31 Ocak 2017 Salı




 

El BAB neden önemli ?

5 soruda yanıt arayalım.

1) El Bab’ın demografik ve idari yapısı nasıl?

El Bab, Türkiye sınırına yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunuyor. İç savaş öncesinde yaklaşık 70 bin kişinin yaşadığı bu kasaba, önemli bir sanayi merkezi olarak biliniyor. Türkçe adı ‘Kapı’ olan kasaba, sadece doğu ile batı değil, aynı zamanda kuzey ve güney yönlerinde de önemli bir kavşakta bulunuyor. Kasabanın nüfusunun önemli bir kısmını Sünni Araplar oluşturuyor.

El Bab, Kasım 2013’te DAEŞ ’in yönetimine geçti. Kürt silahlı oluşumu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), kuzeydoğuda bulunan Menbic’i aldıktan sonra El Bab’a ilerlemeyi planladıklarını açıklamış ancak bu plan daha sonra hayata geçirilmemişti. Kasaba hala DAEŞ ’in yönetimi altında bulunuyor.

2) El Bab kasabasının önemi ne?

Coğrafi konumu, El Bab’a çok kritik bir kavşak olarak stratejik önem kazandırıyor. El Bab; Akdeniz kıyısındaki Lazkiye’den başlayarak, İdlib, Halep ve Menbic’ten geçerek Irak’a doğru uzanan M4 otobanının kuzeyden gelen en önemli yollardan biriyle kesişme noktasında yer alıyor. Bu nedenle, Cerablus ile birlikte burası,  DAEŞ ’in başkent olarak ilan ettiği Rakka ve Deyr ez Zor’a giden ana yolun

Buranın DAEŞ  tarafından ‘ikinci başkent’ olarak görüldüğünü öne sürüyor.

3) Türkiye’nin DAEŞ ’den temizlemek dışında, El Bab’ı hedef almasının başka nedenleri var mı?

ÖSO güçlerinin El Bab’ı alması, DAEŞ B’in Türkiye sınırından daha da uzaklaşmasına neden olacak. Bu da örgütün kendisine eleman ve malzeme tedarik ettiği en önemli yollardan biri de kapanacak. Türkiye, DAEŞ ’i sınırından uzaklaştırmanın yanı sıra Kürt grupların bu kritik kavşağı kontrol ederek Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirmelerine engel olmak da istiyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ekim ayında yaptığı bir konuşmada, Türkiye’nin El Bab’a inmek zorunda olduğunu söylemiş ve bunun gerekçesini ‘Çünkü burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım’ sözleriyle açıklamıştı. Ayrıca, burası Türkiye ve ÖSO güçlerinin Rakka’ya doğru olası ilerleyişi halinde bunu kolaylaştıracak geçiş noktalarından en önemlisi olarak gösteriliyor.

4) El Bab operasyonunun riskleri neler?

El Bab, şu an Suriye ordusu ile farklı isyancı grupların ciddi bir askeri mücadele içinde olduğu Halep’e oldukça yakın bir noktada yer alıyor. Suriye ordusu, isyancıların elinde bulunan Doğu Halep’in etrafını kuşatmış durumda. El Bab’ın alınması halinde, Suriye ordusu da doğu ile batı yönlerinden sıkıştırılmış olacak. Bu nedenle, El Bab, son dönemde önemli kazanımlar elde eden Suriye yönetimi açısından da önem taşıyan yerler arasında yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, El Bab’tan sonraki hedefin Halk Savunma Güçleri’nin (YPG) elinde bulunan Menbic olduğunu söylemişti. Hafta içinde YPG güçlerinin Fırat Nehri’nin doğusuna çekileceği açıklanmıştı.

Bu koşullar altında, Türkiye’nin El Bab’ın ardından Rakka ya da Menbic’e yönelmesi ABD ile arasındaki gerilimin daha da artmasına neden olabilir.

5) El Bab’ın el değiştirmesi Suriye’de iç savaşının gidişatını nasıl etkiler?

El Bab’ı kaybetmek, Musul ve Rakka’da taarruz altında kalan DAEŞ ’in daha da zayıflamasına yol açacak.

Musul’da çember daralırken, örgütün elinde Rakka dışında önemli bir merkez kalmamış olacak. Türkiye ise PYD’nin Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirme arzusuna darbe indirecek. Dahası, sınırında oluşturmak istediği 90 kilometre uzunluğundaki DAEŞ ’den arındırılmış bölgenin derinliği de 30 kilometreye kadar çıkacak.

ÖSO, Doğu Halep’teki Suriye ordusunun yoğun saldırıları altında kalan gruplar açısından bir nebze de olsa rahatlama sağlamış olacak.

Suriye yönetimi de El Bab’a girmesi halinde, hem bu önemli geçiş noktasını almış olacak hem de Doğu Halep kuşatmasının yoğunluğunu artırma konusunda eli rahatlayacak.

 

Kaynak BBC

30 Ocak 2017 Pazartesi


TRUMP’IN GÖÇMEN KARARINA DÜNYADAN TEPKİ

ABD Başkanı Trump’ın 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarının ülkeye girişini engelleyen kararı dünyada tepkilere yol açtı.

 

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve BM Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Trump’ın 27 Ocak’ta Pentagon’u ziyaretinde imzaladığı ‘Yabancı Teröristlerin ABD’ye Girişinden Ülkeyi Korumak’ başlıklı başkanlık kararnamesine karşı ortak yazılı açıklama yayınladı.

dünya genelindeki mülteciler ve göçmenlerin ihtiyaçlarının her zamankinden daha fazla olduğu belirtilerek, ABD’nin bu insanlar için uyguladığı yerleştirme programının önemine ve bunun devam etmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

 “BM, ABD’nin dünya genelinde savaştan, çatışmalardan ve zulümden kaçanları koruyucu rolünü ve bu alandaki liderliğini devam ettireceğini umuyor”

Trump’ın Ortadoğu’dan gelecek Hristiyan mültecilere öncelik vereceği yönündeki açıklamasına ise “Mültecilerin; dini, ırkı ve uyruğu ne olursa olsun eşit şekilde muamele görmeleri gerektiğine güçlü bir şekilde inanıyoruz”

FRANSA

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde mevkidaşına demokrasileri korumanın tek yolunun demokrasilerin temelini oluşturan, sığınmacıları kabul gibi prensiplere saygı duymak olduğunu hatırlattı.

İRAN

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, sosyal medya üzerinden “Müslümanların ABD topraklarına girmelerinin engellenmesi aşırılık yanlıları için bir hediyedir. 7 İslam ülkesinin vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklamak ABD’nin iddialarının temelsiz olduğunun göstergesidir. ABD’nin İran devletiyle bazı konularda ihtilafları vardır. Ancak buna rağmen Müslümanlara getirilen yasak, bu devletin İran halkına dost olduğu şeklindeki iddiasının temelsiz olduğunu göstermektedir. Uluslararası camianın diyalog ve iş birliğine ihtiyacı vardır”

KANADA

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden “Kanada’ya hoş geldiniz" (#WelcomeToCanada) etiketiyle “Zulüm, savaş ve terörden kaçanları, inançları ne olursa olsun Kanadalılar sizi memnuniyetle karşılayacaktır. Çeşitlilik gücümüzdür”.

İNGİLTERE

“ABD’nin göçmen politikası ABD hükümetinin işidir, İngiltere’ninki hükümetimiz tarafından belirlenir. Ancak biz bu tür bir yaklaşımı paylaşmıyoruz ve bu bizim izleyeceğimiz yol olmayacak”

 

ALMANYA

Alman hükümeti, Trump’ın yasağına tepki gösterdi. Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, terörizme karşı gerekli kararlı mücadelenin belirli kökene veya inanca sahip insanların genel zan altında bırakılmasını haklı çıkaramayacağına inandığı söyledi.

‘’Cenevre Mülteci Sözleşmesi’nin, savaştan kaçan sığınmacıların uluslararası devletler topluğu tarafından insani sebeplerden dolayı kabul edilmesini öngördüğünü  ve sözleşmeye imza atan tüm ülkelerin buna uyması gerektiğine ‘’

İSVİÇRE

İsviçre, ABD’nin bu kararının dini ayrımcılığı tetiklediği uyarısında bulundu.

Ülkesinin de terörle mücadelede gerekli önlemleri aldığını, ama bu mücadelenin uluslararası hukuka ve temel haklara uygun şekilde yürütüldüğü bildirdi.

“İnsanların dini ayrımcılığa maruz kalmasına her zaman karşı olduk. Bu bağlamda, ABD’nin göçmen kararı dini ayrımcılıkla mücadelede açık şekilde yanlış yönde hareket ediyor”

İTALYA

İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, Twitter mesajında, “İtalya, değerlerine bağlıdır. Açık  toplum, çoğul kimlik ve ayrımcılığa izin vermeme. Bunlar Avrupa’nın temel yapı taşlarıdır.”

İSVEÇ

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, ABD’deki başkanlık kararnamesini eleştirdi. Wallström,

‘‘Çok kötü bir karar. Çok kötü planlanmış bir uygulama”

DANİMARKA

Danimarka Dışişleri Bakanı Anders Samuelsen, Trump’ın imzaladığı mülteci ve göçmenlerin ülkeye girişini sınırlandıran kararnamenin "mantıksız" olduğunu

 

ARAP BİRLİĞİ

ABD’nin aldığı bu karardan dolayı derin endişe duyduğunu ifade etti. Getirilen bu yasağın, güvenlik problemi teşkil etmeyen bireylerin dolaşım özgürlüğü konusunda ülkeler arasındaki açılım gibi son on yıllarda dünyada yaşanan olumlu gelişmelere ters düştüğünü kaydeden Ebu Gayt, ABD yönetiminin kararı gözden geçirmesini umduğunu belirtti.

IRAK

Irak Hükümeti, Trump’ın kararına misilleme olarak, ABD vatandaşlarının 90 gün boyunca ülkeye alınmayacağını duyurdu.

 

STARBUCKS 1O BİN MÜLTECİ İSTİHDAM EDECEK

Dünyaca ünlü kahve zinciri Starbucks, ABD Başkanı Trump’ın mülteci kabulünü durduran kararnamesinin ardından, faaliyette oldukları 75 ülkede gelecek beş yıl içinde 10 bin mültecinin istihdam edileceğini duyurdu.