HAKLARI İHLALERİ YAŞANMAKTADIR.

·         TÜRKİYE DE GENÇ İŞSİZLERİN ORANI % 18 DİR

·         KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNDE 120 SIRADAYIZ.

·         AİHM 2013 TE 118 DAVA DA TÜRKİYEYİ MAHKUM ETTİ

·         GOOGLE 2013 ŞEFAFLIK RAPORU TÜRKİYE İLK 6 AYDA 1673 İÇERİĞİN KALDIRILMASI BAŞVURUSU YAPTI. BUGÜN İNTERNET YASAĞI GELİYOR

·         İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ ‘’TÜRKİYE’DE TAHHAMÜLSÜZLÜK BÜYÜYOR’’

·         OECD ENDEKSİ, TÜRKİYE EN MUTSUZ ÜLKE MUTLULUK ENDEKSİNE EN SON SIRADA YER ALDI

·         TÜRKİYE 76,5 MİLYONLUK NÜFUSU İLE DÜNYANIN EN KALABALIK 19 ÜLKESİ

·         FINANCİAL TIMES; TÜRKİYEDE ARTAN RİSKLERİ SIRALAMIŞ

EKONOMİ KIRILGAN

TÜRKİYE SURİYEDEKİ ŞİDDETİN SIÇRAMASINA ARTAN BİÇİMDE KIRILGANDIR

MEZHEB GERİLİMİ

KÜRT HAREKETİNİN YENIDEN BAŞLAMASI

PROSTESTOCULARIN YENİDEN SOKAĞA DÖKÜLEBİLİR.

GELELİM 17.ARALIK 2013 SONRASI NA

·         LİRANIN HIZLA DÜŞÜŞÜNÜN SONUÇLARININ CİDDİ OLAÇAĞINI

LİRANIN DÜŞÜŞÜ EKONOMİMİZİ TEHLİKEYE ATTI

KISA VADELİ DIŞ SERMAYESİNE BAĞLILIĞIMIZ ORTAYA ÇIKTI

YENİ FİNANSAL KRİZLER BEKLENMEKTE,
BANKALARIMIZ ZOR DURUMDA
CARİ AÇIKLIKTA ARTIŞ BEKLENME

17 ARALIK AKP’YE GÖRE DARBE BİZE GÖRE YOLSUZLUK

 
ÖNEMLİ BİR KONUYA GEÇMEK İSTİYORUM İZNİNİZLE

 

17 ARALIK SÜRECİNDEN SONRA BAŞBAKAN VE HÜKÜMETİN DAHA ZAMANA YAYICI KARARLAR NOKTASINDA ZAYIF KALAN BİR SÜRECİ SÜRDÜRDÜĞÜ ORTADADIR.

HÜKÜMET ÇEPHESİNDE HEM YEREL SEÇİMLER HESAPLARININ HEM DE CEMAATLE KAPIŞMANIN ÖNE ÇIKTIĞI BİR DÖNEM BAŞLADI

 

YEREL SEÇİMLERDE OY KAYBETMEMEK ENDİŞESİ BARIŞ SÜRECİNİ ERTELEMEK MANASINA GELİNMEMELİ

CEMAATLE OLAN BU SORUN BU MESELEDEN DAHA TALİ BİR SORUNDUR.BU SÜREÇ DOĞRU İŞLETİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

HÜKÜMETİN SÜRECİ ERTELİYOR GİBİ GÖRÜNMESİ KÜRT LERİ ENDİŞELNDİRMEKTEDİR. KAYGILANDIRMAKTADIR

İMRALI BEYANLARI BUNU İFADE EDİYOR.

HÜKÜMET HEM CEMAATLE OLAN İÇ HESAPLAŞMASINI LEHİNE BİTİRMEK HEM DE YEREL SEÇİMLERİ KAZANMAK HEM DE KÜRT TARAFINI BİR NOKTADA TUTACAK BİR SİYASET YÜRÜTÜYOR.

BUNUN İÇİNDE YENİ İTTİFAKLAR ARANMAKTADIR.

TUTUKLU ASKERLERLE OLAN SORUNUN ASLINDA KENDİ SORUNU OLMADIĞI MESAJLARINI VERMEYE ÇALİŞİYOR.

EGEMENLİK HALKIN OYLARIYLA SEÇİLMİŞ MECLİS OLMALIDIR.

DEMOKRASİ BUDUR.

HİÇ BİR İKTİDARI MEŞRU OLAMAYAN YOLLARLA İKTİDARDAN  UZAKLAŞTIRILMAMALI

EGEMENLİK MECLİS OLAMLIDIR

İKTİDAR SANDIKTAN ÇIKMALIDIR

TÜRKİYE BUGÜN BU ÖNEMLİ SORUNUN DEMOKRATİK YÖNTEMLERLE TARTIŞILIRAK  ÇÖZÜME GİTMESİ ÇOK BÜYÜK BİR KAZANÇTIR.

MECLİSTEN, MEDTADAN, AKADEMİLERDEN ÇOK FAZLA İNSANIN BU KONUDA FİKİR YÜRÜTMELERİDE DEĞERLİ BİR ZENGİNLİKTİR.

YAKLAŞIL 1 YILLIK ÇATİŞMASIZLIK HALİ  TÜRKİYE DE ÇOK FAYDALARSAĞLAMIŞTIR.

BAKINIZ KOMŞU ÜLKELERİMİZE  IRAK’ A  SURİYE’ YE

MİLYONLARCA İNSAN ÖLDÜ. YIKILMADIK EV  SOKAK KALMADI

 

YİNE BAKINIZ YUNANİSTANA VE BAZI BATI AVRUPA ÜLKELERİNE  HEPSİ AĞIR EKONOMİK KRİZLERLE BOĞUŞMAKTADIRLAR.

HEPİMİZ BİLİYORUZ Kİ

YILLIK EN AZ TÜRKİYE 10 – 15 MİLYAR DOLAR PARAYI BU SORUN İÇİN ASKERİ KAYNAK OLARAK HARCAMAKTADIR.

BU PARA DAĞLARIMIZI BOMBALAMAYA DEĞİL DE TOPLUMA VE DEVLETİN BAŞKA İŞLER İÇİN KAYNAK OLARAK KULLANILDIĞINI DÜŞÜNELİM

REFAH DÜZEYİMİZ ARTMAZ MI?

 

İMRALININ TOPRAĞA DAYALI OLMAYAN ÇÖZÜM ARAYIŞLARINI BÜTÜN HERKESİN PARTİSİ VE FİKRİ NE OLURSA OLSUN DESTEKLENMESİ ÇOK ÖNEMLİDİR.

BARIŞ SÜRECİ DESTEKLENMELİDİR.

ÜLKEMİZİN ETRAFI YAKILIP YIKILIRKEN BÖLGESEL BİR STRATEJİK KAZANIM OLACAK BARIŞ SÜRECİNİN NE KADAR DEĞERLİ OLDUĞUNU

ARTIK KIMSENIN ÖLMEDİĞİBU 1 YILLIK SÜREYİ DOĞRU ANLAMALIYIZ
 

 

SURİYE DEĞİNECEM

SORUNLAR TAMAMEN ÇÖZÜMSÜZLÜĞE MAHKÛM EDİLMİŞTİR.

ULUSLAR ARASI ZEMİNDE SURİYE SORUNU ÇÖZECEK TEK BİR CİDDİ ADIM ATILMAMIŞTIR.

SURİYE HALKI ÖLMEYE ÖLDÜRÜLMEYE BIRAKILMIŞTIR.

MİLYONLARCA İNSAN MAHVOLMUŞTUR.

ZARAR GÖRMEYEN EV KALMAMIŞTIR

700 BİN SURİYELİ TÜRKİYEDE

MİLYONLARCA İNSAN EVİNDEN BARKINDAN ÇIKMIŞTIR.

BUNDAN BAZI DERSLERİ HAEPİMİZ ÇIKARALIM.

 

DİĞER BİR KONU

İMRALI YASAL STATÜNÜN KAZANILMASI HALİNDE ÖNEMLİ BİR DÜZENLEMELER YAPAÇAĞINI SÖYLÜYOR.

BU DÜZENLEMELER NEDİR.? BİLMİYORUZ

BU DÜZENLEMELRİDE SÜRECE KATKI OLACAK ADIMLAR OLARAK TA DEĞERLENDİRMEK GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.

İMRALI

İMRALI İLE DEVLET VE HÜKÜMET İLE HARHANGİ BİR ANLAŞMANIN OLMADIĞINI

SÜREÇ TEK TARAFLIDIR.

İYİ NİYETLİDİR.

MECLİS TUTANAKLARINDAN KÜRT KELİMESİNİN ÇIKARTILMASI

1)   MÜZAKERE SÜRECİNİN BAŞLAMSI

2)   YASAL STATÜYE KAVUŞTURULMASI

3)   MÜZAKERELERİN DEVLET HEYETİ DIŞINDA DAHA GENİŞ KOMİSYONLARLA DAHA SIK BOYUTTA YÜRÜTÜLMESİ

 

 

FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGILI OLAN VE FİKİRLERİN KONUŞULDUĞU ORTAMDA ŞİDDETTE  BAŞ VURULMAMALIDIR.

İNSANLARIN DİNİ, İNANCI, DÜŞÜNCESİ, RENGİ, KILIK KIYAFETİ, FİKRİ,NE OLURSA OLSUN SAYGI DUYULMALIDIR. İNSAN HAKLARIN TEMEL KURALIDIR.

 

TÜRKİYE; KÜRDÜSTAN BÖLGESEL YÖNETİMDE YANİ KUZEY IRAKTA ARTAN EKONOMİK FIRSATLARI GÖRDÜKÇE KÜRTLERİN SİYASİ ÖZGÜRLÜĞÜNE KARŞI ÇIKMASINA RAĞMEN TÜRKİYE POLİTİKASINI DEĞİŞTİRDİ VE KÜRTLERE YAKINLAŞTI.

BURADA ÖNEMLİ OLAN BİR KONU TÜRKİYE’NİN EKONOMİK GÖSTERİLERİNİN YÜKSELMESİDİR.

 

·         Türkiye Kürtlerle ilişkilerinde sadece olayı siyasi ve güvenlik meselesine

İndirgenmemelidir. Kürtler bölgenin ekonomik dinamiği ve yıldızıdır.

Kürtler bölge de Petrol, Doğal Gaz, Enerji gibi kaynaklara sahiptir.

KARA ALTINDIR.

Kara altına sahiptir. Kürtlerle ekonomik ilişki kurulması demek Trakya’da Tekirdağ da Keşan da, Rize de ordu da, Manisa ve Isparta da, Sivas ve Yozgat’ta Türkiye’nin her ilinde ve ilçesinde köylerinde Her yerde, Her evde Ayşe ve Fatma veya Ahmet ve Mehmet’in evine yansıyacaktır.

Nasıl yansıyacaktır.?

Örneğin doğal gaz  500 TL’ den 300 TL’ ye inmesi, Benzinin litresi 5 TL’den 3 TL’ye inmesi halinde evi daha ucuza ısınacak ve aracını daha ucuz benzinle dolduracak ve aynı zamanda A ‘dan Z’ye giyeceklerde ve yiyeceklerde indirimler olacaktır.

Bundan Türk Vatandaşımız mutluluk duyacaktır.

Kürtlerle ticaret ise, Su, Ulaşım ve ihalelerde Türk iş adamlarımız bölgede büyük ticaret ve iş yapacaklarından büyük parala kazanacağı gibi doğal gazın ucuzluğu da ve doğal gaz ticaretinden yılda 11 milyar dolar hepimizin mutluluğu şekline yansıyacaktır.

Doğal Gazdan yıllık 11 milyar dolardan bahsediliyor bu rakam daha çok fazladır. Ve inanıyorum bölgeden bavul ile para da gelecektir.

Bugünkü düşünce ne?

VER KURTUL

Artık Vermek Kurtulmak değildir.

Vermeden kurtulmadan birlikte yaşamak ve ekonomik iş birliğiyle Avrupalaşmak ve dünyaya açılmak düşüncesi hâkim olmaya başlayacaktır.

Doğal Gaz ve petrolde % 40 ucuzladığında ve bu indirimin diğer ürünlerde yansıyacağından şimdi hayat pahalılığından ‘’AH VAH ‘’ ediyoruz yarın ‘’AH VAH ‘’ etmeyeceğiz.

 

Artık Demokratikleşme zamanı.

Ekonomik ilişkilerin daha çok artmasıdır.

Türk vatandaşının ve 76 milyon insanın Refah ve Ekonomik düzeyinin artmasıdır.