Mesut Değer, 1959’da Diyarbakır’da doğdu. Avukat; 1985 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 2002 yılında 22. Dönem Diyarbakır Milletvekili seçildi TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekilliği, “Şemdinli mi?”, “Kürt Sorunu mu?” kitaplarını yazdı.
19 Kasım 2016 Cumartesi
1 Kasım 2016 Salı
TÜRKİYE MUSUL OPERASYONUNA NEDEN KATILMAK İSTEMEKTEDİR?
·
Türkiye, bölgedeki oyunun yeni kurallarının
farkına varması.
·
Musul’a müdahale etmek talebinin olduğunu, yerel
milisleri eğitmesi, sahada adamlarının olması nedeniyle,
·
Ankara’nın bölgede yeni bir politikanın parçası
olarak DAEŞ sonrası Musul’da ve Kuzey Irak’ta etkinliğinin olması
·
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak
Başbakanı Haydar El İbadi’ye yönelik,
Sert açıklamalarını anımsarsak; Ancak bu
sözler, Osmanlı İmparatorluğunun 1918 yılında yakılmasının yol açtığı eski
yaraları açmak için eski olaylara dönüş yapan bir gündemin bir parçasıdır
diyebiliriz.
·
1916 yılında çizilen Sykes-Picot sınırlarının
artık anlamının kalmadığını, (1.Dünya Savaşı sonunda çizilen sınırların artık
kalıcı olmaktan çok uzak gibi görünmesi)
·
Irak’ta Kürt Bölgesel Yönetimi gibi özerk bir
Sünni bölgesinin kurulması,
·
Ankara, Irak’ın Kuzey Irak’ta kararlara etki
etmek istemesi bu aslında Rusların Suriye’de yaptıklarının benzeri demektir.
·
ABD ve
AB’nin nüfuzu diplomasi ve eski politikalara bağlı kalırken sınırların ötesine
güç projekte etme meselesidir. Türkiye bunun farkında olması.
·
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan,
Musul’un Türkiye’nin ulusal güvenliği için büyük önem arz ettiğini ifade ederek
‘Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır’ demişti.
·
Türkiye Musul’u Irak’taki nüfuz alanının kilit
bir parçası olarak görmekte olduğunu,
·
Türkiye, ABD ve Irak’ı, Şii savaşçıları ve
Kürtlerin (PKK/PYD) Musul taarruzuna yer almalarında izin vermeyeceği
düşüncesi,
·
Nüfusu çoğu Sünni olan Musul’u geri almak için
Şii milislerin Musul’a girmesi durumunda mezhebi katliamın yaşanabileceği
uyarısını yapması,
·
Musul bir zamanlar Osmanlı imparatorluğunun bir
parçası idi.
·
Türkiye’nin bölgede Tarihi bir sorumluluğunun
olması aynı zamanda terör örgütüne karşı NATO müttefikleriyle birlikte çalışma
sorumluğu da bulunuyor.
·
Türkiye; Suriye/ Rakka’ da DAEŞ ‘e karşı olacak
ise Irak/Musul’da olmalıdır,
Musul’da asıl görünen savaş kent içinde yaşanacağıdır.
2 milyon nüfuslu kentte 8000 DAEŞ üyesi olduğu söylenmekte
ve Musul çevresindeki askeri güçlerinde 40.000 olduğu açıklanmakta,
DAEŞ; Çocukları ve kadınları canlı kalkan olarak kullanacağı
ve şehir merkezinde ise tuzaklar kurması muhtemelen gözükmektedir.
24 Ekim 2016 Pazartesi
22 Ekim 2016 Cumartesi
17
EKİM 2016
*DAEŞ,
Musul’u Haziran 2014’te ele geçirmiş, örgütün lideri Ebu Bekir El Bağdadi bu
gelişmenin ardından zaferini ilan etmişti.
*16
Ekim Pazar günü Irak Başbakanı Haydar El İbadi, ülkenin en büyük ikinci kenti
Musul’u IŞİD’in elinden almaya yönelik operasyonun başladığını açıkladı.
Reuters
haber ajansı, Irak ordusundan 30 bine yakın askerin yanında, Irak Kürdistan
Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı Peşmerge güçleri ve Sünni isyancıların da
aylardır hazırlıkları süren operasyona destek vereceğini bildirdi.
*Musul’da
2 milyon insan yaşamakta olduğunu ve yaklaşık 8 bin DAEŞ mensubu olduğu
söylenmektedir.
ABD
Savunma Bakanı Ash Carter, uluslararası IŞİD karşıtı koalisyonun Irak’ın
operasyonuna destek olmaya hazır olduğunu belirtti.
Operasyonun
öncesinde Irak ordusu, havadan on binlerce broşür dağıtarak şehirde yaşayanlara
kendi güvenlikleri için gereken önlemleri anlattı.
Türkiye,
Başika’da eğitilen yerel Sünni güçlerin Musul’un DAEŞ’den geri alınmasını
amaçlayan operasyona dâhil edilmesini istiyor.
Ancak
Irak ordusuyla birlikte IŞİD karşıtı operasyonlara katılan İran destekli Şii
birlikler, Türkiye destekli grupların Musul harekâtında yer almasına karşı
çıkıyor.
Cumhurbaşkanı
Sayın Recep Tayyip Erdoğan da, Musul operasyonuna katılma konusunda kararlı
olduklarını söylemişti. ve yaptığı bir açıklamada “Musul’u Musulludan alıp
birilerine vermenin hesapları var. Biz de ‘Hayır’ diyoruz” ifadelerini
kullanmıştı.
Irak
Başbakanı Haydar El İbadi ise Türk askerlerinin operasyona katılmalarına izin
vermeyeceğini belirtmişti.
Yardım
örgütleri ise, Musul operasyonun insani bir krize yol açmasından endişe
duyduklarını vurguluyor.
Birleşmiş
Milletler (BM) daha önce, kış ayları yaklaşırken operasyon sonucu en az bir
milyon kişinin evlerini terk etmek zorunda kalacağı uyarısında bulunmuştu.
“ ABD
ve Fransız hava kuvvetlerinin Musul’un doğusuna yaptığı bombardımanın ardından
alarma geçen Ankara, ABD ile kurduğu ilk temasta ‘Operasyon henüz başlamadı’
yanıtını almıştı.
Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ‘Bazı kuşatma faaliyetleri ve havadan bombardıman söz
konusu ancak Musul operasyonu tam olarak başlamış değil’ demekten kaçınmadı.
Ankara’nın
Çavuşoğlu’nun açıklamalarından birkaç saat sonra Irak Başbakanı Haydar El
İbadi’nin büyük Musul operasyonunun başladığını duyuran açıklamasının
şaşkınlığını yaşadık.
*Türkiye
ile Irak arasında yaşanan Başika krizinin sona erdirilmesi için Ankara’dan bir
heyet Bağdat’a gitti.
Cumhurbaşkanı
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise, Musul operasyonuna ilişkin yaptığı açıklamada; “Ya
nasıl girmeyeyim? 350 kilometre sınırım var benim. Alakası olmayanlar giriyor.
Neymiş Bağdat onlara ‘gel’ demiş. Arzu ederlerse Misak-ı Milli’yi okurlar.
Operasyonda da, masada da olacağız. Çünkü burada bizim için bir tarih yatıyor.
*“DAEŞ,
SEMBOLİK KALESİNİ KAYBETTİ”
Türkiye
destekli Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Suriye’nin kuzeyindeki Dabık kentini
DAEŞ’ten alındı, “Suriye’nin kuzeyinde sembolik kalesinin kontrolünü kaybetti”
DAEŞ militanları 15 Ekim Cumartesi gecesi kentten ayrıldılar. Türkiye destekli
muhalifler, DAEŞ için sembolik açıdan önemli olan Dabık kentini ele geçirdi”
Dabık’ın
Türkiye’ye sadece 10 kilometre uzaklıktadır. Türkiye’nin Ağustos ayında
sınırını Terörden temizlemek üzere bir taarruz başlattı. Eylül ayında
Ankara’dan yapılan, 91 kilometrelik sınır tam olarak güven altına alınmış
oldu.’’
*
“DAEŞ, OPERASYONA KARŞI BİR DİZİ ÖNLEMLER ALDIĞINI”
Musul
operasyonu başlamadan önce DAEŞ’in işgal ettiği kentte bir dizi taktiksel önlem
almaya başladığını belirtmiştim.
“Musul savaşına hazırlanan DAEŞ, kentteki
hapishanelerde tuttuğu örgüt üyelerini savaştırmak üzere serbest bırakırken,
hendeklere doldurduğu ham petrolü de ateşe verdi”
Musul
operasyonu başlamadan önce, DAEŞ’ in
yaralı örgüt mensuplarını Suriye’nin Rakka kentine göndermeye başladığını,
Bir
Musul’lunun, “’ DAEŞ in, daha önce sigara içme, sakal kesme, yasaklı
kıyafetleri giyme gibi suçlardan tutukladığı onlarca örgüt üyesini savaştırmak
üzere serbest bıraktı.
Örgüt üyeleri Musul’da bir tünel ağı kurmuş ve
devamlı bu tüneller üzerinde çalışıyorlar. Tüneller, bir motosikletin
geçebileceği genişlikte yapılmış. Bu şekilde köylerden Musul’a geçişler
kolaylaştırılacak”
“Musul’un
doğu yönünde 12 tünel kazan, DAEŞ operasyona katılacak güçlerin ilerleyişini
yavaşlatmak ve kendi unsurlarını burada gizlemeyi planlıyor.
Halk
ise, oldukça geniş kazılan bu tünellerde çalışmak zorundadır.
Musul
çevresinde kazılan hendeklere doldurulan ham petrolü ateşe vermeye başlayan
örgüt militanları bu şekilde savaş uçaklarının görüş alanını kapatmayı
amaçlıyorlar.
Yoğun
duman başta başkent Erbil olmak üzere Kürdistan Bölgesi’nin birçok kentine
ulaştı”.
“ DAEŞ
lilerin Suriye sınırındaki Beac ile Suriye’nin Rakka ve Deyr ez-Zur kentlerine
geçiş yapabileceği tek nokta Musul’un güneybatısında bulunuyor. Kent, ablukaya
alınmış durumda.
Koalisyon uçakları da DAEŞ’i ateş altına alarak operasyonda belirleyici
olacak gibi,
“Musul’dan
gelen bilgilerle güvenlik kaynaklarının istihbaratına göre örgüt, “Roketlerde
akrep kullanımı, hayvanlara bomba bağlayıp mevzilere sürme, oyuncakları
bombayla doldurma, mancınıkla gaz, oksijen ve klor gazlı saldırıda bulunma,
çocuk canlı bombalarla saldırı düzenleme, hardal gazıyla saldırı, bombalı
akaryakıt tankerleriyle saldırı, insansız hava araçlarıyla saldırı taktiklerini
kullanıyor”
18
EKİM 2016
*“PKK HAREKÂTA KATILIRSA, ANKARA-BAĞDAT
GERGİNLİĞİ ALEVLENEBİLİR”
Musul
operasyonunda İran destekli Şii güçlerin
Sünnilerin yoğunlukta olduğu bölgedeki rolünün mezhep gerginliği yaratması
riski olduğu konusu gündemde.
Bağdat,
Türkiye’nin Başika’dan çıkmasını talep ederken, Ankara Irak’ı PKK’ya destek olmaması konusunda
uyardı”
* “ANKARA,
MUSUL’DAN KAÇAN MÜLTECİLERİ IRAK’TA TUTMAKTAN YANA”
Musul
operasyonunun başlamasıyla birlikte Ankara’nın tıpkı Suriye iç savaşında olduğu
gibi yaşadığı en büyük iki sıkıntı ön plana çıkmaya başladı: Güvenlik ve
sığınmacı sorunu. Suriye’de savaşın çok uzun sürmeyeceğini düşünüp ‘açık kapı
politikasıyla sığınmacılara sınırları sonuna kadar açan Türkiye, bugün ülke
içindeki 3 milyon Suriyeliye ‘güvenli bir hayat’ sunmak için formül üstüne
formül geliştiriyor. Suriyeli sığınmacılar sorununda AB’den gerekli yardımı
almadığından da yakınan Türkiye’nin bu sığınmacıların geleceği için kaygıları
bulunmaktadır.
Hükümet
Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un Musul’dan gelecek sığınmacılar için hazır
olduklarını söylemesi, yüklü miktarda insani yardımın yanı sıra sığınmacıların
nerede tutulacağı dair planlara da işaret etmektedir.
*“IRAK ORDUSU VE DAEŞ ARASINDA ŞİDDETLİ SOKAK
ÇATIŞMALARI YAŞANIYOR”
Musul’un
Güver kasabasına bağlı köylerde Irak Ordusu ile DAEŞ’liler arasında şiddetli
çatışmalar yaşanmakta.
*MESUT
BARZANİ HAZIR CEPHESİNİ ZİYARET ETTİ
*RUSYA
DIŞİŞLERİ BAKANI: “DAEŞ, SURİYE’YE GEÇERSE MÜDAHALE EDERİZ”
Lavrov,
“Musul operasyonu nedeniyle IŞİD militanlarının Suriye’ye geçmesi durumunda hem
politik hem de askeri kararlar alacağız’’ “İnsani sonuçların, bu operasyonu
hazırlayan taraflar tarafından hesaplanmış olduğunu umuyorum ama şimdilik pek
çok soru var”
Musul
operasyonunu izlediklerini belirten Lavrov, kentin çevresinin bir nedenden
ötürü tamamen sarılmamasının, DAEŞ’ çillerin bu koridordan Suriye’ye geçmesi
riskini oluşturmaktadır.
**MUSUL
OPERASYONUNDA MUSUL’UN TÜM ÇEVRESİNİ KOALİSYON GÜÇLERİ TARAFINDAN KAPATILMŞTI
ANCAK MUSUL’DAN SURİYE’YE KAÇMA YOLU AÇIK BIRAKILMIŞTI. YANİ DAEŞ MUSUL’DAN
ÇEKİLİRSE GİDECEĞİ TEK YÖN SURİYE’DİR.
BU KONU
ÖNEMLİDİR.
*
“IRAK’TA ARTIK MUSUL’DA SÜNNİ HALK SİYASİ YÖNETİMİN DIŞINA İTİLMEMELİ”
Irak’taki
Sünni halkın siyasi yönetimin dışına bir daha itilmemesi gerektiğini
belirtelim.
19
EKİM 2016
*BM:
“TÜRKİYE VE SURİYE’YE 100 BİN IRAKLI SIĞINABİLİR”
Birleşmiş
Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Musul’a başlatılan operasyon sonrasında
Türkiye ve Suriye’ye 100 bin Irak’lının sığınabileceğini açıkladı.
Birleşmiş
Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR, uluslararası topluma da çağrıda
bulunarak çadır, sığınmacı kampı, kışlık malzeme ve soba gibi ihtiyaçlar için
61 milyon dolarlık bir ek kaynak yaratılmasını istedi.
*
“BAĞDAT-TÜRK HEYETİ GÖRÜŞMELERİ OLUMLU GEÇTİ”
Türkiye
ile Irak arasındaki Başika krizini gidermek amacıyla Pazartesi günü Başika’ya
giden Türk heyeti ile yapılan görüşmelerin olumlu geçtiği açıklandı.
*“ABD SAVUNMA BAKANI TÜRKİYE’YE GELİYOR”
ABD
Savunma Bakanı Ashton Carter’ın bu hafta Türkiye’yi ziyaret edeceği bildirildi.
20
EKİM 2016
*“ABD,
RAKKA OPERASYONU İÇİN TÜRKİYE İLE GÖRÜŞÜYOR”
Musul
operasyonunun ardından Rakka’yı kurtarma harekatını en kısa süre içinde
başlatmak isteyen ABD’nin son haftalarda Türkiye, Suriye’deki Kürt liderleri ve
Birleşik Krallık dahil olmak üzere görüşmelerin başladığını açıklandı.
* ANKARA-BAĞDAT GERİLİMİ ABD Savunma Bakanı
CARTER’I TÜRKİYE’YE GETİRİYOR
*
“TSK’NIN KÜRT MİLİSLERİ VURMASI NATO İLE İLİŞKİSİNİ KARMAŞIKLAŞTIRABİLİR”
Türk
savaş uçaklarının Suriye’de ABD destekli Kürt milislerini vurması “ABD’nin
Suriye’de IŞİD ile savaşta esas olarak gördüğü bir güç olan bir milise yönelik
saldılar, Türkiye’nin NATO müttefiki ile ilişkisini daha fazla
karmaşıklaştırabilir konuşulmaya başlandı.
* “TSK
PYD-PKK’NIN SURİYE’DE YENİ KONTROL ALTINA ALDIĞI 18 BÖLGEYİ BOMBALADI şeklinde
haberler yapıldı.
* “TSK
200 YPG SAVAŞÇISININ ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ AÇIKLADI”
* “İRAN
BÖLGE ÜLKELERİNİN MUSUL OPERASYONU ELEŞTİRDİ”
İran
asla bu konuya doğrudan müdahil olmamaktadır. İran’ın Musul konusunda Bağdat
yönetimine verdiği destek, ‘danışmanlık’ yardımıdır ve bunu da Iraktan gelen
talep üzerine yapmaktadır”
21
EKİM 2016
*Beşar
Esad, “Umarım Rusya Türkiye’nin Suriye politikasını değiştirebilir ”dedi. Esad
ayrıca, Türkiye’nin Fırat Kalkanı
Operasyonu ile ilgili olarak ise “Uluslararası hukuka aykırı bir işgal”
ifadesini kullandı.
*Cumartesi
günü, İsviçre’nin Lozan kentinde Türkiye’nin de katılacağı bir Suriye
toplantısı düzenlenecek.
*Times
gazetesi, TSK’nin Suriye’nin kuzeyinde YPG’ye düzenlediği hava operasyonuna
dikkat çektiği haberinde, “Türk savaş uçaklarının ABD destekli Kürtleri hedef
alması ABD ve NATO stratejisine yeni bir darbe”
* “TSK,
YPG’Yİ BİR KAZ DAHA HEDEF ALDI”
YPG,
Türkiye’nin kuzey Suriye’deki operasyonlarını uluslararası hukukun ihlâli
olarak tanımlayıp Birleşmiş Milletlere harekete geçme çağrısı yapmıştı.
Türkiye YPG’yi PKK’nın bir uzantısı olarak
görüyor ve "terör örgütü olarak kabul ediyor.
ABD ise
YPG’yi de içinde barındıran Suriye Demokratik Güçleri’nin DAEŞ ’e karşı
mücadelede önemli bir yerel müttefik olduğunu ifade ediyor”
*SALİH
MÜSLİM:”TÜRKİYE’YE DÜŞMANLIK BESLEMİYORUZ”
PYD
lideri Salih Müslim, TSK’nın PYD/YPG’ye yönelik hava baskınlarına ilişkin,
Türkiye’ye hiçbir düşmanlık beslemediklerini belirterek, “Bize bağlı Kürt
güçleri (YPG) tarafından Türkiye’ye bir mermi bile atılmamıştır”
*
“MİSAK-I MİLLİ YENİDEN MASADA”
Cumhurbaşkanı
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Musul ile ilgili ‘1923’ün psikolojisi ile hareket
edemeyiz’ çıkışı, Türkiye’nin bölgede yeniden hak iddia etmeye hazırlandığı
yorumlarına yol açtığı şeklinde değerlendirmeler oldu.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın son günlerde Kurtuluş Savaşı sırasında Musul ve Kerkük’ü de içine
alarak oluşturulan ulusal sınırların Lozan Anlaşması sonrasında kaybedildiğini
vurgulayan açıklamalar yapması, Türkiye’nin bölgede yeniden hak iddia etmeye
hazırlandığı yorumlarına yol açıyor.
Türkiye
şimdilik Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olsa da, bölgedeki
gelişmelere karşı müdahale hakkını elinde tutmak istiyor.
1923’ün
psikolojisi ile hareket edemeyiz sözleri ile 100 yıllık Misak-ı Milli (Ulusal
Yemin) sınırlarını tartışmaya açtı.
Cumhurbaşkanı
Sayın Erdoğan’ın Musul politikası MHP’den destek görürken, CHP Musul
operasyonuna ilişkin Türkiye’nin attığı adımlar konusunda Meclis’in
bilgilendirilmesini talep ediyor. HDP lideri Demirtaş ise Türkiye’nin Musul ve
Kerkük’ü sınırlarına katmayı planladığı görüşünü dile getiriyor.
*Musul
operasyonunun 6 ay sürmesi bekleniyor. Bu sürede Türkiye sınırına 1 milyon kişi
yığılırsa ne olacak? Şu an Türkiye Irak’ın toprak bütünlüğünden yana hareket
ediyor. Unutulmamalı ki, 1991’deki 1. Körfez Savaşı’nda ABD Musul’u Türkiye’ye
vaat etmesine rağmen Türkiye bunu kabul etmedi. Ancak şu anda Türkiye buralarda
güvenli bölge kurmak için tarihsel referansları gündeme getiriyor”.
KAYNAK
Rudaw,
Dış Basın, TV haberleri, Siyasilerin açıklamaları
14 Ekim 2016 Cuma
TÜRKİYE - MUSUL – IRAK – DIŞ BASIN
(Musul yazımla birleşen gelişmeler)
WALL
STREET JOURNAL: “TÜRKİYE’NİN TALEPLERİ SAVAŞ PLANINI KARMAŞIKLAŞTIRIYOR”
“Türkiye’nin talepleri, Musul’un DAEŞ’ TEN geri
almaya yönelik savaş planını karmaşıklaştırıyor”
Ankara’nın Türklerin eğittiği Sünni gücünün
taarruza dahil edilmesi talepleri, DAEŞ ile savaşında bir dönüş noktasını
oluşturabilecek operasyon için çeşitli Iraklı savaşçılarla oluşturulan huzursuz
ittifakı parçalamakla tehdit ediyor. Irak yetkililerine göre, Türkiye’nin
Bağdat üzerindeki baskıları, Musul için savaşta daha sınırlı bir rol oynama
mutabakatını gözden geçiren etkili, rakip Şii milislerden yeni talepleri
tetikledi, bu da savaş planına ilişkin hassas müzakereleri zorlaştırıyor”
Ankara ile Bağdat arasındaki kavga Başika’da Türk
güçlerinin eğitilen 3 bin kadar Sünni savaşçıya odaklandı. Mevcut planlara
göre, nüfusu çoğu Sünni olan Musul kentini kurtarmaya yönelik operasyona, diğer
yerel Sünni güçlerin desteğindeki Irak ordusunun liderlik yapması bekleniyor.
Şii ve Kürt güçler ise, Musul
etrafındaki kent, köyü ve mahallelerin kontrolünü sağlamayı kabul ettiler.
Ancak şimdi Şii milisler ve Irak’ın federal
polisindeki müttefikleri, Bağdat’ın Türkiye desteğindeki Sünni savaşçılarının
koalisyona katılmasına izin vermesi durumunda daha büyük bir rol talep
ediyorlar”
Irak’ın en nüfuzlu Şii milislerinden Badr örgütünün
geri çekilmemesi durumunda Irak’taki Türk güçlerine saldırmakla tehdit ettiğini
belirten ABD’li gazete, “Musul operasyonu için Türkiye, kara gücü değil hava
desteğini önerdi”
VOANEWS:
“İBADİ’DEN TÜRK GÜÇLERİNİN IRAK’IN BAĞIMSIZLIĞINI İHLAL ETTİRMEYECEĞİZ
AÇIKLAMASI”
Irak
Başbakanı Haydar el İbadi, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Toprağımızı
halkımızın kararlılığı ile kurtaracağız, video çağrıları ile değil”
İbadi,
bu açıklamasıyla 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın telefondan halka yaptığı çağrıya atıfta bulundu.
Salı günü Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, İbadi’ye
yönelik olarak ‘haddini bil’ ifadesini kullanmıştı.
Türkiye ile Irak arasındaki ilişkiler Türkiye’nin
geçen yıl Musul yakınlarındaki Başika Kampı’na DAEŞ ile mücadele amacıyla
Peşmergeler’i eğitmek için asker göndermesi üzerine gerilmişti.
Musul operasyonuna katılması beklenen Irak’taki Şii
milisler de Türk askerinin bölgeden hemen çekilmesini istedi.
En güçlü Şii milis gruplardan Bedir Tugayları
lideri Hadi el Amiri, “Türk güçlerinin Irak’ın bağımsızlığını ihlal etmesine
izin vermedik ve vermeyeceğiz” dedi.
Musul’un geri alınması için yapılacak operasyonun,
Amerika liderliğindeki koalisyon desteğini alan Irak güçleri için en karışık
operasyon olması bekleniyor.
VOANEWS:
“MUSUL KARTI, CUMHURBAŞKANI SAYIN ERDOĞAN’IN YENİ TÜRKİYE STRATEJİSİNE TAM
UYABİLİR”
“Türkiye,
Bölgesel Sınırları Belirleyen Tarihi Antlaşmayı Sorguluyor’
“Türk
askerlerinin Irak’ın Musul kentinin yakınlarındaki varlığı konusunda Ankara ile
Bağdat arasındaki tartışma derinleşmeye devam ediyor. Ankara ile Bağdat
arasındaki kavga zamanlanması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen ay
ülkeyi şaşırtarak Lozan Antlaşmasını sorgulamasından sonra patlak verdi”
“Türk
güçleri hala hem Suriye hem de Irak’ta bulunuyor. Ancak Irak kentinin
yakınlarındaki Türk varlığı, Bağdat ile derinleşen bir ihtilafın merkezi haline
geldi. Üs görünürde İslam Devleti ile savaşmaları için Sünni milisleri eğitmeye
yöneliktir”
Gözlemcilerin de, bölgesel güçlerin şimdiden, İslam
Devletinin Musul’dan çıkarılmasından sonra kentin kontrolü için beklenen güç
mücadelesi için pozisyon almaya başladığını
“Lozan
Antlaşması, tarihi olarak Türk diplomasisinin bir zaferi olarak görülüyorsa
milliyetçiler, onu ve Britanyalı diplomatları da, önemli petrol rezervleri olan
Kerkük ve Musul’un kaybından sorumlu tutuyor.
Yurt içinde milliyetçilere kur yapan Sayın Erdoğan için
ise, Musul kartı, ‘Yeni Türkiye’ olarak adlandırdığı geniş stratejisine tam
olarak uyabilir”
ABD:
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “OPERASYONA
KİMİN KATLACAĞINA IRAK KARAR VERİR”
"Türk güçleri uluslararası koalisyonun bir
parçası olarak orada bulunmuyor. Başika’daki durumu Irak ve Türkiye
hükümetlerinin çözmesi gerekiyor"
Irak’ta toplam 2 bin Türk askeri bulunuyor. Türkiye
2015 yılı sonunda Başika’ya ek 600 asker ve tank göndermişti. Hâlihazırda üste
500 dolayında asker olduğu tahmin ediliyor. Türkiye, birliğin bölgeye eğitim
amaçlı gönderildiğini açıklamıştı.
ABD’DEN
TÜRKİYE’YE IRAK ÇAĞRISI
“Uzun
süredir söylemekteyiz. Burada geçen Cuma günü Brett McGurk’ün de söylediklerini
duydunuz. Irak’ın tüm komşuları Irak’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne
saygı göstermeli. Irak’ta konuşlu Türk güçleri uluslararası koalisyonun parçası
olarak orada değiller ve Başika’daki durum Irak ve Türkiye hükümetlerinin
çözmesi gereken bir sorun”.
ABD’nin Türkiye ile Irak arasındaki diyaloğu
desteklediğini vurgulayan ve sorunun hızlıca çözülmesini sağlayacağını belirten
Kirby, “Bütün yönetimleri kendi ortak düşmanlarına, bizim ortak düşmanımıza,
DEAŞ’a odaklanmaya çağırıyoruz. Önümüzdeki, günlerde ve haftalarda tüm
tarafların DEAŞ’a karşı mücadele için atacakları adımları koordine etmeleri
gerektiğine inanıyoruz”
Kirby, Musul operasyonunun ne zaman başlayacağına
ilişkin bir soru ile ilgili olarak da, bu kararı Irak yönetiminin vereceğini
söyledi. Kirby, “Musul’u geri alma kampanyası bir Irak kampanyasıdır. Amerikan
güçleri, geçmişte de olduğu gibi Irak güvenlik güçleri tarafından yapılacak bu
kampanyaya destek verecektir. Kendileri hazır olduklarında karar vereceklerdir”
14. EKİM
2016 KONYA MİTİNGİ
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, Konya’da
yaptığı mitingde ise;
‘’ Irak’ın
birliği için koalisyona gireceğiz. ‘’
‘’ Koalisyon Türkiye’yi almazsa B planı devreye
girer ‘’
‘’ Koalisyona bugün yarın talebimizi ileteceğiz ‘’
Sayın Cumhurbaşkanı Lozan Antlaşmasını bu günlerde
gündeme getirmesinin anlamı gündemde.
Musul’daki dengeler ve Musul’un DAEŞ’ ten geri alınması
için Türkiye’nin tavrı ve masada var olması önemlidir.
ESAD:
“RUSYA’NIN TÜRKİYE’Yİ İKNA ETMESİNİ UMUYORUZ”
Suriye
Devlet Başkanı Beşar Esad, Rusya’nın Türkiye’yi Suriye ile ilgili politikasını
değiştirmeye ikna etmesini umut ettiklerini söyledi.
Rus
Komsomolskaya Pravda gazetesi ile mülakat yapan Beşar Esad, "Rusya ve
Türkiye’nin yeniden yakınlaşması açısından Rusya’dan tek umudumuz Türkiye’yi
(Suriye karşısındaki) politikasını değiştirecek biçimde etkilemesi"
Sputniknews’e
göre, Esad bu bakımdan Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesine
olumlu yaklaştığını belirtti
MITTELDEUTSCHE
ZEITUNG: “NATO VE ALMANYA’NIN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”
Alman
ordusunun Türkiye’deki misyonunun uzatılması ve takviye yapılmasını öngören
tezkere Bakanlar Kurulu’nda kabul edilmesine dikkat çektiği haberinde, “Türkiye
ve Akdeniz’in uluslararası hava sahasında keşif uçuşu yapan erken uyarı sistemi
donanımlı AWACS uçaklarında bundan böyle Alman askerleri de görev yapacak. NATO
ve Almanya’nın Türkiye’ye ihtiyacı var Şimdi de AWACS keşif
uçakları söz konusu. NATO’nun Türkiye’ye ihtiyacı var. Almanya’nın Türkiye’ye
ihtiyacı var. Suriye’deki ve Irak’taki savaş nedeniyle (Türkiye) hem bir
partner hem de bir operasyon üssü olmak açısından önemli. İnsan bu noktada
kendisine daha kolay partnerler dileyebilir. Bu kadar çetin olmayan durumların
düşünü kurabilir. Hakikat ise farklı”
İstanbul’da
düzenlenen 23. Dünya Enerji Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesi dünya basınında yankılandı.
BBC:
“BATI’NIN SİNİRLERİ BOZULDU”
WALL
STREET JOURNAL: “YAKINLAŞMAYI GÜÇLENDİRMEYİ AMAÇLIYORLAR”
DIE
ZEIT: “BUZLU DÖNEM SONA ERDİ”
BILD: “TÜRKİYE’NİN YÜZÜNÜ DOĞU’YA ÇEVİRECEĞİ
KONUSUNDA ENDİŞELER VAR”
ORF:
“AB’NİN ELEŞTİRİLERİ İKİ ÜLKEYİ BİRBİRİNE YAKINLAŞTIRDI”
HEUTE:
“BATI’YA KARŞI UYUMLU EVLİLİK”
KURIER:
“ERDOĞAN-PUTİN: AB’YE KARŞI BİRLİKTELİK”
LE
FIGARO: “SÜREÇ HENÜZ YENİ BAŞLADI, BİRAZ ZAMAN ALACAK”
TO
VIMA: “ZİYARET ASLINDA BATI’YA KARŞI BİR HAREKET OLDU”
PROTO
THEMA: “PUTİN, ERDOĞAN’A KUCAK AÇTI”
BLICK:
“SON DÖNEMDE YAŞANANLAR İKİ LİDERİ YAKINLAŞTIRDI”
TANJUG:
“EN BÜYÜK ETKEN EKONOMİK NEDENLER”
KANAL5:
“RUSYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ DÜZELTMEYE HAZIR”
5 Ekim 2016 Çarşamba
DEMOKRASİ
Demokrasi ve
Kürtlerin/bölge halkının talep ve Beklentileri ile Eşleştirilmesi mümkün bir
zemin yaratılmalı.
Şiddettin ve
öfkenin beslendiği ana arterin yoksulluk ve yokluğun yanında ötekileştirme
olduğunu anlamak elzemdir.
Halka dayalı ve
halkın savunmaya başladığı hareket ve politika kazanan bir politikadır.
Halkın içinde
kendisin görmediği bir politika anlayışı uzun vadeli kazanmaz.
Bunun aksi olan
her adım ve yaklaşım ötekileştirmeyi de ortadan kaldırmaya yardımcı
olacaktır.
Burada asıl olan
halkın kendisini içinde hissedebildiği politik anlayış ve davranışları
savunmaya /sahiplenmeye başlamasıdır.
1 Ekim 2016 Cumartesi
KADINLARIMIZ
Ve kadınlar
Bizim kadınlarımız:
Korkunç ve mübarek
elleri
İnce, küçük çeneleri,
kocaman gözleriyle
Anamız, avradımız, yârimiz
Ve sanki hiç
yaşanmamış gibi ölen
Ve soframızdaki yeri
Öküzümüzden sonra
gelen
Ve dağlara kaçırıp
uğrunda hapis yattığımız
Ve ekinde, tütünde,
odunda ve pazardaki
Ve kara sabana
koşulan ve ağıllarda
Işıltısında yere saplı bıçakların
Oynak, ağır kalçaları
ve zilleriyle bizim olan
Kadınlar,
Bizim kadınlarımız
Kadınlarımızın her alanda tartışmasız etkindirler bende
siyasi yöndeki etkinliğinden bahsedeyim. Girişi de Nazım HİKMET’ in
kadınlarımız şiirinden sizlerle birkaç Mısra’yla paylaşıyorum.
LİBERYALI KADINLAR
İkinci Liberya İç Savaşı (1999–2003) yüzbinlerce insanın
göçüne ve ekonominin çökmesine neden olmuştur. İkinci iç savaş özelikle 2002 –
2003 yıllarında ülke kanlı bir savaştan geçerken iç savaşa ve çatışmalara son
verilmesi için Müslüman ve Hristiyanlardan oluşan Liberyalı kadınlar baskı
grubu oluşturmak için devreye girdi.
Kadınlar; erkeklerine karşı eşleriyle yatağa girmeme grevine
başladılar. En güçlü silahlarını devreye koydular.
Kadınlar; Barışın sembolü olan beyaz elbise giydiler.
Kadınlar; Gösterilerinde hiçbir şey konuşmadan barışın
gelmesi için sessizliği tercih ettiler.
Kadınlar; Ülke başkanı ile isyancıların önderini bir araya
getirilmesi yönündeki çabaları sonuç verdi.
Kadınlar; Sarayın bütün kapılarını tutarak toplantı
sonuçlanmadan çıkışı engellediler.
Kadınlar; Ülke
başkanı ve İsyancılar) Bir araya gelen tarafların anlaşma olmadan toplantının
sona ermesini de engellediler.
Kadınlar; Taraflarca barışın sağlanması üzerinde varılan
anlaşmayı sağladılar.
Kadınlar; Liberya Başkanından söz aldılar,
Kadınlar; Demokrasi ve Barış için toplantıları gerçekleştirdiler.
Kadınlar; Tarafları anlaşmalarına mecbur tutarak 14 yıllık
iç savaşın sona ermesini sağladılar.
Ah bu kadınlarımız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)