ABD BAŞKANI BIDEN’IN SÖZDE‘’ERMENİ SOYKIRIM’’ İDDİASI ÜZERİNE...
Sözde Ermeni Soykırım iddiaları, her yıl 24 Nisan’da olduğu gibi bu yıl da soykırım günü olarak dünyada birçok ülkenin gündeminde yer aldı ve yine Türkiye’nin aleyhine saldırılar fazlasıyla gerçekleşti.
Tarihte hatırlarsak 1900’lü yıllarda Türkiye’de 6 ilimizin Ermeni ili olduğuna dair gerekçe ile, (Türkiye’yi bölme amacıyla) “6 Ermenistan vilayeti” olarak tanınan süreçlerden günümüze gelinmiştir. Bu 6 Ermeni vilayetten biri de Diyarbakır’dır.
Soykırım iddialarına karşılık:
"İyi bir tanıtım yapamadık, kendimizi anlatamadık” cümlemi,17 yıl önceki bir anımla anlatmak isterim Zira günümüze kadar yansıyan süreçtir.
ABD Dış İşleri Bakanlığı’nın daveti üzerine 18 Ocak 2004’te ABD' ye gittim.
29 Ocak akşamı ABD’de Türkiye lobisini, kamu diplomasisini gerçekleştirenlerle toplantımız vardı ve onların Türkiye ile ilgili ABD’de ne gibi çalışmalar yaptığı ile ilgili bilgi alıyordum. Türkiye her yıl lobilere yüz binlerce dolarlar para harcanıyordu ve lobinin çalışmalarının aslından bir hiçten ibaret olduğunu gördüm Toplantıda ertesi gün ABD eyaletin Federal Meclis’e gönderdiği Milletvekili olan V.S. İle görüşeceğimi söyledim. Bu kişi o yıllarda Ermeni soykırım tasarısının çıkması için çalışmalar yapan önde gelen bir isimdi.
Lobinin bana önerisine bakalım: “Bu kişi ile bir yıldır randevu alamadık senin görüşmen önemli lütfen takım elbise giyin, kravat tak, tıraş ol, düzgün görün ve tatlı konuş güler yüzlü ol vs vs.”
"Arkadaşlar ben kendimi ona görücüye çıkartmıyorum. Türkiye'yi anlatacağım dedim"
Randevu için alınan görüşme süremiz ise, 1 (bir) dakikaydı. Evet tam 1 dakika.
30 Ocak 2004 saat 13.15
Bir dakikalık görüşmenin önemini burada anladım ve hep 1 dakika aklımda…
(ABD görüştüğünüz veya toplantı başlama ve bitiş saatleri belli herkes dakiktir. )
Ben ise bir dakikada bu tasarının geçmemesi için düşüncemi anlatmalıydım.
Arkansas eyaletinde bir araya geldik. Yanımda tercümanım vardı. V. S. saatine baktı. İnanın bir dakikada söyleyeceğim her şeyi söyledim. Milletvekili elimden tuttu kendi odasına gittik ve bunları bana tek tek açıkla dedi.
(20 dakikada geniş bir şekilde sunum yaptım.)
Konu başlıklarım:
•ABD’deki Ermeniler,
•Ermenilerin mali isler ticari ilişkileri,
•Bir arada yaşadığımız,
•1 Mart tezkeresi,
•Türk-ABD İlişkileri,
•Türkiye ve Saddam sonrası Irak
•Suriye, İran, Pakistan
•Türkiye'nin AB süreci-Tasarı olumsuz sonuçlanırsa, Kıbrıs Sorunu çözümünün tehlikeye gireceğini
•Türkiye NATO üyelik süreçleri. (ABD’nin Türkiye'ye ihtiyacı var, Türkiye'nin de ABD’ye.
•Önce Amerika diyorsunuz bu ilkenize ters düşer çünkü Amerika’nın orta doğuda politik dengelerine ve ABD bu bölgede zarar göreceğine dair başka birçok konuyu uzun uzun anlattım ve kendisi not alıyordu.
Görüşme sonrasında dışarı çıktığımızda Sn. RANDY THURMAN milletvekili yanıma geldi.
Bana dediği:
“V.S' ı etkiledin kısa sürede kısa anlamlı mesajlar verdin ustaca yaptın mesajın ulaşmıştır kutlarım dedi”
Doğru kendimizi anlatamıyoruz ifade edemiyoruz.
Bunu yurt dışında gezdiğim tüm ülkelerde gördüm
Bu parelelde;
Bir de Türkiye’den bu iddialara desteğe bakalım:
28 Nisan.2020 tarihindeki Cumhuriyet Gazetesi’ndeki haberde ise:
“Ancak kimileri vardır ki, muhakkak 24 Nisan’da bir açıklama yaparlar. Bunu kendileri için çok önemli bir görev kabul ediyorlar. Onlardan birisi de CHP’li bir milletvekilidir.”
Milletvekili, bu yıl da sosyal medya hesabından şunları yazdı:
“#24Nisan1915’te yüzlerce #Ermeni aydını İstanbul’da gözaltına alınıp, Çankırı ve Ankara’ya sürüldü; zorla kaybedildi.
Haberde vatandaşın “Kaybedildi” kelimesi ağır ithamdır.
Ancak konu soykırım iddialarıdır.
Yoksa Ermeni kardeşlerimizin temel hak ve hürriyetleri değil, Ermeni iddiaları üzerinden ve arkasındaki tehlikeye de bakalım.
Olmayan Ermeni soykırımını kabul etmek.
1. Türkiye işlemediği bir suçu işlemiş, kabul etmiş olmak. Dünyada asıl soykırım yapan Hitler’i değil bizi anarlar.
2. Soykırımı kabul edince başka konular da gündeme getirilir.
3. Türkiye aleyhine dünyanın her ülkesinde tazminat ve ceza davaları açılır. Soykırım sucu zamanaşımına tabi değildir.
4. AİHM bu yönde kararlar verir. Türkiye’yi tazminata, İnsan hakları ihlallerine, Yaşam hakkını ortadan kaldıran, devlet ve birçok konuda mahkûmiyet kararları çıkar.
5. Arkasından gayrimenkul ve menkul malların iadesi istenir. Ellerinde tapu kaydı dahi bulunmayan sözde iddialarla birçok vilayetimizde gayrimenkuller verilmeye başlanır. İstanbul ve Diyarbakır başta olmak üzere.
6. Bu yerlere yerleşenler o yerlerde kamplaşma kutuplaşmayı da beraberinde getirir.
7. Türkiye’de kardeş kavgasının ayak seslerini duyarız ayrıca Avrupa’da yaşayan ve çalışan Türkler ’in durumunda bu paraleldeki zorlukları da düşünelim. Ve ekleyelim.
Burada çözüm yönünde düşüncem ise:
Bunu Dünya kendi iç siyaseti gereğince devletler gündeme getirsin.
Arşivler açılsın.
Tarihçiler incelesin.
Ama bir Türk vatandaşın bunu gündeme getirmesine düşünce özgürlüğü veya demokratik hakkı diye savunmaya da sığınmasın.
Dünyanın hiçbir ülkesinde devlet aleyhine beyanda bulunmak yoktur.
Demokrasinin sınırı devletin bağımsızlığı ve varlığıyla sınırlıdır.
Bu nedenle bu kişinin art niyetine bakmak gerekir.
Her kalemi eline alan özgürlükten demokrasiden zarar gelmez diyerek Türkiye’yi vurmaya hakkı yoktur. Konumuz elbet, Ermeni vatandaşların temel hak ve hürriyetleri savunmak sonuna kadar ve birlikte bu topraklarda dostça kardeşçe yaşamak sevgiyle güvenle saygıyla hakları korunarak insanca yasamalarını sağlamaktır.
Burada benim bir sorunum yok, hiç kimsenin de olamaz.
1915 olaylarını Türkiye soykırım olarak kabul etmesi halinde gelecekte yaşanacak ilişkilerde neler gündeme geleceğini belirttim ve ayrıca soykırım olarak olaya bakılmaması gerekir bunu da arşivler açılır tarihçiler değerlendirir
Türkiye’de 83 milyon ve her bir birey insan kardeşçe sevgiyle, saygıyla insanlık onuruna yakışır bir şekilde yaşama hakkına sahiptir. 28.04.2021
Av. Mesut DEĞER
22. Dönem Diyarbakır Milletvekili
Not: ABD FEDERAL MECLİS MİLLETVEKİLİ
V.S. - VİC SNYDER