31 Ocak 2015 Cumartesi


PYD – KOBANİ ZAFERİ

“KOBANİ ZAFERİ, HERŞEYE RAĞMEN ELDE EDİLDİ”

PYD’nin Kobani zaferi Türkiye’nin desteği sayesinde olmadı, Bilindiği gibi ‘’Kobani düştü düşecek’’ Evet, Türkiye’ye rağmen ve her şeye rağmen  oldu

Türkiye, ülke içinde PYD’ye destek vermek isteyen Kürtlerin Kobani’ye ulaşmalarını engelledi. PYD ve Iraklı Kürtler IŞİD’e karşı savaşta Batı’nın sağlam müttefikleri olduklarını ispatladılar. PYD’nin sadece sürekli askeri yardıma değil aynı zamanda meşruluğa ve Suriye Kürdistanı’nda demokratik ve siyasi sürece imkân verecek daha geniş bir çerçeveye ihtiyacı oldu ve ilk adımını atmış oldu.

Hatırlarsanız bir yazımda Kobani’den kim zafer ile çıkarsa çıksın, Kobanini düşmesi veya kurtulması önemli değil önemli olan gelecekte PYD veya İŞİD için ölüm kalım savaşıydı.

 Ya PYD gelecekte idealiyle söz sahibi olacak ya İŞİD gelecekte varlığını devletleştirme yönündeki söz sahibi olacaktır diye değerlendirmiştim.

Şimdi PYD’nin gelecekte Suriye’de söz sahibi olduğu Kobani zaferiyle aşikârdır.

 

Dünyada basın özgürlüğü Freedom House’un hazırladığı endekse göre dünyada 89 ülke ‘özgür’ kategorisinde gösterilirken,

Türkiye’nin de yer aldığı 55 ülke ‘kısmen özgür’, 51 ülke de ‘özgür olmayan’ ülkeler arasında sayıldı.

Dünyadaki insanların yüzde 46’sının ‘özgür’ ülkelerde yaşadıkları,

Yüzde 28’inin ‘kısmen özgür’, yüzde 26’sının ise ‘özgür olmayan’ bir çevrede hayatlarını sürdürdükleri

NATO YILLIK RAPORU: “TÜRKİYE, NATO KRİTERLERİNİN GERİSİNDE KALDI”

 
NATO, Türkiye’nin NATO’nun GSYH içinde savunma harcamalarının payı ve bu payın içinde ar-ge ve büyük askeri alımların oranı konusundaki kriterlere yaklaştığını ancak geçmediğini “Sadece ABD ve Yunanistan ekonomilerindeki savunma harcaması payını artırdı”  

“Irak ve Suriye’de savaş 2014’te binlerce hayata mal oldu, bölge ve dünya için insani ve güvenlik açısından zorlukları artırdı. Sözde Irak ve Şam İslam Devleti (DEAŞ) bölge için ağır bir tehdit, NATO üye ve ortakları için ise ciddi bir zorluk oluşturuyor. Eset rejimi DEAŞ’ in Suriye’de ortaya çıkışı ve ötesinde yayılmasına katkıda bulundu. NATO; DAEŞ ’in şiddete dayalı ve korkakça faaliyetlerini kınadı.
Rapordaki verilere göre Türkiye, 2014’te NATO’nun “GSYH’nın yüzde 2’sini savunma harcamalarına ayırma ve Yüzde 2’nin yüzde 20’sini ar-ge ve büyük askeri donanım harcamalarına tahsis etme kriterinin küçük farklarla gerisinde kaldı.

Türkiye 2007 ve 2014’te savunma harcamalarının GSYH’ların yüzde 2’si olması sınırına yaklaşırken NATO’nun söz konusu asgari çizgisini 2007’de Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, İngiltere, ABD geçti. 2014 yılında ise kriterin üzerinde sadece Yunanistan ve ABD bulundu, İngiltere, Polonya sınırda yer aldı.

 Savunma harcamalarının yüzde 20’sini ar-ge ve büyük askeri donanım harcamalarına ayırma kriterini ise 2007 yılında, Bulgaristan, Estonya, Fransa, Norveç, İspanya, Türkiye, İngiltere ve ABD geçti. 2014’te Polonya ve Türkiye bu kritere yaklaştı ama altında kaldı. Kriteri 2014’te Fransa, Lüksemburg, Norveç, İngiltere ve ABD geçti.

21 Ocak 2015 Çarşamba


AB: HAMAS, TERÖR LİSTESİNDE KALMALI”

Avrupa Birliği (AB), Avrupa Adalet Divanı’nın Filistinli örgüt Hamas’ın Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması yönündeki kararına itiraz etmeye hazırlanıyor.

Alman yayın kuruluşu deutsche Welle’ye göre, Avrupa Adalet Divanı, Filistinli İslami Direniş Hareketi’ni (Hamas) terör listesinden çıkardı. AB’ye, Yüksek Mahkeme kararına itiraz için 3 ay süre tanındı.

Hamas 2003 yılında listeye alınmıştı.

Hamas,  “AB’nin bir bütün olarak işgalci İsrail’in tarafında konumlandığını ve Filistin halkına yönelik suçlarına destek verdiğini”

İsrail Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, kararın Hamas’ın bir terör örgütü olduğunu ve böyle kalmaya da devam edeceğini.

BBC: “FACEBOOK’UN KÜRESEL EKONOMİYE KATKISI 227 MİLYAR DOLAR”

BBC’nin haberine göre, 1 milyar 350 milyon kullanıcısı olan ve 2014 itibarıyla 4,5 milyon çalışana ulaşan şirketin Deloitte & Touche darnışmanlık şirketine yaptırdığı araştırma, Facebook’ta sayfaları olan şirketler, mobil uygulamalar ve sitede oynanan oyunları da kapsıyor. Böylece siteyle bağlantılı ekonomik faaliyetin büyüklüğüne odaklanıldı.

 

ÇANAKKALE – ERMENİLER (24.NİSAN.2015)

 Ermeniler ’in sözde soykırımın 100. yıldönümünü 24 Nisan’da tüm dünyada etkinliklerle anmaya hazırlandığını, Buna mukabil, Türkiye’nin 18 Mart Çanakkale Savaşı’nın yıldönümü dolayısıyla aynı tarihlerde dünya liderlerini yani Türkiye’nin, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan dahil 102 ülkeyi Çanakkale’ye davet etmektedir.

 “Çanakkale Geçilmez’’ yıldönümü, Ermeni soykırımını gizlemeye yönelik olarak dünyada algılanmaktadır. Ancak,  Dünya liderleri, Çanakkale için yapılan 1. Dünya Savaşı muhaberesini anmayı planlarken, Aralarında Prens Charles ile Avustralya ve Yeni Zelanda başbakanları dâhil dünya liderleri Cumhurbaşkanlık ve Başbakanlığın daveti üzerine Nisan ayında 1. Dünya Savaşı muhaberesini anmak üzere Çanakkale’de toplandığında ve Türkiye ile birlikte yürüyecek.

Türkiye’nin Çanakkale Savaşı’nın yıldönümünü 24 Nisan’da anma kararı için görülmemiş bir diplomatik eylem.

6 Ocak 2015 Salı


AMERİKA’NIN SESİ: “TÜRKİYE, 2014 YILINDA DIŞ POLİTİKA AÇISINDAN SIKINTILI GÜNLER YAŞADI”

 *Türkiye, 2014 yılında  dış politika açısından sıkıntılı günler yaşadı.101 gün boyunca Musul Başkonsolosu’nun da aralarında bulunduğu 49 Türk vatandaşının Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü tarafından rehin tutulması, en büyük krizdi” Amerika’nın Sesi rehineler karşılığında IŞİD’in bazı üyelerini serbest bıraktığı iddiası gündeme geldi.

 *Türkiye’nin 2014 yılı dış politikasında Suriye başlığı altında ise değişiklik yaşanmadı. Erdoğan’ın, Beşar Esad rejimi ile ilgili söyleminde, Türkiye’nin 2014 yılında da sıkça Suriyeli muhaliflere desteğini ilan etmesi sonucunu doğurdu.

 Ancak Türkiye, Suriye politikasında, ABD ile ters düştü.

*Barack Obama yönetimi, IŞİD’in bölgeye hakim oluşu ve Suriye ile Irak’ta katliamlara imza atması nedeniyle önceliğini IŞİD ile mücadeleye verdi. Buna karşın Türkiye, Esad’ın devrilmesi ısrarını sürdürdü”

*Türk dış politikasında ‘başarı’ olarak değerlendirilen başlık ise, Ortadoğu coğrafyasında Suriye’deki iç savaşla beraber, “insani yardım” oldu”

Ancak Türkiye, sığınmacılar açısından Suriyeliler’e uyguladığı ‘açık kapı politikasından da 2014 yılında vazgeçti. Irak’tan kaçarak Türkiye’ye sığınmaya çalışan Ezidiler günlerce sınırda bekledi. Son olarak Suriye’deki Kürt özerk yönetimlerden biri olan Kobani’ye yönelik IŞİD saldırıları üzerine de Kobanili Kürtler Türkiye’ye sığındı.

* Türk dış politikasında 2014 yılının son haftalarına damgasını vuran gelişme ise, Avrupa Birliği ve üye ülkelerden gelen demokrasi ve insan hakları başlıklı eleştirilere AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği sert tepki.

 AB, Türkiye’nin demokrasisinde geriye gidiş gözlemlediklerini ve başta basın özgürlüğü olmak üzere insan haklarında ciddi riskler görüldüğünü bildirdi.

*Rusya’nın Kırım’ı işgali üzerine Kırımlı Türkler ’in haklarını savunan Türkiye, dengeli bir politika izlemeye çalıştı. Ancak AB ve ABD’nin, Rusya’ya karşı yaptırımlara imza attığı uluslararası atmosferde, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ağırladı”

*Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinde Mavi Marmara olayı ile oluşan gerilimde yumuşama beklentisinin 2014 yılında boşa çıkmış gibi göründü.

 *Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iç politikada Fethullah Gülen Cemaati’ne karşı mücadelesinde, ‘Cemaat, İsrail destekli/yanlısı’ gibi söylemler gündeme geldi”

* Türkiye’de antisemitizm, varlığını Twitter başta olmak üzere sosyal medya paylaşımlarında Musevi Türk vatandaşlarını hedef alan mesajlar ile de kendini gösterdi.

 *Türkiye’nin, Filistin’in işgali nedeniyle uzun yıllardır izlediği politika değişiklik göstermemekle birlikte eskiden olduğu gibi İsrail ile de görüşerek bu sorunu çözmek için aracılık rolü üstlenmesi, 2014 yılında da gerçekleşmedi

 

5 Ocak 2015 Pazartesi


 

CUMHURBAŞKANLIK BÜNYESİNDE 12 BAŞKANLIK

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, cumhurbaşkanlığı bünyesinde 12 başkanlık kurulması için çalışmaları başlattı

 “Bir gazetede yer alan habere göre, “12 başkanlık bilimsel çalışmalarla politika ve strateji geliştirecek. Başkanlıklar, devlet kurumları ile koordinasyon kuracak ve tavsiyeleri ile hükümete katkı sunacak. Yeni Ulusal Güvenlik Konseyi güvenlik politikaları, çözüm süreci, paralel yapı ile mücadele başta olmak üzere ulusal güvenliği ilgilendiren tüm alanlarda çalışmalar yapacak”

“Bu başkanlıklardan sekizi ülke politikalarına yön vermeyi amaçlıyor”

“Bu başkanlıklar; güvenlik politikaları başkanlığı, uluslararası ilişkiler başkanlığı, strateji başkanlığı, sosyal ve kültürel işler başkanlığı, ekonomi izleme ve koordinasyon başkanlığı, bilgi teknolojileri başkanlığı, kurumsal iletişim başkanlığı, halkla ilişkiler başkanlığı olarak iki Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı’na bağlı olarak faaliyet gösterecek. Cumhurbaşkanlığı iç işleyişini düzenleyecek idari ve mali işler, insan kaynakları, hukuk hizmetleri, kanun ve kararlar başkanlıkları ise diğer iki genel sekreter yardımcısına bağlı olacak”.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan; cumhurbaşkanı seçildikten sonra cumhurbaşkanlığının kadrosu personel kadrosu arttırıldı, cumhurbaşkanlığı bütçesi 2015’te neredeyse iki kat arttı, Beştepe’de Başbakanlık olarak inşa edilen bina Ak Saray adı altında cumhurbaşkanlığı sarayı oldu. Cumhurbaşkanı Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, 19 Ocak’ta doğrudan bakanlar kuruluna başkanlık edecek. Bütün bu gelişmeler Cumhurbaşkanı Sayın  Erdoğan’ın fiilen başkanlık sistemini hayata geçirdiğini gösteriyor.

Şu açık ki 2015 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, anayasal çoğunluğu elde ederse parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilmesini gerçekleştirecek. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan seçim kampanyalarından bu yana icracı bir cumhurbaşkanı olacağını söylüyordu. Oldu da. Bu yapılanma bir çeşit ‘kabinevari’ yapılanma. Aslında bu gün sık kullanılan tabirle ‘paralel’ bir hükümet kuruyor. Güvenlik, uluslararası ilişkileri, hukuk, idari mali işler gibi alanlarda bir gölge kabine oluşturuyor. Bu biraz şunu 1990’lardaki Milli Güvenlik Kurulu bünyesindeki yapılanmayı andırıyor. O günkü milli güvenlik devletinin MGK bünyesinde bu tarz paralel birimler vardı. Bu birimler daha sonra ayan beyan ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı bu paralelliği şimdi aleni kuruyor”

DİP NOT

Mülteci uzmanları, şiddetin evlerinden ettiği insanların sayısının İkinci Dünya Savaşından bu yana en yüksek düzeyine çıktığını söylüyorlar, yani yarısından fazlası Suriye, Afganistan ve Somali’deki çatışmalardan kaçmış olan şok edici 51.2 milyon kişi”

Sadece Suriye ve Irak’taki çatışmalar 13 milyon insanı evinden etti




DİP NOT

En büyük baş ağrısı ekonomi. Her ne kadar petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte cari

Açıkta iyileşme gözlense de büyüme hızı istenen düzeyde değil. Yaşam standartlarının mevcut düzeyini koruyabilmesi için büyümenin yüzde 3’ü aşması gerek. Ancak Türkiye siyasi açıdan güç reformları hayata geçirmeden bu performansı yakalayabilecek durumda gözükmüyor mu?

 
DİP NOT

2015’e girerken Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ümitli olduğu konu ise çözüm süreci. Halkların Demokratik Partisi (HDP) genel seçimlere bağımsız adaylıklarla değil, parti olarak gireceğini açıkladı.

Eğer yüzde 10 barajını aşamazlarsa AKP Kürt nüfusun yaşadığı Güneydoğu’daki sandalyelerin büyük kısmını alabilir.

Bu da Meclis’te Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Anayasa’yı değiştirmek için gereken üçte ikilik çoğunluğu verebilir”

‘Kürtler neden bu riske girsin?

 Kürtler HDP’nin barajı geçecek kadar oy alacağına inanıyor. Eğer barajı geçemezlerse…